Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2021/463 E. 2023/478 K. 16.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2021/463
KARAR NO: 2023/478
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 08/12/2020
NUMARASI: 2018/95 Esas – 2020/795 Karar
Birleşen Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/429 Esas sayılı dosyası
DAVANIN KONUSU: Trafik Kazasına Bağlı Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat
ASIL DAVA TARİHİ: 09/02/2015
BİRLEŞEN DAVA TARİHİ: 16/06/2017
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 16/03/2023
Yukarıda bilgileri yazılı bulunan ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf edenin sıfatına, istinaf nedenlerine ve kamu düzenine ilişkin olup resen gözetilmesi gereken hususlara hasren yapılan inceleme ve değerlendirme neticesinde;
K A R A R Davacı vekili asıl davada; 21.07.2013 günü tescilsiz, plakasız motosikletin kusurlu sürücüsünün sebep olduğu trafik kazasında müvekkilinin kısmi kalıcı şekilde iş göremez hale geldiğini, sigortası bulunmayan aracın sebebi olduğu zararlardan davalının sorumlu olduğunu, davalı tarafından yapılan 41.969,00-TL ödemenin zararı karşılamadığını, müzayaka halinde imzalanan ibranameyi kabul etmediklerini, tacir olan davalının 3095 sayılı yasanın madde 2/2 gereği avans faiz ile sorumlu olduğunu belirterek, tüm sorumlular yönünden müteselsil sorumluluk hükümlerine dayandıklarını belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 50,00-TL tazminatın kaza veya ödeme tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini, birleşen davada ise; fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla 40,00 TL geçici iş göremezlik, 30,00 TL tedavi gideri, 30,00 TL geçici ve daimi bakıcı gideri olmak üzere toplam 100,00 TL’nin kaza tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini, talep ve dava etmiştir. Davacı vekili 19/06/2017 tarihli dilekçesi ile asıl davada ki talebini 159.345,14-TL olarak artırmış, 15/10/2020 tarihli dilekçesi ile de; tüm taleplerini 250.000,00-TL daimi işgöremezlik alacağı, 1.069,74-TL geçici işgöremezlik alacağı, 7.423,48-TL tedavi ve bakıcı gideri alacağı olarak artırmıştır. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının zararlarına karşılık müvekkili tarafından yapılan ödeme ve alınan ibraname nedeniyle konusu olmayan davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, kazaya karışan motosikletin trafik sigortası yaptırma zorunluluğu bulunan araçlardan olmaması nedeniyle müvekkili davalının sorumluluğunun bulunmadığını, davacının gelirinin kesin delillerle ispatlanması gerektiğini, aksi taktirde asgari ücret üzerinden hesap yaptırılması; hesaplanan tazminattan KTK’nın 78.maddesi uyarınca kask ve koruyucu tertibat kullanılmadığından müterafik kusur tenzili yapılması gerektiğini, kaza tarihinden itibaren avans faizi talep edilemeyeceğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini, talep etmiştir.İlk derece mahkemesince asıl ve birleşen davaya ilişkin yapılan yargılama sonucunda; “tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda yapılan yargılama, toplanan deliller, ATK raporu ve bilirkişi raporları ile dosya kapsamındaki tüm belge ve bilgiler birlikte değerlendirildiğinde; dava dışı …’ün sürücülüğünü yaptığı mavi renkli … marka tescilsiz motosikletin (01/06/2017 tarihli bilirkişi raporunun 8 nci sayfasındaki bilgilere göre motor hacmi 97 cc) 21/07/2013 tarihinde davacı sürücünün kullanımındaki siyah renkli … marka tescilsiz motosiklete