Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2021/621 E. 2023/330 K. 23.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2021/621
KARAR NO: 2023/330
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 23/12/2020
NUMARASI: 2014/1461 Esas -2020/718 Karar
DAVA: Trafik Kazasına Bağlı Ölüm Nedeniyle Maddi Tazminat
DAVA TARİHİ: 13/10/2014
Birleşen İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/1039 esas sayılı dosyası
DAVA: Trafik Kazasına Bağlı Ölüm Nedeniyle Maddi Tazminat
DAVA TARİHİ: 17/10/2016
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 23/02/2023
Yukarıda bilgileri yazılı bulunan ilk derece mahkemesinin kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355.maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf edenin sıfatına, istinaf nedenlerine ve kamu düzenine ilişkin olup resen gözetilmesi gereken hususlara hasren yapılan inceleme ve değerlendirme neticesinde;
K A R A R Davacılar vekili asıl davaya ilişkin dilekçesinde; 21/07/2014 kaza tarihinde, davalı sigorta şirketi nezdinde ZMMS poliçesiyle sigortalı … plakalı aracın … sevk ve idaresindeyken, … sevk ve idaresindeki … plakalı araca arkadan çarpması sonucu çift taraflı ölümlü, yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, meydana gelen kazada … plakalı araçta yolcu olarak bulunan müvekkillerinin kızı …’ın vefat ettiğini, davacıların vefat edenin desteğinden yoksun kaldıklarını belirterek, fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik, anne … için 3.000,00-TL, baba … için 3.000,00-TL olmak üzere toplam 6.000,00 TL destekten yoksunluk tazminatının (davalı sigorta şirketi azami poliçe limiti ile sorumlu olmak kaydıyla) olay tarihinden işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini, talep ve dava etmiştir. Davalı vekili asıl davaya ilişkin cevap dilekçesinde; davacı tarafın destekten yoksun kaldığını ispat etmesi gerektiğini, davayı kabul manasında olmamak üzere gelirin asgari ücret üzerinden hesap edilmesi gerektiğini, davacı tarafından sigortalıların kusuru ve kusur ile zarar arasında illiyet bağı bulunduğunun usulen ispat edilmesi gerektiğini, davacıların talebinin fahiş olduğunu, müteveffanın hatır için taşındığını, vefat edenin alkollü sürücünün aracına binmesi sebebiyle müterafik kusuru bulunduğunu, bu sebeple müterafik kusur nispetinde tazminattan indirim yapılması gerektiğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Birleşen davada davacılar vekili dilekçesinde; 21/07/2014 kaza tarihinde, davalı sigorta şirketi nezdinde ZMMS poliçesiyle sigortalı … plakalı aracın … sevk ve idaresindeyken, … sevk ve idaresindeki … plakalı araca arkadan çarpması sonucu çift taraflı ölümlü, yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, meydana gelen kazada … plakalı araçta yolcu olarak bulunan müvekkillerinin kızı …’ın vefat ettiğini, davacıların vefat edenin desteğinden yoksun kaldıklarını belirterek, meydana gelen kazada … plakalı araç sürücüsü …’nın asli kusurlu olduğunu belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kaymak kaydıyla şimdilik, anne … İçin 1.000,00-TL baba … için 1.000,00-TL olmak üzere toplam 2.000,00 TL destekten yoksunluk tazminatının olay tarihinden işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini, talep ve dava etmiştir. Birleşen davada davalı vekili cevap dilekçesinde; davaya konu kazanın 21.07.2014 tarihinde meydana geldiğini, davanın 17.10.2016 tarihinde KTK’nın 109.maddesinde öngörülen 2 yıllık yasal süre içerisinde açılmadığını, bu nedenle davanın zamanaşımı nedeniyle reddinin gerektiğini, müvekkili nezdinde sigortalı olan araç sürücüsü …’nın, kazanın oluşumunda herhangi bir kusurunun bulunmadığını, yasal