Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2021/538 E. 2021/1862 K. 25.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2021/538
KARAR NO: 2021/1862
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 29/12/2020
NUMARASI: 2015/1163 2020/908
DAVA TÜRÜ: Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 25/11/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı … yönetimindeki … plaka sayılı motosiklet ile 06.08.2013 günü saat 16.30 sıralarında Atatürk caddesini takiben kıraç istikametine doğru seyrederken, karşı yönden gelerek sola dönüş yapan davalı sigorta şirketi tarafından ZMMS poliçeli … yönetimindeki … plaka sayılı kamyon ile çarpışması sonucu müvekkilinin ağır şekilde yaralandığını, davacının uğradığı zarar hususunda, davacının yaşına, aktif ve pasif dönem yaşam esnasında toplanacak delillere göre 6100 sayılı yasanın 107. maddesine göre inceleme yapılarak tazminat miktarının belirlenmesine ve yetersiz ödeme nedeniyle fazlaya ilişkin haklarının saklı kalmak üzere şimdilik 3.000 Tl üzerinden kısmi olarak davanın kabulüne, belirlenecek olan bakiye tazminat alacağının temerrüt tarihinden itibaren işletilecek avans faizli ile birlikte davalılardan alınarak, davacıya verilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini, talep etmiştir. Davalı Sigorta vekili mahkemeye sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; … plaka numaralı aracın 02.05.2013-2014 tarihleri arasında geçerli olmak üzere Zorunlu Mali Mesuliyet sigortası ile maluliyet halinde kaza tarihi itibarıyla şahıs başına 250.000,00-TL poliçe limiti ile sigortalı olduğunu, kaza sebebiyet müvekkili sigorta şirketine müracaat edilmesi sonrasında maluliyet tazminatı olarak 59.585,96 TL davacı vekili hesabına ödendiğini, kusur oranının belirlenmesi gerektiğini, maluliyet oranının Adli tıp kurumunca yapılmasın gerektiğini, davanın reddini, temerrüt tarihinden itibaren avans faizi talebinin reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; İş bu asıl ve ıslahla açılan davanın kabulü ile geçici iş görmezlik tazminatı olarak 5.558,15 Tl, sürekli iş görmezlik tazminatı olarak 50.060,34-Tl olmak üzere toplam 55.618,49 Tl nin kısmi ödeme tarihi olan 10.12.2014 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine, karar verilmiştir. Davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur. Davalı vekili istinaf dilekçesinde; davalıya daha önce yapılan ödemenin yeterli olduğunu, belirlenen zarar ile arasında nispetsizlik bulunmadığını, bu nedenle davanın reddini gerektiğini belirterek istinaf yoluna başvurmuştur. İstinaf edenlerin sıfatı ve istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemede; Dava trafik kazası nedeniyle maddi tazminat davasıdır. Davacılar vekilince süresi içinde açılan davada, yapılan ödemelerin yetersiz olduğu belirtilerek bakiye tazminat talebinde bulunulmuş olup, mahkemece yapılacak iş, ilk önce ödeme tarihi itibariyle yapılan ödemelerin yetersiz olup olmadığının belirlenmesidir. Bunun için, ödeme tarihi verileri dikkate alınarak yapılacak hesaplama sonucu bulunacak tutar ile ödeme miktarı karşılaştırılarak, ödemenin yeterli bulunması halinde ibra nedeni ile davanın reddine karar verilmesi gerekir. Şayet, ödemenin yetersiz olduğu anlaşılırsa, bu kez karar tarihine en yakın veriler dikkate alınarak tazminat hesaplanmalı, zarar ve yararın denkleştirilmesi ilkesi gereğince, davalı sigorta şirketince yapılan ödemeye hesaplamanın yapıldığı tarihe kadar geçen süre için yasal faiz de uygulanarak, hesaplanan tutardan mahsup edilmelidir. Somut olayda davacıya 04/12/2014 tarihinde 59.585,96-TL maddi tazminatın ödendiği, mahkemece yargılama sırasında alınan bilirkişi raporuna göre ödeme tarihindeki veriler esas alındığında toplam tazminatın 63.693,44-TL olarak belirlendiği ve zararın %94 oranında karşılandığının tespit ediliği, bu haliyle yapılan ödeme yeterli olup, ödeme ile zarar arasında açık bir nispetsizlik bulunmadığından davacının davasının ibra nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğu, ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden davalı vekilinin talebinin kabulü ile kararın kaldırılmasına, ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden HMK 353/1-b/2 maddesi uyarınca esas hakkında yeniden hüküm kurulması gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca; 1-)İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 29/12/2020 tarih ve 2015/1163 E., 2020/908 K. sayılı kararına karşı davalı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin KABULÜNE, 1/1-)İstinaf yasa yoluna başvuran davalı tarafından yatırılan 946,83-TL harcın istek halinde kendisine İADESİNE, 1/2-)İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, 1/3-)İstinaf yasa yoluna başvuran davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin takdiren kendi üzerinde bırakılmasına, 2-)İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 29/12/2020 tarih ve 2015/1163 E., 2020/908 K. KALDIRILMASINA, 2/1-)Davacının davasının REDDİNE, 2/2-)Harçlar yasası uyarınca alınması gereken 39,30-TL harcın peşin ve ıslah ile yatırılan 215,58-TL harçtan mahsubu ile bakiye 156,28-TL’nin istek halinde davacıya iadesine, 2/3-)Davacı tarafından yapılan giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına, 2/4-)Davalı kendini vekil ile temsil ettirdiğinden, hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 5.100-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 2/5-)HMK 333. md. uyarınca davacı ve davalı tarafından yatırılan ve kullanılmayan gider avansının kararın kesinleşmesi sonrası talep halinde yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 24/11/2016 tarihli ve 6763 sayılı Kanunun 42 nci maddesi ile değişik HMK.m.362/1-a hükmü gereğince kesin olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi.25/11/2021