çarpması sonucu meydana gelen trafik kazasında davacının yaralandığı, dava dışı …’ün sürücülüğünü yaptığı mavi renkli … marka motosiklet tescilsiz olduğundan Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta poliçesi bulunmadığından … Yönetmeliği’ne göre davalı …nın kusur oranı ve o yılki poliçe limitinde zarardan sorumluluğu bulunduğu, Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanlığı Dahili Tıp Bilimleri Bölümü Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı’ndan davacının maluliyet raporu aldırıldığı, sürekli ve geçici maluliyet durumunun bulunduğu, mahkememizce alınan 29/03/2019 tarihli kusur raporuna göre davacının yüzde yirmi ve dava dışı sürücünün yüzde seksen oranında kusurlu bulunduğu, aktüerya ve doktor bilirkişilerinden alınan rapor sonucunda davacının 713,16-TL geçici iş göremezlik ve 176.564,80-TL sürekli iş göremezlik tazminatı ile 7.423,48 TL tedavi ve bakıcı gideri tazminatı talebinin olabileceğinin tespit edildiği, davacının kaza tarihi itibariyle bir işte çalışmıyor olduğu göz önünde bulundurulduğunda asgari ücret üzerinden yapılan hesaplamanın hükme esas alınması gerektiği anlaşıldığından davanın kısmen kabulüne karar verilmesi gerektiği” gerekçesi ile; (1)Asıl davanın kısmen kabulü ile,(a)713,16 TL geçici iş göremezlik tazminatının 13/01/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine, (b)176.564,80 TL sürekli iş göremezlik tazminatının 13/01/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine, (c)Davacı tarafın diğer ve fazlaya ilişkin taleplerinin reddine,(2)Birleşen davanın KABULÜ ile, 7.423,48 TL tedavi ve bakıcı gideri tazminatının 13/01/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine karar verilmiş, verilen karara karşı asıl ve birleşen davada davacı ve asıl ve birleşen davada davalı vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.Davacı vekilinin istinaf başvuru sebepleri; Hükme esas alınan 23.09.2019 tarihli bilirkişi raporunda, 2019 yılına ait asgari ücret verilerinin esas alındığı, kararının ise 08.12.2020 tarihinde verildiği, 2019 verilerine göre hazırlanan raporun esas alınmaması gerektiğine dair itirazlarının reddine karar verilmesinin hukuki dayanaktan yoksun olduğu, kaza tarihi itibariyle müvekkilinin çalışmadığı gerekçesi ile asgari ücret üzerinden hesaplama yapılmasının hatalı olduğu, müvekkilinin 2020 ağustos ayında asgari ücretin epey üzerinde maaş aldığı, bu nedenle hesaplamada asgari ücretin esas alınmasının müvekkilinin hak kaybına davalı yan lehine de sebepsiz zenginleşmeye sebebiyet verdiği, tedavi giderinin olayda cüzi hesaplandığı, geçici işgöremezlik süresi içersindeki bakıcı giderinden hakkaniyet indirimi yapılmasının yasaya aykırı olduğu, haksız fiiller bakımından davaya konu olaya ticari temerrüd faizi uygulanması gerekirken yasal faiz uygulanmasının hatalı olduğu, hususlarına ilişkindir.Davalı vekilinin istinaf başvuru sebepleri; Davacı kaza sırasında kasksız ve ehliyetsiz olup, ayrıca “kafa travması” mevcut olduğundan, hesaplanan tazminattan öncelikle müterafik kusur indirimi yapılması gerektiği, tedavi giderinden SGK sorumlu olmasına rağmen müvekkilinin sorumlu tutulmasının hatalı olduğu, kabul anlamına gelmemek kaydıyla bu giderlerin fahiş hesaplandığı, bakıcı gideri için süre tayini yapılmamış olup, farazi olarak bakıcı gideri süresi belirlenip, müvekkili kurum aleyhine hüküm kurulmuş olmasının da hatalı olduğu, ayrıca fiilen bakıcı tutulduğunun ispat edilmediği, davacı 18 yaşından küçük olup GİG tazminatına