Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2021/465 E. 2023/474 K. 16.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2021/465
KARAR NO: 2023/474
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 17/11/2020
NUMARASI: 2014/452 Esas – 2020/737 Karar
DAVANIN KONUSU: Rücuen Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 16/03/2023
Yukarıda bilgileri yazılı bulunan ilk derece mahkemesinin kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355.maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf edenin sıfatına, istinaf nedenlerine ve kamu düzenine ilişkin olup resen gözetilmesi gereken hususlara hasren yapılan inceleme ve değerlendirme neticesinde;
K A R A R Davacı vekili 27/06/2013 tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkili …’in, ortağı ve müdürü olduğu … Limited Şirketinin maliki bulunduğu … plaka sayılı aracın özel şöförü …’nün sevk ve idaresinde Biga istikametinde ilerlerken, aynı istikamette yol alan davalı … Sigorta Şirketi nezdinde sigortalı bulunan, davalılardan …’m maliki bulunduğu, yine davalılardan …’ın sevk ve idaresinde bulunan … plaka sayılı mikser kamyonu ile çarpışması neticesinde ciddi şekilde yaralandığını, davaya konu edilen trafik kazasında müvekkilinin oturduğu yolcu koltuğunda emniyet kemeri takılı olmasına karşın müvekkilinin çarpmanın etkisi ile ciddi şekilde darbeye maruz kaldığını, müvekkilinin bel omurlarından birinin çatladığını ve birinin kırıldığını, manevi olarak da elem ve ıstırap çektiğini ve halen çekeceğini, müvekkilinin tedavi sürcsince tedavi masraflarının büyük bir kısmını da kendisinin yaptığını ve tedavi giderleri ile ilgili de tazmin taleplerinin bulunduğunu, kaza tespit tutanağından da anlaşılacağı üzere … plaka sayılı araç sürücüsü …’ın tam kusurlu olduğunu, … Limited Şirketine ait … plaka sayılı aracın davalı … Sigorta Şirketi A,Ş. nezdınde … numaralı kasko poliçesi ile sigortalı olduğunu, düzenlenen poliçede beher koltuk başına ferdi kaza tanımlaması da yapılmış olup 7.500,00-TL sürekli sakatlık, 375,00-TL tedavi masraflarının teminat altına alındığını, belirlenen teimnat miktarları dahilinde davalı … Sigorta A.Ş’nin de sorumlu bulunduğunu belirterek, maddi tazminat bakımından fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, müvekkili …’in geçici süre iş ve güçten yoksun kalması nedeni ile uğramış olduğu kazanç kaybı ile ilgili şimdilik 2,000,00-TL maddi tazminat bedelinin davalı şahıslar açısından kaza tarihi olan 15.01.2013 tarihinden itibaren davalı sigorta şirketleri açısından ise dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte ve yine sigorta şirketleri için poliçe limitleri dahilinde olmak üzere davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsiline, müvekkili …’in sürekli olarak belirli oranda işten yoksun kalması, çalışma gücünün azalması ve ekonomik geleceğinin sarsılması ile ilgili şimdilik 4.000,00-TL, maddi tazminat bedelinin davalı şahıslar açısından kaza tarihi olan 15,01,2013 tarihinden itibaren, davalı sigorta şirketleri açısından ise dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte ve yine sigorta şirketleri için poliçe limitleri dahilinde olmak üzere davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsiline, müvekkili … açısından 50,000,00-TL manevi tazminat bedelinin kaza tarihi olan 15.01.2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte, davalı sigorta şirketleri dışındaki davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davacı vekili 20/07/2020 tarihli ıslah dilekçesi ile; müvekkili …’in geçici süre iş ve güçten yoksun kalması nedeni ile uğramış olduğu kazanç kaybı ile ilgili dava dilekçesinde 2.000.