hız limitinin üzerinde seyreden … plakalı aracın sürücüsünün almış olduğu alkolün refleks ve sürüş hakimiyetine yaptığı etkinin göz önünde bulundurulması gerektiğini, müteveffa …’ın emniyet kemerinin takılı olmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini, talep etmiştir. Davacılar vekili 24/07/2020 tarihli talep artırım dilekçesiyle, 172.799,36-TL nin olay tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama neticesinde; trafik kazasının meydana gelmesinde, dava dışı sürücü …’nin %20 oranında, dava dışı sürücü …’nın %80 oranında kusurlu olduğu, bilirkişi ek raporunun hükme esas alınması gerektiği, bu suretle asıl davada davalı … Sigortanın sigorta ettireni …nin %20 kusurlu olduğu kabul edilerek davacı … için 20.206,65 TL, baba … için 14.353,23 TL olmak üzere toplam 34.559,88 TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, birleşen davada davalı … Sigortanın sigorta ettireninin %80 kusurlu olduğu kabul edilerek birleşen İstanbul 13.ATM’nin 2016/1039 Es. sayılı dosyası yönünden davanın kabulü ile; davacı anne … için 80.826,58 TL, baba … için 57.412,90 TL olmak üzere toplam 138.239,48 TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı sigorta şirketinden tahsili ile davacıya verilmesi gerektiği gerekçesiyle; a-asıl Davanın kabulü ile; davacı … için 20.206,65 TL, baba … için 14.353,23 TL olmak üzere toplam 34.559,88 TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, b-birleşen İstanbul 13.ATM’nin 2016/1039 Es. Sayılı dosyası yönünden Davanın KABULÜ ile; Davacı anne … için 80.826,58 TL, baba … için 57.412,90 TL olmak üzere toplam 138.239,48 TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı sigorta şirketinden tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiş, verilen karara karşı asıl ve birleşen davanın davacılarının vekili, asıl davanın davalısı … Sigorta A.Ş vekili ile birleşen davanın davalısı … Sigorta A.Ş vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Asıl ve birleşen davanın davacıları vekilinin istinaf başvuru sebepleri; kendisini vekille temsil ettiren her bir davacı lehine kabul edilen her bir miktar üzerinden ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, toplam alacak üzerinden vekalet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğu, hususuna ilişkindir. Asıl davada davalı … Sigorta A.Ş vekilinin istinaf başvuru sebepleri; müteveffanın vefatı dolayısıyla yalnızca bu dava ve davacı anne ve babanın hak sahibi olduğu varsayımı ile tazminat hesaplandığı, müteveffanın önceki evliliğinden 2004 doğum tarihli bir çocuğu olması nedeniyle yapılan hesaplamanın usul ve yasaya aykırı olduğu, raporda müteveffanın bekâr ve çocuksuz olduğu kabulü ile hesaplama yapılmış ise de; nüfus kaydından da görüleceği üzere müteveffanın önceki evliliğinden 2004 doğum tarihli bir oğlu bulunduğu, bu nedenle davacı anne ve baba için gelirden fazla pay ayrılarak fahiş tazminat hesaplandığı, hatır taşıması, kusur indirimi yapılması gerekirken yapılmamasının hatalı olduğu, müteveffanın kaza sırasında emniyet kemeri takmamasının ve alkollü sürücü sevk ve idaresinde olan araçta yolculuk etmesinin de müterafik kusur hali olduğu sabit olmakla, müterafik kusur indirimi yapılmamasının hatalı olduğu, hususlarına ilişkindir. Birleşen davanın davalısı … Sigorta A.