Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2021/231 E. 2023/691 K. 27.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2021/231
KARAR NO: 2023/691
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 19/11/2020
NUMARASI: 2015/1212 Esas – 2020/657 Karar
DAVANIN KONUSU: Trafik Kazasından Kaynaklanan Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 27/04/2023
Yukarıda bilgileri yazılı bulunan ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355.maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf edenin sıfatına, istinaf nedenlerine ve kamu düzenine ilişkin olup resen gözetilmesi gereken hususlara hasren yapılan inceleme ve değerlendirme neticesinde;
K A R A R Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava dışı … isimli şahsın, vekil edeni şirket nezdinde, … Sigorta Poliçesi ile sigortalı olduğunu ve 26/11/2014 tarihinde davalı …’ın sevk ve idaresinde olan ve davalı sigorta şirketi nezdinde de ZMM sigortalı bulunan… plaka sayılı aracın, …’in sürücüsü olduğu, … plaka sayılı araca çarpması neticesinde meydana gelen trafik kazasında, sigortalı …’in yaralanarak, … Hastanesinde tedavi gördüğünü, bu tedavi karşılığında müvekkili tarafından söz konusu hastaneye 188.664,18-TL ödeme yapıldığını, yapılan ödemenin TTK’nın 1472.maddesi çerçevesinde rücuan tahsili amacıyla SGK’ya başvuruda bulunulduğu halde sonuç alınamadığını, kazanın oluşumunda davalı araç sürücüsü …’ın kusurlu olduğunu ileri sürerek, 188.664,18-TL tedavi giderinin kaza tarihinden işletilecek reeskont faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı SGK vekili cevap dilekçesinde özetle; görev itirazında bulunarak, özel sağlık sigorta poliçesini düzenleyen sigortacının yaptığı ödemeleri, halefiyet yoluyla kurumdan talep edemeyeceğini, ayrıca, 2918 sayala KTK’nın 98.madde hükmü uyarınca, kurumdan talep edilebilecek tedavi giderlerinin, SUT kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı sigorta şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; …’in yaralanmasıyla sonuçlanan, trafik kazasına karıştığı ileri sürülen … plaka sayılı araç, vekil edeni şirket nezdinde ZMM sigortalı ise de; tedavi giderlerine ilişkin sorumluluğun SGK’ya ait olması nedeniyle, müvekkili sigorta şirketi aleyhine açılan davanın, husumet yokluğundan reddine karar verilmesini istemiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; yetki ve görev itirazında bulunarak, talep konusu kazaya sebebiyet verenin, dava dışı bırakılan … plaka sayılı araç olduğunu, bu nedenle zarar sorumlusu olmayan müvekkilinin sorumluluğu yoluna gidilemeyeceğini belirterek, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece yapılan yargılama sonunda, iddia, savunma, toplanan deliller, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamı değerlendirilerek; davacı sigorta şirketin nezdinde … Sigorta Poliçesi ile sigortalı bulunan …’in 26/11/2014 tarihinde meydana gelen trafik kazasında yaralandığı, kazanın oluşumunda davalı araç sürücüsü …’ın %50 oranında, dava dışı sürücü …’in ise %50 oranında kusurlu bulunduğu, buna karşılık kazazede …’in kazanın oluşumunda herhangi bir kusurunun olmadığının, ATK Trafik İhtisas Dairesi’nin 28/02/2018 günlü raporuyla belirlendiği, kaza neticesinde yaralanan …’in tedavisi için davacı tarafından 188.664,18-TL ödeme yapıldığı, 6111 sayılı yasanın 59.maddesiyle düzenlenen 2918 sayılı KTK’nın 98.maddesi gereğince, tedavi giderlerinden SGK sorumlu olduğu, diğer davalıların sorumluluğu yoluna gidilemeyeceği, ancak Sağlık Uygulama Tebliği (SUT) hükümlerine göre; davalı SGK’nın ödenen tedavi giderlerinin 19.748,07-TL’sinden sorumlu tutulabileceği, davacının SGK’ya 24/08/2015 tarihinde başvurduğu gözetildiğinde, temerrüt tarihinin 03/09/2015 olacağı benimsenmek suretiyle; -Davanın davalı SGK Başkanlığına karşı kısmen kabulü ile, 19.748,04 TL’nin 03/09/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte bu davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, -Davalılar … ve … Sigorta AŞ’ye yönelik