Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2021/186 E. 2021/376 K. 25.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2021/186
KARAR NO : 2021/376
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 24/06/2020
NUMARASI: 2018/1237 E., 2020/260 K.
DAVANIN KONUSU: Tazminat( Kasko sigortasından kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 25/02/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili; müvekkili davacı şirket ile dava dışı …A.Ş. arasında akdedilen sözleşme kapsamında davacı şirket tarafından kiralanarak kullanılan … plaka sayılı aracın 19.12.2017 tarihinde hasara uğradığını ve davalı şirket tarafından görevlendirilen eksper tarafından yapılan incelemede gerekli güvenlik ve koruma önlemlerinin alınmaması nedeniyle araçta oluşan hasarın kullanıcı hatasından kaynaklandığı sonucuna varılarak hasarın karşılanmadığını, davacı şirketin hasarı gidermek için 13.265,54.-TL ödemek zorunda kaldığını, ancak aracın sağanak yağış sebebiyle hasar gördüğünü, gerekli önlemlerin alınmasına rağmen aracın zarar görmesine engel olunamadığını ileri sürerek davacı şirket tarafından ödenen 13.265,54-TL’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini istemiştir.Davalı vekili; davanın aktif husumet yokluğu nedeniyle reddi gerektiğini, dain-i mürtehin …Bank’ın muvafakatinin gerektiğini, araç sürücüsünün su birikintisine girdiğinde aracı çalıştırmayarak durması gerekir iken gerekli koruma önlemlerini almayarak aracı çalıştırması sebebiyle zararın meydana geldiğini, davacının yola devam etmesi sebebiyle doğan hasarları kabul etmediklerini, davacı yola devam etmese idi oluşacak zararlar ile yola devam etmesi sebebiyle doğan hasarların ayrı ayrı belirlenmesi gerektiğini, poliçede belirlenen muafiyet şartının uygulanması gerektiğini, faiz talebinin mesnetsiz olduğunu şirketlerinin dava tarihinden itibaren faiz sorumluluğunun doğacağını, talep olunan faiz oranının fahiş olduğunu, yasal faize hüküm kurulması gerektiğini beyanla davanın reddini talep etmiştir.Mahkemece yapılan yargılama sonunda “Dava, davacı ile dava dışı …. Ticaret ve Sanayi A.Ş arasında akdolunan “Lojistik Hizmet Sözleşmesi” kapsamında davacı şirket tarafından kullanılan … plakalı aracın hasarlanması sebebiyle davacı şirket tarafından yapılan ödemenin davalı sigorta şirketinden tahsili istemine ilişkindir. Davalı sigorta şirketi tarafından dosyaya ibraz edilen 01.01.2017-01.01.2018 tarihlerini kapsar … poliçe numaralı “Genişletilmiş Kasko Sigorta Poliçesi” incelendiğinde; sigortalısının … Ticaret ve Sanayi A.Ş olduğu, daini mürtehin olarak da …Anonim Şirketi İstanbul Kurumsal Şubesi’nin kararlaştırıldığı görülmüştür. Sigorta poliçesinde daini mürtehin olarak görünen … Anonim Şirketi İstanbul Kurumsal Şubesi’ne davacı tarafından açılan işbu davaya muvafakatlerinin bulunup bulunmadığının sorulması bakımından müzekkere yazılmış, …. Bank tarafından cevaben … plakalı araç üzerindeki rehnin kaldırıldığı, devam eden bir rehin hakkının bulunmadığı bildirilmiştir. Davacı yanca dava dışı … Ticaret ve Sanayi A.Ş ile akdolunan “Lojistik Hizmet Sözleşmesi” kapsamında davalı sigorta şirketinden talepte bulunulmuşsa da 6102 sayılı TTK’ nun 1459. maddesi “Sigortacı, sigortalının uğradığı zararı tazmin eder.” hükmünü ihtiva etmektedir. Somut olayda; … plakalı aracın maliki ve kasko poliçesinin sigortalısı dava dışı … Ticaret ve Sanayi A.Ş’ dir. Davalı sigorta şirketine karşı ancak kendi akidi tarafından dava açılabilecek olmakla alacağın davacıya temliki veya devrine dair dosyada herhangi bir belge-bilgi bulunmaması ve bu hususun davacı tarafından da ileri sürülmemesi sebebiyle dava şartlarının düzenlendiği HMK 114/1-d. madde hükmü gereği davacının aktif husumet ehliyetine sahip olmadığı kanaatine varılmış, dava şartlarının mevcut olup olmadığının davanın her aşamasında dikkate alınacak olması karşısında davacının davasının usulden reddine karar vermek gerekmiştir.” gerekçesiyle “1-Aktif husumet ehliyetine sahip olmayan davacının davasının, HMK 114/1-d ve 115/2 maddeleri uyarınca USULDEN REDDİNE,” karar verilmiştir.İlk derece mahkemesi tarafından verilen karara karşı davacı vekili tarafından süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur.Davacı vekilinin istinaf nedenleri: Davacı şirketin aktif husumet ehliyeti bulunduğu halde bulunmadığının kabulünün ve kabule göre de dava şartı eksikliği için süre verilmemesinin hukuka aykırı bulunduğuna ilişkindir.İstinaf edenin sıfatı ve istinaf nedenleri ve kapsamı ile sınırlı olarak yapılan incelemede:Dava, kasko sigortalı aracın uğradığı hasar bedelinin, kasko sigortacısından tahsili isteğine ilişkindir. Hasara uğradığı iddia edilen … plakalı aracın, dava dışı … Ticaret ve Sanayi A.