Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2021/816 E. 2021/1006 K. 10.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2021/816
KARAR NO: 2021/1006
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 16/02/2021
NUMARASI: 2020/380 E. – 2021/168 K.
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 10/06/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili asıl davada, dava dilekçesinde özetle; davalı … şirketince ZMMS poliçesi ile sigortalanan ve …’ın sevk ve idaresindeki … plâkalı aracın 24.01.2017 tarihinde davacının maliki ve sürücüsü olduğu … plâkalı araca çarpması neticesinde trafik kazası meydana geldiğini, kazanın meydana gelmesinde sigortalı araç sürücüsü …’ın tam kusurlu olduğunu, kaza nedeniyle davacıya ait araçta hasar meydana geldiğini, davalı … şirketine yapılan başvuru üzerine 9.000,00TL değer kaybı zararı ödendiğini, ancak yapılan bu ödemenin araçtaki gerçek değer kaybını karşılamadığını beyanla, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 11.000,00 TL değer kaybı zararının ticari faiziyle birlikte davalı … şirketinden tahsiline karar verilmesini, talep ve dava etmiştir. Davacı vekili birleşen Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/973 Esas sayılı dosyasında, dava dilekçesinde özetle; davalı …’nin maliki olduğu ve …’ın sevk ve idaresindeki … plâkalı aracın 24.01.2017 tarihinde davacının maliki ve sürücüsü olduğu … plâkalı araca çarpması neticesinde trafik kazası meydana geldiğini, kazanın meydana gelmesinde araç sürücüsü …’ın tam kusurlu olduğunu, kaza nedeniyle davacıya ait araçta hasar meydana geldiğini, aracın ZMMS sigorta şirketine yapılan başvuru üzerine 9.000,00-TL değer kaybı zararı ödendiğini, ancak yapılan bu ödemenin araçtaki gerçek değer kaybını karşılamadığını, değer kaybı talepli daha önceden … Sigorta A.Ş.aleyhine Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/468 Esas sayılı dosyası ile dava açtıklarını belirterek, öncelikle dosyanın Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/468 Esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine, yapılacak yargılama sonucunda fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 20.000,00 TL değer kaybı zararının ticari faiziyle birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini, talep ve dava etmiştir. Asıl davada davalı … Sigorta A.Ş.vekili cevaplarında özetle; davacı tarafın başvurusu üzerine davacıya 24.000,00TL araç hasar bedeli ile 9.000,00TL değer kaybı bedelinin ödendiğini, bu şekilde poliçe limitinin tükendiğini beyanla, davanın reddine karar verilmesini, talep ve beyan etmiştir. Birleşen davada davalı … vekili cevaplarında özetle; davanın reddine karar verilmesini, talep ve beyan etmiştir. Birleşen davada davalı … davaya cevap vermemiştir. Açılmış olan dava üzerine ilk derece mahkemesi tarafından yapılan yargılama neticesinde; kazanın meydana gelmesinde … plâkalı sigortalı araç sürücüsü …’ın tam kusurlu olduğu, bilirkişi raporu ile araçta meydana gelen hasar bedelinin 24.000,00TL, değer kaybı zararının 9.000,00TL olarak hesaplandığı, davalı … tarafından 9.000,00TL değer kaybının dava tarihinden önce davacıya ödendiği, talebe konu edilebilecek tazminat miktarı bulunmadığı gerekçesiyle asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmiş, bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine istinaf incelemesini yapan dairemiz 11/06/2020 gün ve 2018/1326 E- 2020/492 K. sayılı kararı ile “Asıl ve birleşen dava, trafik kazası nedeniyle araçta meydana gelen değer kaybı zararının tahsili talebine ilişkin bulunmaktadır. Dosya kapsamına göre, mahkemece kusur ve hasar durumuna ilişkin olarak bilirkişiler tarafından düzenlenen 27.02.2018 tarihli rapora göre karar verilmiş bulunmaktadır. Ancak araçta meydana gelen değer kaybının belirlenmesi hususunda hangi esasların dikkate alınarak rapor düzenlendiği anlaşılamamaktadır. Dosyadaki bilgi ve belgelerle davaya konu kazanın 24/01/2017 tarihinde meydana geldiği, kazaya neden olan … plâkalı aracın poliçe başlangıç tarihinin 26/01/2016 olduğu anlaşılmaktadır. 