Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2021/902 E. 2021/1794 K. 18.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2021/902
KARAR NO: 2021/1794
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 11/02/2021
NUMARASI: 2017/201 Esas – 2021/96 Karar
DAVA: Trafik Kazasından Kaynaklanan Maddi ve Manevi Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 18/11/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalıların sürücüsü, maliki ve ZMM sigortacısı olduğu … plaka sayılı yolcu minibüsünün dava dışı … isimli şahsın sevk ve idaresindeki … plaka sayılı motosikletle çarpışması neticesinde meydana gelen 26/04/2013 günlü trafik kazasında, kazaya karışan motosiklette yolcu olarak bulunan davacının vücudunda kemik kırıkları oluşacak şekilde ağır bir biçimde yaralandığını, kazanın oluşumunda davalı araç sürücüsünün tam kusurlu bulunduğunu, davalı sigorta şirketine dava açılmadan önce yapılan başvuru sonucunda vekil edenine bir miktar ödeme yapılmış ise de bu ödemenin yetersiz olduğu belirterek, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla 10.000,00- TL maddi ve 40.000,00- TL manevi tazminatın, olay tarihinden işletilecek ticari faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiş, UYAP’tan gönderilen 10/10/2020 günlü bedel artırım dilekçesi ile de maddi tazminata ilişkin taleplerini mevcut bilirkişi raporu doğrultusunda 619.916,07- TL çıkarttıklarını açıklamışlardır. Davalılar yargılama sırasındaki beyanlarında özetle; davanın reddine karar verilmesini savunmuşlardır. Mahkemece iddia, savunma, toplanan deliler, bilirkişi raporları, olayla ilgili olarak Büyükçekmece 9. Asliye Ceza Mahkemesinde görülerek sonuçlandırılan 2014/82 Esas – 2016/138 Karar sayılı ceza yargılamasına ilişkin dava dosyası ile tüm dosya kapsamı gözetilmesi sonucunda; davacının yaralanması ile sonuçlanan trafik kazasının oluşumunda davalı araç sürücüsünün tam kusurlu olduğu, kaza sonucunda davacının %29 oranında maluliyete uğradığı, iyileşme süresinin de 18 ay bulunduğu benimsenmek sureti ile hükme esas alınan aktüer bilirkişi raporu doğrultusunda; -Davacı tarafından davalılar aleyhine açılan maddi tazminat isteminin arttırım kapsamında KABULÜ ile 619.916,07-TL’nin davalı sigorta şirketi poliçe limiti olan 155.878-TL’sinden sorumlu olmak koşuluyla davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, iş bu alacağa davalı sigorta şirketi yönünden temerrüt tarihi olan 07/03/2016 tarihinden, diğer davalılar yönünden ise kaza tarihi olan 26/04/2013 tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına, -Davacı tarafından davalı sigorta şirketi aleyhine açmış olduğu manevi tazminat isteminin REDDİNE, -Davacı tarafından davalılar … ile … aleyhine açmış olduğu manevi tazminat isteminin KISMEN KABULÜNE, 20.000-TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 26/04/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte iş bu davalılardan tahsiliyle davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiş, verilen karara karşı davalılar … ve … vekili tarafından yasal süresi içerisinde istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. İstinaf nedenleri; kazanın meydana gelmesinde tüm kusurun davalı araç sürücüsü …’ya ait olduğuna ilişkin kabulün doğru bulunmadığı gibi kaza anında koruyucu ekipman kullanmayan davacının zararın artmasına katkı sağladığının kabul edilmesinin hakkaniyet gereği olduğu, davacının kaza anındaki gelirinin asgari ücretin 2,587 katı olduğuna ilişkin belirleme ve kabulün de dosya kapsamı ile örtüşmediği, ayrıca dosyada mevcut İstanbul Eğitim ve Araştırma Hastanesince düzenlenen raporda davacının %20 oranında maluliyetinin olduğu belirlendiği halde raporlar arasında çelişki giderilmeden davacının %29 maluliyete uğradığı yolunda görüş bildiren Adli Tıp Kurumu raporunun hükme esas alınmasının isabetsiz bulunduğu, hususlarına yöneliktir. İstinaf edenlerin sıfatı ve istinaf nedenleri ile kamu düzenine ilişkin olup resen gözetilmesi gereken hususlara hasren yapılan inceleme ve değerlendirme neticesinde; Dava trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Haksız bir eylem sonucunda bedensel zarara uğrayan bir kişinin, maddi tazminat talebinde bulunması halinde, uğranılan zararın miktarının tespiti bakımından kişinin kaza