Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2021/396 E. 2023/265 K. 16.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2021/396
KARAR NO: 2023/265
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 07/12/2020
NUMARASI: 2015/468 Esas – 2020/630 Karar
DAVANIN KONUSU: Geçici ve Sürekli İş Göremezlik Nedeniyle Maddi Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 16/02/2023
Yukarıda bilgileri yazılı bulunan ilk derece mahkemesinin kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355.maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf edenin sıfatına, istinaf nedenlerine ve kamu düzenine ilişkin olup resen gözetilmesi gereken hususlara hasren yapılan inceleme ve değerlendirme neticesinde;
KARAR Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkilinin, 10.04.2014 tarihinde karşıya geçmek için yola adım attığı sırada plakası tespit edilemeyen motosikletin çarpması ile meydana gelen trafik kazası neticesinde malul kaldığını, dava tarihinden evvel davalı tarafça yapılan ödemenin yetersiz olduğunu ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 100,00- TL geçici ve 100,00-TL sürekli olmak üzere toplam 200,00-TL maddi tazminatın davalı sigortalıya başvuru tarihini takip eden 8. iş gününden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, yargılama aşamasında sunduğu 27/01/2020 tarihli ıslah dilekçesi ile; 4.748,98-TL geçici, 29.317,14-TL sürekli iş göremezlik olmak üzere toplam 34.066,12-TL’nin davalının temerrüt tarihi olan 13.03.2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile; davacı tarafça plakası tespit edilemeyen motosikletin karıştığı kaza nedeniyle yaralanıldığının ispatlanması gerektiğini, davacının kaza sonrasında şikayetçi olmaması nedeniyle müvekkili kurumun sorumluluğunun bulunmadığını, kaza öncesinde 13/03/2015 tarihinde yapılan 18.470,00-TL tazminat ödemesi ile müvekkili kurumun sorumluluğunun sona erdiğini, geçici iş göremezlik zararının teminat kapsamında olmadığını, müvekkilinin temerrüde düşürülmediğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.İlk derece mahkemesince; ATK Trafik İhtisas Kurulu’nun kusura ilişkin raporu ile uyumlu 02/01/2020 tarihli ek bilirkişi raporunun ve davacının maluliyetine ilişkin ATK 3. İhtisas Kurulu’nun raporlarının hüküm kurmaya ve denetime elverişli olduğu, davalının yaptığı kısmi ödeme tarihi itibariyle temerrüde düştüğü kanaati ile;”Davanın kabulü ile 34.066,12 TL maddi tazminatın ödeme tarihi olan 13/03/2015 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine” karar verilmiş, karara karşı Güvence Hesabı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Davalı vekilinin istinaf nedenleri; davacı tarafça trafik kazasının varlığının ve kazaya karışan motosiklet sürücüsünün kusurunun ispatlanması gerektiği, maluliyete ilişkin raporun kaza tarihinde yürürlükte olan Yönetmelik hükümlerine göre hazırlanmadığı, maluliyet raporları arasında çelişki bulunduğu, geçici iş göremezlik zararının teminat kapsamında olmadığı, kusur raporları arasındaki çelişkinin giderilmesi gerektiği, dava tarihinden itibaren faiz işletilmesi gerektiği hususlarına ilişkindir.Dava, cismani zarar nedeniyle doğan sürekli ve geçici iş göremezlik tazminatının tahsili talebine ilişkindir.Dosya içeriğine, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına ve özellikle, dosya kapsamına ve kazanın oluş şekline göre düzenlenen denetime açık ve hüküm vermeye elverişli ATK Trafik İhtisas Dairesi tarafından düzenlenen kusur raporu ile belirlenen maddi vakıa ile uyumlu şekilde düzenlenen 02/01/2020 tarihli bilirkişi ek raporunundaki kusura ilişkin tespit arasında çelişki bulunmamasına ve ek rapor ile tespit edilen kusur oranlarının hükme esas alınmasına, ATK 3. İhtisas Kurulu tarafından düzenlenen maluliyete ilişkin rapora esas alınan Yönetmelik ile Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği’nde aynı cetvellerin kullanılması nedeniyle Yargıtay Dairesince de kabul edildiği üzere raporun usule aykırı olmamasına, davalı tarafın, dava tarihinden evvel yaptığı kısmi ödeme ile temerrüde düşmüş olması nedeniyle kısmi ödeme tarihinden itibaren faiz işletilmesine göre mahkemece verilen kararda usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından, davalı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin HMK m. 353/1-b/1 gereğince esastan reddine karar vermek gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ/ Gerekçe uyarınca, 1/Karar başlığında bilgileri yazılı bulunan ilk derece mahkemesinin kararına karşı davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1 madde hükmü uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2/İstinaf eden davalıdan alınması gereken 2.327,06-TL harçtan peşin yatırılan 582,00-TL harcın mahsubu ile eksik kalan 1.745,06-TL istinaf ilam harcının istinaf eden davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 3/İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,4/İstinaf yasa yoluna başvuran davalı tarafından yapılan giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince miktar itibariyle kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.16/02/2023