Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2022/1026 E. 2023/1072 K. 08.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2022/1026
KARAR NO: 2023/1072
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 31/03/2022
NUMARASI: 2020/529 Esas – 2022/254 Karar
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 08/06/2023
Yukarıda bilgileri yazılı bulunan ilk derece mahkemesinin kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355.maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf edenin sıfatına, istinaf nedenlerine ve kamu düzenine ilişkin olup resen gözetilmesi gereken hususlara hasren yapılan inceleme ve değerlendirme neticesinde;
K A R A R Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 31/01/2020 tarihinde, davalıya ZMM poliçesi ile sigortalı … plakalı aracın temlik eden …’a ait … plakalı araca çarpması sonucunda meydana gelen kazada … araçta hasar ve değer kaybı meydana geldiğini,değer kaybı ve hasar onarım bedeli alacağının, araç sahibi 3.kişi … tarafından 03/01/2020 tarihinde müvekkili … Tic. Ltd. ŞTİ’ne temlik edildiğini, işbu dava ile de temlik alan sıfatıyla değer kaybı bedeli ve hasar onarım bedelinin davalı sigorta şirketinden tahsilinin talep edilmekte olduğunu,söz konusu hasarın tespitinin Bağımsız Eksper … tarafından yapıldığını, buna göre toplam hasar tutarının (KDV Dahil) 16.445,84 TL olarak tespit edildiğini, davalıya müvekkili tarafından gönderilen ihtarnameye herhangi bir cevap verilmediği gibi müvekkiline bir ödeme de yapılmadığını, ekspertiz ücretinin yargılama gideri olarak kabul edilmesi gerektiğini ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla araç hasar onarım bedeli olarak 5.400,00-TL ve değer kaybı olarak 10,00-TL’sinin ticari işlerde uygulanan en yüksek temerrüt faiz oranı üzerinden ve kaza tarihinden, kabul görülmez ise ihtar tarihinden itibaren işletilecek en yüksek temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tazminine, ekspertiz ücreti olan 291,26-TL ‘nin yargılama gideri olarak davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş; 12.08.2021 tarihli dilekçesi ile hasar onarım bedeli talebini 8.929,00-TL, değer kaybı bedeli talebini 1.500,00-TL olarak ıslah etmiştir. Davalı cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafından sunulan temlikname kaza tarihinden önce olduğundan davacı tarafın aktif taraf ehliyeti ve dava açma hakkının bulunmadığını belirterek dava şartı yokluğundan davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; ”… dava dışı mağdur dava konusu tazminat ile ilgili olarak davalıdan talep edebileceği alacağını TBK’nın 183 ve devamı madde hükümleri uyarınca davacıya temlik etmiş olup, bu durumda davacının mağdur …’ın hak ve alacaklarını, alacağın temliki hükümleri uyarınca davalıdan talep hakkı bulunduğu konusunda herhangi bir duraksama bulunmadığı; mahkememizce teknik anlamda yeterli ve denetime elverişli görülerek hükme esas alınan bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere; dava konusu kazada … plaka numaralı araç sürücüsü …’nin asli ve tam Kusurlu olduğu, … plakalı araç sürücüsü …’ın ise kusur ve kabahatinin olmadığı, … plaka numaralı otomobilde meydana gelen hasar onarım Bedelinin; (KDV Dahil) 12.980,00-TL olduğu, bu tutardan davalı sigorta şirketi tarafından davacı tarafa ödenen 4.041,00-TL mahsup edildiğinden davacının talep edebileceği araç hasarının 8.939,00TL olduğu, … plaka numaralı otomobilde meydana gelen değer kaybının 1.500,00-TL olduğu, hasar dosyasının içerisinde yer alan temlik eden …’ın 12/02/2020 tarihli başvuru dilekçesi başvuru tarihi esas alınarak 8 iş günü sonrasının temerrüt tarihi olarak belirlendiği” gerekçesiyle, Davanın KABULÜ İLE, 8.929,00-TL hasar onarım bedeli ve 1.500,00-TL değer kaybı bedeli olmak üzere toplam 10.429,00-TL maddi tazminatın 25/02/2020 temerrüt tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, karar verilmiştir.Karara karşı davalı vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. İstinaf nedenleri: davalı vekili, temlikname tarihi kazadan önce olduğundan davacının davada taraf ehliyeti olmadığını, davacı tarafın davasını ispat edemediğini, davacı tarafından sunulan ekspertiz raporunun kazalı araca ait olup olmadığının, hasar ile kaza arasında illiyet bağı bulunup bulunmadığının net olmadığını, raporun yetersiz olduğunu, müvekkili şirketçe ödeme yapılarak sorumluğunun yerine getirildiğini, aracın onarımını müvekkili şirket ile koordine kurmayıp kendisi yaptıran davacı tarafın zararın artmasına neden olduğunu, yedek parça ve işçilik bedellerine iskonto uygulanması gerektiğini, KDV ödendiğine dair fatura sunulmadan müvekkilinin KDV’den sorumlu tutulamayacağını, değer kaybı tespitinin gerçeği yansıtmadığını belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir. Dava, trafik kazasından kaynaklanan araç hasarı ve değer kaybı istemine ilişkindir. Kural olarak, bütün alacakların temlik edilebileceği, böylece iktisap edilmiş (kazanılmış) bir alacak kadar ileride iktisap olunacak (henüz doğmamış) bir alacak keza muaccel bir alacak kadar bir vadeye veya şarta bağlanmış olan alacaklar da temlik olunabilir. Ancak, somut olayda eldeki davayı davacı taraf, aracı zarar gören dava dışı …’ın verdiği 03.01.2020 tarihli yazılı temlikname uyarınca 22.09.2020 tarihinde açmış olup, temlikname tarihi kaza tarihi olan 31.01.2020 tarihinden öncedir. Dayanak 03.01.2020 tarihli temlikname incelendiğinde, dava dışı … ‘… Sigorta AŞ’den alacaklı olduğu hasar onarım bedeli, değer kaybı, ekspertiz ücreti gibi makul giderlerinin tamamını … Tic. Ltd Şti’ye temlik ettiğini’ belirtmiş olup, dava dışı …’ın henüz gerçeklememiş bir kazada (maddi vakıada) doğacak haklarını öncesinde temlik edemeyeceği açıktır. Kaldı ki … henüz gerçekleşmemiş kaza için kazaya karışan diğer aracın plakasını ve o aracın sigorta şirketinin ismini bilmesi de o tarihte mümkün olmadığından, henüz meydana gelmemiş bir maddi vakıa için ileriye dönük haklarını temlik etmesi hayatın olağan akışına da aykırıdır. Bu itibarla, söz konusu temlik geçersiz olduğundan davacı şirketin eldeki davayı açmakta aktif husumet ehliyeti bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile kararın HMK 353/1.b-2 maddesi gereğince kaldırılıp, davanın aktif husumet yokluğundan reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis etmek gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ/ Gerekçe Uyarınca, 1-Başlıkta yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı davalı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun KABULÜNE, 2-İstinaf yasa yoluna başvuru sırasında davalı tarafından yatırılan peşin karar ve ilam harcının talebi halinde kendisine İADESİNE, 3-İstinaf aşamasında davalı tarafından yapılan diğer giderlerin ise takdiren üzerinde bırakılmasına, 4-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, 5-Yukarıda başlıkta bilgileri yazılı ilk derece mahkemesi kararının KALDIRILMASINA,HMK’nın 353/(1)-b-2 maddesi uyarınca, KALDIRILIP DÜZELTİLEN HÜKMÜN YERİNE GEÇMEK ÜZERE; a-)Davanın aktif husumet yokluğundan REDDİNE, b-)Alınması gereken 179,90-TL harçtan davacı tarafça peşin harç ve tamamlama harcı olarak yatırılan toplam 140,20-TL harcın mahsubu ile bakiye 39,70-TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına, c-)Yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, d-)Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜTF 7/2 maddesine göre hesap edilen 1.668,64-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, e-)Artan gider avansının yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK.m. 362/1-a hükmü gereğince kesin olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 08/06/2023