Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2021/22 E. 2023/263 K. 16.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2021/22
KARAR NO: 2023/263
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 13/10/2020
NUMARASI: 2016/170 Esas – 2020/578 Karar
DAVANIN KONUSU: Cismani Zarar Sebebiyle Maddi ve Manevi Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 16/02/2023
Yukarıda bilgileri yazılı bulunan ilk derece mahkemesinin kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355.maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf edenin sıfatına, istinaf nedenlerine ve kamu düzenine ilişkin olup resen gözetilmesi gereken hususlara hasren yapılan inceleme ve değerlendirme neticesinde;
KARAR Davacı vekili dava dilekçesi ile; 13/09/2014 tarihinde müvekkilinin arkadaşı ile karşıya geçtikleri sırada davalı …’un sevk ve idaresindeki … plaka sayılı motosikletle müvekkiline ve arkadaşına çarparak yaralanmalarına neden olduğunu, kazanın davalı …’un tam kusuruyla meydana geldiğini, kazaya karışan motosikletin davalı şirkete ZMMS poliçesi ile sigortalı olduğunu, müvekkilinin kaza nedeniyle iş göremezlik zararı doğduğunu, çalışamadığı süre için bakacıya ihtiyaç duyduğunu, tedavi giderlerinin bir kısmının SGK tarafından ödenmediğini ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 5.000,00-TL maddi tazminat ile 20.000,00-TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı … cevap dilekçesi ile; davacının henüz karşıya geçmemiş olduğunu, kornaya basmasına rağmen davacının farketmediğini, motosikleti hızlı kullandığına ilişkin iddiayı kabul etmediğini, maddi tazminata ilişkin belgelerin sunulmadığını, istenilen manevi tazminatın fahiş olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı sigorta şirketi vekili cevap dilekçesi ile; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince; davalı …’un kazanın meydana gelmesinde %75 , davacının %25 oranında kusurlu olduğu, davacının maluliyetinin bulunmadığı, iyileşme süresinin 3 hafta olduğu, tazminat miktarına ilişkin düzenlenen raporun hüküm kurmaya elverişli olduğu, manevi tazminat yönünden tarafların kusur oranı, sosyal ve ekonomik durumları ile davacının yaşı ve etkilenme durumunun göz önünde bulundurulduğu gerekçesi ile; “1-Davanın KISMEN KABULÜ ile, 2.614,20 TL maddi tazminatın davalı …’dan kaza tarihi olan 13/09/2014 tarihinden itibaren işleyecek, davalı … Sigorta A.Ş yönünden dava tarihi olan 19/02/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte alınarak davacı tarafa verilmesine,10.000,00 TL manevi tazminatın davalı …’dan kaza tarihi olan 13/09/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte alınarak davacı tarafa verilmesine, Davacı tarafın diğer ve fazlaya ilişkin taleplerinin REDDİNE” karar verilmiş, karara karşı davacı vekili ve davalı … vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Davacı vekilinin istinaf nedenleri; maddi tazminat talepleri yönünden müvekkilinin maluliyetine ilişkin olarak ATK Üst Kurulu’ndan rapor alınması gerektiği, eksik inceleme ile karar verilemeyeceği hususlarına ilişkindir. Davalı … vekilinin istinaf nedenleri; tedavi giderleri yönünden mahkemece talepten fazlasına hükmedildiği, davacının şikayetine konu kırığın ATK raporuna göre kaza ile ilişkilendirilememesine rağmen kaza tarihinden çok sonra yapılan harcamalar yönünden kabul kararı verilmesinin hakkaniyete aykırı olduğu, tedavi giderlerinden sorumluluğun SGK’ya ait olduğu, davacının bakıcı ihtiyacı olduğuna dair herhangi bir delil bulunmadığı, takdir olunan manevi tazminat miktarının fahiş olduğu hususlarına ilişkindir. Dava, trafik kazası neticesinde doğan cismani zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir.1-Davacı vekilinin maddi tazminat talebine ilişkin istinaf başvurusu yönünden; Dosya içeriğine, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına ve özellikle, kazanın akabinde Okmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesi tarafından yapılan muayenede patolojik bir duruma rastlanmadığının bildirilmesine, davacının zararına ilişkin olarak ATK 2. İhtisas Kurulu ile 3. İhtisas Kurulu raporları arasında çelişki bulunmamasına ve mahkemece maluliyete ilişkin ATK raporu doğrultusunda düzenlenen aktüer bilirkişi raporunun hükme esas alınmasına göre yazılı şekilde karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığından davacı vekilinin yerinde bulunmayan istinaf talebinin HMK m. 353/1-b/1 gereğince esastan reddine karar vermek gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır. 2-Davalı … vekilinin maddi tazminata ilişkin istinaf başvurusu yönünden; Davacı vekilince dava dilekçesi ile 5.000,00-TL maddi tazminatın tahsiline karar verilmesi talep edilmiş, ilk derece mahkemesince yapılan yargılama neticesinde davacının talebinin kısmen kabulü ile 2.614,20-TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Dolayısıyla da davalı … aleyhine ilk derece mahkemesinin hükmettiği maddi tazminat miktarı 2.614,20-TL dir. 29906 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak 02/12/2016 tarihinde yürürlüğe giren 6773 sayılı kanunun 41.maddesi ile değişik HMK’nın 341/2 madde hükmü uyarınca miktar ve değeri 3.000,00-TL’yi geçmeyen mal varlığına ilişkin davalarda verilen karar kesin olup, hüküm tarihi olan 2020 yılı itibariyle kesinlik sınırı 5.390,-TL’dir. Bu durumda eldeki davada istinaf eden davalı aleyhine hükmedilen ve istinaf konu alacak miktarı olan 2.614,20-TL, ilk derece mahkemesinin kararının kesinlik sınırı olan 5.390,00-TL’nin altında kalmaktadır. HMK’nın 346/1.maddesi hükmü uyarınca, ilk derece mahkemesi kararının miktarı itibariyle kesin olduğu durumlarda usulden red kararının yerel mahkemesince verilmesi gerekli ise de, kanun yolu merciine de aynı yetkinin tanındığı 01/06/1990 gün ve 1989/03-1990/04 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı da gözetilmek suretiyle, davalı … vekilinin maddi tazminata ilişkin istinaf dilekçesinin ve isteminin; HMK’nın 346/1 ve 352. maddeleri gereğince ilk derece mahkemesinin kararın, kesin olması nedeniyle usulden reddine karar vermek gerekmiştir. 