Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2021/2281 E. 2023/408 K. 14.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2021/2281
KARAR NO: 2023/408
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 25/06/2021
NUMARASI: 2014/412 Esas – 2021/386 Karar
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 14/03/2023
Yukarıda bilgileri yazılı bulunan ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355.maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf edenin sıfatına, istinaf nedenlerine ve kamu düzenine ilişkin olup resen gözetilmesi gereken hususlara hasren yapılan inceleme ve değerlendirme neticesinde;
K A R A R Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı … A.Ş ile, … San. Ltd. Şti. ‘nin işleteni olduğu … isimli şahsın sevk ve idaresindeki … plaka sayılı otobüsün kar yağışlı havanın da etkisiyle devrilmesi neticesinde meydana gelen 08/01/2013 günlü tek taraflı trafik kazasında araç içinde yolcu olarak bulunan ve beden eğitimi öğretmeni olan vekil edeninin ağır bir biçimde yaralanarak uzun süre tedavi olmak zorunda kaldığını, sürekli iş göremezliğe uğradığını ileri sürerek fazlaya ilişen haklar saklı kalmak (belirsiz alacak) ve kalıcı iş göremezlik ile diğer zararlarına karşılık olmak kaydıyla 100,00-TL maddi ve 60.000,00-TL manevi tazminatın kaza tarihinden işletilecek ticari faiziyle birlikte davalı taraftan tahsiline karar verilmesini istemiş, 27/05/2021 günlü bedel arttırım dilekçesi ile de fazlaya ilişkin her türlü talep ve dava hakkı saklı kalmak suretiyle maddi tazminata ilişkin istek miktarını bilirkişi raporu doğrultusunda 2.450,00-TL’ye çıkarttıklarını açıklamıştır. Davalı … A.Ş vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının yaralanmasıyla sonuçlanan trafik kazasına neden olduğu ileri sürülen aracın vekil edeni şirket ile bir ilgisi bulunmadığını, aracın maliki veya işleteni olmadığını, sadece aracın hattının diğer davalı …. Ltd. Şti’ne kiraladığını, bu durumda oluşan zararla sorumlu tutulamayacağını beyanla müvekkili şirkete yönelik olarak açılan davanın reddi gerektiğini, ayrıca talep edilen tazminat miktarlarının da afaki ve fahiş bulunduğunu ileri sürmüştür. Diğer davalılar ise vekilleri vasıtasıyla verdikleri cevap dilekçelerinde özetle; davanın reddine karar verilmesini istemişlerdir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda: iddia, savunma, toplanan deliller, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamı değerlendirilerek; Davacının yaralanmasıyla sonuçlanan trafik kazasının oluşumunda dava dışı İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin (yolu trafiğe uygun hale bulundurmaması nedeniyle) %25 oranında, … plaka sayılı araç sürücüsünün ise %75 oranında kusurlu olduğu, davacının trafik kazasına bağlı gelişen yaralanmasının araz bırakmadan iyileştiği ve iyileşme süresinin 3 haftaya kadar uzayabileceğinin ATK raporuyla belirlendiği, bu durumda dava yöneltilen davalıların kusurları oranında sorumlulukları yoluna gidilebileceği ve … A.Ş’nin uzun süreli kiralama nedeniyle işleten sıfatı olmadığı benimsenerek 16/10/2020 günlü ek hesap bilirkişi raporu doğrultusunda; -Maddi tazminat yönünden davanın kısmen kabulü ile 1.837,50-TL’nin (Sigorta şirketi yönünden dava tarihinden) olay tarihinden işleyecek ticari faizi ile davalı … ve sigorta şirketinden tahsili ile davacıya verilmesine bakiye taleplerinin REDDİNE, -Manevi tazminat yönünden talebin KISMEN KABULÜ ile 3,000-tl tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile davalı …’den tahsili ile davacıya verilmesine, -… A.Ş. husumet yönünden REDDİNE, karar verilmiştir.Karara karşı davacı vekili ve davalı …. Ltd. Şti. vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Davacı vekilinin istinaf nedenleri; hükme esas alınan maluliyete ilişkin raporun isabetsiz olduğu, … A.