Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2021/2139 E. 2021/1899 K. 02.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2021/2139
KARAR NO: 2021/1899
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 01/12/2020
NUMARASI: 2014/414 Esas 2020/633 Karar
DAVA: Rücuan Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 02/12/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davalılardan …’in sürücüsü (maliki) olduğu, davalı sigorta şirketinin Zorunlu Mali Mesuliyet ve İhtiyari Mali Mesuliyet Sigortacısı olduğu … plakalı araç ile davacılardan …’ın sevk ve idaresindeki araç arasında ki kazada, davacılar …, … ve …’ün yaralandığını ve aracın hasar gördüğünü beyanla, fazlaya dair hakları saklı kalmak üzere 1,2 ve 3 numaralı davacılar için 1.000,00’er TL maddi, 4 numaralı araç sahibi şirketin aracındaki hasar bedeline istinaden 1.000,00 TL maddi, … için 30.000,00 TL, … için 20.000,00 TL ve … için 10.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini, talep ve dava etmiştir. Davalılar davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, talep ve beyan etmişlerdir. Açılmış olan dava üzerine ilk derece mahkemesi tarafından yapılan yargılama neticesinde; Meydana gelen kazada davalı sürücünün tam kusurlu olduğu, davacı sürücü …’ın kusursuz olduğu, Adli Tıp Kurumu raporuna göre, davacılardan sürücü …’ın sürekli maluliyetinin bulunmadığı, geçici iş göremezlik süresinin 3 aya kadar uzayabileceği, davacı …’ün sürekli maluliyetinin bulunmadığı, geçici iş göremezlik süresinin 3 haftaya kadar uzayabileceği, davacı …’un sürekli maluliyetinin bulunmadığı, geçici iş göremezlik süresinin 1,5 aya kadar uzayabileceği görüşünden hareketle; (a)Maddi tazminat talebi yönünden davacıların feragati nedeniyle davanın REDDİNE, (b)Manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile davacı … yönünden 20.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 06.10.2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’den alınarak …’a verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, (c)Davacı … yönünden 7.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 06.10.2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’den alınarak ..’a verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, (d)Davacı … yönünden 3.500,00 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 06.10.2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’den alınarak …’e verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş, verilen karara karşı davalı … vekili tarafından yasal süresi içerisinde istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Davalı … vekilinin istinaf nedenleri; Müvekkilinin meydana gelen kazada tam kusurlu olmadığı, davacının da kusurlu olduğu, manevi tazminatın fahiş olduğu, hususlarına ilişkindir. İstinaf edenin sıfatına, istinafın kapsam ve nedenleriyle kamu düzenine ilişkin olup resen gözetilmesi gereken hususlarla sınırlı olmak kaydıyla yapılan inceleme ve değerlendirme sonucunda: Elde ki dava; trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Dosya içeriğinden; Davalı …’in sürücüsü (maliki), davalı sigorta şirketinin Zorunlu Mali Mesuliyet ve İhtiyari Mali Mesuliyet Sigortacısı olduğu …’in sevk ve idaresinde ki … plakalı araç ile davacılardan … sevk ve idaresindeki davacı … AŞ nin maliki olduğu, … plaka sayılı aracın karıştığı trafik kazasında, davacılar …, … ve …’ün yaralandığı, müteakip davacıların elde ki maddi ve manevi tazminat istemli davayı açtıkları, icra olunan yargılamada davacılar vekili ile davalı … Sigorta AŞ vekili arasında 24.11.2014 tarihli sulh protokolünün düzenlendiği, 17.09.2020 tarihli celsede de davacılar vekilinin tüm davacılar yönünden maddi tazminat taleplerinden feragat ettiklerini beyan ettiği, anlaşılmıştır. Sair istinaf nedenlerine ilişkin yapılan inceleme ve değerlendirme neticesinde; dosyada ki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmamasına, oluşa ve dosya kapsamına uygun, gerekçeli, denetlenebilir nitelikte ki, (-kaza tespit tutanağı ve ceza soruşturma dosyasında ki kusur belirlemesi ile uyumlu-) meydana gelen kazada tarafların kusur tespitine ilişkin bilirkişi raporunun ve davacıların meydana gelen kazada yaralanmalarına ilişkin ATK raporunun hükme esas alınmasında bir isabetsizlik bulunmamasına göre, istinaf eden vekilinin bu hususlara temas eden istinaf nedenleri yerinde bulunmamıştır. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 56/1. maddesine göre, hakimin olayın özelliklerini göz önünde tutarak manevi tazminat adı ile hak sahibi yararına takdir edeceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer işlevi olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, malvarlığı hukukuna ilişkin zararın karşılanması da amaç edinilmemiştir. O halde, tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerektiği kadar olmalıdır. 22/06/1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde, takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar açıkça gösterilmiştir. Bunlar, her olaya göre değişebileceğinden; hakim, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Dava konusu olayda, kazanın meydana geldiği tarih, kusur durumu, davacıların yaralanmasının niteliği ve tarafların dosyaya yansıyan ekonomik ve sosyal durumları, olay tarihindeki paranın alım gücü, manevi tazminatın bir sebepsiz zenginleşme aracı olmaması ile yukarıda açıklanan ilkeler göz önünde tutulduğunda; Mahkemece takdir edilen manevi tazminat miktarı yerindedir. Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin istinaf nedenlerinin HMK’nın m.353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatiyle aşağıda ki karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca, 1)Usul ve yasaya uygun olan, başlıkta yazılı ilk derece mahkemesi kararına yönelik davalı … vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1.maddesi hükmü gereğince esastan reddine, 2 )Alınması gereken 2.083,45-TL harçtan peşin yatırılan 520,86-TL nispi karar ilam harcınınn düşümü ile bakiye 1.562,59-TL nispi istinaf karar ve ilam harcının istinaf yasa yoluna başvuran davalı …’den tahsili ile hazineye gelir kaydına, 3)Duruşma açılmadığından avukatlık ücreti tayin ve takdirine yer olmadığına, 4)İstinaf aşamasında ki giderlerin istinaf yasa yoluna başvuran davalı üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda ve HMK’nın 353/1-a maddesi hükmü uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere02/12/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi. 02/12/2021