Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2022/1220 E. 2023/893 K. 24.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2022/1220
KARAR NO: 2023/893
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 24/03/2022
NUMARASI: 2022/21 Esas -2022/255 Karar
DAVANIN KONUSU: Ölüm ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 24/05/2023
Yukarıda bilgileri yazılı bulunan ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf edenin sıfatına, istinaf nedenlerine ve kamu düzenine ilişkin olup resen gözetilmesi gereken hususlara hasren yapılan inceleme ve değerlendirme neticesinde;
K A R A R Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı …’nün 03/01/2015 kaza tarihinde kullandığı … plakalı aracı ile ters yöne girmiş olduğunu ve bu nedenle motosikletiyle kendi yolunda seyreden davacının oğlu …’a çarparak ölümüne neden olduğunu, oğullarının ölümü ile müvekkillerinin destekten yoksun kaldıklarını belirterek, davacı … için 10.000,00-TL, küçük oğlu … için 10.000,00-TL, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla destekten yoksun kalma tazminatı ile … için 120.000,00-TL, … için 40.000,00-TL manevi, toplamda 180.000,00-TL tazminatın kaza tarihi olan 03/01/2015’den itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacılar … ve … vekili birleşen Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/310 Esas sayılı dava dosyasına verdiği dava dilekçesinde özetle, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/1215 esas sayılı dosyası ile açmış oldukları haksız fiil kaynaklı tazminat davasında, alınan bilirkişi raporunda maddi zararın hesabı yapılırken SGK kayıtlarının esas alındığını, SGK kayıtlarına göre bilirkişinin 76.008,26 TL maddi zararları olduğunu hesapladığını ve sigortacının yaptığı ödeme düşüldükten sonra net maddi zararın 37.895,75 TL olduğunu tespit edildiğini, bu nedenle davayı ıslah ettiklerini, ancak dinlenen şahitler, meslek örgütünden gelen bilgiler doğrultusunda, bilirkişinin, servis müdürünün beyanını esas alarak yaptığı hesaplamada müvekkilinin alması gereken tazminat miktarının sigortacının yaptığı ödeme düşüldükten sonra net 240.822,44 TL olması gerektiğinin tespit edildiğini, dilekçeyi ikinci defa ıslah edemedikleri için bu davayı açma zaruretinin doğduğunu belirterek, davanın Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/1215 esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar verilmesini ve 240.822,44-TL’nin kaza tarihinden itibaren yasal faizi ile tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davacılar …, … ve … vekili birleşen Bakırköy 5. ATM’nin 2016/871 Esas dava dosyasına verdiği dava dilekçesinde özetle; davalılardan …’ye ait, diğer davalı …’nün sevk ve idaresindeki diğer davalıya sigortalı olan … plakalı aracın, davalı sürücü …’nin kusurundan dolayı müvekkillerinin murisi …’ın kullandığı … plaka sayılı motosiklete çarpması sonucunda 1992 doğumlu …’ın hayatını kaybetmesine sebep olduğunu, bu ölümden dolayı müvekkillerinin destekten yoksun kaldığını ve üzüntü duyduklarını belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile müvekkili … için 1.000,00-TL, müvekkili … için 1.000,00-TL destekten yoksun kalma tazminatının kaza tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, cenaze ve defin gideri ile dini merasim masrafları için 1.000,00-TL’nin kaza tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, her bir müvekkili için 40.000,00-‘er TL’den toplam 120.000,00-TL manevi tazminatın araç sahibi ve sürücüden kaza tarihinden itibaren işleyecek en yüksek faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar davanın reddini talep etmişlerdir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; I-Asıl dava ve Bakırköy 4. ATM’nin 2019/310 Esas Sayılı Dosyası yönünden; 1-Maddi tazminat talebinin KISMEN KABULÜ İLE, Davacı … yönünden 73.846,43-TL destek tazminatı, davacı … yönünden 10.813,31-TL destek tazminatı olmak üzere toplam 84.659,74-TL maddi tazminatın davalı sigorta şirketi açısından dava tarihi olan 24/02/2015, diğer davalılar yönünden ise kaza tarihi olan 03/01/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine, Fazlaya ilişkin talebin reddine, 2-Manevi tazminat talebinin KISMEN KABULÜ İLE, Davacı … yönünden 100.000,00-TL, davacı … yönünden 20.000,00 TL manevi tazminatın davalılar … ve …’den müştereken müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, Fazlaya ilişkin talebin reddine, Davalı sigorta şirketinin manevi tazminat yönünden sorumluluğu olmaması sebebiyle bu davalı açısından talebin reddine, 4-Davacı tarafından yatırılan 27,70-TL başvurma harcı, 295,00-TL ıslah harcı ve 130,00-TL tamamlama harcı olmak üzere toplam 452,70-TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa verilmesine, II- Bakırköy 5. ATM’nin 2016/871 Esas Sayılı Birleşen Dosyası yönünden; Davacıların maddi tazminat taleplerinin KISMEN KABULÜ İLE, 1.370,00 TL cenaze giderinin sigorta şirketi açısından 29/09/2016, diğer davalılar yönünden 03/01/2015 tarihi itibariyle işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken müteselsilen tahsili ile davacılara eşit bir şekilde verilmesine, Fazlaya ilişkin destek tazminatı taleplerinin reddine, Manevi tazminat talebinin KISMEN KABULÜ İLE, Her bir davacı için ayrı ayrı 20.000,00 er TL manevi tazminatın davalılar … ve …’den müştereken mütesselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, 13-Fazlaya ilişkin talebin reddine, karar verilmiştir. Davacılar …, … ve … vekili ile davalılar … ve … ile … Sigrota A.Ş vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemizin 23/12/2021 tarih ve 2021/180 esas 2021/2065 karar nolu kararı ile; “Davalı sigorta şirketi ile davacı vekili arasında dava açıldıktan sonra yapılan ödemeye bağlı olarak ibraname düzenlendiği, ibraname içeriğinde ödenmesi kararlaştırılan tazminat tutarının ödendiğinin de davacı tarafın kabulünde olduğu, sunulan ibranamenin görülmekte olan dava konusuna ilişkin olup soyut bir ibra niteliğinde olmadığı, yargılama sırasında taraf vekillerinin anlaşması ile borcun sona erdiği, TBK’nın 28. maddesi uyarınca iradede yanılma halinden de söz edilemeyeceği gözönünde tutulduğunda, davacı … Sigorta A.Ş’nin bu yöne ilişkin istinaf talebi yerindedir. Davacı … yönünden 10.000-TL destek tazminatı talebinde bulunulduğu, bu miktar yönünden ıslah veya bedel arttırımı yoluna gidilmediği, ek dava ile de bu yönde bir talepte bulunulmadığı halde talebin aşılarak 10.813,31-TL tazminata hükmedilmesi hatalıdır. Davacılar lehine manevi tazminat yönünden ihtiyari dava arkadaşı olan her bir davacı için ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken tek vekalet ücretine hükmedilmesi, davalı … Sigorta A.