Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2021/296 E. 2021/447 K. 17.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2021/296
KARAR NO : 2021/447
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 08/07/2020
NUMARASI : 2016/989 E., 2020/251 K.
DAVANIN KONUSU: Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 17/03/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili ; 07.07.2015 tarihinde sürücü … sevk ve idaresindeki … plakalı kamyoneti ile şarampole devrilmesi ve takla atması sonucunda yaralanmalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, araçta yolcu olan davacının kazada ağır yaralandığını, sigorta şirketince davacının maluliyetinin %18 olarak tespit edilerek, bu oran üzerinden 33.709,00 TL tazminat ödemesi yapıldığını, yapılan ödemenin eksik ve yetersiz olduğunu ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davacının zararının değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda arttırılmak üzere asgari 1.000,00 TL maddi tazminatın, temerrüt tarihinden işleyecek temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili; 07.07.2015 tarihli kazaya karıştığı belirtilen … plakalı aracın, davalı şirkette ZMSS Poliçesi ile sigortalı olduğunu, poliçedeki teminat limitinin kişi başına 290.000,00 TL olduğunu, sigorta şirketinin azami limitlerle ve sigortalının kusuru oranında maddi tazminattan sorumlu tutulabileceğini, davalı şirket tarafından … no.lu hasar dosyası kapsamında 22.09.2016 tarihinde %100 kusur ve %18 maluliyet oranlan esas alınarak ve SGK tarafından bağlanan peşin sermaye değeri düşülerek 33.709,30 TL ödeme yapıldığını savunarak davanın reddini istemiştir.Mahkemece yapılan yargılama sonunda “Dosya kapsamından davacının dosyanın işlemden kaldırıldığı 12/02/2020 tarihli duruşmadan itibaren 3 aylık yasal süre içerisinde talebini yenilemediği anlaşılmakla HMK 150 maddesi gereği davanın açılmamış sayılmasına dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.” gerekçesiyle “1-HMK 150 Maddesi gereği yenilenmeyen davanın AÇILMAMIŞ SAYILMASINA,” karar verilmiştir.İlk derece mahkemesince verilen iş bu karara karşı davalı sigorta şirketi vekili tarafından süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur.Davalı Sigorta Şirketi vekilinin istinaf nedenleri: Davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, açılmamış sayılmasına karar verilmiş olmasının hukuka aykırı bulunduğuna ilişkindir. İstinaf edenin sıfat ve istinaf nedenleri ve kapsamı ile sınırlı olarak yapılan incelemede:Davacı vekili davanın yapılan yargılaması sırasında Uyap üzerinden gönderdiği 17/07/2019 tarihli dilekçesiyle ” Sayın mahkemenizde açılan davamızdan feragat ettiğimizi bildirmekle, davalı sigorta şirketinden bir yargılama masrafı ve de vekalet ücreti talebi bulunmamakla, sayın mahkemece bu beyanımız doğrultusunda karar verilmesini saygılarımla bilvekale arz ve talep ederim.” beyanında bulunmuştur. Mahkemece 12/02/2020 tarihinde tarafların mazeretsiz gelmemesi nedeniyle yokluklarında yapılan duruşmada “Davacı vekilinin feragat dilekçesi sunduğu, dosyaya sunulan vekaletnamenin süreli olduğu, 31/05/2017 tarihine kadar geçerli olduğu anlaşıldı.” tespiti yapıldıktan sonra “Taraflarca takip edilmeyen davanın taraflarca yenileninceye kadar HMK 150. maddesi gereğince işlemden kaldırılmasına”; bilahare de 08/07/2020 tarihinde davanın süresinde yenilenmediği gerekçesiyle “HMK 150. maddesi gereğince açılmamış sayılmasına” karar verilmiştir.Gerçekten de mahkemenin kabulünde bulunduğu gibi davacı vekili tarafından dosyaya sunulan vekaletnamenin süreli olduğu ve 31/05/2017 tarihine kadar geçerli olduğu anlaşılmaktadır. Davacı vekili tarafından dosyaya sunulmuş başkaca bir vekaletname bulunmamaktadır. Ancak davalı vekili istinaf dilekçesinde ” ekte de sunmuş olduğumuz üzere davacı vekilinin duruşma gününü de kapsayan geçerli bir vekaletnamesinin olduğu görülmektedir. … yevmiye numaralı bu vekaletname Konya … Noterliği tarafından 28.02.2019 tarihinde düzenlenmiş olup 28.02.2020 tarihine kadar geçerlidir.” beyanı ile dilekçesine ekli olarak bir vekaletname sunmuştur. Anılan vekaletnamenin