Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2021/271 E. 2021/356 K. 25.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2021/271
KARAR NO: 2021/356
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 09/10/2020 Günlü Ara Karar
NUMARASI : 2016/411 Esas
DAVANIN KONUSU: Trafik Kazasından Kaynaklanan Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 25/02/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi ara kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; davalıların işleteni, sürücüsü ve ZMM sigortacısı bulunduğu … plaka sayılı aracın neden olduğu 05/04/2015 günlü çok taraflı trafik kazasında, kazaya karışan … plaka sayılı araç içerisinde yolcu olarak bulunan davacı … ağır bir biçimde yaralandığını, diğer davacıların ise … annesi, babası ve kardeşi olduğunu belirterek, fazlaya ilişen haklar saklı kalmak kaydıyla davacı … uğramış olduğu bedensel zararlardan kaynaklanan maddi kayıtlarına karşılık olarak 150.000,00-TL maddi tazminatın tüm davalılardan, ayrıca … için 700.0000,00-TL, davacı anne ve baba için her biri ayrı ayrı 200.000,00-TL; davacı kardeş için de 100.000,00-TL olmak üzere toplam 1.200.000,0-TL manevi tazminatın sigorta şirketi dışında kalan davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiş, yargılama sırasında mahkemeye sunduğu 24/06/2020 günlü dilekçe ile ATK’dan temin edilen rapor ile davacı … %100 oranında meslekte kazanma gücü kaybına uğradığını belirterek; alacağın tahsiline imkan sağlanabilmesi için sigorta şirketi dışındaki davalıların araçlarına, taşınmazlarına ve 3.kişilerdeki hak ve alacakları üzerine ihtiyati tedbir niteliğinde ihtiyati haciz konulmasını, aksi kanaat oluşması halinde de ihtiyati haciz konulmasını istemiştir. Mahkemece, 24/06/2020 günlü dilekçedeki istek değerlendirilerek; 10/07/2020 günlü ara karar ile; “1-Davacı … talebine konu 150.000,00 TL maddi tazminat miktarının davalı … ve … San. ve Tic.Ltd.Şti’den talep edilmiş olmakla,rehinle temin edilmemiş bu alacağın muaccel hale gelmesi karşısında 150.000,00 alacağın %15’ine tekabül eden 22.500.00-TL teminat karşılığında İİK.’nin 257/1 maddesi gereğince adı geçen davalıların menkul ve gayrimenkul malları ile üçüncü şahıslardaki hak ve alacaklarına borca yetecek miktarda ve İcra İflas Kanun’nun koyduğu sınırlar içinde (Tahsilde tekerrür olmamak üzere) ihtiyaten haciz uygulanmasına, 2-Davacı … talebine konu 700.000,00 TL manevi tazminat, … talebine konu 200.000,00 TL manevi tazminat, … için 200.000,00 TL manevi tazminat, … için 100.000,00 TL manevi tazminat miktarının davalılar … San. ve Tic.Ltd.Şti’den talep edilmiş olmakla rehinle temin edilmemiş olması alacağın muaccel hale gelmesi karşısında, herbir davacının talep ettiği her bir manevi tazminat miktarının %15’ine tekabül eden teminat miktarları ayrı ayrı depo olunduğunda infaz edilmek üzere,İİK m.257/f.1 gereğince adı geçen davalıların menkul ve gayrimenkul malları ile üçüncü şahıslardaki hak ve alacaklarından borca yetecek miktara İcra İflas Kanun’nun koyduğu sınırlar içinde (Tahsilde tekerrür olmamak üzere) ihtiyati haciz uygulanmasına,” karar verilmiştir. Davalılar vekili tarafından dosyaya sunulan 22/07/2020 günlü hacze itiraz dilekçesi ile görülmekte olan davada 150.000,00-TL maddi tazminat talep edildiği, yargılama sırasında davalı sigorta şirketi tarafından davacı tarafa 318.176,00-TL ödeme yapıldığının anlaşıldığı, ayrıca davacı tarafın geçici ödeme yapılmasına ilişkin taleplerinin kabul edilmesi sonucunda, taraflarınca kendisine 80.700,00-TL ödemede bulunulduğu, bu durumda madde tazminata ilişkin talep miktarı ile yapılan toplam ödeme miktarı gözetildiğinde, maddi tazminata ilişkin istek bakımından ihtiyati haciz kararı verilmesinin usulsüz bulunduğu, ayrıca davacıların toplam 1.200.000,00-TL manevi tazminat talep etmelerinden hareketle, bu miktar üzerinden tüm mal varlıkları üzerine ihtiyati haciz kararı verilmesinin vekil edenlerini çok zor durumda bıraktıklarını ve ticari faaliyet yapamaz hale getirdiğini, dolayısıyla haksız bir uygulama niteliğinde bulunduğunu belirterek tüm hacizlerin kaldırılmasını istemiştir.Mahkemece, ihtiyati hacze itiraza ilişkin bu istek, 09/10/2010 günlü duruşma oturumununda değerlendirilerek verilen aynı günlü ara karar ile talebin, trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminata ilişkin olduğunu, kaza tarihi itibariyle de muacceliyet halinin oluştuğunun kabul edilmesi gerektiğini, her ne kadar görülmekte ola dava da 150.000,00-TL talep edilmiş olsa da, dosya içerisinde mevcut raporlar değerlendirildiğinde, davacının hak talep edebileceği maddi tazminat miktarının yapılan ödemelerin üzerinde çıkmasının yüksek ihtimal dahilinde bulunduğu, bu nedenle maddi tazminata ilişkin olarak verilen haciz kararının kaldırılmasını gerektiren bir durum olmadığı, buna karşılık manevi tazminat talep miktarı ve ölçülülük ilkesi gözetildiğinde bu yöne ilişkin itirazda haklılık bulunduğu benimsenmek suretiyle; “…. 