Ş’ne reddedilen manevi tazminat yönünden vekalet ücreti hükmedilmemesi hatalıdır.” gerekçesi ile; davacılar ve davalılar vekillerinin istinaf taleplerinin bu yönü ile kabulü ile kararın HMK’nın 353/1-a/6 maddesi uyarınca kaldırılması, kaldırılma sebebine göre de diğer istinaf sebeplerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilerek dosya mahkemesine iade edilmiştir. İlk derece mahkemesince yeniden esasa kaydedilen dava dosyasında yapılan yargılama sonunda; I-Asıl dava ve Bakırköy 4. ATM’nin 2019/310 Esas Sayılı Dosyası yönünden; 1- Asıl ve birleşen dosya davacı …’ın destekten yoksun kalma maddi tazminat talebi hakkında 04.02.2016 tarihli sulh protokolü nedeniyle davalılar hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA, 2-Asıl dosya davacısı …’ın destekten yoksun kalma maddi tazminat talebinin KABULÜ İLE, 10.000 TL’nin davalı sigorta şirketi açısından dava tarihi olan 24/02/2015, diğer davalılar yönünden ise kaza tarihi olan 03/01/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine, 3-Manevi tazminat talebinin KISMEN KABULÜ İLE, Davacı … yönünden 100.000,00 TL, davacı … yönünden 20.000,00 TL manevi tazminatın davalılar … ve …ü’den müştereken mütesselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,Fazlaya ilişkin talebin reddine,Davalı sigorta şirketinin manevi tazminat yönünden sorumluluğu olmaması sebebiyle bu davalı açısından talebin REDDİNE, II- Bakırköy 5. ATM’nin 2016/871 Esas Sayılı Birleşen Dosyası yönünden;1-Davacıların maddi tazminat taleplerinin KISMEN KABULÜ İLE 1.370,00 TL cenaze giderinin sigorta şirketi açısından 29/09/2016, diğer davalılar yönünden 03/01/2015 tarihi itibariyle işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken mütesselsilen tahsili ile davacılara eşit bir şekilde verilmesine, Fazlaya ilişkin destek tazminatı taleplerinin reddine 2-Manevi tazminat talebinin KISMEN KABULÜ İLE, Her bir davacı için ayrı ayrı 20.000,00’er TL manevi tazminatın davalılar … ve …’den müştereken mütesselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,Fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş, verilen karar davacılar … ve … vekili tarafından süresinde istinaf edilmiştir. Davacılar … ve … vekilinin istinaf sebepleri; davalının dosyaya sunduğu ibra belgesi, ödenen miktarı ifade eden makbuz niteliğinde olup, sorumluluğu ortadan kaldıracak, sulh olmayı sağlayacak nitelikte olmadığı, doğmamış bir haktan feragat etmek mümkün olmadığı için müvekkilinin maddi tazminat hakkından feragat ettiğini söylemek hukuken mümkün olmadığından dairenin mahkeme kararını kaldırmış olmasının hukuka uygun olmadığı, davalı sigorta şirketinin manevi tazminat yönünden sorumluluğunun olmadığı düzenlenen poliçeyle sabit olduğu halde sigorta şirketi lehine vekalet ücreti ödenmesi gerektiğini söyleyen daire kararına uyan ilk derece mahkemesinin kararının doğru olmadığı, hususlarına ilişkindir.Dava ve birleşen davalar, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı, cenaze ve defin gideri ile manevi tazminat istemine ilişkindir. 03/01/2015 kaza tarihinde davalı …’nün maliki olduğu, davalı sigorta şirketine ZMMS poliçesi ile sigortalı olan … plakalı araç davalı …’nün sevk ve yönetiminde seyir halinde iken ters yöne girmesi sonucu motosikletiyle kendi yolunda seyreden davacı …n’ın oğlu …’a çarparak ölümüne neden olduğu, …’ın ölümü ile destekten yoksun kaldıkları iddiasıyla ölenin babası (kendi adına asaleten oğlu …’a velayeten) tarafından kusurlu sürücü, araç maliki ve sigortacısı aleyhine destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat istemiyle asıl davayı, destekten yoksun kalma tazminatı istemiyle birleşen Bakırköy 4. ATM 2019/310 esas sayılı ek davayı ve ölenin diğer kardeşleri tarafından cenaze ve defin gideri, destekten yoksun kalma tazminatı ile manevi tazminat istemiyle birleşen Bakırköy 5. ATM 2016/871 esas sayılı davayı açtıkları anlaşılmıştır. İlk derece mahkemesinin kararı ve gerekçesinin, istinaf başvuru nedenleri göz önüne alınarak incelenmesi ve