Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2021/295 E. 2021/446 K. 17.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2021/295
KARAR NO : 2021/446
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 03/11/2020
NUMARASI: 2018/514 E., 2020/675 K.
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ 17/03/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili; davalı Şirkete sigortalı … San. Ve Tic. Ltd. Şti.’nin malik ve işleteni olduğu … Plakalı araç 26/02/2018 tarihinde … ait … Plakalı araca çarparak hasarlanmasına sebebiyet verdiğini, … plakalı aracın Zorunlu Mali Mesuliyet Poliçesi ile diğer davalı … şirketine sigortalı olduğunu, kaza akabinde hasarın tespiti amaçlı ekspertiz atandığını ve aracın tamir bedeli olarak KDV dahil 4.101.90-TL tespit edildiğini, tamir bedelini ödenmediğini, davalı … Şirketine hasar bedelinin ve değer kaybı alacağının temlik alan tarafımıza ödenmesi için 30/03/2018 tarihinde başvuru yapılmışsa da iş bu davanın açıldığı güne kadar tarafımıza herhangi bir ödeme yapılmadığını, …, davalı … şirketinden alacağını BK 183 vd. maddeleri gereği, hukuka uygun olarak ve şekil şartlarını da sağlamak suretiyle alacağın temliki yoluyla davacı… San ve Tic Ltd Şti’ne devrettiğini ileri sürerek hasar bedeline ilişkin uyuşmazlık sebebi ile talep edebileceğimiz miktarın bilirkişi marifeti ile tespit edilmesinden sonra alacak miktarını belirlenecek miktar kadar arttıracaklarını beyanla, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, şimdilik 250,00-TL hasar bedeli ile 250,00 TL ekspertiz ücretinin poliçe limitleri dahilinde muhatap şirketin temerrüt tarihi olan 10/04/2018 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini istemiştir.Davacı vekili 15/01/2020 tarihli dilekçesiyle dava dilekçesinde istediği 250,00-TL hasar bedeli tazminatını 4.101,90-TL’ye yükseltmiştir.Davalı taraf davaya cevap vermemiştir.Mahkemece yapılan yargılama sonunda “Dava, davacı şirketin davaya konu poliçe ve hasarla ilgili alacağı temlik aldığı araç malikinin aracında trafik kazası sonrasında meydana gelen hasar bedelinin davalı şirketin zorunlu mali mesuliyet sigorta poliçesi kapsamında sorumluluğu nedeniyle hasar bedelinin tazmini istemine ilişkindir. Davacının talep ettiği hasar bedeli ve ekspertiz ücret bedeli bellidir. Dava dilekçesinde şartları bulunmadığı halde davanın belirsiz alacak davası olarak açıldığı durumda hukuki yarar yokluğundan davanın reddi yoluna gidilmelidir. Çünkü, alacağın belirlenebilmesi mümkün iken, böyle bir davanın açılmasına kanun izin vermemiştir.Davacının dava açarken talep ettiği miktarın belirlenebilir olması, hukuki yarar yokluğunun tamamlanabilir bir dava şartı olmaması yukarıda yer alan gerekçeler ve ilgili Yargıtay daireleri ile Hukuk Genel Kurulunun kararları doğrultusunda davanın HMK 114/1-h HMK 107 maddeleri gereğince” gerekçesiyle “1-Davanın hukuki yarar yokluğu nedeniyle HMK 107, HMK 114/1-h maddeleri uyarınca usulden REDDİNE,” karar verilmiştir.İlk derece mahkemesince verilen iş bu karara karşı davacı vekili tarafından süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur.Davacı vekilinin istinaf nedenleri: Davanın hukuki yarar yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesinin hukuka aykırı olduğuna yöneliktir. İstinaf edenin sıfat ve istinaf nedenleri ve kapsamı ile sınırlı olarak yapılan incelemede:Elde ki dava, HMK 107. maddesine dayanılarak ve toplam 500,00 TL değer gösterilmek ve fazlaya dair haklar saklı tutulmak suretiyle açılmış olan trafik kazası neticesinde araçta meydana gelen 250,00TL hasar bedeli ile 250,00 TL ekspertiz ücretinin tahsili isteğiyle açılmıştır. Dava dilekçesiyle istenen 250,00 TL ekspertiz ücreti yargılama gideri niteliğinde olup, kabulü halinde yargılama giderleri içinde dikkate alınacaktır. Yine dava dikçesinde istenen 250,00TL araçta meydana gelen hasar bedeli ise asıl davada istenen alacak miktarıdır.Mahkemece davaya konu alacağın belirsiz olmadığı, alacak miktarının davacı tarafından bilindiği gerekçesiyle davanın hukuki dava şartı eksikliği nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir. Uyuşmazlık eldeki davanın belirsiz alacak davası olarak açılıp açılmayacağına ilişkindir.