Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2021/1963 E. 2021/1828 K. 25.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

aT.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2021/1963
KARAR NO: 2021/1828
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 07/04/2021
NUMARASI: 2019/104 Esas 2021/274 Karar
DAVA TÜRÜ: Rücuen Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 25/11/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile sigortalı … arasında kasko sigorta sözleşmesi akdedildiğini, …’ın … plakalı aracına meydana gelebilecek rizikoların müvekkili şirket tarafından sigorta himayesine alındığını, 27.12.2015 günü … sevk ve idaresindeki … plakalı aracın sürücü … idaresindeki … plakalı araç ile çarpıştığını, araçta maddi hasar oluştuğunu, kaza sonucunda davalı sigortalının sürücüsüne % 75 kusur izafesi yapıldığını, kaza sonucunda meydana gelen hasar nedeni ile davacı şirket tarafından sigortalısına 41.700-TL ödeme yapıldığını, kusur oranına göre davalılara 31.275-TL üzerinden rücu hakkı doğduğunu, diğer davalının ise kazaya neden olan … plakalı aracın işleteni olup meydana gelen hasarda KTK nun madde 85 gereği sorumlu olduğundan, sigorta tazminatı olarak ödenen 31.275-TL’nin davalılardan … Sigorta A.Ş’den poliçede belirtilen sorumluluk limitleri dahilinde olmak üzere tahsiline, diğer davalıdan tazminat tutarının tahsiline, ödeme tarihinden itibaren en yüksek oranda avans faizi işletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … Sigorta Anonim Şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; Resmi gazetede yayınlanan 26.04.2016 yayın ve yürürlük tarihi olan 6704 sayılı yasa ile Karayolları Trafik Kanununun 97.maddesi değiştirildiği, buna göre zarar görenin, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içerisinde dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerektiği, sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabı talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması halinde zarar görenin dava açabileceği düzenlenmiş olup, ilgili kanun değişikliği gereği, davacının uyuşmazlığın çözümlenmesi için gerekli belgelerle birlikte müvekkili şirkete başvurması gerektiğini, ancak gerekli başvurunun yapılmaması nedeni ile dava şartı yerine getirilmediğinden, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Diğer davalı … cevap dilekçesi sunmadığı gibi, duruşmaya da katılmamıştır. Davanın açılması üzerine ilk derece mahkemesince; 2918 sayılı kanunun 14/04/2016 tarih ve 6704 sayılı kanunun 5. maddesi ile değişik 97.maddesi gereğince, dava açılmadan önce sigorta şirketine başvurunun dava şartı olduğu, davacı tarafından dava açılmadan önce sigorta şirketine başvuru yapılmadığı, bu anlamda davacının başvuru şartlarını yerine getirmediği gerekçesiyle davanın dava şartı yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiş, karara karşı davacı vekilince süresi içinde istinaf yoluna başvurması üzerine BAM 8. Hukuk Dairesinin 14/02/2019 tarih ve 2017/1794 esas 2019/303 karar sayılı kararı ile; 26/04/2016 tarihinde yürürlüğe giren 6704 sayılı Kanunu’nun 5. maddesiyle değişik 97. maddesi ile zarar görenin, dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerektiği düzenlenmiş, aynı değişiklikle sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması hâlinde, zarar görenin dava açabileceği belirtilmiştir. Yapılan değişiklikle, zarar gören hak sahipleri ZMSS sigortacısına karşı artık doğrudan dava açamayacak olup yasa ile özel bir dava şartı getirilmiştir. Olayda, dava tarihi olan 29/07/2016 itibariyle 2918 sayılı KTK’nın 97. maddesinde yapılan değişiklik yürürlükte olup davacı tarafça dava tarihinden önce davalı sigorta şirketine başvuru yapılmadığı sabittir. Dava şartları, davanın esası hakkındaki yargılamanın devamı için gerekli olan şartlar olup, davanın açılabilmesi için değil, mahkemenin davanın esasına girebilmesi için aranan kamu düzeni ile ilgili zorunlu koşullardır. HMK’nın 115/2 maddesi uyarınca mahkeme dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder. Mahkemece, dava açılmadan önce sigorta şirketine başvuru yapılmadığı kabul edilmiş ise de; davacı vekiline davalı sigorta şirketine eksik olduğu belirtilen bilgi ve belgeleri sunup başvurmak suretiyle bu eksikliği gidermesi için kesin süre verilmeli, sigorta şirketince 15 gün içinde cevap verilmemesi veya verilen cevabın talebi karşılamaması halinde bu yöndeki dava şartının yerine getirildiği kabul edilerek davanın esasına girip deliller toplanıp değerlendirilerek ortaya çıkacak sonuca göre bir karar verilmeli, kesin süre içinde başvuruya ilişkin dava şartının yerine getirilmemesi halinde ise bu kez dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmelidir. HMK’nın 115/2. maddesine aykırı şekilde tamamlanabilecek nitelikteki dava şartının tamamlanması için davacıya kesin süre verilmeksizin, dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmesi isabetli olmamıştır. İlk derece mahkemesince, davalı sigorta şirketine karşı açılan dava yönünden tamamlanabilecek dava şartının yerine getirilmesi için davacı tarafa kesin süre verilmeksizin karar verilmesi