incelenmesinde, davacı … tarafından feragat dilekçesi gönderen Av. … da aralarında bulunduğu bir kaç avukata davadan feragat yetkisini de kapsayan bir vekaletname olduğu ve anılan vekaletnamenin düzenleme tarihinin 28/02/2019 tarihi olduğu ve davadan feragat dilekçesinin gönderildiği 17/07/2019 tarihinden daha önceki bir tarihi taşıdığı görülmüştür.Her ne kadar davalı vekilinin istinaf dilekçesine ekli olarak sunduğu iş bu vekaletnameye göre davacı vekili davadan feragat dilekçesi verdiği 17/07/2019 tarihinde davadan feragate yetkili ise de dayanak iş bu vekaletname davacı vekili tarafından dava dosyasına sunulmuş değildir.Gerek Avukatlık Kanununun ve gerekse HMK’nın davaya vekalete ilişkin hükümleri gözetildiğinde vekaletnamenin ilgili avukat tarafından gerekli harcı ve Baro pulu gideri ödendikten sonra dava dosyasına sunulması gerekir. Diğer yandan Avukatlık Kanunun 27. maddesi gereğince Baro pulu bulunmayan vekaletnamelerin işleme konulması mümkün değildir. Yine bir avukata vekaletname verilmiş olması, onu mutlaka bu görevi kabul ettiği anlamına gelmez. Her ne kadar dayanak vekaletname davalı tarafından delil olarak dosyaya sunulabilir ise de bu sunum, davada davacının temsiline imkan verecek nitelikte değildir.Bilindiği üzere davadan feragat, HMK 307. maddesine göre davaya kendiliğinden son veren bir taraf işlemidir ve kesin hükmün sonuçlarını doğurur. Davadan feragat beyanı bizzat davacı asil tarafından yapılabileceği gibi, buna ilişkin özel yetkisinin bulunması koşulu ile vekili tarafından da yapılabilir. Eldeki davada davadan feragat beyanı, davacı asil tarafından değil, davacıyı bu davada temsil etmekte bulunan avukatı tarafından yapılmış ise de, feragat tarihi itibariyle dava dosyasına sunulu vekaletnameye göre, davacı ile olan vekalet ilişkisi vekaletin süreli olması ve vekalet süresinin de dolması nedeniyle sona ermiş bulunmaktadır. Her ne kadar davadan feragat dilekçesinin dosyaya gönderildiği tarih itibariyle feragat dilekçesini gönderen avukatın vekalet görevi ve yetkisi son bulmuş ise de feragat dilekçesinin doğuracağı hukuki sonuçlar dikkate alındığında mahkemece yapılan işlem eksik kalmıştır. Şöyle ki, mahkemece 12/02/2020 tarihinde yapılan duruşmada “Davacı vekilinin feragat dilekçesi sunduğu, dosyaya sunulan vekaletnamenin süreli olduğu, 31/05/2017 tarihine kadar geçerli olduğu ” tespitinden sonra, bu durumu belirten bir şekilde davadan feragat dilekçesini gönderen davacı vekiline “Davadan feragat yetkisi de bulunan yeni bir vekaletname sunması, aksi takdirde davacı vekili olarak kabul edilmeyeceği ve davadan feragate ilişkin dilekçesinin dikkate alınmayacağı” ihtarlı kesin süre verilmesi ve bunun sonucuna göre işlem yapılması gerekirken, davadan feragate ilişkin dilekçenin dikkate alınmama nedenine değinilmeden yazılı şekilde karar verilmesi hatalı bulunduğundan, davalı vekilinin bu yöne ilişen istinaf itirazı yerinde bulunmuştur.Hal böyle olunca, davalı vekilinin istinaf itirazının yukarıda belirtilen nedenlerle kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının HMK m.353/1-a/6 uyarınca kaldırılmasına, kaldırma gerekçesine uygun işlem yapılması için dava dosyasının mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca;1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile yukarıda karar başlığında bilgileri yazılı bulunan ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının HMK.m.353/1-a/6 hükmü uyarınca KALDIRILMASINA,2-Dosyanın belirtilen şekilde işlem ve değerlendirme yapılarak yeniden bir hüküm kurulmak üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,3-İstinaf talebinde bulunan davalı tarafından yatırılan istinaf karar ve ilam harcının istek halinde kendisine İADESİNE,4-Dosya üzerinde inceleme yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,5-Davalı tarafından yapılan diğer istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yapılacak yargılama sonucunda verilecek hükümde dikkate alınmasına,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda ve HMK.m. 353/1-a hükmü uyarınca kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.17/03/2021