Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2021/522 E. 2021/721 K. 22.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2021/522
KARAR NO: 2021/721
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 01/11/2019
NUMARASI: 2014/1671 E. – 2019/1167 K.
DAVA TÜRÜ: Trafik Kazasından Kaynaklanan Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 22/04/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalıların maliki, sürücüsü ve ZMM sigortacısı bulunduğu … plaka sayılı aracın, vekil edeninin sevk ve idaresindeki … plaka sayılı motosiklete çarpması neticesinde meydana gelen 15/10/2007 günlü trafik kazasında davacının ağır biçimde yaralandığını, kazanın meydana gelmesinde davalı araç sürücüsünün asli kusurlu olduğunu ileri sürerek, fazlaya ilişen haklar saklı kalmak kaydıyla davacının uğradığı bedensel zararlara karşılık olmak üzere 1.000,00-TL maddi tazminat ile 40.000,00-TL manevi tazminatın kaza tarihinden işletilecek faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiş; 24/02/2015 günlü ıslah dilekçesi ile de maddi tazminata ilişkin istek miktarını 145.394,57-TL’ye çıkarttıklarını açıklamış, daha sonra mahkemeye sunduğu 24/04/2015 günlü dilekçe ile maddi tazminata ilişkin talepleri bakımından davalı … ‘nin vekil edeninin poliçe limiti olan 80.000,00-TL’yi ödediğini, bu nedenle bakiye kalan 65.394,67-TL’nin diğer davalılardan tahsiline karar verilmesini istediklerini bildirmiş, 21/03/2018 günlü dilekçe ile de gördükleri lüzum üzerine maddi tazminata ilişkin davalarından feragat ettiklerini beyan etmiştir. Davalılar cevaplarında özetle; davanın reddine karar verilmesini savunmuşlardır. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda toplanan deliller, bilirkişi raporları doğrultusunda; davacının yaralanması ile sonuçlanan trafik kazasının oluşumunda davalı araç sürücüsü …’in %75 oranında, davacının ise %25 oranında kusurlu olduğu, davacının kaza sonucunda sürekli maluliyete uğramadığı, geçici iş göremezlik süresinin 6 ay bulunduğu benimsenmek suretiyle ve maddi tazminata yönelik davadan feragat edildiği değerlendirilerek;
1-Davacının maddi tazminat davasının feragat nedeniyle reddine, 2-Davacının manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile; 3.000,00 TL manevi tazminatın davalılar … ile … Tic Ltd Şti’den 15/10/2007 kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte anılan davalılardan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, karar verilmiştir. Karara karşı davacı vekili ile davalı … ve … Ltd. Şti vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Davalılar vekilinin istinaf nedenleri; maddi tazminata ilişkin davanın, feragat nedeniyle reddine yönelik karara karşı bir itirazları bulunmamakta ise de davacının maluliyete uğramadığı ATK raporu ile belirlendiği halde, davacı tarafın, davalı … şirketinden 80.000,00-TL ödeme aldığı gözetildiğinde haksız olarak zenginleştiği kabul edilerek manevi tazminata hükmedilmemesi gerektiğine ilişkindir.Davacı vekilinin istinaf nedenleri ise; dosyada mevcut İzmir ATK Şube Müdürlüğünce düzenlenen maluliyete ilişkin raporda; vekil edeninin %46 oranında sürekli maluliyete uğradığı belirtildiği ve kazanın oluşumunda asli kusurlu olanın da davalı araç sürücüsü bulunduğu değerlendirildiğinde, hüküm altına alınan manevi tazminat miktarının son derece yetersiz olduğu, kabule göre de maddi tazminata ilişkin davanın sulh ile sonuçlanması nedeniyle maddi tazminata ilişkin talep bakımından davalı taraf yararına vekalet ücretine hükmedilmemesi gerektiğine yöneliktir.İstinaf edenin sıfatına, istinafın kapsam ve nedenleriyle sınırlı olmak kaydıyla yapılan inceleme ve değerlendirme sonucunda; Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat isteğine ilişkin bulunmaktadır.1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde ve özellikle İzmir ATK Şube Müdürlüğünce düzenlenen 17/07/2014 günlü raporda; davacının kaza sonucunda %46 oranında meslekte kazanma gücünü kaybettiği bildirilmiş ise de bu rapor ile dosyaca mevcut konuya ilişkin tüm raporlar arasındaki çelişkinin giderilmesi amacıyla görüşüne başvurulan ATK Genel Kurulunca düzenlenen 27/07/2017 günlü raporda; davacının kaza sonucunda meydana gelen yaralanmasına bağlı olarak herhangi bir