Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2021/2095 E. 2021/2039 K. 16.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2021/2095
KARAR NO: 2021/2039
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 11/01/2021
NUMARASI: 2019/327 E. – 2021/2 K.
DAVA TÜRÜ: Trafik kazasından kaynaklanan iş göremezlik tazminatı
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 16/12/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan ön inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle 24/08/2018 tarihinde sürücünün kusuru ile tek taraflı trafik kazası yaptığını, meydana gelen kazada … plakalı araçta yolcu konumunda bulunan müvekilleri … ve …’nın yaralandığını ve sürekli sakat kaldığını ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, müvekkili … için sürekli sakatlık tazminatı olarak 4.500,00- TL, geçici iş göremezlik tazminatı olarak da 500,00- TL olmak üzere toplam 5.000,00 TL, müvekkili … için sürekli sakatlık tazminatı olarak 4.500,00- TL, geçici iş göremezlik tazminatı olarak da 500,00-TL olmak üzere toplam 5.000,00- TL’nin kaza tarihinden işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde, davanın reddini istemiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; Davanın feragat nedeni ile REDDİNE, 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-14. maddesi ile Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği’nin 26. maddesine göre; Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan arabuluculuk ücretinin davada haksız çıkan taraftan karşılanması gerekmekle, 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına, karar verilmiş; karara karşı davacılar vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. İstinaf nedenleri: davacılar vekili; ödeme nedeniyle davadan feragat edilmesine rağmen yerel mahkemece müvekkillerinin haksız çıkan taraf olarak kabul edilerek aleyhlerine arabuluculuk ücretine hükmedilmesinin doğru olmadığını belirterek kararın kaldırılması istemiyle istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, İstinaf edenin sıfatına, istinafın kapsam ve nedenleriyle sınırlı olmak kaydıyla yapılan inceleme ve değerlendirme sonucunda; Dava, trafik kazasından kaynaklanan geçici/ kalıcı iş göremezlik tazminatı istemine ilişkindir. 29906 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak 02/12/2016 tarihinde yürürlüğe giren 6773 sayılı kanunun 41.maddesi ile değişik HMK’nın 341/2 madde hükmü uyarınca miktar ve değeri 3.000,00-TL’yi geçmeyen mal varlığına ilişkin davalar kesin olup, hüküm tarihi olan 2021 yılı itibariyle kesinlik sınırı 5.880,00-TL’ye çıkartılmıştır. Somut olayda, davacılar aleyhine hükmedilen arabuluculuk ücreti 1.320,00-TL olup, istinaf yoluna başvuran davacıların sıfatı gözetildiğinde, davacıların istinaf kanun yolu başvurusunun kararın istinaf istemine konu edilen kesimi itibariyle kesin olması nedeniyle bu karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulması mümkün değildir. Mahkemece verilen kararda sehven istinaf kanun yoluna başvurulabileceğinin belirtilmiş olması da bu sonucu değiştirmez. HMK.nun 346/1 madde hükmü uyarınca, miktar itibariyle usulden red kararının yerel mahkemesince verilmesi gerekli ise de; temyiz merciine de aynı yetkinin tanındığı 01/06/1990 gün ve 1989/03-1990/04 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı da gözetilmek suretiyle, davacılar vekilinin istinaf dilekçesinin ve isteminin HMK.nun 346/1 ve 352. maddeleri gereğince kararın kesin olması nedeniyle usulden reddine karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca; 1-Yukarıda başlıkta yazılı ilk derece mahkemesince verilen karara yönelik olarak davacılar vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun HMK’nun 346/1 ve 352.madde hükümleri uyarınca USULDEN REDDİNE, 2-Davacılar vekilinin istinaf talebinin esası incelenmediğinden, davacılar tarafından başvuru sırasında ayrı ayrı peşin olarak yatırıldığı anlaşılan 59,30’ar-TL maktu istinaf karar ve ilam harcının talep halinde kendilerine ayrı ayrı İADESİNE, 3-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, 4-İstinaf yasa yoluna başvuran davacılar tarafından istinaf aşamasında yapılan diğer giderlerin üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde HMK. nun 352 madde hükmü uyarınca yapılan ön inceleme sonucunda ve HMK.nun 362/1-a maddesi gereğince miktar itibariyle KESİN olmak üzere oy çokluğuyla, karar verildi.16/12/2021
MUHALEFET ŞERHİ: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; davalı sigorta şirketi nezdinde ZMM sigortalı bulunan … plakalı sayılı araç sürücüsünün kusuru neticesinde meydana gelen 24/08/2014 günlü trafik kazasında araçta yolcu konumundaki müvekilleri … ve …’nın yaralanarak sürekli sakatlığa uğradıklarını ileri sürerek fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla, her bir davacının uğradığı geçici ve kalıcı iş göremezlik zararına karşılık olmak üzere 5.000,00- ‘er TL maddi tazminatın kaza tarihinden işleyecek avans faiziyle birlikte davalı sigorta şirketinden tahsiline karar verilmesini istemiştir.Davalı sigorta şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmiş ve 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-14. maddesi ile Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği’nin 26. maddesine göre; Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan arabuluculuk ücretinin davada haksız çıkan taraftan karşılanması gerekmekle, denilmek suretiyle 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydedilmesine hükmedilmiştir.Karara karşı davacılar vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. İstinaf nedenleri; davadan feragat nedeninin yargılama sırasında davalı sigorta şirketince yapılan ödeme nedeniyle olduğunu, bu nedenle vekil edenlerinin görülmekte olan davayı açmada haklı bulunduklarının kabul edilmesi gerekirken, davada haksız çıkan taraf davacılarmış gibi bir değerlendirme sonucunda arabuluculuk ücretinin davacı taraftan tahsiline karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu hususuna yöneliktir.HMK.m.341/2 hükmü uyarınca, miktar veya değeri üç bin Türk Lirasını geçmeyen malvarlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir. Karar tarihi olan 2019 yılı itibariyle kesinlik sınırı 5.880,00-TL ye yükseltilmiştir. Ne var ki HMK’nın 341/3.maddesi uyarınca alacağın bir kısmının dava edilmiş olması durumunda kesinlik sınırının alacağın tamamına göre belirlenmesi gerektiği açıktır. Bu açıklamalar ışığında somut olaya dönüldüğünde, görülmekte olan davanın fazlaya ilişen haklar saklı tutularak açılmış kısmi bir dava niteliğinde olması ve taraflar arasında yargılama sırasında gerçekleşen sulh kapsamında davalı sigorta şirketince yapılan ödeme (Yapılan ödemenin 350.000,00-TL asıl alacak ve ferilerini kapsadığı anlaşılmaktadır.) nedeniyle davadan feragat edilmiş bulunmasına göre ilk derece mahkemesince verilen feragat nedeniyle ret kararının kesin nitelikte olduğundan söz edilemez. Dolayısı ile de kesin nitelikte olmayan bir kararda, yargılama gideri kapsamında bulunan arabuluculuk ücretine ilişkin istinaf başvurusunun sayın çoğunluğun benimsediği şekil ve gerekçeyle reddedilmesi, HMK’nın 341/3 maddesinin düzenlenme amacına ters düşecek şekilde kararın parçalara ayrılması gibi bir sonuç doğuracağı düşüncesinde olduğumdan; davacılar vekilinin istinaf isteğinin esastan incelenip değerlendirilmesi yerine, istinaf başvurusunun usulden reddine karar verilmesi gerektiği yönündeki çoğunluk görüşüne ve kararına katılmıyorum.