Ş yönünden verilen husumet yokluğundan ret kararının hukuka aykırı bulunduğu, zira dava konusu kazaya ilişkin olarak başka bir mağdurun açtığı ve İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesinde görülerek sonuçlandırılan 2014/633 Esas – 2016/497 Karar sayılı ilamla adı geçen davalının husumet itirazlarının reddedildiği ve bu yöne ilişkin davalı tarafından yapılan temyiz başvurusunun da Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nce reddedildiğinin dikkate alınmadığı ve kabule göre de kazanın oluşumunda hiçbir kusuru bulunmayan vekil edeni davacı lehine hüküm altına alınan manevi tazminat miktarının son derece yetersiz bulunduğuna ilişkindir. Davalı … … Ltd. Şti vekilinin istinaf nedenleri ise; olayla ilgili olarak Küçükçekmece 2. Asliye Ceza Mahkemesinde görülen 2013/500 Esas sayılı ceza yargılamasına ilişkin dosya dinlenen tanık ve katılanlar tarafından da ifade edildiği üzere yolun karlı ve kaygan olmasına rağmen belediyenin kendisine düşen sorumluluğu yerine getirmediği, kazanın bu nedenle meydana geldiği ve müvekkiline atfı kabil bir kusur ve sorumluluk yüklenmediği halde müvekkili şirket yönünden davanın reddine karar verilmesi gerekirken, manevi tazminat yönünden kabulüne karar verilmiş olmasının isabetiz ve haksız olduğu hususuna yöneliktir. Dava; trafik kazası neticesinde meydana gelen bedensel zarara dayanılarak açılmış maddi ve manevi tazminat isteğine ilişkindir. 1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde ve özellikle ATK 2. İhtisas Kurulu’nca davacının kaza neticesinde geçirmiş olduğu tüm tedavi evraklarının değerlendirilmesi sonucunda ve kaza tarihinde yürürlükte bulunan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümleri gözetilerek düzenlendiği anlaşılan 05/12/2018 günlü rapordaki; davacının geçirmiş olduğu trafik kazasına bağlı gelişen yaralanmasının araz bırakmadan iyileşmiş olduğu, sürekli maluliyet tayinine mahal bulunmadığına ilişkin belirleme ve değerlendirmelerin dosyaya oluşa uygun, denetlenebilir gerekçeler içermesi hali ile davacı tarafça söz konusu bu rapora yönelik olarak yaptığı itirazında, maluliyete ilişkin belirlemenin ATK Genel Kurulunca yapılması gerektiği yönündeki talep doğrultusunda dosyanın gönderildiği ATK’nca dosyaya sunulan 08/04/2019 günlü cevabi yazı içeriği de dikkate alındığında yeterli ve geçerli nitelik taşıyan bu rapor ile makine mühendisi bilirkişi …’nın katılımıyla düzenlenen 30/08/2019 günlü bilirkişi raporundaki kusura ilişkin belirleme ve değerlendirmelerin de dosyaya oluşan uygun denetlenebilir gerekçeler içermesi ve bu belirlemelerin kaza tespit tutanağındaki tespitlerle de örtüşmesi karşısında, söz konusu bu raporun da hükme esas alınmasında istinaf edenlerin sıfatına ve istinaf nedenlerine göre usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığına, bu durumda kazaya neden olan aracın maliki ve işleteni olduğu konusunda herhangi bir duraksama bulunmayan davalı … … Ltd Şti 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 85/son madde hükmü uyarınca araç sürücüsünün kusurundan kendi kusuru imiş gibi sorumlu olduğundan hüküm altına alınan tazminatlar bakımından diğer zarar sorumluları ile birlikte sorumluluğu yoluna gidilmiş olmasında herhangi bir isabetsizlik tespit edilemediğine göre davacı vekilinin aşağıda belirtilen hususlar dışında kalan istinaf itirazlarıyla davalı … … Ltd Şti vekilinin tüm istinaf itirazlarının esastan reddi gerektiği sonucuna varılmıştır. 2-Davacı vekilinin hüküm altına alınan manevi tazminat miktarları yetersiz olduğu ve davalı … A.Ş’ye yönelik davanın husumet yokluğundan reddine karar verilmesinin isabetsiz bulunduğuna ilişkin istinaf itirazlarına gelince; Davacı vekili tarafından dosyaya sunulan istinaf dilekçesinde, talep konusu trafik kazası nedeniyle zarara uğrayan başka bir kazazede tarafından açılan davada davalı … A.Ş’nin husumet itirazı reddedilerek sorumluluğu yoluna gidildiği ve bu yöndeki belirlemenin Yargıtay denetiminden de geçtiğini, dolayısı ile oluşan zararın giderilmesinden sorumlu tutulması gerekirken, adı geçen davalıya yönelik davanın husumet yokluğundan reddine karar verilmesinin isabetsiz olduğu ileri sürülmüştür. UYAP aracılığıyla yapılan incelemede; davacı vekilinin bu yöndeki talebine dayanak teşkil eden İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/633 Esas – 2016/494 Karar sayılı ilamında “Her ne kadar davalı … A.