Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2021/1805 E. 2021/1775 K. 18.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2021/1805
KARAR NO: 2021/1775
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 12/07/2021
NUMARASI: 2020/449 Esas 2021/712 Karar
DAVA TÜRÜ: Trafik Kazasından Kaynaklanan Araç Hasarı Tazminatı
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 18/11/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 27/02/2019 tarihinde 21:10 sıralarında … plakalı araç …’a ait … plakalı araca arkadan çarparak trafik kazasına sebebiyet verdiğini, araçta ağır derecede hasar oluştuğunu, meydana gelen kazada … plakalı araç sürücüsünün %100 kusurlu olduğunu, davalı sigorta şirketine 22/03/2019 tarihinde hasar bedeli olan 29.803,74 TL nin ödenmesi için başvuru yapıldığını, ancak kısmi olarak 02/05/2019 tarihinde 9.303,50 TL ödeme alındığını, araç sahibinin zararının karşılanmaması üzerine alacağını kayıtsız şartsız olarak 15/04/2019 tarihinde davacı … Ltd. Şti.’ne temlik ettiğini belirterek, davanın kabulü ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini, talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının taleplerinin zamanaşımına uğradığını, davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, yetkili mahkemenin İstanbul Anadolu Ticaret Mahkemesi olduğunu, davacının tazminat taleplerinin davalı sigorta tarafından karşılandığını, bu nedenle de davanın reddinin gerektiğini, beyan etmiştir. İhbar olunan İBB vekili dilekçesinde özetle; idarelerin hizmet kusurundan kaynaklanan davaların idari dava niteliğinde olduğunu, bu nedenle davanın İdare Mahkemesinde görülmesi gerektiğini, davanın görev yönünden reddine karar verilmesini, talep ve beyan etmiştir. İlk derece mahkemesi tarafından yapılan yargılama neticesinde; dava tarihi itibari ile zaman aşımının dolduğu gerekçesiyle, açılan davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiş, verilen karara karşı davacı davacı vekili tarafından yasal süresi içerisinde istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. İstinaf nedenleri: Elde ki davanın zaman aşımı süresi içerisinde açıldığı, zaman aşımının gerçekleştiğinden bahisle davanın reddi kararının hatalı olduğu, hususuna ilişkindir. 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince istinaf edenin sıfatına, istinafın kapsam ve nedenleriyle kamu düzenine ilişkin olup resen gözetilmesi gereken hususlarla sınırlı olmak kaydıyla yapılan inceleme ve değerlendirme sonucunda; Dava, trafik kazasından kaynaklanan bakiye araç hasar tazminatı istemine ilişkindir. 2918 sayılı KTK’nın 109. maddesinde Motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin, zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yıl ve herhalde, kaza gününden başlayarak on yıl içinde zamanaşımına uğrar. Dava, cezayı gerektiren bir fiilden doğar ve ceza kanunu bu fiil için daha uzun bir zaman aşımı süresi öngörmüş bulunursa, bu süre, maddi tazminat talepleri için de geçerlidir. (Bknz. Yargıtay 17.HD’nin 2016/9201 Esas,2017/3399 Karar sayılı ilamı) Somut olayda, kaza maddi hasarlı olup, ölen yada yaralanan olmadığından uygulanması gereken zaman aşımı ceza zaman aşımı değil, kaza tarihinden itibaren 2 yıllık zaman aşımıdır. Hasar gören aracın dava dışı maliki …’a ZMM Sigortacısı olan … Sigorta AŞ tarafından 02/05/2019 tarihinde kısmi ödeme yapılmış, alacağı 15/04/2019 tarihinde temlik alan davacı şirket; temlik eden dava dışı …’ın aracında meydana gelen hasara göre, bakiye tazminat alacağının olduğunu ileri sürerek, temlik alan sıfatıyla iş bu davayı açmıştır. Kaza tarihi 27.02.2019 olup, iş bu dava 2 yıllık zaman aşımı süresi içerisinde 16/07/2020 tarihinde açılmıştır. Hal böyle olunca da zaman aşımı süresinin dolmadığı dikkate alınmak suretiyle davacı yönünden işin esasına girilip, tarafların delilleri toplanıp, sonucuna göre bir karar vermek gerekirken hatalı gerekçe ile yazılı şeklilde karar verilmesi doğru görülmemiştir. (Bknz. Yargıtay 17.HD’nin 2014/15370 Esas, 2017/234 Karar sayılı ilamı) Bu itibarla, davacı vekilinin istinaf itirazlarının kabulü ile HMK 353/(1)-a-6 maddesi uyarınca kararın kaldırılmasına ve dosyanın yeniden görülmesi için ilgili mahkemesine gönderilmesine, karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile, Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 12/07/2021 tarih ve 2020/449 Esas, 2021/712 Karar sayılı kararının HMK.m.353/1-a/6 hükmü uyarınca KALDIRILMASINA, 2-Dosyanın belirtilen şekilde işlem ve yargılama yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 3-Davacıdan tahsil edilen nispi istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine, 4-İstinaf yasa yoluna başvuran davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ise ilk derece mahkemesince yapılacak yargılama sonucunda verilecek hükümde dikkate alınmasına, 5-Dosya üzerinde inceleme yapılması nedeniyle vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda ve HMK.m. 353/1-a hükmü uyarınca KESİN olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 18/11/2021