Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2021/2166 E. 2023/536 K. 30.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2021/2166
KARAR NO: 2023/536
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 12/12/2019
NUMARASI: 2015/3 Esas – 2019/963 Karar
DAVANIN KONUSU: Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 30/03/2023
Yukarıda bilgileri yazılı bulunan ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355.maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf edenin sıfatına, istinaf nedenlerine ve kamu düzenine ilişkin olup resen gözetilmesi gereken hususlara hasren yapılan inceleme ve değerlendirme neticesinde;
K A R A R Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı sigorta şirketi nezdinde ZMM sigortalı bulunan … plaka sayılı aracın, vekil edeninin sevk ve idaresindeki elektrikli bisiklete çarpması neticesinde meydana gelen 26/08/2014 günlü trafik kazasında davacının ağır bir biçimde yaralanarak sakat kaldığını, ayrıca kazadan sonra uzun süre tedavi gördüğü ve tedavi süresince çalışamadığını, bu nedenle tedavi süresince sakatlığının %100 oranında kabul edilerek hesaplama yapılmasını istediklerini beyanla fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla sürekli sakatlık tazminatının olay tarihinden işletilecek avans faiziyle birlikte davalı sigorta şirketinden tahsiline karar verilmesini istemiş, 29/04/2014 günlü ıslah dilekçesi ile de vekil edeninin uğradığı geçici ve kalıcı iş göremezlik zararının ne olduğunun bilirkişi raporuyla tespit edildiğini belirterek maddi tazminata ilişkin istek miktarını 22.686,58-TL’ye çıkarttıklarını açıklamıştır. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; -Davacının davasının asıl istem yönünden tam kabulü ile faiz istemi yönünden kısmen kabul kısmen reddine, -2.551,11 TL geçici iş görememezlik tazminatının davalıdan 05/01/2015 tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile tahsiline davacıya verilmesine, -20.135,47 TL sürekli iş görememezlik tazminatının davalıdan 05/01/2015 tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile tahsiline davacıya verilmesine, karar verilmiştir.Bu karara karşı davalı … Sigorta A.Ş vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderilmiş ve dairemizin 2020/765 esasına kaydedilmiştir. 2020/765 Esasa kaydedilen dosyanın istinaf incelemesi sonucunda;”Davacı vekili tarafından sunulan 09/06/2021 günlü dilekçe ile; Dairemizin 2020/765 Esasına kayıtlı dava dosyasına konu zararların, davalı … Sigorta A.Ş ile yapılan anlaşma sonucunda karşılandığını, bu nedenle davalının istinaf itirazları hakkında karar verilmesine yer olmadığına hükmedilmesini istediklerini bildirmiş; 11/06/2021 günlü dilekçe ile de; zararları karşılandığından, tazminat alacağından feragat ettiklerini açıklamıştır. Ancak görülmekte olan davanın, 05/01/2015 tarihinde davacı … tarafından verilen vekaletnameye dayanılarak Av. … tarafından açıldığı, yargılama sırasında davacı …’in Edremit Sulh Hukuk Mahkemesince verilen 28/05/2015 gün ve 2015/184 E, 2015/758 sayılı kararla TMK’nun 408.maddesi uyarınca kısıtlandığını ve kendisine eşi …’in vasi olarak atandığı ve vasi …’in verdiği vekaletnameye dayanarak da davaya Av. … aracılığıyla devam edildiği dosya kapsamından anlaşılmıştır. Ne var ki Edremit Sulh Hukuk Mahkemesinin 2015/184 Esas -2015/758 karar sayılı dosyası kapsamından, davacı …’e vasi olarak atanan …’e, görülmekte olan dava bakımından kısıtlı adına davaya devam etme, vekalet verme konusunda vesayet makamınca verilmiş bir yetki olup olmadığı, ayrıca eldeki dava ile ilgili olarak kısıtlı adına tazminat alma, sulh sözleşmesi yapma ve davadan feragat etme yetkisi tanınıp tanınmadığı dosya kapsamından anlaşılamamaktadır. Bu durumda, davacı vasisine, yukarıda açıklanan tüm hususlar bakımından TMK’nun 462.madde hükmü uyarınca vesayet makamınca verilmiş izin ve yetki olup olmadığının, davacı vekilinden sorularak belirlenmesi, var