Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2021/2197 E. 2021/2093 K. 23.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2021/2197
KARAR NO: 2021/2093
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 16/02/2021
NUMARASI: 2018/1362 ESAS – 2021/147 KARAR
DAVANIN KONUSU: Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 23/12/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 21/11/2010 kaza tarihinde davacının sürücüsü ve maliki olduğu … plaka sayılı motorsikletin, davalının ZMM sigortacısı olduğu … plaka sayılı araç ile dava dışı … plaka sayılı traktöre çarpması sonucu meydana gelen trafik kazasında sürekli malul kaldığını belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak suretiyle 2.000-TL sürekli maluliyet tazminatının olay tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevabında özetle; kazaya karışan … plaka sayılı aracın ZMM sigortacısı olduklarını bu kaza nedeniyle 02/07/2014 tarihinde %7 maluliyet oranı üzerinden 22.710,81-TL tazminatın davacıya daha önce ödenerek 19/06/2014 tarihli ibranamenin düzenlendiğini, zaman aşımı süresinin de aşılmış olduğu belirterek davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece; 2918 sayılı Karar Yolları Trafik Kanunun 111.maddesi uyarınca 2 yıllık zaman aşımı süresinin dolduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf yoluna başvurmuştur. Davacı vekili istinaf dilekçesinde; davacının maluliyetinin ibranameden sonra arttığını buna ilişkin inceleme yapılmadığından kararın kaldırılmasını talep etmiştir. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 01/11/20148 tarih 2017/1249 Esas 2018/1229 Karar sayılı kararı ile” Davacının 19/06/2014 ibraname tarihinden sonra maluliyetinin artıp artmadığı ve yeni gelişen bir durumun olmadığının usulüne uygun rapor ile tespitinin gerekmektedir.ATK 3. İhtisas Kurulu’ndan, davacının kazadaki yaralanması ile sonraki tarihli muayene sonuçları ve dosya kapsamında alınan maluliyet raporları değerlendirilmek suretiyle, kazadaki yaralanmaya bağlı gelişen yeni durum olup olmadığının tespiti, gelişen yeni durum olduğunun saptanması halinde ise bu yeni durumun ne zaman ortaya çıktığı, tedavi sürecinin ne zamana kadar devam ettiği ve hangi tarihte bittiği konularında, ayrıntılı, gerekçeli ve denetime elverişli bir rapor alınması; bu rapor da irdelenerek, zararın (maluliyetin) ne zaman öğrenildiği ya da öğrenilmesi gerektiği değerlendirilip, zamanaşımı süresinin dolup dolmadığının belirlenmesiyle oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken eksik incelemeyle, hüküm tesisi doğru görülmemiştir.Bu anlamda davacının delillerinin toplanmadığı anlaşıldığından HMK.353/1-a/6 maddesi uyarınca yukarıda belirilten işlemlerin yapılması için dosyanın mahkemeye iadesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.” gerekçesi ile; 1-Davacı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun yukarıda açıklanan nedenlerle KABULÜ ile, istinaf istemine konu olan ve başlıkta yazılı bulunan ilk derece mahkemesi kararının HMK.m.353/1-a/6 hükmü uyarınca KALDIRILMASINA, karar verilmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; ” Mahkememizce İstinaf Mahkemesinin gerekçesine uygun olarak yeniden yapılan yargılamada dosya Adli Tıp Kurumuna gönderilerek yeniden rapor aldırılmıştır. Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Kurulunun 27.11.2019 tarihli raporunda, “19.06.2014 tarihinden sonra davacının meslekte kazanma gücünden kayıp oranının değiştiğini gösterir herhangi bir belgeye rastlanmadığı” ayrıntılı olarak açıklanmıştır. Davacının itirazı üzerine sunulan yeni belgeler de eklenmek sureti ile dosya yeniden Adli Tıp Kurumuna gönderilmiş, ancak kurumun görüşünü değiştirmediği 16.11.2020 tarihli rapor ile görülmüştür. Davalı … şirketinin dava konusu trafik kazası kapsamında davacıya toplam 22.710,81 TL tutarında ödeme yaptığı, davacının 19.06.2014 tarihli ibranameye imza attığı, açılan davada bu tarihten sonra davacının maluliyet durumunda bir değişimin ve maluliyet oranında bir artışın aldırılan Adli Tıp Kurumu raporları ile tespit edilemediği, Karayolları Trafik Kanunu’nun 111/2 maddesi uyarınca yetersiz ödemeye dayalı olarak açılacak davaların ödemeden veya ibranameden itibaren iki yıllık süre içinde açılması gerektiği, buna göre ibranamenin 19.06.2014 tarihli olduğu ve davacının artan maluliyetinin olmaması karşısında davacının ancak iki yıllık süre içinde dava açabileceği, somut olayda iki yıllık dava açma süresinin geçirilmiş olduğu anlaşıldığı” gerekçesi ile; Davanın REDDİNE, karar verilmiştir. Davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur. Davacı vekili istinaf dilekçesinde; davacının maluliyetinin ibranameden sonra arttığını, hükme esas alınan maluliyet raporlarının yetersiz olduğunu, davalı … tarafından %7 maluliyet oranı üzerinden ödeme yapıldığını, ancak yargılama sırasında maluliyetin %22,2 olarak belirlendiğini, bu durumun gelişen ve değişen durum olarak kabul edilmesi gerektiğini belirterek istinaf yoluna başvurmuştur. İstinaf edenlerin sıfatı ve istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemede; 21/11/2010 tarihinde davacının sürücüsü ve maliki olduğu … plaka sayılı motorsikletin, davalının ZMM sigortacısı olduğu … plaka sayılı araç ile dava dışı … plaka sayılı traktöre çarpması sonucu yaralanarak sürekli malul kaldığı, 02/07/2014 tarihinde %7 maluliyet oranı üzerinden 22.710,81-TL tazminatın davacıya daha önce ödenerek 19/06/2014 tarihli ibranamenin düzenlendiği konusunda ihtilaf bulunmamaktadır. Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde, davacının yeteriz ödeme iddiasına dayanarak dava açtığı, yargılama sırasında alınan ATK bilirkişi raporuna göre ibranameden sonra davacının maluliyetinin artmadığının tespit edildiği gözönünde tutulduğunda, davacı vekilinin istinaf talebinin HMK 353/1-b/1 maddesi uyarınca esastan reddi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca; 1-)Usul ve yasaya uygun olan ve başlıkta yazılı bulunan mahkeme kararına yönelik davacı vekilinin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,(HMK.m.353/1-b/1) 2-) Alınan harç yeterli olduğundan başkaca harç alınmasına yer olmadığına, 3-)İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, 4-)Yasa yoluna başvuran davacı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 20/07/2017 tarih ve 7035 sayılı Kanunun 31 inci maddesiyle değişik HMK.m.361/1. hükmü gereğince, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’a temyiz başvurusunda bulunma yolu açık olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi.23/12/2021