değerlendirilmesi neticesinde; dosyadaki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile çıkarılan sonuç ve oluşturulan hükümde usul ve yasaya aykırılık olmamasına, asıl davada sigorta şirketi dahil tüm davalılardan manevi tazminat talebinde bulunulmuş olup sigorta şirketi ile ilgili manevi tazminat talebi reddedilmiş olduğundan, sigorta şirketi lehine vekalet ücretine hükmedilmesinde bir hata bulunmamasına, davalı sigorta şirketi ile davacı vekili arasında dava açıldıktan sonra yapılan ödemeye bağlı olarak düzenlenen ibraname (sulh protokolü) içeriğinde ödenmesi kararlaştırılan tazminat tutarının ödendiğinin davacı tarafın kabulünde olduğu, sunulan ibranamenin görülmekte olan dava konusuna ilişkin olup soyut bir ibra niteliğinde olmadığı, yargılama sırasında taraf vekillerinin anlaşması ile borcun sona erdiği, TBK’nın 28. maddesi uyarınca iradede yanılma halinden de söz edilemeyeceği gözönünde tutulduğunda, bu konudaki mahkeme kararında bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK.nın 353/1-b/1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ/ Gerekçe uyarınca, 1/Karar başlığında bilgileri yazılı bulunan ilk derece mahkemesinin kararına karşı davacılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1 madde hükmü uyarınca esastan reddine, 2/İstinaf eden davacılar … ve …n’dan ayrı ayrı alınması gereken 179,90’ar TL harçtan peşin yatırılan 80,70’er -TL harcın düşümü ile 99,20’ar -TL istinaf ilam harcının istinaf eden bu davalılardan tahsili ile Hazineye gelir kaydına, 3/İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, 4/İstinaf yasa yoluna başvuran davacılar tarafından yapılan giderlerin kendi üzerilerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince asıl dava yönünden kesin, birleşen 2019/310 esas sayılı dosya yönünden HMK’nın 361. madde hükmü uyarınca tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay nezdinde temyiz yasa yolu açık olmak üzere, davacı … vekilince asıl ve birleşen davanın esasına yönelik verilen karar yönünden oy çokluğuyla, diğer hususlarda oy birliği ile karar verildi. 24/05/2023
– MUHALEFET ŞERHİ – Sayın Heyet çoğunluğu ile aramızdaki uyuşmazlık, davacı … yönünden asıl dava tarihinden sonra düzenlenen ibranamenin makbuz hükmünde sayılması gerekip gerekmediği noktasındadır. Dosya içeriği incelendiğinde; davacı … vekili tarafından 24/02/2015 tarihinde, müvekkilinin oğlu ve desteği …’ın vefatı ile neticelenen trafik kazası nedeniyle müvekkilinin maddi ve manevi zararlarının tazmini için asıl davanın açıldığı, akabinde birleşen Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/310 Esas sayılı dosyası ile, asıl davanın yargılaması sırasında alınan bilirkişi raporu ile müvekkilinin bakiye zararının 240.822,44-TL olduğunun belirlendiği ancak asıl davada ıslah talebinde bulunulması nedeniyle ikinci kez ıslah talep edilemeyeceği için ek davanın açıldığının ileri sürüldüğü, Asıl davanın yargılaması sırasında henüz davacı …’ın gerçek zarar miktarı tespit edilmeden, tazminat miktarına ilişkin bilirkişi raporu alınmadan 04/02/2016 tarihinde davacı … vekili ile davalı sigorta şirketi vekili tarafından düzenlenen sulh protokolü ile, asıl dava yönünden, davalı sigorta şirketi tarafından davacıya davaya konu trafik kazası nedeniyle zararına karşılık 31.337,36-TL asıl alacak, 2.665.82-TL faiz, 900,00-TL masraf ve 3.760,00-TL vekalet ücreti olmak üzere toplam 38.663,66-TL tazminat ödemesi yapılacağının, ödeme karşılığında davacı tarafça davalı sigorta şirketi yönünden davadan feragat edileceğinin kararlaştırıldığı ve davaya konu