Ş. adına kayıtlı ve davalı sigorta şirketine kasko sigortası ile sigortalı bulunduğu; aracın kayıt maliki tarafından davacı şirkete Lojistik Hizmet Sözleşmesi kapsamında kiralandığı; aracın 19.12.2017 tarihinde yağan yağıştan etkilenmek suretiyle hasar gördüğü, hasarın davalı sigorta şirketince karşılanmaması nedeniyle hasar bedelinin davacı şirket tarafından karşılandığı anlaşılmaktadır. Yine … plakalı aracın 01.01.2017-01.01.2018 tarihlerini kapsar … poliçe numaralı “Genişletilmiş Kasko Sigorta Poliçesi” ile davalı şirkete sigortalı bulunduğu, sigortalısının dava dışı … Ticaret ve Sanayi A.Ş olduğu, dain mürtehin olarak da … Anonim Şirketi İstanbul Kurumsal Şubesinin gösterildiği anlaşılmaktadır. Her ne kadar araç üzerinde dava dışı … Anonim Şirketi İstanbul Kurumsal Şubesi lehine dain mürtehin hakkının da bulunduğu anlaşılmakta ise de, adı geçen rehin hakkı sahibinin dosyaya gönderdiği “araç üzerindeki rehnin kaldırıldığı, devam eden bir rehin hakkının bulunmadığı” şeklindeki cevabi yazı kapsamında rehin hakkının sona erdiği anlaşıldığından, dain mürtehin hakkı yönünden herhangi bir eksiklik bulunmamaktadır.Eldeki davada sorun, davacının dava takip yetkisi ( aktif dava ehliyeti) bulunup bulunmadığı hususundadır.Kara Araçları Kasko Sigortası niteliği itibari ile zarar/ mal sigortası kapsamına girmektedir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (TTK) 1453. maddesinin 1. fıkrasında rizikonun gerçekleşmemesinde menfaati bulunanların, bu menfaatlerini mal sigortası ile teminat altına alabilecekleri belirtilmiştir. Kural olarak tazminat ödemesi sigortalıya yapılır. Dolayısı ile sigortalı olmayan kiracının açtığı dava ile sigortacıdan talepte bulunması halinde o dava yönünden dava takip yetkisinin bulunmadığının kabulü gerekir. Ne var ki, kiracının 6098 sayılı BK’nin 183 ve 184 maddeleri anlamında hukuken geçerli bu yazılı temlike dayanarak temlik alan sıfatıyla dava hakkını kazanması, yani dava takip yetkisine sahip olması hukuken mümkündür.Diğer yandan dava takip yetkisi, mahkemenin de kabulünde olduğu gibi HMK m.114/1-d uyarınca dava şartı niteliğindedir. Dolayısı ile mahkemece dava şartı eksikliğinin saptanması halinde aynı kanunun 115/2. maddesi uyarınca davanın dava şartı eksikliği nedeniyle usulden reddine karar verilmesi gerekir ise de HMK 115/2. maddesi gereğince dava şartı eksikliğinin sonradan giderilmesi mümkün ise davacıya bu eksikliğin giderilmesi için kesin süre verilmiş ve buna rağmen eksikliğin giderilmemiş olması şarttır. Eldeki davada dava takip yetkisi eksikliğine ilişkin olarak davacıya bu eksikliği gidermesi konusunda mahkemece usulüne göre verilmiş bir kesin süre bulunmamaktadır. Ne var ki, davadan sonra 28/07/2020 tarihinde yürürlüğe giren 7251 sayılı kanunun 57. maddesi ile 5684 sayılı kanuna eklenen ek 6. maddesinin 2. fıkrasında yer alan “(2) Tazminat alacağı, sadece hak sahibine veya avukatına ödenir ve birinci fıkrada belirtilen kişiler de dahil dahil olmak üzere hiç kimseye devredilemez.” hükmünün de ayrıca dikkate alınması gerekecektir.Davacı vekili dava dilekçesinde ve davanın görülmesi sırasında davaya konu alacağın sigortalı kişi tarafından kendisine temlik edildiğini iddia etmediği gibi, istinaf aşamasında da böyle bir iddia ileri sürmemiş ve bu hususta herhangi bir bilgi ve belge de sunmamıştır. Gelinen bu aşamadan sonra davaya konu alacağın sigortalı kişi tarafından kendisine temlik edilmesi de 5684 sayılı kanuna eklenen ek 6. maddenin 2. fıkrasında yer alan hüküm gereğince hukuken mümkün değildir. Dolayısı ile dava şartına ilişkin bu eksikliğin artık giderilmesi mümkün bulunmadığından, mahkemece davanın dava şartı eksikliği nedeniyle usulden reddine karar verilmiş olması sonucu itibariyle doğru bulunduğundan, davacı vekilinin bu yöne ilişen istinaf itirazının reddi gerekmiştir.Davacı vekilinin diğer istinaf itirazlarının ise incelenmesine gerek görülmemiştir.Hal böyle olunca davacı vekilinin istinaf başvurusunun yukarıda açıklanan nedenlerle HMK 353/1-b/1 uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca; 1-Usul ve yasaya uygun olan ve başlıkta yazılı bulunan mahkeme kararına yönelik davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK m.353/1-b/1 gereğince ESASTAN REDDİNE,2- Alınması gereken 59,30 TL harçtan peşin yatırılan 54,40 TL nispi karar ilam harcının düşümü ile 4,90 TL bakiye karar ilam harcının istinaf eden davacıdan tahsili ile Hazineye gelir KAYDINA,3-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,4-Yasa yoluna başvuran davacı tarafından yapılan giderlerin üzerinde BIRAKILMASINA,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve HMK.nun 362/1-a maddesi gereğince, miktar itibariyle kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.25/02/2021