10/07/2020 tarihli celse ara kararı ile maddi tazminata ilişkin olarak verilen ihtiyati hacze yönelik davalıların tüm itirazlarının reddine, 2- “….. 10/07/2020 tarihli celse ara kararı ile manevi tazminata ilişkin olarak verilen ihtiyati hacze yönelik davalıların itirazların kısmen kabulüne, “Davacı … talebine konu olan manevi tazminat talebi yönünden 160.000,00 TL, … talebine konu olan manevi tazminat talebi yönünden 80.000,00 TL, … manevi tazminat talebi yönünden 80.000,00 TL, … manevi tazminat talebi yönünden 40.000,00 TL miktar tutarında davalıların …San. ve Tic.Ltd.Şti’nin menkul ve gayri menkul malları ile 3.şahıslardaki hak ve alacaklarına ve borca yetecek miktarda İİK’nın koyduğu sınırlar içinde ihtiyaten haciz uygulanmasına,” karar verilmiştir. 09/10/2020 günlü ara kararına yönelik olarak davacılar vekili ve davalılar … San. ve Tic.Ltd.Şti vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.Davacılar vekilinin istinaf nedenleri; toplam 1.200.000,00-TL manevi tazminat talep edildiği ve vekil edenlerinin uğradığı manevi zararın boyutu, dosya kapsamından anlaşıldığı halde davalı tarafın bu yöndeki itirazının kabulü ile yazılı biçim ve şekilde ihtiyati haciz kararı verilmesinin doğru olmadığına ilişkindir. Davalılar vekilinin istinaf nedenleri ise; itiraz dilekçesinde gösterilen nedenlerle benzer olup, görülmekte olan davada, ihtiyati haciz şartları oluşmadığı halde haciz kararı verilmesinin hatalı olduğu, kabule göre de manevi tazminata ilişkin belirlemenin ihsası rey niteliğinde bulunduğu hususlarına yöneliktir. İİK.257.maddesinde ” Rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarının ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir. “denmektedir. Dosyadaki bilgi ve belgelere göre; davalıların, davacı … yaralanması ile sonuçlanan trafik kazasına karışan … plaka sayılı aracın işleteni ve sürücüsü oldukları ve kazanın oluşumunda kusurlu bulundukları anlaşılmaktadır. Bu durumda, trafik kazası nedeniyle meydana gelen zarar alacağı, kazanın olduğu tarihte muaccel hale gelmiştir. İİK’nın 257.maddesi hükmü uyarınca ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için davanın kesin olarak kanıtlanması da gerekmemektedir. Dosyada bir kısım delillerin bulunması ve yaklaşık ispat halinde ihtiyati haciz kararı verilebilir. Mahkemenin, dosya kapsamına uygun gerekçesine ve takdirine; ihtiyati haczin, İİK.m. 257 vd. hükümlerinde açıkça düzenlenmiş bulunmasına, dosyada mevcut bilirkişi raporları değerledirildiğinde; ihtiyati haciz için gerekli yaklaşık ispat halinin gerçekleşmiş olmasına, manevi tazminata ilişkin haciz bakımından da mahkemece yapılan değerlendirmenin ihsası rey niteliğinde değil, ölçülülük ve tarafları mağdur etmeyecek bir biçimde ihtiyati haciz konulmasına ilişkin ilkelerin bir gereği bulunmasına ve değişen durum ve şarta göre mahkemesince her zaman yeniden bir karar verilmesinin de mümkün olmasına göre istinaf yasa yoluna başvuru konusu yapılan 09/10/2020 günlü ara kararda, usul ve yasaya aykırı herhangi bir yön tespit edilemediğinden, taraf vekillerinin ara kararına yönelik istinaf başvurularının esastan reddi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki biçimde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca; 1-Usul ve yasaya uygun olan ve yukarıdaki başlıkta yazılı bulunan ilk derece mahkemesi ara kararına yönelik olarak davacılar vekili ile davalılar vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun HMK.m.353/1-b/1 hükmü gereğince ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE,2-İstinaf kanun yoluna başvuran davalılar ve davacılardan Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 59,30-TL istinaf karar ve ilam harcından, taraflarca yatırılan 54,40’ar -TL’nin düşümü ile kalan 4,90’ar -TL’nin istinaf yasa yoluna başvuran davacılardan ve davalılardan alınarak Hazine’ye gelir kaydedilmesine,3-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,4-İstinaf yasa yoluna başvuran taraflarca istinaf aşamasında yapılan giderlerin üzerlerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve HMK.m.362/1-f hükmü gereğince kesin olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 25/02/2021