14/05/2015 tarihli 29355 sayılı resmi gazetede yayınlanan Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları 01/06/2015 tarihi itibarıyla yürürlüğe girmiş bulunmaktadır. Dava, kazaya karışan aracın ZMMS poliçesini düzenleyen sigorta şirketine karşı da açılmış olduğundan tüm davalıların sorumlulukları ZMMS Genel Şartlarına göre belirlenecektir. Trafik kazası nedeniyle araçta meydana gelecek değer kaybı zararının ne şekilde hesaplanacağı, genel şartlara ek olarak çıkarılan cetvel Ek:1’de belirtilmiştir. Kaza tarihinin ve poliçe düzenlenme tarihinin 01/06/2015 tarihinden sonra olması dikkate alındığında, açılan davada 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları uyarınca değerlendirme yapılıp, araç değer kaybı zararının buna göre belirlenmesi gerekirken, hangi esaslara göre araç değer kaybı zararının belirlendiği belli olmayan bilirkişi raporu esas alınarak, yazılı olduğu şekilde karar verilmesi usulsüzdür.” gerekçesiyle “1-Davacı vekilinin istinaf talebinin KABULÜ ile, Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 26/03/2018 tarih ve 2017/468 E., 2018/296 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA,” karar verilmiştir. Dairemizin anılan kaldırma kararından sonra ilk derece mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonunda ” Bölge Adliye Mahkemesi kararında belirtilen hususlarda ve 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları uyarınca değerlendirme yapılmak ve araç değer kaybı zararının buna göre belirlenmek üzere ek rapor alınmasına karar verilmiştir. Hükme esas alınan ve dosya esasını aydınlatmaya yeterli olduğu kanaatine varılan bilirkişi raporunda araçta kaza tarihi itibariyle 10.000,00 TL değer kaybı meydana geldiği tespit edilmiştir. Davalı … tarafından 9000,00 TL değer kaybının dava tarihinden önce 11/05/2017 tarihinde davacıya ödenmiş olduğu, hali ile talebe konu edilebilecek tazminat miktarının 1.000,00 TL olduğu anlaşılmakla ” gerekçesiyle “ESAS VE BİRLEŞEN DAVANIN KISMEN KABUL KISMEN REDDİ İLE,-1.000,00 TL değer kaybı zararının, davalı … yönünden 12.04.2017 tarihinden, davalılar … ve … Limited Şirketi yönünden 24/01/2017 tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa VERİLMESİNE,” karar verilmiştir. İlk derece mahkemesi tarafından verilen karara karşı davacı vekili tarafından süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davacı vekilinin istinaf nedenleri: Araçtaki değer kaybının hatalı hesaplandığına ilişkindir. İstinaf edenin sıfatı ile istinaf nedenleri ve istinaf kapsamına göre yapılan incelemede: Asıl ve birleşen dava, trafik kazası nedeniyle araçta meydana gelen değer kaybı zararının tahsili talebine ilişkindir. Dosyadaki bilgi ve belgelere göre, davaya konu kazanın 24/01/2017 tarihinde meydana geldiği, kazaya neden olan … plâkalı aracın poliçe başlangıç tarihinin 26/01/2016 olduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece daha önce verilen karar dairemizce “Açılan davada 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları uyarınca değerlendirme yapılıp, araç değer kaybı zararının buna göre belirlenmesi gerektiği” gerekçesiyle kaldırma kararı verilmiştir. 