maddi tazminat nedeniyle davacı tarafın, davalı sigorta şirketini gayrikabili rücu ibra etmiş olduğu, her ne nam altında olursa olsun maddi tazminat alacağı kalmadığının belirtildiği, Davacı vekilince 09/05/2016 tarihli duruşmada, müvekkilinin mevcut rahatsızlığı ve ekonomik sıkıntıları nedeniyle sulh protokolünü imzaladıklarını, gerçek zarar miktarından daha az bir tazminat ödenmesi nedeni ile bakiye kısım ile ilgili taleplerinin devam ettiğini, sulh protokolünden döndüklerinin beyan edildiği, Dosya kapsamında yer alan 08/06/2017 tarihli aktüer bilirkişi raporunda; desteğin gelirinin asgari ücret olduğunun kabulü ve rapor tarihindeki veriler dikkate alınarak yapılan hesaplamaya göre, davacı …’ın destekten yoksun kalma zararının 76.008,26-TL olduğu, davacıya dava tarihinden sonra düzenlenen sulh protokolü kapsamında ödenen asıl alacak faiz miktarının rapor tarihine kadar güncellenmiş değerinin mahsubu neticesinde bakiye 37.896,75-TL zararının bulunduğu kanaatine varıldığının bildirildiği, bilirkişi raporuna karşı davacı vekili tarafından itiraz edilmeksizin 13/06/2017 tarihli dilekçe ile maddi tazminat miktarının fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile bilirkişi raporu doğrultusunda 37.896,75-TL’ye artırıldığı, 16/06/2017 tarihli duruşmada da davacı vekilince bilirkişi raporuna bir diyecekleri bulunmadığının beyan edildiği, birleşen Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/871 Esas sayılı dosyasının davacıları tarafından desteğin gelirine yapılan itirazlar üzerine mahkemece emsal ücret araştırılması yapıldıktan sonra desteğin geliri asgari ücretin 3,05 katı kabul edilerek hesaplama yapan 25/04/2019 tarihli aktüer ek bilirkişi raporunda, davalı tarafça sulh kapsamında yapılan ödemenin ek rapor tarihine kadar güncellenmiş halinin tenzili neticesinde davacı …’ın bakiye zararının 240.822,44-TL olduğunun bildirildiği anlaşılmıştır. Bu hali ile, davacı … ile davalı sigorta şirketi arasında dava tarihinden sonra düzenlenen sulh protokolü ve ibraname tarihi itibariyle davacının gerçek maddi zarar miktarı belli olmadığından, yapılacak olan ödemelerin ve ibranamenin makbuz hükmünde sayılması gerektiği göz önünde bulundurularak davacı …’ın asıl davadaki talebinin kabulüne, birleşen dava yönünden ise; asıl davada alınan 08/06/2017 tarihli aktüer bilirkişi raporuna davacı … vekilince itiraz edilmediği, aksine bilirkişi raporu doğrultusunda ıslah dilekçesi sunulduğu anlaşılmakla, desteğin belirlenen geliri yönünden davalı yararına usuli kazanılmış hak oluştuğu, usuli kazanılmış hakkın ek dava yönünden de uygulanması gerektiği göz önünde bulundurularak birleşen davanın bu gerekçe ile reddine karar verilmesi gerekirken sulh protokolü nedeni ile davanın konusu kalmadığı gerekçesi ile karar verilmesine yer olmadığına dair kararı hatalı ise de, kararı sadece davacı …’ın istinaf ettiği, ancak istinaf eden aleyhine karar verilemeyeceği dikkate alınarak davacı vekilinin asıl davaya ilişkin istinaf isteminin kabulü, birleşen davaya ilişkin istinaf isteminin ise reddine karar verilmesi, asıl dava yönünden Dairece tespit edilen hukuka aykırılık yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden davacı … vekilinin istinaf isteminin kısmen kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, HMK m. 353/1-b/2 gereğince taraflar yararına oluşan usuli kazanılmış haklar dikkate alınarak davacı … tarafından açılan asıl davanın esasına ilişkin yeniden hüküm kurulmasına karar vermek gerektiği kanaatinde olduğumdan sayın Heyet çoğunluğunun görüşüne katılmıyorum.