Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2021/724 E. 2022/196 K. 17.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2021/724
KARAR NO: 2022/196
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 15/12/2020
NUMARASI: 2015/260 ESAS 2020/885 KARAR
DAVA TÜRÜ: Trafik Kazasından Kaynaklanan Maddi-Manevi Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 17/02/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan ön inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili 16/02/2015 tarihli dava dilekçesinde özetle; 05/08/2013 tarihinde davalı sigorta şirketine sigortalı olan diğer davalının maliki olduğu … plakalı araç sürücüsünün direksiyon hakimiyetini kaybederek elektrik direğine çarpması sonucu meydana gelen trafik kazasında müvekkilinin ağır yaralandığını, sigorta şirketinin bir kısım ödemede bulunduğunu, ancak bunun gerçek zararı karşılamadığını, müvekkilinin tedavisinin halen devam ettiğini, %13 oranındaki özür durumunu kabul etmediklerini belirterek, bedensel zararları nedeniyle şimdilik 1.000,00 TL maddi tazminatın davalılardan ticari faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline, 20.000,00 TL manevi tazminatın araç maliki davalıdan olay tarihinden itibaren avans faiziyle birlikte tahsiline, davalı sigorta şirketin tarafından ödenen tazminat miktarı için davalı araç maliki şirketten kaza tarihinden ödeme tarihine kadar faiz bedelinin davalı … A.Ş. şirketinden tahsiline karar verilmesini, talep ve dava etmiştir. Davalı … Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; … plakalı aracın ZMS sigorta poliçesi ile sigortalı olduğunu, davacıya 24/10/2014 tarihinde 23.565,00 TL ve 94.262,00 TL ödeme yaparak sorumluluklarını yerine getirdiklerini, ödemeye istinaden ibranamenin imza altına alındığını, ibranamenin geçerli olmadığının kabulü halinde yapılan ödemenin yasal faizi ile tenzilinin gerektiğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini, talep ve beyan etmiştir.Davalı … A.Ş. Vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının Deniz Kuvvetleri mensubu olduğunu, emekli sandığına bağlı tacir sıfatı bulunduğunu, Asliye Hukuk Mahkemeleri’nin görevli olduğunu, hatır taşımasının söz konusu olduğunu, meydana gelen trafik kazasında müvekkilinin kusurunun bulunmadığını, ceza mahkemesinin kusur oranının mahkemeyi bağlamayacağını, maluliyet oranını kabul etmediklerini belirterek, açılan davanın reddine karar verilmesini, talep ve beyan etmiştir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda; Davacının ATK raporunda mütalaa edildiği üzere kalıcı iş göremezlik zararının oluşmadığı sonuç ve kanaatine ulaşılmıştır. Bu nedenle davacının kalıcı iş göremezlik ve ekonomik geleceğin sarsılması yönündeki maddi tazminat talepleri ispatlanamamıştır. Diğer yandan geçici iş göremezlik yönünden ise davacının Askeri Personel olması ve devlet memurlarının çalışamadığı dönemde maaşını almaya devam ettiği için geçici iş göremezlik tazminatı talep edemeyeceği anlaşılmıştır. Zira davacı vekilince bakıcı gideri veya tedavi gideri talebinde bulunulmadığı da görülmekle bu hususta bir inceleme yapılmamıştır. Manevi tazminat yönünden ise kazanın meydana gelişinde davacının kusursuz (yolcu) olması, müterafik kusuruna dair de dosyada bir delil bulunmaması, ATK raporunun incelenmesinde her ne kadar davacının kalıcı bir maluliyeti bulunmasa da omurgasında bulunan kemikte kırık meydana gelmesinin davacının askeri personel olduğunu da göz önünde bulundurduğumuzda manevi yönden zararının oluştuğuna delalet teşkil etmekle mahkememizce takdiren 10.