Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2022/1156
KARAR NO: 2022/943
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 08/03/2022
NUMARASI: 2021/829 Esas 2022/181 Karar
DAVANIN KONUSU: Trafik Kazasından Kaynaklanan Araç Değer Kaybının Tazmini
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 30/06/2022
Yukarıda bilgileri yazılı bulunan ilk derece mahkemesinin kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme ve değerlendirme neticesinde;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava açan dilekçesinde özetle; müvekkili adına kayıtlı … Marka, … Model, … plakalı aracın, müvekkilinin eşinin sevk ve idaresindeyken 24.11.2019 tarihinde saat 12.08’de İstanbul ili, Esenyurt İlçesi, … Mevkiinde araç yıkama servisinden gerekli görüş tedbirlerini alıp çıkarken davalı sigorta şirketi nezdinde sigortalı, … adına kayıtlı … plakalı iş makinesi niteliğindeki aracın uyarı levhalarına uymaksızın ve herhangi bir önlem almaksızın geri geri gelmek suretiyle müvekkili adına kayıtlı aracın sol arka kapısına çarpması neticesinde maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, tarafların kaza tespit tutanağı hazırladıklarını, … plakalı aracın kusurlu olduğunu, müvekkiline ait … plakalı aracın bu kazadan dolayı değer kaybettiğini ve serviste kaldığı süre boyunca kullanılamadığını belirterek, davanın kabulü ile bilirkişi raporu ile belirlenmesini müteakip -belirsiz alacak davası- artırılmak üzere 1.000,00.-TL tutarındaki değer kaybının davalılardan tahsili ile müvekkiline ödenmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini, talep ve dava etmiştir. Davalıların vekilleri; davanın zamanaşımına uğradığını ve bu nedenle reddinin gerektiğini, davacının talebinin yerinde olmaması nedeniyle, davanın esastan da reddinin gerektiğini, savunmuşlardır. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama neticesinde; toplanan tüm delillere, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; davacı tarafından 24.11.2019 tarihinde meydana gelen maddi hasarlı trafik kazasından kaynaklanan … plakalı araçta meydana gelen değer kaybının tahsili için davalılar aleyhine açılan tazminat davasında, davalılar tarafından sunulan cevap dilekçelerinde ayrı ayrı zamanaşımı itirazında bulunulduğu, 2918 Sayılı KTK’nın 109.maddesinde “Motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin, zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yıl ve herhalde, kaza gününden başlayarak on yıl içinde zamanaşımına uğrar” hükmüne yer verildiği, davaya konu trafik kazasının 24.11.2019 tarihinde meydana geldiği ve 2 yıllık zamanaşımı süresi dolduktan sonra davacı tarafından 25.11.2021 tarihinde arabulucuya başvuruda bulunulduğu, bu suretle yasal iki yıllık zamanaşımı süresinin geçtiği görüşünden hareketle; davanın zaman aşımı nedeniyle reddine karar verilmiş, verilen karara karşı davacı vekili tarafından yasal süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.Davacı vekilinin istinaf başvuru nedenleri; İlk derece mahkemesince zamanaşımını durduran arabulucuya başvuru tarihinin yanlış belirlendiği, davacı … adına Av. … tarafından başvuru formunda da belirtildiği üzere, Avukat Portal Başvurusunun 24/11/2021 günü saat 23:25’te yapıldığı, vekaleten 24.11.2021 tarihinde yapılan arabuluculuk başvurusunun yasal zamanaşımı süresi içerisinde olduğu, arabuluculuk sürecinin tamamlandığı aynı gün eldeki davanın açıldığı, hal böyle olunca da zamanaşımı süresi içerisinde arabuluculuğa başvurulup dava açıldığı, bu nedenle de mahkemenin kararının hatalı olduğu, hususlarına ilişkindir. İstinaf edenin sıfatı, istinaf nedenleri ile kamu düzenine ilişkin olup resen gözetilmesi gereken hususlara hasren yapılan inceleme ve değerlendirme neticesinde; Eldeki dava; maddi hasarlı trafik kazasından kaynaklanan … plakalı araçta meydana gelen değer kaybı bedelinin davalılardan tahsili istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince; kaza tarihi ile arabulucuya başvuru tarihi arasında KTK’nın 109.maddesinde öngörülen 2 yıllık zamanaşımı süresinin geçtiğinden bahisle davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiş, davacı vekili tarafından, davada zamanaşımı süresinin geçmediği belirtilerek, istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Görülmekte olan davada taraflar arasında, davanın KTK’nın 109.maddesinde öngörülen 2 yıllık zamanaşımı süresi içerisinde açılıp açılmadığı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 109.maddesi “Motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin, zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yıl ve herhalde, kaza gününden başlayarak on yıl içinde zamanaşımına uğrar” 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-15.maddesi “Arabuluculuk bürosuna başvurulmasından son tutanağın düzenlendiği tarihe kadar geçen sürede zamanaşımı durur ve hak düşürücü süre işlemez” şeklindedir. Az yukarıda açıklanan yasal hükümlerin göz önüne alınması suretiyle yapılan inceleme ve değerlendirme sonucunda, dosyada mevcut kayıt ve belgelere göre, davaya konu trafik kazasının 24.11.2019 tarihinde meydana geldiği, eldeki davanın açılabileceği son tarihin 24/11/2021 tarihi olduğu, davacı …’i temsilen Avukat … tarafından Avukat Portal başvurusunun KTK’nın 109.maddesinde ön görülen zamanaşımı süresinin son günü olan 24/11/2021 günü saat 23.25 te yapıldığı, bu tarih itibariyle zamanaşımı süresinin durduğu, hukuk uyuşmazlıklarında dava şartı arabuluculuk ilk-son oturum tutanağının 24/12/2021 tarihinde imzalandığı, görülmekte olan davanında aynı gün (24/12/2021 tarihinde) açıldığı, hal böyle olunca da, 2 yıllık zamanaşımı süresi içerisinde arabulucuya başvurulduğu ve davanın da bu suretle zamanaşımı süresinde açıldığı anlaşılmıştır. Bu durumda ilk derece mahkemesince davanın zamanaşımı süresi içerisinde açıldığı gözetilerek davaya devamla esastan inceleme yapılarak bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesi hatalı olmuştur. Açıklanan nedenle; ilk derece mahkemesince verilen kararın HMK’nın 353/1-a/4. maddesi hükmü uyarınca kaldırılmasına, belirtildiği şekilde yargılama yapılması için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
K A R A R/ Gerekçe uyarınca, 1/Davacı vekilinin istinaf isteminin yukarıda açıklanan nedenlerle KABULÜ ile istinaf incelemesine konu ve başlıkta yazılı ilk derece mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/4. maddesi hükmü gereğince kaldırılmasına, 2/Dosyanın belirtilen şekilde işlem ve yargılama yapılarak yeniden bir hüküm kurulmak üzere mahkemesine gönderilmesine, 3/İstinaf yasa yoluna başvuran davacı tarafından yatırılan istinaf karar ve ilam harcının istek halinde yatıran davacıya iadesine, 4/Dosya üzerinde inceleme yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, 5/İstinaf yasa yoluna başvuran davacı tarafından yapılan diğer istinaf yargılama giderlerinin ise ilk derece mahkemesince yapılacak yargılama sonucunda verilecek hükümde dikkate alınmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda ve HMK’nın 353/1-a/4.maddesi hükmü uyarınca kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.30/06/2022