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 107. maddesinde;(1) Davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını yahut değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin kendisinden beklenemeyeceği veya buna imkansız olduğu hallerde alacaklı, hukuki ilişkiyi ve asgari bir miktar ya da değeri belirtmek suretiyle belirsiz alacak davası açabilir.(2) Karşı tarafın verdiği bilgi veya tahkikat sonucu alacağın miktarı veya değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda davacı iddianın genişletilmesi yasağına tabi olmaksızın davanın başında belirtmiş olduğu talebini arttırabilir.” hükmü yer almaktadır. Yargıtayın yerleşik ve istikrar kazanmış kararlarında da açıklandığı üzere, davanın açıldığı tarihte alacak miktarının belirlenmesi imkansız ise belirsiz alacak davası açılabilir. Öte yandan alacaklıdan alacağın miktar veya değerinin tam olarak belirlenmesi beklenemez ise yine belirsiz alacak davası açılabilir. Alacağın miktarının belirlenebilmesinin, tahkikat aşamasında yapılacak delillerin incelenmesi, bilirkişi incelemesi veya keşif gibi sair işlemlerin yapılmasına bağlı olduğu durumlarda da belirsiz alacak davası açılabileceği kabul edilmektedir. Eldeki davada, davacının araç hasar bedeline ilişkin zararı ancak bilirkişi incelemesi ile belirleneceğine göre bu durum, davanın belirsiz alacak davası olarak açılması için yeterli görülmelidir. Bu nedenle davanın belirsiz alacak davası olarak açılamayacağına ilişkin değerlendirme ve kabulde isabet bulunmamaktadır. Bundan ayrı, alacağın tartışmasız veya belirli olması hâlinde kısmi dava açılamayacağına ilişkin 6100 sayılı HMK’nın 109’uncu maddesinin ikinci fıkrasının yürürlükten kaldırılmış olmasından dolayı belirli alacaklar için de artık kısmi dava açılması mümkün hâle geldiğine ve davacının alacağının bir kısmını dava ettiğinin dava dilekçesi içeriğinden anlaşılmasına göre, davaya kısmi dava olarak devam edilmesinin gerekip gerekmediğinin düşünülmemiş olması da doğru olmamıştır.(HGK 2016/22-1166E. 2019/576 K. sayılı kararı)Bu durumda davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk derece mahkemesi kararının HMK m.353/1-a/4 uyarınca kaldırılmasına,davanın esası hakkında bir karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca;1-Davacı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun yukarıda açıklanan nedenlerle KABULÜ ile, istinaf istemine konu olan ve başlıkta yazılı bulunan ilk derece mahkemesi kararının HMK.m.353/1-a/4 hükmü uyarınca KALDIRILMASINA,
2-Dosyanın, yukarıda gösterilen biçimde inceleme ve değerlendirme yapılmak üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 3-İstinaf yasa yoluna başvuran davacı tarafından peşin olarak yatırılan maktu istinaf karar ve ilam harcının talebi halinde kendisine İADESİNE,4-Dosya üzerinde inceleme yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,5-İstinaf yasa yoluna başvuran davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan giderlerin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve HMK.m.353/1-a hükmü uyarınca KESİN olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi.17/03/2021