Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2021/709 E. 2021/1617 K. 03.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2021/709
KARAR NO: 2021/1617
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 15/12/2020
NUMARASI: 2014/568 E. – 2020/853 K.
DAVANIN KONUSU: Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 03/11/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan ön inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 12.08.2008 kaza tarihinde davacının yolcu olarak bulunduğu tescilsiz … plaka sayılı motosiklete dava dışı çalıntı … plaka sayılı aracın çarpması sonucu meydana gelen kazada davacının yaralanarak malul kaldığını belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, müvekkilinin kalıcı iş gücü kaybından doğan hâlihazırda ve geleceğe dönük maddi kaybının giderilmesi için 250,00-TL maddi tazminatın davalıya başvuru tarihini müteakip 8. iş günü bitiminden itibaren işleyecek ticari faiz ile birlikte tahsiline, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, müvekkilinin mutad iştigalinden geri kalması ve çalışamayarak gelir kaybına uğramasına karşılık müvekkili için 250,00-TL maddi tazminatın davalıya başvuru tarihini müteakip 8. iş günü bitiminden itibaren işleyecek ticari faiz ile birlikte tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini, talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalının 8.616,00-TL tazminat ödemesini 08/02/2012 tarihinde davacının banka hesabına yatırdığını, ödeme ile ilgili ibranamenin 06/02/2012 tarihinde imzalandığını, ibraname ve tazminat ödemesinin üzerinden iki senelik hak düşürücü süre geçtikten sonra huzurdaki davanın açıldığını belirterek, davanın reddini talep etmiştir. Açılmış olan dava üzerine ilk derece mahkemesi tarafından yapılan yargılama neticesinde; -Davacının davasının kısmen kabulü ile 13.944,54-TL. maddi tazminatın 08/02/2012 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş, verilen karara karşı davacı vekili ve davalı vekili tarafından yasal süresi içerisinde istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Davacı vekili; hükme esas alınan maluliyet raporunun hatalı olduğunu, maluliyet oranları arasındaki çelişkinin giderilmediğini, hatır taşıması ve müterafik kusur yönünden indirim yapılmasının hatalı olduğunu, belirterek istinaf yoluna başvurmuştur. Davalı vekili; iki senelik hak düşürücü sürenin geçmiş olduğunu, davacının artan bir maluliyetinin bulunmadığını, tazminatın tümünden sorumlu tutulmalarının haksız olduğunu, kazaya karışan aracın çalıntı olduğunu, ıslah edilen kısmın zamanaşımına uğradığını, belirterek istinaf yoluna başvurmuştur. İstinaf edenlerin sıfatı ve istinaf sebepleri ile kamu düzenine ilişkin olup resen gözetilmesi gereken hususlara hasren yapılan incelemede; 12.08.2008 kaza tarihinde davacının yolcu olarak bulunduğu tescilsiz ve çalıntı … plaka sayılı motosiklete dava dışı … plaka sayılı aracın çarpması sonucu meydana gelen kazada davacının yaralanarak malul kaldığı anlaşılmıştır. Elde ki dava, trafik kazasından kaynaklanan yaralanmaya bağlı tazminat istemine ilişkindir. Davalı vekilinin istinaf talepleri yönünden yapılan incelemede; Dava konusu kaza nedeniyle tazminat olarak davacıya ödemenin 08/02/2012 tarihinde yapıldığı, davanın ise 07/02/2014 tarihinde açıldığı, bu haliyle Karayolları Trafik Kanununun 111.maddesinde öngörülen 2 yıllık hak düşürücü sürenin geçmediği, davacının kazaya karışan motosiklette yolcu olarak bulunduğu, bu nedenle kendisine karşı müteselsilen sorumlu bulunan kişilerin bir kısmına veya tamamına zararın tümü için dava açabileceği, hal böyle olunca da yalnızca davalıya karşı dava açmasında usule aykırılık bulunmadığı, davacının çalıntı motosiklete çalıntı olduğunu bilerek bindiğinin yargılama sırasında usulüne uygun olarak ileri sürülerek ispatlanmadığı da anlaşıldığından, davalı vekilinin