hükmedilmiş olmasının da hatalı olduğu, davacıya SGK tarafından GİG ödenip ödenmediği araştırılmamasının da hatalı olduğu, …’in sürücü olduğu karşı tescilsiz aracın kusuru için müvekkili kuruma yapılan başvuruda, müvekkili kurum bünyesinde … hasar sayılı dosya açılmış ve bu dosyadan …’in %25 kusuru için kazada vefat eden … mirasçılarına 28.10.2014 tarihinde 35.476,00 TL tazminat ödendiği, …r’in … hasar no.lu dosyadaki 41.696,00 TL tutarlı alacağından takas mahsup yapılarak ibralaşıldığı, takas mahsup yapılması nedeniyle güncel ödemenin hesaplanan tazminattan düşülmesi gerekirken düşülmemesinin yasaya aykırı olduğu, iki yıllık HAK DÜŞÜRÜCÜ SÜRE geçtiğinden asıl davanın reddi gerektiği, nitekim, davacı taraf 22.1.2015 tarihli ibranamenin üzerinden, iki yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra (dava tensip zaptında tespit edildiği üzere) 29.1.2018 tarihinde 2018/95 esas sayılı asıl davayı açtığından asıl davanın reddi gerekirken kabulünün hatalı olduğu, müvekkili …nın 13.01.2015 tarihi itibarıyla temerrüde düşmediği, dava konusu alacak muaccel bir alacak olmadığından temerrüt tarihinin hatalı olduğu, hususlarına ilişkindir.Asıl dava, trafik kazasına bağlı cismani zarar nedeniyle sürekli iş göremezlik tazminatı, birleşen dava ise, geçici iş göremezlik tazminatı, bakıcı gideri ve tedavi gideri tazminatı istemine ilişkindir.21/07/2013 günü, dava dışı …’ün sürücülüğünü yaptığı mavi renkli … marka tescilsiz motosikletin davacı sürücünün kullanımındaki siyah renkli … marka tescilsiz motosiklete çarpması sonucu meydana gelen trafik kazasında, davacının Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanlığı Dahili Tıp Bilimleri Bölümü Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığının 11.05.2016 tarihli raporunda tespit edildiği üzere; vücut genel çalışma gücünden %20.2 oranında kaybetmiş sayılacak ve iyileşme süresi 24 aya kadar uzayabilecek şekilde yaralandığı, davacının; dava dışı …’ün sürücülüğünü yaptığı … marka motosikletin ZMMS poliçesi bulunmadığından davalı … aleyhine sürekli iş göremezlik tazminatı istemiyle asıl davayı, geçici iş göremezlik tazminatı, bakıcı gideri ve tedavi gideri istemiyle de birleşen davayı açtığı anlaşılmıştır.Davacı vekilinin istinaf başvurusuna ilişkin; Toplanan delillerin ilk derece mahkemesinin kararı ve gerekçesiyle birlikte (istinaf başvuru nedenleri de göz önüne alınmak suretiyle) incelenmesi ve değerlendirilmesi neticesinde; dosyadaki bilgi ve belgelere göre ilk derece mahkemesince delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırılık olmamasına, davacının kaza tarihinde 17 yaşında lise öğrencisi olduğu gözetilerek rapor tarihine göre 2019 yılına ait asgari ücret verilerinin esas alınması suretiyle gelirin tespit edilmesinde bir usulsüzlük bulunmamasına, davacının iyileşme döneminde 4 ay bakıcıya ihtiyaç duyacağı hususu uzman raporuyla belirlenmiş olup, bu belirlemeye göre ilk derece mahkemesince hüküm ittihaz edilmesinde ve mahkemenin taktirinde bir hata olmamasına, SGK tarafından karşılanmayan tedavi giderlerinin tespit edilmiş olması nedeniyle bu hususa temas eden istinaf başvurusunun yerinde olmamasına, kazaya karışan motosikletin hususi araç niteliğinde bulunması nedeniyle yasal faize hükmedilmesinde de bir hata olmamasına göre, ilk derece mahkemesinin kararına karşı davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmek gerekmiştir.Davalı davalı vekilinin istinaf itirazlarına gelince;(1)Kazası tespit tutanağında; “her iki sürücünün