Ş işleten sıfatının bulunmadığını savunmuş ise de, İstanbul İli’nde halk otobüsü işletme hakkının İstanbul Büyükşehir Belediye meclisi tarafından davalı şirkete verildiği, davalı şirketin bu hakkını alt taşeron olarak diğer davalı ve otobüs maliki olan … Dış Ticaret Sanayi Limited Şirketi’ne kiralama yoluyla verdiği, bu nedenle asıl işleten olarak sorumluluğunun bulunduğu, kiralama sonucu sorumluluğun ortadan kalkmadığı sabittir. Bu nedenle itirazları kabul edilmemiştir.” şeklindeki değerlendirmeden sonra, … A.Ş’nin hüküm altına alınan manevi tazminat bakımından diğer davalı … … Ltd. Şti ile birlikte sorumluluğu yoluna gidildiği ve bu karara karşı temyiz yasa yoluna başvuran davalı … A.Ş’nin temyiz başvurusunun Yargıtay 17. Hukuk Dairesince verilen 2016/18604 Esas – 2019/9140 Karar’la reddedildiği ve söz konusu bu kararın 26/12/2019 tarihinde kesinleştiği tespit edilmiştir. Bu durumda, davalı … A.Ş’nin 08/01/2013 tarihinde meydana gelen trafik kazasına sebebiyet veren aracın işleteni olduğu ve kaza neticesinde oluşan zararların gideriminden sorumlu bulunduğu, taraf sıfatını aldığı kesinleşmiş bir mahkeme kararıyla tespit edildiğinden, artık davalı … A.Ş’nin işleten sıfatı bulunmadığını kabul etmek mümkün değildir. Husumet ehliyeti dava şartı olup mahkemece davanın her aşamasında kendiliğinden incelenmeli ve değerlendirilmelidir. Hal böyle olunca, davalı … A.Ş’nin sorumluluğu yoluna gidilmesi gerekirken, aleyhine açılan davanın husumet yokluğundan reddine karar verilmiş olması doğru değildir. Bundan ayrı, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 56/1. maddesine göre, hakimin olayın özelliklerini göz önünde tutarak manevi tazminat adı ile hak sahibi yararına takdir edeceği para tutarı, adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer işlevi olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, malvarlığı hukukuna ilişkin zararın karşılanması da amaç edinilmemiştir. O halde, tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerektiği kadar olmalıdır. 22/06/1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde, takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar açıkça gösterilmiştir. Bunlar, her olaya göre değişebileceğinden; hakim, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Dava konusu olayda zararlandırıcı eylemin tarihi, olayın meydana geliş şekli, davacının olayda kusursuz oluşu, davacıda meydana gelen yaralanma sonucunda herhangi bir maluliyet oluşmamış ise de, kaza neticesinde başına ve bel bölgesine darbe aldığı anlaşılan davacının yapmış olduğu iş (beden eğitimi öğretmenidir) paranın alım gücü, davacının yaşı, tarafların dosyaya yansıyan sosyal ve ekonomik durumları ve kazanın ticari amaçlı araç kullanılması sırasında meydana geldiği dikkate alındığında, yaralanma ile sonuçlanan taksirli eylem nedeniyle hüküm altına alınan manevi tazminat miktarının yukarıda açıklanan ilkelere ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 4. maddesinde düzenlenen takdir hakkının kullanmasına ilişkin kurala uygun olmayıp bir miktar yetersiz olduğu sonucuna varılmıştır. Ancak açıklanan bu yanılgıların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan istinaf itirazlarının kabulü ile ilk derece mahkemesince verilen karara HMK m.353/1-b/2 madde hükmü uyarınca kaldırılmasına ve istinaf yasa yoluna başvuru konusu yapılmayan hususlar ile reddedilen istinaf itirazları nedeniyle taraflar yararına oluşan usulü kazanılmış haklar gözetilerek sadece yanılgılı olduğu sonucuna varılan hususlar davacı taraf yararına düzeltilerek, davacı lehine 5.000,00- TL manevi tazminata hükmedilmek ve davalı … A.Ş’nin diğer zarar sorumluları ile birlikte sorumluluğu yoluna gidilmek suretiyle yeniden esas hakkında hüküm tesis edilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ/ Gerekçe uyarınca, 1-İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 25/06/2021 tarih ve 2014/412 Esas 2021/386 Karar sayılı kararına karşı davacı vekili tarafından yapılan istinaf itirazlarının yukarıda (2) sayılı bentte gösterilen nedenlerle KABULÜNE, öteki istinaf itirazlarının ise (1) sayılı bentte açıklanan nedenlerle REDDİNE;2-Davalı …. Ltd. Şti vekilinin istinaf başvurusunun ise yine yukarıda (1) sayılı bentte işaret edilen nedenlerle HMK.m.353/1-b/1 