olarak açılan davanın reddine, karar verilmiştir. Karara karşı davalı SGK vekili ve davacı vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Davalı SGK vekilinin istinaf nedenleri; özel sağlık sigortası poliçesini düzenleyen sigortacının yaptığı ödemeyi, halefiyet yolu ile SGK’dan talep edemeyeceği yönündeki itirazları ile göreve ilişkin itirazlarının mahkemece gözetilmediği, dava açılmadan önce kuruma yapılmış bir başvuru gerekliliği dava şartı olduğu ve bu şekilde yapılmış bir başvuru olmadığı halde, mahkemece bu husus üzerinde de durulmadığı gibi, davacının; trafik kazası sonucunda meydana gelen yaralanma nedeniyle yapılan tedavi giderlerini kazazede ile aralarında yapılmış olan özel sağlık sigortası kapsamında ödediği dikkate alındığında, ödenen tedavi giderlerinin 6111 sayılı kanun kapsamında değerlendirilemeyeceğinin kabul edilmesi gerekirken, yazılı biçim ve şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğu, ayrıca vekil edeni kurum yargılama harçlarından muaf olduğunu halde, aleyhine harç yükletilmiş olmasının da usul ve yasaya aykırı olduğu hususlarına ilişkindir. Davacı vekilinin istinaf nedenleri ise; SGK’nın 6111 sayılı yasanın 59.maddesiyle değişik, 2918 sayılı KTK’nın 98.maddesi uyarınca, vekil edeni şirket tarafından ödenen tedavi giderlerinin tamamından sorumlu olduğu halde, yasal düzenlemelere yanlış anlam verilmesi neticesinde, talebin kısmen kabulüne karar verilmesinin isabetsiz olduğu, ayrıca kazaya sebebiyet veren davalı araç sürücüsü ile davalı ZMM sigortacısının oluşan zararın giderilmesinden müteselsilen sorumlu oldukları halde, aleyhlerine açılan davanın reddine karar verilmiş bulunmasının da hatalı olduğu hususlarına yöneliktir. Dava; trafik kazası sonucunda meydana gelen bedensel zararın giderilmesi için özel sağlık sigorta poliçesi kapsamında yapılan tedavi gideri ödemelerinin rücuen tahsili isteğine ilişkindir. 1-Kazaya neden olan aracın, işleteni, sürücüsü ve trafik sigortacısı, 2918 sayılı KTK’nun 91.maddesi ve ZMM Sigortası Genel Şartlarının A.1. Maddesi uyarınca esasen kaza nedeniyle ortaya çıkan zararlardan sorumlu olup, tedavi giderleri de bu zarar kapsamında ise de, 25/02/2011 tarihinde yürürlüğe giren ve 2918 sayılı KTK’nun 98.maddesinde değişiklik yapan 6111 sayılı yasanının 59.madde maddesinde “Trafik kazaları nedeniyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer resmi ve özel sağlık kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedellerinin kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı”; Kanun’un geçici 1. maddesinde de “Bu Kanun’un yayımlandığı tarihten önce meydana gelen trafik kazaları nedeniyle sunulan sağlık hizmet bedellerinin Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı, sözkonusu sağlık hizmet bedelleri için bu Kanun’un 59. Maddesine göre belirlenen tutarın %20’sinden fazla olmamak üzere belirlenecek tutarın üç yıl süreyle ayrıca aktarılmasıyla anılan dönem için ilgili sigorta şirketleri ve Güvence Hesabı’nın yükümlülüklerinin sona ereceği” düzenlemesine yer verilmiştir. 6111 sayılı yasa ile getirilen düzenleme ile aracın işleteni, sürücüsü ve trafik sigortacısının, yasadan ve sözleşmeden doğan bu yükümlülüğü sona ermiş bulunmakta olup, sorumluluk SGK’na geçmiştir. Ancak Sosyal Güvenlik Kurumu, 6111 sayılı Yasa ile değiştirilen 2918 sayılı Yasanın 98. maddesi kapsamında tüm tedavi giderlerinden değil sadece söz konusu madde kapsamında kalan tedavi giderlerinden sorumludur. SGK, belgeye dayanmayan veya belgeye dayansa bile üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer resmi ve özel sağlık kuruluşlarının sundukları hizmetler dışında kalan sağlık hizmet bedellerinden ve hastane dışındaki refakatçi giderleri , ulaşım giderleri, yeme içme, bakıcı gideri gibi giderlerden sorumlu olmayıp, bu gibi giderler bakımından sürücünün, işletenin ve sigortacının sorumluluğu devam etmektedir. Bu açıklamalardan sonra somut olaya dönüldüğünde, yargılama sırasında Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Op. Dr. … tarafından