-TL olarak talep etmiş oldukları maddi tazminat bedelini 53.806,90-TL olarak ıslah ettiklerini belirtmiştir. Davalı … Sigorta vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirket nezdinde … plaka sayılı aracın … numaralı poliçe ile sigortalandığını ve tedavi giderlerinin koltuk başına 375 TL ve sürekli sakatlık halinin ise 7.500 TL ile sınırlı olduğunu, davaya konu kaza tutanağında belirtilen ve çizilen krokiye uygun ihlal halleri incelendiğinde sigortalı aracın tamamen kusursuz olduğunu, zararın öncelikle … plakalı araç işleten ve sigorta şirketinden tazmini gerektiğini, bahse konu poliçenin manevi tazminat taleplerine teminat vermediğini, maddi tazminat talebinin değerlendirilebilmesi için bilirkişi tarafından yapılacak olan tespitte kusur oranları, sakatlık hali ve işgücü kaybının tespit edilmesi gerektiğini, müvekkili sigorta şirketine hiçbir başvuru yapılmadığından faiz talebinin reddinin gerektiğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … ve … vekili cevap dilekçesinde özetle; kabul anlamına gelmemek kaydıyla kaza tespit tutanağında müvekkili …’ın tali kusurlu olduğunun tespit edildiğini, ayrıca 15/01/2013 tarihli trafik kazası tespit tutanağının hatalı olduğunu, çünkü kaza da asıl kusurlu tarafın davacı yan olduğunun açık olduğunu, davacı yanın kazaya karışan … plakalı araçta yolcu olarak bulunduğunu, Yargıtay’ın yerleşik kararlarında da hatır taşımasının söz konusu olduğu durumlarda tazminattan belli bir ölçüde hakkaniyet indirimi yapılmasının öngörüldüğünü, bu sebeplerle davalı müvekkilleri aleyhine açılmış olan iş bu davanın kabulü halinde hatır taşımacılığı sebebi ile indirim yapılacağı hususunun da gözetilmesi gerekeceğini, davacının yapmış olduğu sağlık giderlerinin SGK tarafından karşılanıp karşılanmadığı hususlarının da Sayın Mahkemece sorulmasını talep ettiklerini belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … Sigorta A.Ş vekili cevap dilekçesinde özetle; … plakalı aracın, müvekkili şirket nezdinde … Poliçe Nolu Zorunlu Mali Sorumluluk sigortası ile teminat altına alındığını, tedavi giderleri ve geçici iş göremezlik ödeneğine ilişkin davanın müvekkili şirket yönünden reddine karar verilmesi gerektiğini, davacının ceza dosyasında şikayetçi olmaması durumunda dava açma hakkı ortadan kalkacağından davanın reddinin gerekeceğini, müvekkili şirkete yapılmış herhangi bir başvuru olmadığından faiz başlangıç tarihinin dava tarihi itibariyle yasal faiz olması gerektiğini belirterek, davanın esastan ve usulden reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda; “Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; ATK maluliyet ve aktüerya bilirkişi raporunda davacının talep edebileceği geçici iş göremezlik tutarının hesaplanmış olması, davacının sürekli iş göremezlik tazminatı talebinden feragat edilmiş olması, dosyadaki bilgi ve belgeler, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, kazanın oluş şekli, tarafların kusur oranı, kaza sonrasında davacının yaşadığı acı, elem hepbirlikte değerlendirildiğinde, dosya kapsamına uygun bilirkişi raporları doğrultusunda belirlenen geçici iş göremezlik tazminatı yönünden, kazaya karışan araçların, davalı sigorta şirketlerince zorunlu mali mesuliyet sigortası ile sigortalı oluşları, kazaya karışan motorlu aracın ZMMS’nin, kaza sebebiyle oluşan zarardan, araç sürücüsünün kusuru oranında sorumlu olması gerektiği sonucuna varılarak, ZMMS şirketinin temerrüde düştüğü tarihten