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesi uygun bulunmuştur. Ayrıca haksız fiilde temerrüt tarihi fiilin meydana geldiği tarihte başladığından davacı lehine hükmedilen manevi tazminata 05/08/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faize hükmedilmesi gerekmiştir. Aracın ticari vasıfta olmaması davacının da tacir olmadığı gözetilerek hükmedilecek olan tazminat yasal faiz olmalıdır. İzah olunan gerekçeler ile davacının maddi tazminata dair davasının ispatlanamaması nedeni ile reddine manevi tazminata dair davasının ise kısmen kabulüne dair karar verilmesi gerekmiştir” gerekçesi ile 1-Maddi tazminata dair davanın ispatlanamaması nedeni ile reddine,2-Manevi tazminata dair davanın kısmen kabulü ile; 10.000,00 TL manevi tazminatın davalı … şirketinden 05/08/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.Davacı vekilinin istinaf sebepleri; 03.05.2017 tarihli 3. Adli Tıp İhtisas Kurulu’n dan alınan raporda; “sürekli maluliyet tayinine mahal olmadığı” yönünde görüş bildirildiği, muayene ve tetkikler yapılmadan düzenlenmiş olan bu rapora itiraz etmeleri üzerine mahkeme tarafından itirazlarının değerlendirildiği, müvekkilinin fiziki muayenesi yapılarak ve dosyadaki itirazlar değerlendirilerek yeniden rapor alınması ara kararı oluşturulduğu, Adli Tıp ikinci Üst Kurulu’nca 12.07.2018 tarihli raporda da daha önceki rapor sonucuna uygun şekilde bir değerlendirme yapıldığı, mahkemenin ara kararına rağmen yine müvekkilinin fiziki muayenesi yapılmadan rapor düzenlendiği, Şişli Hamidiye Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesi’n den verilen Özürlü Sağlık Kurulu Raporunda müvekkilinin %13 oranında sürekli maluliyetinin var olduğunun tespit edildiği, bu raporla ATK’dan alınan rapor arasında açık bir çelişki mevcut olmasına rağmen bu çelişkinin giderilmeden ve bu rapor dikkate alınarak verilen kararın hatalı olduğu, müvekkilinin askeri personel olduğu ve bu nedenle de maluliyet tespitinde esas alınması gereken yönetmeliğin Türk Silahlı Kuvvetleri Sağlık Yeteneği Yönetmeliği olduğu ve buna göre rapor alınması gerekirken alınmamasının hatalı olduğu, mahkemece takdir olunan 10.000,00-TL manevi tazminat miktarının çok düşük olduğu, kusurlu aracın ticari nitelikte olduğu, avans faize hükmedilmesi gerekirken yasal faize hükmedilmesinin yasaya aykırı olduğu, hususlarına ilişkindir.İstinaf edenin sıfatı ve istinaf sebepleri ile kamu düzenine ilişkin olup resen gözetilmesi gereken hususlara hasren yapılan incelemede; Dava, trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. 05/08/2013 tarihinde davalı sigorta şirketine sigortalı olan diğer davalının maliki olduğu … plakalı araın sürücüsünün direksiyon hakimiyetini kaybederek elektrik direğine çarpması sonucu meydana gelen trafik kazasında araç içinde yolcu olan davacının yaralandığı, maddi ve manevi tazminat istemiyle bu davanın açıldığı, anlaşılmıştır. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 56/1. maddesine göre, hakimin olayın özelliklerini göz önünde tutarak manevi tazminat adı ile hak sahibi yararına takdir edeceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer işlevi olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, malvarlığı hukukuna ilişkin zararın karşılanması da amaç edinilmemiştir. O halde, tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir.Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerektiği kadar olmalıdır. 22/06/1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde, takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar açıkça gösterilmiştir. Bunlar, her olaya göre değişebileceğinden; hakim, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Dava konusu olayda, kazanın meydana geldiği tarih, dosya içeriğine göre meydana gelen kazada davalının tam kusurlu olması, davacının yaralanmasının niteliği, tarafların dosyaya yansıyan ekonomik ve sosyal durumları, olay tarihindeki paranın alım gücü, manevi tazminatın bir sebepsiz zenginleşme aracı olmaması ile yukarıda açıklanan ilkeler göz önünde tutulduğunda; mahkemece takdir edilen manevi tazminat miktarı yerindedir. Sonuç olarak; dosya içindeki bilgi ve belgelere, ilk derece mahkemesi tarafından delillerin tartışılması ve değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırılık olmamasına, özellikle oluşa uygun olarak düzenlenen uzman bilirkişi raporunda belirtilen