Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2021/65 E. 2021/245 K. 11.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2021/65
KARAR NO: 2021/245
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 14/10/2020
NUMARASI: 2018/295 E. – 2020/435 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 11/02/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili; … plakalı aracın 28.12.2013 tarihinde sürücü …’in sevk ve idaresinde iken … plakalı araca %100 kusurlu olarak çarpmak suretiyle hasara sebebiyet verdiğini, meydana gelen kaza nedeniyle tutulan trafik kazası tespit tutanağında müvekkili şirketçe sigortalı olan … plakalı aracın sürücüsünün kazanın oluşumunda 8/8 tam kusurlu olduğunun tespit edildiğini, ayrıca yapılan tespitte sigortalı aracın sürücüsü …’in %1,81 promil alkollü olduğunun tespit edildiğini, dava dışı … plakalı aracın sigortacısı olan … Sigorta A.Ş.’ye, kaza sebebiyle sigortalısının uğradığı zarar için 21.04.2014 tarihinde 25.000 TL hasar tazminatının ödendiğini, ödenen tazminatın tahsili amacıyla İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyası üzerinden ilamsız takip başlatıldığını, davalının haksız olarak icra takibine itiraz edilmesi neticesinde takibin durduğunu, trafik sigorta poliçesi genel şartlar B.4/c hükmüne göre sigortacının, sigorta ettirene rücu edebileceğinin kabul edilebileceğini belirterek, ihtiyati tedbir ile davalının icra takibine yapmış olduğu itirazının iptaline, takibin devamına, davalının %20’den az olmamak şartıyla icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili; Davacının fahiş tazminat taleplerinin de kabul edilemez olduğunu, hasar bedelinin bilirkişi incelemesi neticesinde ortaya çıkacağını belirterek tüm bu nedenlerle huzurdaki davanın … A.Ş.’ye İhbarına, zamanaşımı nedeniyle reddine, müvekkili şirket açısından husumet nedeniyle reddine ayrıca müvekkili Şirket lehine reddedilen miktarın %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini karar verilmesini talep etmiştir. Davalı tarafından kiracı sıfatıyla dava dışı … A.Ş.’ye davanın ihbarı talep edilmiş ve dava bu şirkete ihbar edilmiştir. Bu İhbar olunan tarafından da dava araç sürücüsü olduğu iddiasıyla …’e davanın ihbarı talep edilmiş ve dava …’e ihbar edilmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda “1-Davanın KABULÜ ile, davalının İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu İTİRAZIN İPTALİ ile, takibin kaldığı yerden aynı koşullarda DEVAMINA,2-Alacağın likit ve muayyen olmadığı bu nedenle yargılama gerektirdiği anlaşılmakla, yasal koşulları oluşmayan icra inkâr tazminatı talebinin REDDİNE,” karar verilmiştir. İlk derece mahkemesi tarafından verilen karara karşı ihbar olunan … vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Dava tarihinde yürürlükte olan HMK.nun “İhbar ve şartları” kenar başlıklı 61. Maddesinde ” (1) Taraflardan biri davayı kaybettiği takdirde, üçüncü kişiye veya üçüncükişinin kendisine rücu edeceğini düşünüyorsa,tahkikat sonuçlanıncaya kadar davayı üçüncü kişiye ihbar edebilir.(2) Dava kendisine ihbar edilen kişinin de aynı şartlarda bir başkasına ihbarda bulunması mümkündür ve bu şekilde ihbar tevali ettirilebilir.” hükmü yer almaktadır. Bu hüküm gereğince ihbar olunan davalı tarafından davanın ihbar edildiği … A.Ş. tarafından da davanın istinaf eden …’e ihbarı mümkün ise de HMK 63. maddesindeki “(1) Dava kendisine ihbar edilen kişi, davayı kazanmasında hukuki yararı olan taraf yanında davaya katılabilir.” şeklindeki hüküm ile 64. maddesindeki “(1) İhbar edilen davada verilen hükmün ihbar eden kişiye etkisi hakkında 69 uncu maddenin ikinci fıkrası hükmü kıyasen uygulanır.” ve 66. Maddesindeki “(1) Üçüncü kişi, davayı kazanmasında hukuki yararı bulunan taraf yanında ve ona yardımcı olmak amacıyla, tahkikat sona erinceye kadar, fer’î müdahil olarak davada yer alabilir.”; 67. maddesindeki “(1) Müdahale talebinde bulunan üçüncü kişi, yanında katılmak istediğitarafı, müdahale sebebini ve bunun dayanaklarını belirten bir dilekçeyle mahkemeye başvurur.(2) Müdahale dilekçesi, davanın taraflarına tebliğ edilir. Mahkeme, gerekirse taraflarla birlikte üçüncü kişiyi de dinlemek üzere davet eder, gelmeseler dahi müdahale talebi hakkında karar verir.”; 68. maddesindeki “(1) Müdahale talebinin kabulü hâlinde müdahil, davayı ancak bulunduğu noktadan itibaren takip edebilir. Müdahil, yanında katıldığı tarafın yararına olan iddia veya savunma vasıtalarını ileri sürebilir; onun işlem ve açıklamalarına aykırı olmayan her türlü usul işlemlerini yapabilir. (2) Mahkeme, katıldığı noktadan itibaren, taraflara bildirilen işlemleri müdahile de tebliğ eder.” 69. maddesindeki (1) Müdahilin de yer aldığı asıl davada hüküm, taraflar hakkında verilir. (2) Fer’î müdahilin,tarafla rücu ilişkisinde, asıl davadakiuyuşmazlık hakkında yanlış karar verildiği iddiası dinlenilmez. Ancak,müdahil, zamanında ihbar yapılmadığı için davaya geç katıldığını veyayanında katıldığı tarafın iddia ve savunma imkânlarını kullanmasını engellediğini ya da kendisince bilinmeyen iddia ve savunma imkânlarının,tarafın ağır kusuru sebebiyle kullanılamadığını belirterek, yanındakatıldığı tarafın yargılamayı hatalı yürüttüğünü ileri sürebilir.” şeklindeki hükümler birlikte değerlendirildiğinde; davayı ihbardan gayenin, ihbar olunanın davaya müdahale etmesini veyahut ihbar eden adına davayı takip etmesini sağlanmak olduğu cihetle, ihbar üzerine gelen ve fakat usulüne uygun olarak müdahale isteğinde bulunmayan veya ihbar eden yerine ve onun temsilcisi olarak davayı takip etme iradesini ihzar etmeyen ve hakkında hükümde kurulmayanın kararı istinaf etme hakkı bulunmamaktadır.Ancak, mahkemece usul ve yasaya aykırı olarak taraf sıfatını almayan dava ihbar olunan kişi hakkında hüküm kurulmuşsa, ihbar olunan hükmün kendisiyle ilgili bölümünü istinaf veya temyiz edebilir. Eldeki davada davacı veya davalı tarafından yapılmış herhangi bir istinaf başvurusu bulunmadığı gibi, ihbar olunan … tarafından davaya feri müdahale talep edilip davaya feri müdahil olarak katılınmadığı anlaşılmaktadır. İhbar olunun aleyhine de mahkemece herhangi bir hüküm kurulmadığından, ihbar olunan …’in karara karşı istinaf başvurusunda bulunma hakkı bulunmadığından, ihbar olunan …’in vekili tarafından yapılan istinaf başvurusun HMK m. 352 uyarınca reddine, karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca; İhbar olunan … vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun HMK m. 352 uyarınca USULDEN REDDİNE, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda ve HMK.m. 352 hükmü uyarınca kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.11/02/2021