ise buna ilişkin kayıt ve belgelerin bulunduğu yerden getirtilerek dosyası ile birleştirilmesi; ondan sonra istinaf incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine geri çevrilmesi gerekmiştir.” denilmek suretiyle dosyanın mahkemesine gönderildiği görülmüştür. Dairemizce verilen geri çevirme kararından sonra ilk derece mahkemesince Edremit 1. Sulh Hukuk Mahkemesi’ne yazılan 15/10/2022 günlü yazıya ilgi tutularak Edremit 1. Sulh Hukuk Mahkemesince verilen 15/10/2021 günlü cevabi yazıda; mahkemelerinin 2015/184 Esas sayılı dosyasında yapılan inceleme sonucunda vasi …’e husumete izin yada avukat tutmaya izin konusunda verilmiş bir karar bulunmadığı ve ayrıca bu konuda herhangi bir başvuru da olmadığı bildirilmiş, ancak dosyada vasilik süresinin uzatılmasına ilişkin ek karar olduğu belirtilerek 25/06/2021 gün 2015/184 Esas – 2015/758 Karar sayılı ek kararın gönderildiği görülmüştür. Dava ve taraf ehliyeti kamu düzenine ilişkin olup, mahkemelerce resen gözetilmesi gerekir. Davacı … Edremit Sulh Hukuk Mahkemesinin 28/05/2015 gün ve 2015/184 esas – 2015/758 sayılı kararıyla TMK’nun 408.maddesi uyarınca kısıtlandığı ve kendisine de …’in vasi olarak atandığı anlaşılmakta ise de ; vesayet makamı tarafından, vasi …’e görülmekte olan dava yönünden kısıtlı adına davayı takip edebilmesi ve vekaletname düzenleyebilmesi konusunda her hangi bir yetki verilmediği, ayrıca eldeki dava ile ilgili olarak kısıtlı adına tazminat alma, sulh sözleşmesi yapma ve davadan feragat etme gibi bir yetki de tanınmadığı görülmüştür. Hal böyle olunca yargılama sırasında atanan vasiye; vesayet altına alınan davacının açmış olduğu davaya onun adına devam edilebilmesi, vekil tutabilmesi ve kısıtlı adına işlem yapabilmesi için 4721 sayılı TMK’nun 462/8 maddesi gereğince vesayet makamına başvurarak gerekli tüm izinleri alabilmesi için kesin süre verilmesi ve ondan sonra oluşacak duruma göre bir karar verilmesi gerekirken açıklanan ve resen dikkate alınması gereken bu zorunluluklar gözetilmeksizin (Bkn; Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2016/12074 Esas – 2019/4929 Karar sayılı ve Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2016/5418 Esas – 2019/1438 Karar sayılı ilamları) yazılı biçim ve şekilde davanın esasıyla ilgili olarak karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olduğundan; davalı vekilinin istinaf başvurusunun açıklanan bu nedenle kabulü ile ilk derece mahkemesince verilen kararın HMK.m. 353/1-a/4 hükmü uyarınca kaldırılmasına ve kaldırma kararının gerekçesi gözetildiğinde davalı sigorta şirketinin öteki istinaf itirazlarının bu aşamada değerlendirilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki biçimde hüküm tesis edilmiştir.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ/ Gerekçe uyarınca, 1-Davalı sigorta şirketi vekilinin istinaf başvurusunun yukarıda açıklanan nedenlerle KABULÜ ile, İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 12/12/2019 tarih ve 2015/3 Esas 2019/963 K. sayılı kararının HMK.m.353/1-a/4 hükmü uyarınca KALDIRILMASINA, 2-Dosyanın belirtilen şekilde işlem, araştırma ve yargılama yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, -Kaldırma kararının gerekçesi gözetildiğinde davalı sigorta şirketinin öteki istinaf itirazlarının bu aşamada değerlendirilmesine YER OLMADIĞINA, 3-İstinaf yasa yoluna başvuran davalı tarafından peşin olarak yatırıldığı anlaşılan istinaf karar ve ilam harcının talebi halinde davalıya İADESİNE, 4-İstinaf incelemesinin dosya üzerinden yapılması nedeniyle, avukatlık ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, 5- İstinaf yasa yoluna başvuran davalı tarafından, istinaf aşamasında yapılan diğer yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince verilecek müteakip kararda dikkate alınmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 353/1-a madde hükmü uyarınca KESİN olmak üzere oy birliği ile karar verildi.30/03/2023