kusur oranının hükme esas alınmasında bir isabetsizlik bulunmamasına, ATK 3. İhtisas Dairesince düzenlenen 03.05.2017 tarihli rapor ile ATK 2. Üst Kurulunca düzenlenen tarihli raporun davacının kazadan sonra görmüş olduğu tüm tedavi evraklarının değerlendirilmesi ve kaza tarihinde yürürlükte bulunan yönetmelik hükümleri dikkate alınarak düzenlenmiş olmaları, dosyaya, oluşa ve Yargıtay uygulamalarına uygun denetlenebilir gerekçeler içermeleri karşısında hükme esas alınmalarında herhangi bir yanılgı tespit edilememesine, engelilik (Özürlülük) kavramıyla meslekte kazanma gücü kaybı, çalışma gücü kaybı kavramlarının farklı kavramlar olmalarına, farklı tüzük ve yönetmeliklerin, farklı bölümlerinde değerlendirildirilmelerine, aralarında bağlantı bulunmaması dikkate alındığında, bu hususun davacı tarafından raporlar arasında çelişki olarak değerlendirilmesinin yerinde olmamasına, manevi tazminatın az yukarıda açıklanan ilke ve esaslara uygun taktir edilmiş olmasına göre diğer istinaf başvuru nedenleri yerinde bulunmamıştır. Ancak aracın ticari araç olması nedeni ile hükmedilen tazminatın talep gibi avans faizi ile tahsiline karar verilmesi gerekirken, yasal faize hükmedilmesi hatalıdır. Bu hatalı uygulama yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden bu husustaki istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına yanılgılı hususun düzeltilmesi suretiyle HMK’nın 353/1-b/2 maddesi hükmü gereğince yeniden karar verilmesi yönünde aşağıdaki karar verilmiştir.
HÜKÜM/ Gerekçe uyarınca,1/ Davacı vekilinin, başlıkta yazılı bulunan ilk derece mahkemesinin kararına yönelik istinaf başvurusunun kısmen kabulüne (HMK.m.353/1-b/2) kısmen reddine, (HMK.m. 353/1-b/1) a/İstinaf harçlarının istek halinde davacıya iadesine, b/İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, c/Yasa yoluna başvuran davacı tarafından yapılan giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,2/İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/260 esas, 2020/885 karar sayılı ve 15/12/2020 tarihli kararının HMK’nın 353/1-b/2.maddesi hükmü uyarınca kaldırılmasına, a/Maddi tazminata dair davanın ispatlanamaması nedeni ile reddine, b/Manevi tazminata dair davanın kısmen kabulü ile; 10.000,00 TL manevi tazminatın davalı … şirketinden 05/08/2013 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte alınarak davacıya verilmesine, c/Avukatlık asgari ücret tarifesi uyarınca reddedilen maddi tazminat davası yönünden hesaplanan 1.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara eşit oranda verilmesine, d/Avukatlık asgari ücret tarifesi uyarınca manevi tazminat talebinin kabul edilen kısmına isabet eden 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalı … Sanayi A.Ş’den alınarak davacıya verilmesine, e/Avukatlık asgari ücret tarifesi uyarınca manevi tazminat talebinin reddedilen kısma isabet eden 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davada kendisini vekil ile temsil ettiren davalı … Sanayi A.Ş’ye verilmesine, f/Davacı vekili tarafından yapılmış 27,70 TL başvurma harcı, 686,52 TL peşin harç, 4,10 TL vekalet harcı, olmak üzere toplam 718,32 TL harç gideri ile tebligat, müzekkere olarak toplam 1.839,10 TL masraf olmak üzere toplam 2.557,42 TL yargılama giderinden kabul edilen kısma isabet eden 1,28 TL’sinin davalı … Sanayi A.Ş’den alınarak davacıya verilmesine,g/Davalı … Sanayi A.Ş tarafından yapılan 150,00 TL nin reddilen kısma isabet eden 149,93 TL sinin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine, h/Alınması gereken 683,10 TL karar ve ilam harcın peşin ödenen toplam 686,52 TL harcın mahsubu ile bakiye 3,42 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine, 3-)Yatırılan ve sarf edilmeyen gider avanslarından arta kalanın karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nun 361/1.maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süresi içinde Yargıtay’a temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.17/02/2022