Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2021/2156 E. 2023/431 K. 14.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2021/2156
KARAR NO: 2023/431
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 10/06/2021
NUMARASI: 2014/1156 Esas – 2021/390 Karar
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 14/03/2023
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
K A R A R Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 31/01/2014 tarihinde, davalıların sürücüsü, işleteni ve ZMM sigortacısı olduğu … plakalı aracın, müvekkili yaya …’ya çarparak ağır şekilde yaralanmasına neden olduğunu, çok uzun süre yoğun bakımda kaldığını, özel bakıma muhtaç olduğunu, davalı sürücünün Gebze 6. Asliye Ceza Mahkemesinin 30/06/2016 tarih ve 2015/595 Esas 2016/451 Karar sayılı kararı ile sanığa ait ehliyetin 3 ay süreyle geri alınmasına ve sanığın 3.000,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verildiğini ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik maddi tazminat ve tedavi gideri olarak 1.000-TL belirsiz alacağın 1.000,00 TL’nin ve 80.000-TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 31.01.2014 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalı taraftan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş; 06.10.2020 tarihli dilekçesi ile talebini maddi tazminat 172.118,28-TL, tedavi gideri 3.797,50-TL olarak artırmış ve ticari avans faizine hükmedilmesini talep etmiştir.Davalı sigorta şirketi vekili, davacı tarafça müvekkili şirkete dava açılmadan önce başvurulmadığını, tedavi giderlerinden müvekkili şirketin sorumluluğu olmadığını belirterek davanın reddini istemiştir. Davalılar …Ltd.Şti ve … vekili, kazada müvekkilinin kusuru olmadığını, davanın zaman aşımına uğradığını, manmevi tazminat talebinin fahiş olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda;”… İstanbul Adli Tıp Kurumunun 17/09/2018 tarih 14806 sayılı raporunda davalı sürücü …’nın %25 (yüzde yirmi beş) oranınd, davacı yaya …’nın %75 (yüzde yetmiş beş) oranında kusurlu olduğunun tespit edildiği, İstanbul Adli Tıp Kurumunun 03/07/2017 tarihli raporuna göre …’nın kaza nedeniyle %82 oranında malül kaldığı, iyileşme süresinin 9 ay olduğu, …’ nın geçirdiği trafik kazasından kaynaklı meslekte geçici ve sürekli kazanma gücü/efor kaybına ait teminat limiti dahilindeki toplam maddi zararının 172.118.28 TL olduğu, 26.04.2021 tarihli Dr bilirkişi ek raporunda belirlenen SGK tarafından karşılanmayan tedavi giderinin, mahkemece kusur indirimi yapıldıktan sonra 2.471,07- TL olacağının değerlendirildiği; olayın meydana geliş şekli, davacının uğradığı zararın kapsamı, davalının sorumluluğunun niteliği, kusur oranları ve özellikle caydırıcı bir etki doğuracak düzeyde olması gerektiği de göz önünde tutularak davacının manevi tazminat isteminin kısmen kabulüne karar vermek gerektiği” gerekçesiyle, Davanın KISMEN KABÜLÜ ile, 1-172.118,28- TL maddi tazminat, 2.471,07- TL tedavi gideri olmak üzere toplam 174.589,35 TL’nin davalı sigorta şirketi yönünden dava tarihi olan 22.04.2014 tarihinden, diğer davalılar yönünden kaza tarihi olan 31.01.2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,2-20.000,00 TL manevi tazminatın 31.01.2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte sigorta şirketi dışındaki davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, karar verilmiştir. Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.İstinaf nedenleri: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; tedavi giderine ilişkin isteminin kısmen kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu, hükmedilen manevi tazminatın çok düşük olduğunu, kazaya neden olan aracın kamyonet olup bedel artırım dilekçesinde avans faizi talep etmelerine rağmen yasal faize hükmedilmesinin doğru olmadığını belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, İstinaf edenin sıfatına, istinafın kapsam ve nedenleriyle sınırlı olmak kaydıyla yapılan inceleme ve değerlendirme sonucunda; Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle iş göremezlik tazminatı, tedavi gideri ve manevi tazminat istemine ilişkindir.Dosyanın incelenmesinde, davacının kazada yaralanması nedeniyle İstanbul Anadolu 3. SHM’nin 2014/183 Esas, 03.03.2014 tarihli kararı ile kısıtlandığı, boşandığı eşi …’in kendisine vasi olarak atandığı, eldeki davanın vasi tarafından açıldığı, akabinde vasi tarafından verilen vekaletname ile vekil aracılığı ile takip edildiği, en son 28.01.2021 tarihli ek karar ile davacının vasilik görevinin 28.01.2024 tarihine kadar uzatıldığı görülmüştür. Davacının dava takip yetkisine sahip olması dava şartıdır ve mahkemece resen araştırılmalıdır. Bilindiği üzere kısıtlanan ve vesayet alıtına alınan ve kendisine vasi atanan kişinin fiil ehliyeti bulunmamaktadır.Vesayet altındaki kişi adına vasinin dava açabilmesi için ise acil haller dışında TMK 462/8. maddesi gereğince vesayet makamının izini gerekir. Acil bir halin bulunması veya izin almadan dava açılmış olması halinde davacıya uygun bir süre verilerek vesayet makamından izin alması ve buna ilişkin belgeyi sunması istenir. Vesayet makamının izin vermemesi halinde vasi tarafından açılan davanın reddi gerekir. Vesayet makamının izin vermesi halinde dava ehliyetine ilişkin eksiklik giderilmiş olduğundan davaya devam edilebilir. Dosya kapsamından vesayet makamından izin alındığına ilişkin herhangi bir belge ve bilgiye rastlanamamıştır. Bu itibarla, eldeki davada, davacı taraftan vesayet makamından izin kararı getirmesinin istenmesi ve bu eksiklik giderildikten sonra karar verilmesi gereklidir. Bu eksiklik giderilmeden esas hakkında karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olmuştur. Açıklanan nedenlerle, yukarıda bilgileri yazılı ilk derece mahkemesi kararının HMK ‘ nun 353/1.a-4 ve 6. maddeleri gereğince kaldırılmasına, dosyanın mahkemesine gönderilmesine; kararın kaldırma sebep ve şekline göre davacı vekilinin istinaf itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ/ Gerekçe uyarınca;1-İstinaf isteğine konu olan ve başlıkta yazılı bulunan ilk derece mahkemesi kararının HMK.m.353/1-a/4 ve HMK’nın 353/1-a/6 hükümleri uyarınca KALDIRILMASINA, davacı vekilinin istinaf itirazlarının bu aşamada incelenmesine YER OLMADIĞINA,2-Dosyanın yukarıda açıklanan şekilde inceleme ve değerlendirme yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,3-İstinaf yasa yoluna başvuran davacı tarafça tarafından peşin olarak yatırıldığı anlaşılan karar ve ilam harcının talep halinde kendilerine İADESİNE,4-İncelemenin dosya üzerinden yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,5-İstinaf yasa yoluna başvuran davacı tarafça yapılan diğer giderlerin esas hükümle birlikte ilk derece mahkemesince değerlendirilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK.m.353/1-ahükmü uyarınca KESİN olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 14/03/2023