hükmü gereğince REDDİNE,a-)İstinaf yasa yoluna başvuran davacı tarafından yatırılan 59,30-TLmaktu istinaf karar ve ilam harcının talebi halinde davacıya iadesine,b-)İstinaf yasa yoluna başvuran davalı …. Ltd. Şti’nden alınması gereken 330,44-TLnispi istinaf karar ve ilam harcından, peşin olarak yatırıldığı anlaşılan 81,61-TLharcın düşümü ile kalan 248,83-TL bakiye harcın davalı …. Ltd. Şti’nden alınarak Hazine’ye gelir kaydedilmesine,c-)İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, d-)İstinaf yasa yoluna başvuran taraflarca, istinaf aşamasında yapılan diğer yargılama giderlerinin takdiren yapan taraf üzerinde bırakılmasına, 3-)İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 25/06/2021 tarih ve 2014/412 Esas 2021/386 Karar sayılı kararının HMK.m 353/1-b/2 hükmü uyarınca KALDIRILMASINA, a-)Maddi tazminat yönünden davanın kısmen kabulü ile 1.837,50-TL’nin (Sigorta şirketi yönünden dava tarihinden) olay tarihinden işleyecek ticari faizi ile davalı …. Ltd. Şti, davalı … A.Ş (… Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi) ile davalı … Sigorta A.Ş’den alınarak davacıya verilmesine bakiye taleplerinin REDDİNE, b-)Manevi tazminat yönünden talebin KISMEN KABULÜ ile 5,000,00-TL tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile davalı …. Ltd. Şti ile davalı … A.Ş (… Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi) ‘den alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin ise REDDİNE,c-)Karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu hükümleri uyarınca alınması gereken 467,06-TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 205,28-TL harcın düşümü ile kalan ile kalan 261,78-TL karar ve ilam harcının davalı … Turiz İnşaat Nak. Ve Dış Tic. San. Ltd. Şti., davalı … A.Ş (… Kiralama Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi) ile davalı Davalı … Sigorta A.Ş.(… Sigorta) ‘den (davalı sigorta şirketinin sorumluluğu 70,16-TL ile sınırlı olmak kaydıyla) müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hazine’ye gelir kaydına, d-)Maddi tazminat davasında davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri gereğince belirlenen 1.837,50-TL vekalet ücretinin davalı … Turiz İnşaat Nak. Ve Dış Tic. San. Ltd. Şti., davalı … A.Ş (… Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi) ile davalı … Sigorta A.Ş.(… Sigorta) ‘den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, e-)Manevi tazminat davasında davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri gereğince belirlenen 5.000,00-TL vekalet ücretinin davalı … Turiz İnşaat Nak. Ve Dış Tic. San. Ltd. Şti. ile davalı … A.Ş (… Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi)’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, f-)Manevi tazminat davasında davalı … Turiz İnşaat Nak. Ve Dış Tic. San. Ltd. Şti ve davalı … A.Ş(… Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi) vekil ile temsil edildiklerinden, karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği takdir ve tayin olunan 5.000,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alarak adı geçen bu davalılara verilmesine, g-)Davacı tarafından yapılan 1.976,95-TL (tebligat/posta masrafı/bilirkişi ücreti) yargılama giderinin kabul ve red oranına göre davalı tarafa isabet eden 215,49-TL’ ile 323,88-TL harç toplamı olan 539,37-TL ‘nin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, bakiyesinin ise davacı üzerinde bırakılmasına,h-)Davalı … Sanayi Ve Ticaret Anonim Şirketi tarafından yapılan 50,00-TL yargılama giderinin kabul ve red oranına göre 45,00-TL sinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, bakiyesinin davalı üzerinde bırakılmasına, ı-)Taraflarca yatırılan gider ve delil avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine, Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, maddi tazminata ilişkin hüküm bölümü bakımından HMK’nun 361. madde hükmü uyarınca gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süresi içinde Yargıtay nezdinde temyiz yolu açık; manevi tazminata ilişkin hüküm bölümü yönünden ise HMK’nun 362/1-a maddesi gereğince miktar itibariyle kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.14/03/2023