Ş vekilinin istinaf başvuru sebepleri; davacı tarafın, 2918 sayılı kanunun 97. maddesinin 6704 sayılı kanun ile değişik 3. maddesi uyarınca dava açmadan önce müvekkili şirkete başvuru zorunluluğu bulunmasına karşın bunu yerine getirmeksizin doğrudan dava açtığını, bu nedenle davanın öncelikle dava şartı yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken yargılamaya devam olunmasının usul ve yasaya aykırı olduğu, kazada sigortalı traktör sürücüsüne %80 kusur izafe olunmasının hatalı olduğu, 12.11.2018 tarihli aktüer bilirkişi raporu ile İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/1461 esas sayılı dosyasındaki 10.01.2018 tarihli kök rapor ve 09.07.2020 tarihli ek rapor arasındaki maddi tazminat tutarı yönünden aşırı farka dayalı çelişki giderilmeksizin karar verilmiş olmasının usul ve yasaya aykırı olduğu, davacı tarafın talep artırım dilekçesinde “Davalı şirketlerin sorumluluğunun müşterek ve müteselsil olduğu beyan olunarak, davacı … için destekten yoksun kalma tazminatı talebi 101.033,23-TL, … için 71.766,13-TL olmak üzere toplamda 172.799,36-TL olarak arttırıldığı ve olay tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesinin” talep edildiği, mahkemece birleşen davada müvekkili yönünden “birleşen davanın kabulüne denerek davacı … için 80.826,58-TL, davacı … için 57.412,90-TL olmak üzere toplam 138.239,49-TL tazminatın faizi ile birlikte müvekkili şirketten tahsiline” karar verildiği, davayı kabul anlamına gelmemek kaydıyla davacının 172.799,36-TL’nin davalılardan müştekeren ve müteselsilen talebi karşısında mahkemece müvekkili şirket yönünden 138.239,49-TL için davanın kısmen kabul, 33.959,87-TL için kısmen red kararı verilerek 33.959,87-TL yönünden müvekkili şirket lehine vekalet ücreti takdir edilmesi gerekirken aksi yönde verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğu hususlarına ilişkindir. Dava ve birleşen dava: trafik kazasına bağlı ölüm nedeniyle destekten yoksun kalma maddi tazminatı istemine ilişkindir. Dosya kapsamına göre; davalı … Sigorta A.Ş nezdinde ZMMS poliçesiyle sigortalı … plakalı araç ile, davalı … Sigorta A.Ş nezdinde ZMMS poliçesi ile sigortalı … plakalı aracın karıştığı trafik kazasında, … plakalı araçta yolcu olarak bulunan davacıların kızı …’ın vefat ettiği, davacıların kusurlu olduğu iddiasıyla destekten yoksun kalma tazminatı istemiyle … plakalı aracın ZMM Sigortacısı aleyhine eldeki davayı, … plakalı aracın ZMM sigortacısı aleyhine birleşen davayı açtıkları anlaşılmıştır. (1)26.04.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6704 sayılı yasanın 5. maddesiyle değişik KTK’nın 97. maddesi ile zarar görenin, dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerektiği düzenlenmiş, aynı değişiklikle sigorta kuruluşunun, başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması hâlinde, zarar görenin dava açabileceği belirtilmiştir. Yasal değişiklikle, zarar gören hak sahipleri ZMSS sigortacısına karşı artık doğrudan dava açamayacak olup yasa ile özel bir dava şartı getirilmiştir.Somut olayda, birleşen davanın (İstanbul 13.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/1039 esas) 17/10/2016 tarihinde açıldığı, davanın açıldığı tarihte 2918 sayılı KTK’nın 97. maddesinde yapılan değişiklik yürürlükte olup davacı tarafça dava tarihinden önce davalı sigorta şirketine başvurulmadığı anlaşılmaktadır,Dava şartları, davanın esası hakkındaki yargılamanın devamı için gerekli olan şartlar olup, davanın açılabilmesi için değil, mahkemenin davanın esasına girebilmesi için aranan kamu düzeni ile ilgili zorunlu koşullardır. HMK’nın 115/2.maddesi uyarınca mahkeme dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder.Hal böyle olunca da; ilk derece mahkemesince davacılar vekiline yasada öngörülen başvuruya ilişkin eksikliği gidermesi için kesin süre verilmesi, sigorta şirketince 15 gün içinde cevap verilmemesi veya verilen cevabın talebi karşılamaması halinde bu yöndeki dava şartının yerine getirildiği kabul edilerek davanın esasına girilip deliller toplanıp değerlendirilerek ortaya çıkacak sonuca göre bir karar verilmesi, kesin süre içinde başvuruya ilişkin dava şartının yerine getirilmemesi halinde ise bu kez dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmesi gerekmekte olup, HMK’nın 115/2. maddesine aykırı şekilde tamamlanabilecek nitelikteki dava şartının tamamlanması için davacıya kesin süre verilmeksizin karar verilmesi hatalı olmuştur.