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren ZMMS Genel Şartlarındaki araçtaki değer kaybının hesaplama şekline ilişkin düzenlemeleri yasal dayanağa kavuşturan 2918 sayılı KTK’nun 90.maddesinde 26/04/2016 tarihinde yapılan değişiklik hükmünün, dairemizin kaldırma kararından sonra Anayasa mahkemesi tarafından verilen ve 09/10/2020 tarihli Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 17/07/2020 gün ve 2019/40 esas- 2020/40 karar sayılı kararı ile Anayasa mahkemesince iptal edildiği gözetildiğinde 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren ZMMS Genel Şartlarındaki konuya ilişkin düzenlemelerinin yasal dayanağı kalmadığından, araçta oluşan değer kaybı zararı belirlemesinin 2918 sayılı KTK’nun ve 6098 sayılı TBK’nun haksız fiillere ilişkin hükümleri ile bu konudaki yerleşmiş yargısal içtihatlar doğrultusunda yapılması gerektiği konusunda duraksamamak gerekir. Bu durumda araçtaki değer kaybı hesabı yapılırken aracın kazadan önceki hasarsız hali ile kazadan sonraki tamir edilmiş halindeki rayiç değerleri arasındaki fark esas alınmalıdır. Somut olaya dönüldüğünde mahkemece, dairemizin kaldırma kararından sonra ve kaldırma gerekçesine uygun olarak görüşüne başvurulan bilirkişi 29/12/2019 günlü raporunda ” 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları uyarınca değerlendirme yapılıp, araç değer kaybı zararının buna göre belirlendiği belirtilerek çarpanlar kullanılmak suretiyle araçta oluşan değer kaybının 10.000,00 TL olduğu” belirtilmiş; mahkemece de bu rapor dikkate alınarak karar verilmiştir. Dairemizin kaldırma kararından önce mahkemece alınan bilirkişi raporunda ise ” davacıya ait aracın 22.427 km’de olduğu ve 9 ay kullanıldığı, kaza tarihindeki piyasa rayiç bedelinin 60.000,00 TL olduğu, araç karosör aksamı üzerinde yapılan hasar onarımının niteliği ve 24.000,00 TL olan hasar miktarı ile aracın daha önce hasar geçirmediği hususları dikkate alındığında araçtaki değer kaybının 9.000,00 TL olduğu” bildirilmiştir.Bu raporda az yukarıda açıklandığı üzere aracın kazadan önceki hasarsız hali ile kazadan sonraki tamir edilmiş halindeki rayiç değerleri arasındaki fark esas alındığından hüküm kurmaya elverişli bulunmuştur.
İlk derece mahkemesinin, dairemizin kaldırma kararında önceki kararının da yalnız davacı tarafından istinaf edildiği gözetildiğinde eldeki davada kazanılmış bir haktan da söz edilme durumu söz konusu değildir. Bu durumda dairemizin kaldırma kararından önce mahkemece alınan bilirkişi raporu dikkate alındığında davacıya ait araçta oluşan değer kaybının 9.000,00 TL olduğunun kabulü ve bu miktarın da ödenmiş olması nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerekir ise de verilen karar davacı tarafından istinaf edildiğinden aleyhe değerlendirilmemiştir. Hal böyle olunca, davacı vekilinin istinaf başvurusunun yukarıda açıklanan nedenlerle HMK m.353/1-b/1 uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca; 1-)Usul ve yasaya uygun olan ve başlıkta yazılı bulunan mahkeme kararına yönelik davacı istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,(HMK.m.353/1-b/1) 2-)Alınan harç yeterli olduğundan başkaca harç alınmasına yer olmadığına, 3-)İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, 4-)Yasa yoluna başvuran davacı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, HMK. m. 353/1-b/1 hükmü uyarınca, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve HMK. m. 362/1-a mad. gereğince, miktar itibariyle kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.10/06/2021