nedeniyle, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a/6 maddesi uyarınca istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmiş, dosyanın mahkemesine geri gönderilmesi üzerine yeniden esasa kaydedilen dosyada, mahkemece kaldırma kararı doğrultusunda gerekli işlemler yapılmış, yapılan yargılama sonunda ilk derece mahkemesince; “Tüm dosya kapsamı değerlendirildiğinde; davacıya KASKO sigortası ile sigortalı aracın kaza tarihi itibariyle rayiç değerinin 80.500,00TL olduğu, araç onarım bedelinin 51.702,70 TL olabileceği, aracın hurda satış bedelinin 38.800,00TL olabileceği, bu halde aracın onarımının ekonomik olmayacağı, araç rayiç bedelinden hurda satış bedelinin tenzili ile araçta meydana gelen gerçek hasar bedelinin 41.700TL olacağı, … plakalı aracın maliki ve işleteni olan davalı … ile davalı … Sigorta AŞ nin … plakalı araç sürücüsünün %60 oranındaki kusuruna denk gelen 25.020,00TL den sorumlu olduğu değerlendirilmekle; davanın kısmen kabulü ile; 25.020,00TL nin davalı … yönünden davacının sigortalısına ödeme tarihinden itibaren davalı … Sigorta Anonim Şirketi yönünden dava tarihinden önce bu davalı temerrüde düşürülmediğinden dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar vermek gerekmiştir.” gerekçesi ile; -Davanın kısmen kabulü ile; 25.020,00TL nin davalı … yönünden 09/12/2015 tarihinden itibaren davalı … Sigorta Anonim Şirketi yönünden dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş, verilen karar davalı … Sigorta A.Ş vekili tarafından süresinde istinaf etmiştir. Davalı … Sigorta A.Ş vekilinin istinaf sebepleri; Davacının, uyuşmazlığın çözümlenmesi için gerekli belgelerle birlikte müvekkili şirkete başvurması gerektiği, kanun ile düzenlenen emredici nitelikteki özel dava şartını yerine getirmeyen davacının talebinin; dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddedilmesi gerekirken kabulünün hatalı olduğu, poliçe başlangıç saatinin poliçe üzerinde saat 12:00 olarak düzenlenmiş olması sebebiyle kazanın poliçe teminatı kapsamında kalmadığı, söz konusu kazada poliçe tanzim saati olan 18:28’in esas alınamayacağı, poliçede düzenlenen saatin esas alınması gerektiğini iddiasının doğru olmadığı, kaza saatinde …plakalı aracın şirketleri nezdinde düzenlenmiş bir poliçesi bulunmadığı, söz konusu poliçenin kaza sonrasında tanzim edildiğinin açık olduğu, davacının müvekkili sigorta şirketine rücu edebilmesi için öncelikle sigortalısının hukuki haklarına kanunda öngörülen şekilde halef olduğunu kanıtlamasının gerekli olduğu, kabule göre dava tarihinden itibaren yasal faiz istenebileceği, kusur ve hasar miktarını itirazlarının değerlendirilmediği hususlarına ilişkindir. İstinaf edenin sıfatı ve istinaf sebepleri ile kamu düzenine ilişkin olup resen gözetilmesi gereken hususlara hasren yapılan incelemede; Dava, sigortalısının uğradığı zararı tazmin ederek TTK.nun 1472 hükmü uyarınca sigortalısının haklarına halef olan sigorta şirketi tarafından ikame edilen halefiyete dayalı rücuen tazminat istemine ilişkindir. Davacı sigorta şirketine kasko sigorta sözleşmesi ile sigortalı … adına kayıtlı … plakalı aracın 27.10.2015 günü … sevk ve idaresinde iken sürücü … idaresindeki … plakalı araç ile çarpıştığı, araçta maddi hasar oluştuğu, meydana gelen hasar nedeni ile davacı şirket tarafından sigortalısına 41.700-TL ödeme yapıldığı, davacı sigorta şirketince ödediği bedelin kusurları nispetinde kazaya neden olan … plakalı aracın sigortacısı ve aracın işleteninden rücuen tahsili için bu davanın, açıldığı anlaşılmıştır. Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde bir usulsüzlük bulunmamasına, dairemizin kaldırma kararı doğrultusunda davacının, mahkemece verilen süre içinde davalı sigorta şirketine başvuruda bulunmuş olmasına, kazaya karışan … plakalı aracın … Sigorta A.Ş’ye ZMMS sigorta poliçesi ile sigortalı bulunmasına, ilk pirimin 27/10/2015 tarihinde ödendiğine dair POS tahsilat makbuzuna, özellikle oluşa uygun olarak düzenlenen uzman bilirkişi heyet raporunda belirtilen kusur oranının ve maddi tazminata ilişkin hesaplamanın hükme esas alınmasında da bir usulsüzlük bulunmamasına, ilk derece mahkemesi kararının gerekçesinde de bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin istinaf sebeplerinin HMK.nun 353/1-b/1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca; 1-Usul ve yasaya uygun olan İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 07/04/2021 tarih ve 2019/104 E. – 2021/274 K. sayılı kararına davalı … Sigorta A.Ş. vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,(HMK.m.353/1-b/1) 2-Alınması gereken 1.709,11-TL nispi istinaf karar ve ilam harcından, istinafa başvuru sırasında peşin olarak yatırıldığı anlaşılan 427,80-TL harcın düşümü bakiye 1281,31-TL harcın istinaf eden davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına, 3-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, 4-Yasa yoluna başvuran davalı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, HMK’nun 353/1-b/1 madde hükmü uyarınca, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve HMK’nun 362/1-a maddesi gereğince, miktar itibariyle kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.25/11/2021