Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2021/528 E. 2021/767 K. 28.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2021/528
KARAR NO: 2021/767
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 16/06/2020
NUMARASI: 2019/980 E. – 2020/214 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 28/04/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı … şirketinin sigortalısı … adına kayıtlı olan ve sürücü … sevk ve idaresindeki … plakalı aracın davalıların sürücüsü, maliki ve ZMMS sigortacısı olduğu 58 BP 593 plaka sayılı araç ile çarpışması sonucu meydana gelen trafik kazasında sigortalı aracında hasar meydana geldiğini, hasar bedelinin dava dışı sigortalıya ödendiğini, bu hasar bedelinin rucüen tahsili için yapılan icra takibinin davalıların itirazı üzerine duruğunu belirterek, icra takibine yönelik yapılan haksız ve hukuka aykırı itirazı nedeniyle itirazın iptaline ve uğranılan zarar dolayısıyla takip talebindeki meblağ üzerinden IİK 67. madde uyarınca %20 icra inkâr tazminatı ödenmesine, yargılama gideri ve vekâlet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı … ve … vekili 10/02/2020 tarihli cevap dilekçesinde özetle; İcra takibinin yetkili icra müdürlüğünde başlatılmadığını öncelikle yetki hususundan dolayı davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, mahkeme aksi kanaatte ise davanın esastan reddine karar verilmesine talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; ” Somut olayda davacı davalılar aleyhine takip başlatmış olup, kazanın(haksız fiilin) meydana geldiği/zararın meydana geldiği yahut gelme ihtimalinin bulunduğu yerin “Sivas İli” olduğu; zarar gören sigortalının yerleşim yerinin yurtdışı olduğu; genel yetki uyarınca davalı … şirketinin adresinin “Kavacık/İstanbul”; diğer davalılar … ve …’ın yerleşim yerlerinin “Merkez/Sivas” olduğu anlaşılmaktadır. Bu noktada tartışılması gereken husus, sigortalısının haklarına halef olan davacı … şirketinin HMK 16 anlamında “zarar gören” olarak değerlendirilip değerlendirilmeyeceği hususudur. Yerleşik içtihatlar uyarınca HMK 16’daki zarar gören kavramı sigortacı şirketi kapsayacak şekilde geniş yorumlanmamış, sigortalı kişinin takibi nerede başlatması gerekiyorsa, halefi olan sigorta şirketinin de takibi orada başlatması gerekeceği ilkesi benimsenmiştir. Buna göre davacının sigortalısının “Sivas İcra Müdürlüğü” ve “İstanbul Anadolu İcra Müdürlüklerinden” birinde seçimlik olarak takip başlatabileceği, sigortalı kişinin İstanbul İcra Müdürlüğünde takip başlatma hakkı bulunmadığından ve davacı … de halefiyet kuralları gereği sigortalısının sahip olduğu haktan daha fazlasına sahip olamayacağından, yetkili icra dairesinde başlatılmış usulüne uygun bir icra takibi bulunmadığından davanın usulden reddine karar verilmesi gerekecektir. Bu durumda icra takibinin yetkili yer icra dairesinde yapılmayarak itirazın iptaline dair dava şartının yerine getirilmemiş olduğu, davalıların icra müdürlüğüne yapmış olduğu yetki itirazında haklı olduğu kanaatine varılarak 6100 sayılı yasanın 114/2 maddesinde düzenlenen yasal düzenleme de göz önünde bulundurularak aynı yasanın 115. Maddesi uyarınca davanın dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar vermek gerektiği” gerekçesi ile; Davanın 6100 sayılı HMK 114/2 ve 115/2 maddeleri gereği dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiştir. Davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur. Davacı vekili istinaf dilekçesinde; davalıların usulüne uygun olarak yetki itirazlarının bulunmadığının 2918 KTK 110.maddesi uyarınca icra dairelerinin yetkili olduğunu belirterek istinaf yoluna başvurmuştur. İstinaf edenlerin sıfatı ve istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemede; Dava İİK 68.maddesi uyarınca açılan itirazın iptali davasıdır. Davalılar … ve …’ın yerleşim yerinin Sivas olduğu, yine kazanında Sivas’ta gerçekleştiği, diğer davalının ikametgahının ise Kavacık/İstanbul olduğu, 2918 sayılı KTK 110.maddesinin rucüen tazminat davalarında uygulanamayacağı, bu davalıların yetki itirazlarının da usulüne uygun olduğu anlaşıldığından, davacı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf talepleri yerinde değildir. Ancak, davalı … Şirketinin icra takibi sırasında yetki itirazında bulunmadığı gözönünde tutulduğunda, bu davalı yönünden davanın ayrılarak yargılamaya devam edilmesi gerekirken, tüm davalılar yönünden davanın usulden reddine karar verilmesinin hatalı olduğu gözönünde tutulduğunda kararın HMK 353/1-a/3 maddesi uyarınca kaldırılması gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca; 1-Davacı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun yukarıda açıklanan nedenlerle KABULÜ ile, istinaf istemine konu olan ve başlıkta yazılı bulunan ilk derece mahkemesi kararının HMK.m.353/1-a/3 hükmü uyarınca KALDIRILMASINA, 2-Dosyanın, yukarıda gösterilen biçimde inceleme ve değerlendirme yapılmak üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 3-İstinaf yasa yoluna başvuran davacı/davalı tarafından peşin olarak yatırılan 59,30-TL maktu istinaf karar ve ilam harcının talebi halinde kendisine İADESİNE, 4-Dosya üzerinde inceleme yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, 5-İstinaf yasa yoluna başvuran davacı/davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan giderlerin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına, HMK. m.353/1-a/3 hükümleri uyarınca, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve KESİN olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi.28/04/2021