3-Davalı … vekilinin manevi tazminata ilişkin istinaf başvurusu yönünden; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 56/1. maddesine göre, hakimin olayın özelliklerini göz önünde tutarak manevi tazminat adı ile hak sahibi yararına takdir edeceği para tutarı, adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer işlevi olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, malvarlığı hukukuna ilişkin zararın karşılanması da amaç edinilmemiştir. O halde, tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerektiği kadar olmalıdır. 22/06/1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde, takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar açıkça gösterilmiştir. Bunlar, her olaya göre değişebileceğinden; hakim, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Kazanın meydana geldiği tarih, tarafların kusur durumu, davacının yaralanmasının niteliği (maluliyetinin bulunmaması), tarafların dosyaya yansıyan ekonomik ve sosyal durumları, olay tarihindeki paranın alım gücü, manevi tazminatın bir sebepsiz zenginleşme aracı olmaması ile yukarıda açıklanan ilkeler göz önünde tutulduğunda; mahkemece takdir edilen manevi tazminat miktarının fazla olduğu anlaşılmakla davalı vekilinin manevi tazminata ilişkin yerinde görülen istinaf isteminin kabulüne, Dairece tespit edilen yanlışlık yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılması ve HMK’nın 353/1-b/2.maddesi hükmü gereğince kazanılmış haklara riayet edilmek suretiyle manevi tazminat istemi hakkında yeniden karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ/ Gerekçe uyarınca, 1/Yukarıda başlıkta yazılı bulunan ilk derece mahkemesi kararına karşı davacı vekilinin maddi tazminata ilişkin istinaf isteminin HMK m. 353/1-b/1 gereğince ESASTAN REDDİNE, davalı … vekili tarafından maddi tazminata ilişkin istinaf isteminin HMK 346/1 ve 352 madde hükümleri gereği USULDEN REDDİNE, davalı … vekilinin manevi tazminat ilişkin istinaf isteminin KABULÜNE, (a) İstinaf yasa yoluna başvuran davacı taraftan alınması gereken 179,90-TL harçtan peşin yatırıldığı anlaşılan 54,40-TL maktu harcın mahsubu ile eksik kalan 125,50-TL istinaf karar harcının davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,(b) İstinaf yasa yoluna başvuran davacı ve davalı … tarafından peşin yatırılan istinaf karar harcının talep halinde yatırana İADESİNE,(c) İstinaf edenler tarafından, istinaf aşamasında yapılan diğer giderlerin ise takdiren üzerlerinde bırakılmasına, (d) İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, 2/İstinaf istemine konu olan ve başlıkta yazılı bulunan İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 13/10/2020 gün ve 2016/170 Esas – 2020/578 Karar sayılı kararının HMK. m. 353/1-b/2 hükmü uyarınca KALDIRILMASINA, kaldırılan HÜKMÜN YERİNE GEÇMEK üzere (a) Davanın KISMEN KABULÜ ile, 2.614,20 TL maddi tazminatın davalı …’dan kaza tarihi olan 13/09/2014 tarihinden itibaren işleyecek, davalı … Sigorta A.Ş yönünden dava tarihi olan 19/02/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte alınarak davacı tarafa verilmesine,3.000,00 TL manevi tazminatın davalı …’dan kaza tarihi olan 13/09/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte alınarak davacı tarafa verilmesine, Davacı tarafın diğer ve fazlaya ilişkin taleplerinin REDDİNE, (b) Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu Genel Tebliği gereğince hesap olunan 383,51-TL karar ve ilam harcının davacı tarafından peşin yatırılan 85,39-TL harcın mahsubu ile eksik kalan 298,12-TL harcın (davalı sigorta şirketi yönünden 161,50-TL’si ile sınırlı olmak üzere) davalılardan tahsili ile Hazineye irat kaydına, (c) Davacı tarafından peşin olarak yatırılan toplam 85,39-TL harcın davalılardan alınarak davacılara verilmesine, (d) Maddi tazminat talebi yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 2.614,20-TL nispi vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, (e) Maddi tazminat talebi yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 2.385,80-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine, (f) Manevi tazminat talebi yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 3.000,00-TL nispi vekalet ücretinin davalı …’dan alınarak davacıya verilmesine, (g) Manevi tazminat talebi yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 3.000,00-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı …’a verilmesine, (h) Davacı tarafından yapılan 1.200,00-TL bilirkişi ücreti ve 275,00-TL posta gideri olmak üzere toplam 1.475,00-TL yargılama giderinin kabul-red oranına göre belirlenen 331.24-TL’sinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, geri kalan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına, (ı) Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda maddi tazminat istemi yönünden HMK. m. 361 hükmü uyarınca tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay nezdinde temyiz yasa yolu açık olmak üzere, manevi tazminat istemi yönünden HMK m. 362/1-a maddesi gereğince miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 16/02/2023