düzenlendiği anlaşılan 05/05/2018 günlü raporda trafik kazası sonucunda yaralanan sigortalı …’in tedavisi için … Ankara Hastanesine davacı sigorta şirketi tarafından 188.664,18-TL ödendiği, yapılan tedavi giderlerinden SGK’nun SUT doğrultusunda yapılan tedavi giderlerinin 19.776,20-TL’sinden sorumlu bulunduğu bildirilmiş ve mahkemece SGK’nun sorumluluğunun kapsamının belirlenmesi bakımından bu raporun hükme esas alındığı anlaşılmıştır. Davacının dosyaya itiraz ettiği bilgi ve belgelerden anlaşılacağı üzere tedavi giderlerine ilişkin harcamanın (188.664,18-TL) trafik kazasından sonra sigortalı kazazede …’in … Ankara Hastanesinde gördüğü tedavi sırasında yapılan ve faturaya bağlayan giderler olduğu sabittir. Bu durumda davalı SGK’nun yasa gereği belgeli olduğu tespit edilen 188.664,18-TL’lik tedavi giderinin tamamından sorumlu olduğu konusunda duraksama bulunmamaktadır. SGK’nun yasa gereği olan bu sorumluluğunun kapsamını daraltan yasal düzenleme ise 2918 sayılı yasanın 98.maddesine “kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın” ibaresinden sonra gelmek üzere; 6645 sayılı yasanın 60. maddesi ile eklenen ve 22/04/2015 tarihinde yürürlüğe giren “genel sağlık sigortalısı sayılanlar için belirlenen sağlık hizmeti geri ödeme usul ve esasları çerçevesinde” şeklindeki Ek cümle ile getirilmiş olup, bu düzenlemenin kaza tarihinden ve yapılan harcamanın faturaya bağlanmasından sonra yürürlüğe girmesi nedeniyle eldeki davada uygulanma imkanı bulunmamaktadır. Kaza tarihinde yürürlükte bulunan 2918 sayılı yasanın 98.maddesine bakıldığında kazazedelerin devlet hastanesi, üniversite hastanesi, özel hastane gibi hiçbir ayrım gözetmeksizin tüm resmi ve özel sağlık kurum ve kuruluşlarında alacakları sağlık hizmetleri bedellerinin SGK tarafından karşılanacağının açıkça belirtildiği ödeme esaslarına ilişkin hiçbir sınırlama getirilmediği anlaşılmaktadır. Hal böyle iken 28038 sayılı resmi gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren trafik kazaları nedeniyle ilgililere sunulan Sağlık Hizmet Bedellerinin Tahsiline İlişkin Usul Ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğin 4/1.maddesiyle SGK’nun ödemekle yükümlü olacağı miktarın Sağlık Uygulama Tebliğinde yer alan hükümler doğrultusunda hesaplanacağı düzenlenmiştir. Oysa normlar hiyerarşisi gereği kanunla getirtilen bir sorumluluğun yönetmelik hükmü ile daraltılabilmesi veya genişletilebilmesi mümkün değildir. Bundan ayrı taraflar arasındaki uyuşmazlığın 5510 sayılı yasadan değil, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunları Hükümlerinden kaynaklandığı gözetildiğinde eldeki dava bakımından iş mahkemelerinin değil genel mahkemelerin görevli olduğu konusunda da duraksama bulunmamaktadır. TTK’nun 1472.madde hükmü uyarınca ve halefiyet kuralları gereğince sigortalısının tedavi giderlerini üstlenen özel sağlık sigortacısının yapmış olduğu ödemeyi zarar sorumlularından rücuen tahsilini talep etmesinde de usul ve yasaya aykırı bir yön mevcut değildir. Eldeki dava açılmadan önce davalı SGK’na yazılı biçimde başvuruda bulunulduğu ve bu başvurunun muhatabına 24/08/2015 tarihinde ulaştığı da dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca mahkemece eldeki davada kendisini görevli görerek sadece davalı SGK’nun sorumluluğu yoluna gidilmiş olmasında ve diğer davalılara yönelik davanın ise husumet yokluğundan reddedilmiş bulunmasında herhangi bir isabetsizlik tespit edilemediğinden davalı SGK vekili ve davacı vekili tarafından açıklanan hususlara yönelik istinaf itirazlarının yerinde olmadığı reddi gerektiği sonucuna varılmıştır. (Bkn; Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 2019/4941 Esas – 2020/7154 Karar; 2016/8294 Esas – 2019/3692 Karar sayılı ilamları) 2-Ne var ki az yukarıda açıklanan tüm yasal düzenlemeler gözetildiğinde mahkemece trafik kazasına bağlı olarak kazazedenin tedavisi için özel bir sağlık kuruluşunda yapıldığı anlaşılan ve belgeli olduğu tespit edilen tedavi