maluliyetinin oluşmadığı şeklindeki belirlemenin dosyaya, oluşa uygun, denetlenebilir gerekçeler içermesi karşısında hükme esas alınmasında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığına; ayrıca yargılama sırasında İzmir ATK Şube Müdürlüğünce düzenlenmiş rapordaki maluliyet oranı gözetilerek hazırlandığı anlaşılan 23/03/2015 günlü hesap bilirkişisi heyet raporu ile belirlenen 145.394,67-TL maddi tazminat miktarı ile poliçe limiti gözetilerek davalı … şirketi tarafından yapılan 80.000,00-TL ödeme nedeniyle davacı tarafça bakiye kalan 65.394,67-TL için diğer davalılar yönünden davaya devam olunduğu açıkça bildirilmesinden sonra yine davacı tarafça “görülen lüzum üzerine” denilmek suretiyle maddi tazminata ilişkin davadan feragat edilmiş bulunmasına göre; feragat nedeniyle reddedilen maddi tazminat davası yönünden yargılama sırasında vekille temsil edilen davalı taraf yararına maktu vekalet ücreti takdir edilmiş olmasında istinaf edenin sıfatı gözetildiğinde bir isabetsizlik bulunmadığına göre davacı vekilinin maluliyete ve reddedilen maddi tazminat talebine bağlı olarak davalılar lehine hüküm altına alınan vekalet ücretine yönelik istinaf itirazlarının reddi gerekmiştir.2-Tarafların manevi tazminatın miktarına ilişikin istinaf itirazlarına gelince; Kaza tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 47. Maddesine göre; (Benzer düzenleme 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 56/1. Maddesinde de mevcuttur) hakimin olayın özelliklerini göz önünde tutarak manevi tazminat adı ile hak sahibi yararına takdir edeceği para tutarı, adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer işlevi olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, malvarlığı hukukuna ilişkin zararın karşılanması da amaç edinilmemiştir. O halde, tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerektiği kadar olmalıdır. 22/06/1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde, takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar açıkça gösterilmiştir. Bunlar, her olaya göre değişebileceğinden; hakim, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Dava konusu olayda; zararlandırıcı eylemin tarihi, kazanın meydana geliş şekli ve sonuçları, kusur oranları, davacının yaralanmasının niteliği, maluliyetin oluşmaması, paranın alım gücü, tarafların dosyaya yansıyan sosyal ve ekonomik durumları dikkate alındığında, yaralanma ile sonuçlanan taksirli eylem nedeniyle hüküm altına alınan manevi tazminat miktarının yukarıda açıklanan ilkelere ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 4. maddesinde düzenlenen takdir hakkının kullanmasına ilişkin kurala uygun bulunmasına göre; her iki taraf vekilinin de hüküm altına alınan manevi tazminat miktarına ilişkin istinaf itirazları isabetsizdir.Hal böyle olunca, davacı vekilinin ve davalılar vekilinin tüm istinaf itirazlarının HMK.m.353/1-b/1 hükmü uyarınca ayrı ayrı esastan reddi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki biçimde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca;1-Usul ve yasaya uygun olan ve yukarıdaki başlıkta yazılı bulunan ilk derece mahkemesi kararına yönelik olarak davacı vekili ile davalı … ve … Ltd. Şti vekili tarafından yapılan istinaf başvurularının HMK.m.353/1-b/1 hükmü gereğince ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE, 2-Davacıdan alınması gereken istinaf karar ve ilam harcının, istinafa başvuru sırasında peşin olarak yatırıldığı anlaşıldığından davacıdan yeniden harç alınmasına yer olmadığına, 3-Manevi tazminata ilişkin hüküm bölümüne yönelik olarak istinaf yasa yoluna başvuran davalılardan alınması gereken 204,93-TL istinaf karar ve ilam harcından, peşin olarak yatırıldığı anlaşılan 59,30-TL’nin düşümü ile kalan 145,63-TL harcın istinaf yasa yoluna başvuran davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak Hazine’ye gelir kaydedilmesine,4-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,5-İstinaf yasa yoluna başvuran taraflarca yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, HMK. m.353/1-b/1 hükmü uyarınca, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve HMK.m.362/1-a hükmü gereğince miktar itibariyle kesin olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 22/04/2021