tarihindeki gerçek gelirinin ne olduğu hususundaki tespit esaslı unsurlardan biri olduğundan, böyle bir davada, mahkemece davacının kaza tarihi itibariyle mesleği ve gelirinin ne olduğu doğru biçimde tespit edilmelidir. Kişinin herhangi bir işi yoksa bu durumda gelir asgari ücret olarak kabul edilerek buna göre hesaplama yapılmalıdır. Eğer davacının gelirinin asgari ücret üzerinde olduğu, diğer bir anlatımla herhangi bir işyerinde çalıştığı ya da bir meslek icra ettiği ve asgari ücret üzerinde bir gelir elde ettiği iddia ediliyorsa bunun ispat edilmesi gerekir. Yerleşmiş Yargıtay uygulamalarına göre gelir durumunun davacı tarafça kanıtlanması gerekir. Bunun kanıtlanamaması halinde ise tazminatın hesaplanmasında asgari ücretin esas alınacağı kabul edilmektedir. Bu açıklamalar ışığında somut olaya dönüldüğünde; Davalıların süresi içerisinde dosyaya sundukları cevap dilekçelerinde, davacının mesleğinin ve gelirinin usulüne uygun tespit edilmesi gerektiği yönünde talep ve beyanda bulundukları, mahkemece de davacının usta garson olarak çalıştığı ve kaza tarihinde aylık 2.000,00-TL gelir elde ettiği, bu gelirin asgari ücretin 2,587 katı olduğu varsayımından hareketle düzenlenen bilirkişi raporuna dayanarak hüküm tesis edildiği ve söz konusu bu raporda davacının asgari ücretin 2,587 katı ücret elde ettiğine ilişkin belirlemenin, dava dilekçesindeki iddiaya, DİSK/Genel İş Sendikasının cevabi yazılarına ve tanık beyanlarına dayandırıldığı anlaşılmaktadır. Ancak bu belirleme ve değerlendirmelere dayalı sonuç, dosya kapsamı ile örtüşmemektedir. Her ne kadar, vasıflı bir işçinin asgari ücretle çalışması hayatın doğal akışına aykırı olduğu yerleşik Yargıtay içtihatlarında vurgulanmış ise de, davacının vasıflı işçi olduğunu ve ayrıca asgari ücretin üzerinde geliri bulunduğunu usulünce kanıtlaması gerekir. Açıklanan hususların yalnızca iddia, tanık beyanı ve DİSK/Genel İş Sendikasınından gelen cevabi yazılarla kanıtlandığını söylemek mümkün değildir. Bu durumda mahkemece yapılacak iş, davacının dosyada mevcut SGK kayıtlarından da yararlanılarak ve gerekirse kendisinden sorularak kazadan önce hangi iş yeri veya iş yerlerinde çalıştığının belirlenmesi, belirlenen bu iş yerinden veya iş yerlerinden sorularak davacının kaza tarihinde ne iş yaptığının araştırılması, varsa davacıya ait bordro örneklerinin gönderilmesinin sağlanması, ayrıca davacıdan vasıflı işçi olduğuna dair varsa diploma, sertifika vb. belgeleri sunmasının istenilmesi, ondan sonra davacı ile emsal işi görenlerin ücretinin ne olduğunun TÜİK, meslek odaları, dernekler gibi kuruluşlardan sorulması ve sonrasında dosyadaki tüm diğer deliller gözetilerek davacının gerçek ücreti belirledikten sonra davacının uğradığı zararın tespiti yoluna gidilmesi gerekirken, tüm bunların yapılmamış olması HMK.m.353/1a/6 hükmü kapsamındaki hali oluşturacağından, davalılar vekilinin istinaf başvurusunun açıklanan nedenle kabulü ile ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılmasına, kaldırma gönderme gerekçesi gözetildiğinde davalıların öteki istinaf başvurularının ise bu aşamada değerlendirilmesine yer olmadığına karar vermek gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki biçimde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca; 1-)Davalılar … ve … vekilinin istinaf başvurusunun yukarıda açıklanan nedenle KABULÜ ile, Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 11/02/2021 tarih ve 2017/201 E. – 2021/96 K. sayılı kararının HMK.m.353/1-a/6 hükmü uyarınca KALDIRILMASINA, 2-)Dosyanın belirtilen şekilde işlem ve yargılama yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, -Kaldırma- Gönderme gerekçesi gözetildiğinde davalıların öteki istinaf itirazlarının bu aşamada değerlendirilmesine YER OLMADIĞINA, 3-)İstinaf karar ve ilam harçlarının talep halinde yatıran davalıya İADESİNE, 4-)Dosya üzerinde inceleme yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, 5-)İstinaf yasa yoluna başvuran davalılar tarafından yapılan diğer istinaf yargılama giderlerinin ise ilk derece mahkemesince yapılacak yargılama sonucunda verilecek hükümde dikkate alınmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda ve HMK.m. 353/1-a hükmü uyarınca KESİN olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 18/11/2021