(2)Zararın meydana gelmesinde veya artmasında mağdurun da kusurunun bulunması halinde diğer bir ifadeyle zarara uğrayan, zarar doğuran eyleme razı olmuş veya kendisinin sebep olduğu hal ve şartlar zararın meydana gelmesine etki yapmış veya zarar sorumlusunun durumunu ağırlaştırmış ise kaza tarihinde yürürlükte bulunan 6098 sayılı TBK’nın 52.maddesi (benzer düzenleme 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 44. Maddesinde de mevcuttur) uyarınca hakim tazminat miktarını hafifletebilir.Hatır taşımaları da bir menfaat karşılığı olmadığı hallerde bu gibi taşımalarda kaza tarihinde yürürlükte bulunan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 51.madde hükmü uyarınca (benzer düzenleme 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 43.maddesinde de mevcuttur) tazminattan uygun bir indirim yapılması, gerek öğretide gerekse Yargıtay İçtihatlarında benimsenmiş ve yerleşmiş bulunmaktadır. Hatır taşımasından söz edebilmek için de yaralanan ya da ölen karşılıksız taşınmış olmalıdır. Bu bakımdan hatır taşıma ilişkisinin değerlendirilmesinde taşıma ya da kullanmanın kimin çıkar ve yararına olmasının saptanması önemli olduğu gibi yarar ekonomik olabileceği gibi ortak toplumsal yararları da ilgilendirilebilir. Ancak taşıma ve kullanmada işletenin veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişinin (sürücü) bir çıkarı veya yararı bulunması halinde hatır taşımasından söz edilemeyecektir. Bu açıklamalardan sonra somut olayda kabule göre; hatır taşıması ve müterafık kusur iddiası üzerinde durulmadan, bu yöndeki talep ve itirazların usulüne uygun olup olmadığı belirlenip, koşullarının somut olayda gerçekleşip gerçekleşmediği karar yerinde tartışılıp değerlendirilmeden, ulaşılacak sonuç yönünden taraflar ve yasa yolu incelemesi bakımından uygun gerekçe açıklanmadan istinaf incelemesine konu kararın verilmesi hatalıdır.Sonuç olarak; davacılar vekilinin tüm ve davalı … Sigorta A.Ş vekilinin sair istinaf başvuruları şimdilik incelenmeksizin, yukarıda açıklanan hususlara temas eden istinaf başvuru sebeplerinin kabulü ile kararın HMK’nın 353/1-a/6.maddesi hükmü gereğince kaldırılmasına, açıklandığı şekilde inceleme ve değerlendirme yapılmak üzere dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ/ Gerekçe uyarınca,1/Gerekçede açıklanan hususlara yönelik olarak, davalı … Sigorta AŞ vekilinin ve davalı … Sigorta AŞ vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile, ilk derece mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/6 madde hükmü uyarınca KALDIRILMASINA, diğer istinaf başvuruların bu aşamada incelenmesine yer olmadığına,2/Dosyanın, yukarıda gösterilen biçimde inceleme ve değerlendirme yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,3/İstinaf yasa yoluna başvuran taraflarca peşin olarak yatırıldığı anlaşılan istinaf karar ve ilam harcının talep halinde kendilerine İADESİNE,4/Dosya üzerinde inceleme yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,5/İstinaf yasa yoluna başvuran taraflar tarafından istinaf aşamasında yapılan giderlerin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına,HMK’nın 353/1-a/6 madde hükmü uyarınca, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince, kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.23/02/2023