Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2021/829 E. 2021/1048 K. 24.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2021/829
KARAR NO: 2021/1048
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 15/02/2021
NUMARASI: 2020/845 E. – 2021/146 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 24/06/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde ÖZETLE; müvekkili şirkete sigortalı bulunan … plakalı aracın üzerine, 29.03.2018 tarihinde davalı …’in maliki olduğu … Sanayi Sitesi … Blok … numaralı iş yerine ait yangın çıkış kapısının düşmesi sonucu maddi hasarlı zarar meydana geldiğini, bu alacağın tahsili amacıyla yapılan icra takibinin davalının itirazı üzerine durduğunu belirterek, itirazın iptaline ve davalının icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Açılmış olan dava üzerine ilk derece mahkemesi tarafından yapılan değerlendirmede, zorunlu arabuluculuk dava koşulunun yerine getirilmediğinden bahisle davanın usulden reddine karar verilmiş, verilen karara karşı yasal süresi içerisinde davacı vekili tarafından ilk derece mahkemesinin kararının usul ve yasaya aykırı olduğundan bahisle istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. İstinaf edenin sıfatı ve istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan incelemede; Dava konusu uyuşmazlık, kasko sigortası poliçesi nedeniyle ödenen tazminatın rücuen tahsili talebiyle başlatılan icra takibinde itirazın iptali talebinden kaynaklanmaktadır. 19/12/2018 günlü Resmi Gazete de yayımlanarak 01/01/2019 tarihinde yürürlüğe giren 06/12/2018 tarih 7155 sayılı Kanunun 20. maddesiyle Türk Ticaret Kanunu’na eklenen 5/A maddesi “(1) Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.” hükmünü içermektedir. 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’ nun 18/A-2 maddesi “Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir” şeklindedir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4/1-a maddesinde “bu kanunda öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılır.” şeklinde düzenleme mevcuttur. Bu hüküm ve Tüketicinin Korunması Hakkında ki Kanunun 83.maddesi hükmünün karşısında taraflar arasında ki ilişkinin tüketici ilişkisi olmasının, davanın Tüketici Mahkemesi veya Ticaret Mahkemesinde görülmesinin ya da sigorta şirketinin davacı veya davalı olmasının, arabuluculuk yönünden dava şartı niteliğine bir etkisi bulunmamaktadır. Az yukarıda açıklanan yasal hükümler göz önüne alındığından dava açılmadan önce arabuluculuğa başvurulması zorunlu olduğu, somut olayda, görevsizlik kararının kesinleşmesinden itibaren gönderme süresi içerisinde arabuluculuk dava şartının yerine getirildiği, bu aşamada henüz delillerin toplanmadığı, davanın hüküm aşamasına da gelmediği gözönünde tutulduğunda HMK 115/3 maddesi uyarınca davaya devam edilerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğu, gözönünde tutulduğunda davacı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile kararın HMK 353/1-a/4 maddesi uyarınca kaldırılması gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca; 1-Davacı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun yukarıda açıklanan nedenlerle KABULÜ ile, istinaf istemine konu olan ve başlıkta yazılı bulunan ilk derece mahkemesi kararının HMK.m.353/1-a/4 hükmü uyarınca KALDIRILMASINA, 2-Dosyanın, yukarıda gösterilen biçimde inceleme ve değerlendirme yapılmak üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 3-İstinaf yasa yoluna başvuran davacı tarafından peşin olarak yatırılan 59,30-TL maktu istinaf karar ve ilam harcının talebi halinde kendisine İADESİNE, 4-Dosya üzerinde inceleme yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, 5-İstinaf yasa yoluna başvuran davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan giderlerin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına, HMK. m.353/1-a/4 hükümleri uyarınca, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve KESİN olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi.24/06/2021