de kask kullanmadığı” belirtilmiş, diğer koruyucu tertibata ilişkin bir tespit yapılmamış olup; müterafik kusur indirimi yapılabilmesi için; kask takılmaması ve koruyucu tertibat kullanılmamış olması tek başına yeterli olmayıp, kullanılmayan bu tertibat ile zarar arasında illiyet bağı bulunması gerektiği, tespit edilen iş göremezlik dayanağının; diz hareket kısıtlılığı olduğu; kask ve gözlük kullanmama ile ilgisi bulunan arazlardan olmadığından, mahkemece müterafik kusur indirimi yapılmamasında hata bulunmadığı anlaşılmakla, davalı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf başvurusu yerinde bulunmamıştır.(2)Asıl davanın 09/02/2015 tarihinde Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne açıldığı, 2015/139 esasını aldığı, daha sonra yetkisizlik kararı verilmesi üzerine İstanbul 15.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/95 sayılı esasına aldığı, kaza tarihinin 21/07/2013 tarihi olduğu, davalının başvuru üzerine açtığı hasar dosyasındaki 41.696,00 TL tutarlı davacı alacağı ile ilgili 22/01/2015 tarihli ibraname düzenlendiği, dolayısıyla ibraname tarihinden itibaren 2 yıllık zamanaşımı geçmeden davanın açıldığı anlaşıldığından, davalı vekilinin zamanaşımı itirazı yerinde olmadığı, her ne kadar 22/01/2015 tarihinde ibraname düzenlenmiş ise de; davalının da kabulünde olduğu üzere davacıya ödeme yapılmadığı, bu nedenle tazminattan düşülmesi gereken bir ödeme olmadığı gibi takas ve mahsup yapılması için davalının, davacıdan kesinleşmiş bir alacağının bulunması gerektiğinden, davalının kazada yaralanan karşı motosiklet sürücüsüne yaptığı ödemenin tamamını davacıdan rücuen talep edebileceğine dair bir hüküm de bulunmadığından, bu yöne ilişkin davalı vekilinin istinaf itirazının da reddine karar verilmesi gerekmiştir.Sonuç olarak, toplanan delillerin ilk derece mahkemesinin kararı ve gerekçesiyle birlikte (istinaf başvuru nedenleri de göz önüne alınmak suretiyle) incelenmesi ve değerlendirilmesi neticesinde; dosyadaki bilgi ve belgeler gözetilerek ilk derece mahkemesince delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi ile çıkarılan sonuç ve oluşturulan hükümde usul ve yasaya aykırılık olmamasına göre, asıl ve birleşen davaya ilişkin ilk derece mahkemesinin kararına karşı tarafların vekillerinin istinaf başvurularının ayrı ayrı HMK’nın 353/1-b/1.maddesi hükmü gereğince reddine karar verilmesi gerekmiştir.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ/ Gerekçe uyarınca,1/Karar başlığında bilgileri yazılı bulunan ilk derece mahkemesinin kararına karşı davacı vekili ile davalı vekillinin istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b/1 madde hükmü uyarınca ayrı ayrı esastan reddine, 2/İstinaf eden davacıdan alınması gereken 179,90-TL harçtan peşin yatırılan 54,40-TL harcın düşümü ile 125,50-TL istinaf ilam harcının istinaf eden davacıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına, 3/İstinaf eden davalıdan alınması gereken 12.616,95-TL harçtan peşin yatırılan 3.165,00-TL harcın düşümü ile 9.451,95-TL istinaf ilam harcının istinaf eden davalıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına, 4/İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,5/İstinaf yasa yoluna başvuran taraflar tarafından yapılan giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve HMK’nın 361. madde hükmü uyarınca tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay nezdinde temyiz yasa yolu açık olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 16/03/2023