giderlerinin tamamından davalı SGK’nun sorumlu olduğunun kabul edilmesi gerekirken sadece SUT kapsamında kalan kısmında sorumluluğu yoluna gidilmiş olması isabetsizdir. Bundan ayrı davalı SGK yargı harçlarından muaf olduğu halde hüküm altına alınan tazminat miktarı üzerinden aleyhine harç yükletilmiş olması da usul ve yasaya aykırıdır. Ancak bu yanılgıların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden SGK vekilinin ve davacı vekilinin istinaf başvurusunun açıklanan nedenlerle kısmen kabulü ile ilk derece mahkemesince verilen kararın HMK.m. 353/1-b/2 hükmü uyarınca kaldırılmasına ve istinaf yasa yoluna başvuru konusu yapılmayan hususlar ile reddedilen istinaf itirazları nedeniyle taraflar yararına oluşan usulü kazanılmış haklar ve harcın da kamu düzeninden olduğu gözetilerek yanılgılı olduğu sonucuna varılan hususların istinaf eden taraflar yararına düzeltilmek suretiyle yeniden esas hakkında hüküm tesis edilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ/ Gerekçe uyarınca,1-İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 19/11/2020 tarih ve 2015/1212 Esas – 2020/657 Karar sayılı kararına karşı davacı vekili ve davalı SGK vekili tarafından yapılan istinaf başvurularının yukarıda bentler halinde açıklanan nedenlerle, ayrı ayrı KISMEN KABULÜNE ve KISMEN REDDİNE; a)İstinaf yasa yoluna başvuran davacı karafından yatırılan maktu istinaf karar ve ilam harcının talep halinde davacıya iadesine,- İstinaf yasa yoluna başvuran SGK yargı harçlarından muaf olmakla kendisinden harç alınmadığından, bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,b)İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, c)İstinaf yasa yoluna başvuran taraflarca, istinaf aşamasında yapılan diğer yargılama giderlerinin ise takdiren yapan taraf üzerinde bırakılmasına, 2-İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 19/11/2020 tarih ve 2015/1212 Esas – 2020/657 Karar sayılı kararının HMK.m.353/1-b/2 hükmü uyarınca KALDIRILMASINA,a)Davalı Sosyal Güvenlik Kurumu’na yönelik olarak açılan davanın KABULÜ ile, 188.664,18- TL’nin 03/09/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte bu davalıdan alınarak davacıya verilmesine,b)Davalılar … ve … Sigorta AŞ’ye yönelik olarak açılan davanın ise REDDİNE, c)Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu hükümleri uyarınca davacıdan alınması gereken 179,90- TLmaktu karar ve ilam harcının, peşin alınan 644,39- TL harçtan düşümü ile kalan 464,49-TL bakiye harcın talep halinde davacıya iadesine,-Davalı SGK yargı harçlarından muaf olduğundan kendisinden harç alınmasına yer olmadığına, d)Davacı tarafından ilk derece mahkemesindeki yargılama aşamasında yapıldığı anlaşılan toplam 4.421,50-TL yargılama giderinden, davalı … ve davalı sigorta şirketi için yapılan 411,50-TL tebligat giderinin düşümü ile kalan 4.010,00-TL’nin davalı SGK’dan alınarak davacıya verilmesine, arta kalan ve davacı tarafından yapılan diğer yargılama giderleri ile 27,70-TL başvuru harcının ise davacı üzerinde bırakılmasına, e)Davalı SGK tarafından yapılan yargılama giderlerinin adı geçen davalı kurum üzerinde bırakılmasına,f)Kabul edilen miktar üzerinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT hükümleri uyarınca belirlenen 29.299,62-TL nispi vekalet ücretinin davalı SGK’dan alınarak davacıya verilmesine,g)Usulü kazanılmış hak nedeniyle davalı … Sigorta lehine ilk derece mahkemesi karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT göre takdir olunan 3.400,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine,h)Usulü kazanılmış hak nedeniyle davalı … lehine ilk derece mahkemesi karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT göre takdir olunan 3.400,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine, ı)Yatırılan gider avanslarından arta kalanın ilgilisine İADESİNE, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve HMK.m.362/1-a hükmü gereğince miktar itibariyle kesin olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi.27/04/2023