istinaf taleplerinin yerinde olmadığı ve reddinin gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır. (HMK’nın 353/1-b/1.maddesi) Davacı vekilinin istinaf talepleri yönünden yapılan incelemede; Maluliyete ilişkin alınacak raporların 11.10.2008 tarihinden önce Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11.10.2008 tarihi ile 01.09.2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü Ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01.09.2013 tarihinden sonra da Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliğine uygun olarak düzenlenmesi gerekir. Somut olayda kaza tarihi itibariyle geçerli bulunan Sağlık İşlemleri Tüzüğü uyarınca hazırlanan ATK 2. İhtisas Kurulunun 27/02/2019 tarihli raporunun hükme esas alınmasına usule aykırılık bulunmamaktadır. Davacının; kaza tarihinde yaşı küçük ehliyetsiz olan sürücünün aracına bilerek binmesi nedeniyle belirlenen tazminattan %20 oranında müterafik kusur indirimi yapılması doğrudur. Ancak, davalının süresi içerisinde cevap dilekçesinde; hatır taşıması def’inde bulunmadığı halde belirlenen tazminattan indirim yapılmasının hatalı olduğu anlaşılmıştır. Yukarıdaki açıklamalar ışığında davalılar vekilinin istinaf talebinin HMK’nın 353/1-b/1.maddesi uyarınca esastan reddine, davacı vekilinin istinaf talebinin ise kısmen kabulü ile az yukarıda açıklanan nedenle kararın kaldırılmasına, ancak bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden HMK’nın 353/1-b/2.maddesi uyarınca esas hakkında yeniden hüküm kurulmasına ilişkin aşağıda ki karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca; 1-) İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 15/12/2020 tarih ve 2014/568 E., 2020/853 K. sayılı kararına karşı davacı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin HMK 353/1/b-2 maddesi uyarınca KISMEN KABULÜNE, 1/1-)Davalı vekilinin istinaf talebinin ise HMK 353/1-b/1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 1/2-) İstinaf yasa yoluna başvuran davacı tarafından yatırılan 59,30-TL nispi karar ve ilam harcının istek halinde iadesine, 1/3-) Alınması gereken 952,55-TL harçtan peşin yatırılan 238,25-TL nispi karar ilam harcınınn düşümü ile 714,30-TLnispi karar ilam harcının istinaf eden davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 1/4-) İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, 1/5-) İstinaf yasa yoluna başvuran taraflarca istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin takdiren kendi üzerinde bırakılmasına, 2-) İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 15/12/2020 tarih ve 2014/568 E., 2020/853 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA, 2/1-)Davacının davasının KISMEN KABULÜ ile 17.430,68-TL. maddi tazminatının 08/02/2012 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, 2/2-)Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesine göre, alınması gereken 1.190,68-TL harçtan peşin alınan 25,20-TL + 75,00-TL ıslah harcı toplamı olan 100,20-TL harçtan mahsubu ile geriye kalan 1.090,48-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına, 2/3-)Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 4.080,00-TL vekalet ücretinin davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine, 2/4-)Davacı tarafından başlangıçta yatırılan 25,20-TL başvurma harcı + 25,20-TL peşin + 75,00-TL ıslah harç toplamı olan 125,40-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 2/5-)Davacı tarafından yapılan 1.500,00-TL bilirkişi ücreti + 653,65-TL tebligat-müzekkere + 1.514,00-TL ATK fatura masrafları olmak üzere toplam 3.667,65-TL yargılama giderlerinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 2/6-)Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 24/11/2016 tarihli ve 6763 sayılı Kanunun 42 nci maddesi ile değişik HMK.m.362/1-a hükmü gereğince kesin olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi.03/11/2021