Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2022/1234 E. 2023/491 K. 16.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2022/1234
KARAR NO: 2023/491
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 02/12/2021
NUMARASI: 2021/221 Esas – 2021/945 Karar
DAVANIN KONUSU: Trafik Kazasına Bağlı Ölüm Nedeniyle Destekten Yoksun Kalma Tazminatı
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 16/03/2023
Yukarıda bilgileri yazılı bulunan ilk derece mahkemesinin kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355.maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf edenin sıfatına, istinaf nedenlerine ve kamu düzenine ilişkin olup resen gözetilmesi gereken hususlara hasren yapılan inceleme ve değerlendirme neticesinde;
K A R A R Davacılar vekili 15/08/2015 tarihli dava dilekçesinde özetle; 24/05/2007 günü müteveffa …’nın, yönetimindeki davalı sigorta şirketine sigortalı … plaka sayılı araç ile Ataköy … Kısım Dr…. caddesi üzerindeki Ataköy … Kısım istikametine seyir halinde iken direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu İSKİ lojmanları bahçe duvarı ve üstünde bulunan demir korkuluklara aracın ön ve sağ yan kısımları ile çarparak ve akabinde yine duramayıp takla atarak sol yan kısımlarını çarpması neticesinde meydana gelen tek taraflı maddi hasarlı ve yaralamalı trafik kazası neticesinde vefat ettiğini, davalı tarafla görüşüldüğünü ancak …’nın tam kusurlu olduğundan herhangi bir ödeme yapılamayacağının bildirildiğini belirterek, belirsiz alacak davası olarak fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile müvekkili … için 500 TL, diğer müvekkil … için 500 TL, diğer müvekkili … için de 500 TL destekten yoksun kalma tazminatının olay tarihinden işletilecek ticari faiz ile birlikte davalı taraftan tahsiline karar verilmesini, talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirkete karşı davacı tarafın açtığı davanın zaman aşımına uğradığını belirterek, davanın zaman aşımı nedeniyle reddine karar verilmesin talep etmiştir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “Mahkememiz dosyasına Adli Trafik Uzmanı ve Sigorta bilirkişisinden rapor aldırılmış, bilirkişi Adli Trafik Uzmanı … ve Sigorta ve Nitelikli Hesaplamalar Uzmanı … tarafından düzenlenen 27/09/2021 tarihli bilirkişi raporda özetle; müteveffa sürücü …’nın yüzde yüz ( %100) oranında kusurlu olduğunu, davacı …’nın … plakalı aracın maliki ve işleteni bulunduğu, işleten sıfatı nedeni ile davalı sigorta şirketinden tazminat talebinde bulunamayacağını, diğer davacılar … ile …’nın 23.10.2015 tarihin de davalı sigorta şirketi ile sulh olduğu ve davalı sigorta şirketini ibra ettikleri, bu nedenle davalı sigorta şirketinden başkaca talepte bulunamayacaklarını belirtmişlerdir. Mahkememizce yapılan yargılama, dava ve cevap dilekçeleri, taraf vekillerinin mahkememiz huzurundaki beyanları ve tüm kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde; Dosya içerisinde bulunan Sulh Protokolü incelendiğinde davacılar ve …’nın fazlaya dair haklarını saklı tutmayarak yargılama aşamasında sigorta şirketi ile sulh oldukları anlaşılmıştır. Sigorta şirketi iş bu davacılar tarafından ibra olduğundan ve tarafların sulh olması sebebiyle iş bu davacılar yönünden de davanın reddine karar verilmiştir.Tazminata konu trafik kazası ölümlü olarak gerçekleşmiştir. Dava konusu kaza tarihinde yürürlükte bulunan 5237 sayılı TCK’nın 85/1 ve 66/1-d maddelerine göre, ceza dava zamanaşımı dikkate alındığında ceza dava zamanaşımının dolmadığı anlaşılmaktadır.” gerekçesi ile; davanın reddine karar verilmiş verilen karar davacılar vekili tarafından istinaf edilmiştir. Davacılar vekilinin istinaf başvuru sebepleri; Dosya içerisinde bulunan bilirkişi raporunda müvekkili …’nın, ibraname ile davadan feragat ettiği, sunulan ibranamenin sulh anlaşması olarak nitelendirilmesi gerektiği, bu sebepten davacı tarafın talepte bulunamayacağının mütalaa edildiği, bu ibranamenin makbuz hükmünde olduğu, bilirkişinin belgeyi sulh anlaşması olarak nitelendirilmesinin uygun olmadığı, zira bunun bir sulh anlaşması olmadığı, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 111. maddesinin sorumluluğu kaldıran veya daraltan anlaşmaların da geçersiz olduğu hükmü değerlendirildiğinde davalı tarafı yalnızca dava sonunda tespit edilecek kısımdan ödemiş olduğu kadarı ile ibra ettiklerini bildirmiş olmalarına rağmen yerel mahkemenin ibranameyi sulh olarak nitelemesinin hatalı olduğu, hususlarına ilişkindir. Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma maddi tazminatı istemine ilişkindir. 24/05/2007 günü müteveffa …’nın sevk ve yönetimindeki, davalı … ait davalı sigorta şirketine ZMMS poliçesi ile sigortalı olan … plaka sayılı araç ile seyir halinde iken yaptığı tek taraflı trafik kazası sonucu vefat ettiği, davacı annesi …, babası … ile kardeşi …’nın destekten yoksun kaldıkları iddiasıyla davalı sigorta şirketine karşı destekten yoksun kalma maddi tazminatı istemiyle eldeki davayı açtıkları anlaşılmıştır. (1)Dosyadaki bilgi ve belgelere göre mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, davacı …’nın araç işleteni olması nedeniyle alacaklı ve borçlu sıfatları birleştiğinden, destekten yoksun kalma tazminatı talep edemeyecek olan davacı … yönünden mahkemece davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığından, davacılar vekilinin bu davacı ile ilgili istinaf başvurusunun reddine karar verilmesi gerekmiştir. (2)Davacıların, kaza sonrası davalı sigorta şirketine başvuruda bulunduğu, davacı …’ya 29/04/2015 tarihinde 8.394,64-TL ödeme yapıldığı, yeterli olmadığı gerekçesi ile eldeki davanın açıldığı, yargılamanın devamı sırasında, davacılar vekili ile davalı sigorta şirketi arasında yapılan 23.10.2015 tarihli İbraname ve Temlikname ile davacı tarafla yapılan sulh görüşmesi sonrasında anne … için davadan önce yapılan ödeme güncellenerek mahsup edildikten sonra ana para + feriler dahil 30.000,00-TL ödenmesi konusunda mutabakata varıldığı, davacı kardeş …’nın destek zararı olmadığı konusunda da mutabakata varıldığı, … konusunda davaya devam edileceğinin kararlaştırıldığı gözetilerek, davacılar … ve … yönünden konusuz kalan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir. ( Bkz. Yargıtay 17 HD, 2019/4103 Esas, 2020/7038 Karar). Ancak, bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, davacılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile kararın HMK 353/1.b.2 maddesi gereğince kaldırılıp, yanılgılı husus düzeltilmek suretiyle yeniden karar vermek gerektiği kanaatine varılmıştır.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ/ Gerekçe uyarınca, 1/Bilgileri karar başlığında yazılı bulunan ilk derece mahkemesinin kararına karşı davacılar vekilinin istinaf başvurusunun; yukarıda (1) nolu maddede açıklanan nedenlerle HMK’nın 353/1-b/1.maddesi hükmü gereğince reddine, (2) nolu maddede açıklanan nedenlerle kabulüne (HMK.m.353/1-b/2) a/İstinaf yasa yoluna başvuran davacı …’dan alınması gereken 179,90 TL istinaf karar ve ilam harcından, istinaf başvurusu sırasında alınan 80,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 99,20 TL istinaf karar ve ilam harcının adı geçen davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, b/İstinaf eden davacılar tarafından, istinaf aşamasında yapılan diğer giderlerin ise takdiren kendi üzerilerinde BIRAKILMASINA, c/İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, 2/İstinaf istemine konu olan Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 02/12/2021 gün ve 2021/221 Esas – 2021/945 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-b/2 madde hükmü uyarınca KALDIRILMASINA,a/Davacı …’nın davasının reddine,b/Davacılar … ve …’nın açmış olduğu dava konusuz kaldığından, karar verilmesine YER OLMADIĞINA,c/Harçlar kanununa göre alınması gereken 179,90-TL harçtan peşin alınan 27,70TL harcın mahsubu ile bakiye 152,20-TL harcın davacılardan alınarak Hazineye gelir KAYDINA,d/Davacılar tarafından yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA,e/Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT göre hesaplanan 1.500,00-TL vekalet ücretinin davacı …’dan alınarak davalıya VERİLMESİNE,3/HMK’nın 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra artan avansın taraflara iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve HMK’nın 361 madde hükmü uyarınca tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay nezdinde temyiz yasa yolu açık olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 16/03/2023