itibaren işleyecek yasal faizleriyle birlikte poliçe limitleri dahilinde alınarak davacıya verilmesine ve davacının yaşadığı elem ve ızdarabın tazmini için ise davacının tacir-iş adamı olması, davalı araç sürücünün ise maaşlı şoför olması nazara alınarak, hakkaniyete göre belirlenen manevi tazminat tutarı üzerinden, kazaya karışan davalı araç sürücüsü ile bu aracın maliki olan davalının, kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizleri ile birlikte sorumlu oldukları anlaşılmakla aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. Ayrıca 2918 Sayılı Yasanın 92. Maddesinin 1/i bendi, Anayasa Mahkemesinin 17/7/2020 tarih, 2019/40 E. ve 2020/40 K. sayılı kararı ile iptal edilmiş ise de Anayasanın 153. Maddesine göre Hukuk davaları yönünden, hak ihlali kararları hariç, iptal kararlarının geriye yürümemesi ve 6100 Sayılı Yasaya göre de bir davanın, açıldığı tarihteki durum, koşullar ve Yasal mevzuat hükümlerine göre değerlendirilip sonuçlandırılması ilkeleri gereğince dava açılış tarihi itibariyle yürürlükte olan mevzuat hükümlerine göre karar verilmiştir.” gerekçesi ile; DAVANIN KISMEN KABULÜNE, 1-Davacının sürekli iş göremezlik tazminatı talebinin feragat nedeniyle reddine, 2- Toplam 53.806,90-TL geçici iş göremezlik tazminatının; Davalı … Sigorta A.Ş. yönünden %75’i oranında ve trafik kaza tarihi olan 2013 yılı poliçe limitiyle sınırlı olmak üzere, davalı … Sigorta A.Ş. yönünden %25’i oranında ve trafik kaza tarihi olan 2013 yılı poliçe limitiyle sınırlı olmak üzere, her iki davalı sigorta şirketi yönünden dava tarihi olan 11.07.2013, diğer davalılar … ve … yönünden ise kaza tarihi olan 15.01.2013 tarihinden itibaren işleyecek Yasal faizleriyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, 3- Toplam 375,00-TL tedavi giderinin; davalı … Sigorta A.Ş. yönünden %25’i oranında ve trafik kaza tarihi olan 2013 yılı poliçe limitiyle sınırlı olmak üzere, dava tarihi olan 11.07.2013, diğer davalılar … ve … yönünden ise kaza tarihi olan 15.01.2013 tarihinden itibaren işleyecek Yasal faizleriyle birlikte davalılar … Sigorta A.Ş., … ve …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, 4- 10.000,00-TL manevi tazminatın, davalılar … ve … yönünden ise kaza tarihi olan 15.01.2013 tarihinden itibaren işleyecek Yasal faizleriyle birlikte müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin taleplerin reddine karar verilmiş, verilen karar … Sigorta A.Ş vekili ile davalılar … ve … vekili tarafından istinaf edilmiştir. … Sigorta A.Ş vekilinin istinaf başvuru sebepleri; geçici iş göremezlik tazminatının teminat dışı olduğu, 6111 sayılı kanun ile bu talepler tedavi gideri kapsamından sayılacağından SGK tarafından karşılanması gerektiği, bu nedenle davacının “Geçici İş Göremezlik” ve tedavi masraflarına ilişkin tazminat bedeline ilişkin talebinin müvekkili şirket yönünden reddi gerekirken, kabul kararı verilmesi usul ve yasaya aykırılık teşkil ettiği hususlarına ilişkindir. Davalılar … ve … vekilinin istinaf başvuru sebepleri; kusur raporlarının yetersiz olduğu, davacının kaza nedeniyle herhangi bir kazanç kaybı yaşamaması nedeniyle, mahkemenin bu yönde kabul kararı vermesinin hatalı olduğu, davacıya SGK tarafından kaza sebebiyle herhangi bir geçici iş göremezlik ödeneği bağlanıp bağlanamadığı hususu araştırılmadan kurulan hükmün bu yönüyle de eksik incelemeye dayalı olduğu, mahkemece hükmedilen manevi tazminat miktarının fahiş olduğu, davacının emniyet kemerini takmamış olması nedeniyle mahkemece müterafik kusur indirimi yapılması gerekirken bu hususta hiçbir değerlendirme yapılmamış olmasının ve hatır taşıması ile ilgili indirim yapılmamasının hatalı olduğu hususlarına ilişkindir. Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. 15/01/2013 günü … Limited Şirketinin maliki bulunduğu, dava dışı …’nün sevk ve yönetimindeki … plaka sayılı araç ile davalı sürücü …’ın sevk ve yönetimindeki mülkiyeti …’a ait olan davalı … Sigorta Şirketine ZMMS poliçesi ile sigortalı … plakalı kamyonun çarpışması sonucu … plaka sayılı araçta yolcu olan davacının ATK 2.İhtisas Kurulunun18/03/2019 tarihli raporunda tespit edildiği üzere maluliyet tayinine mahal olmayacak ve iyileşme süresi kaza tarihinden itibaren 9 aya kadar uzayabilecek şekilde yaralandığı, kusurlu oldukları iddiasıyla sürücü, malik ve sigorta şirketleri aleyhine maddi (geçici ve sürekli iş göremezlik ve tedavi gideri) tazminat ve manevi tazminat istemiyle eldeki davayı açtığı anlaşılmıştır. Somut olayda; mahkemece davacının elde ettiği gelirin belirlenmesi için yapılan araştırma yeterli değildir. Davacı … Endüstriyel İnşaat Tesisat Montaj Nakliye Sanayi Ticaret Limited Şirketi Kartepe Kocaeli Şubesinin ortağı ve yetkili müdürüdür. İstanbul Ticaret Odası’na müzekkere yazılmadan dosyaya sunulan kurumlar vergisi tahakkuk fişleri ve SGK hizmet dökümü esas alınarak gelir tespiti yapılmıştır. Hükme esas alınan hesap bilirkişi raporunda; dosyaya mübrez 2013 yılı kurumlar vergisi beyannamesinden davacının ortağı ve müdürü olduğu şirketin dağıtılabilir net kârının tespit edildiği ve davacıya düşen bir yıllık net karın bir aylık tutarı üzerinden 9 aylık geçici iş göremezlik zararının hesaplandığı, anlaşılmıştır. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının gelirinin tespiti hatalı olup mahkemece ilgili şirketin tüm işyeri kayıtları ile vergi kayıtları ilgili kurumlardan getirtilerek, davacının davaya konu trafik kazasından önce kişisel özellikleri nedeniyle şirkete bedensel katkısının ne oranda olduğu belirlenerek, tespit edilen iş göremezlik döneminde aynı işin görülmesi için davacının yerine başka birisinin aylık ne kadar ücretle çalıştırılabileceği hususlarında alanında uzman bilirkişiden rapor aldırılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile karar verilmesi doğru görülmemiştir (Yargıtay 17.Hukuk Dairesinin 2015/8289 esas 2017/3050 karar nolu ilamı). Bu nedenle davalılar vekillerinin bu hususa ilişkin istinaf itirazlarının kabulüne, kararın HMK.nun 353/1-a/6 madde hükmü gereğince kaldırılmasına, kaldırma sebep ve şekline göre, istinaf eden davalılar … Sigorta A.Ş ve … ile … vekilinin diğer istinaf itirazlarının ise şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ/ Gerekçe uyarınca, 1/Davalılar vekilleri tarafından yapılan istinaf başvurusunun yukarıda açıklanan nedenlerle KABULÜ ile, istinaf istemine konu olan ve başlıkta yazılı bulunan ilk derece mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/6 madde hükmü uyarınca KALDIRILMASINA, 2/Dosyanın, yukarıda gösterilen biçimde inceleme ve değerlendirme yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 3/İstinaf yasa yoluna başvuran taraflar tarafından peşin olarak yatırıldığı anlaşılan istinaf karar ve ilam harcının talep halinde kendilerine İADESİNE, 4/Dosya üzerinde inceleme yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, 5/İstinaf yasa yoluna başvuran taraflar tarafından istinaf aşamasında yapılan giderlerin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına, HMK’nın 353/1-a/6 maddesi uyarınca, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 16/03/2023