Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2021/1790 E. 2021/1639 K. 03.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2021/1790
KARAR NO: 2021/1639
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 14/06/2021
NUMARASI: 2021/487 Esas – 2021/625 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 03/11/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan ön inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava dışı … adına kayıtlı … plaklaı aracın davacı sigorta şirketi nezdinde kasko sigorta poliçesi ile sigortalı olduğunu, … plakalı araç sürücüsünün 19/03/2019 tarihinde aniden aracın sol kapısını açmak sureti ile müvekkilinin sigortalısı … plakalı araçta hasar ayol açtığını, müvekkili şirket tarafından bu hasara ilişkin olarak eksper marifetiyle hasar tespiti yaptırılarak 8.670,20 TL sigorta tazminatı ödemesi yapıldığını, iş bu tutara takip tarihine kadar 1.449,47 TL faiz işletildiğini, TTK’nın 1472.maddesi gereğince müvekkili şirketin, yapılan ödeme ile sigortalısının haklarına halef olduğunu, davalı … Sigorta’nın sigortaladığı aracın sürücüsünün iş bu hasarın meydana gelmesinde %100 kusurlu olup davalının hasara sebep olan aracın Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortacısı olarak meydana gelen zararın tamamından sorumlu olduğunu, bu nedenle müvekkili tarafından oluşan hasarla ilgili rücu ihtarının davalıya gönderildiğini, davalı tarafça ödeme yapılmaması nedeni ile Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu, davalının itirazında haksız olduğunu bildirerek, fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydı ile borçlunun Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … esas numaralı icra takibine yaptığı haksız ve hukuka aykırı itirazın iptaline, takibin devamına, takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini, talep ve dava etmiştir. Açılmış olan dava üzerine ilk derece mahkemesi tarafından yapılan yargılama neticesinde; davaya bakma hususunda Tüketici Mahkemelerinin görevli olduğu görüşünden hareketle mahkemenin görevsizliğini, davanın HMK’nın 115/2, 114/a-c maddesi uyarınca dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiş, verilen karara karşı davacı vekili tarafından; davalının ZMMS sigortacısı olduğu, bu nedenle Asliye Ticaret Mahkemelerinin görevli olduğun, ilk derece mahkemesinin görevsizlik kararının hatalı olduğu iddia edilerek yasal süresi içerisinde istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. İstinaf edenlerin sıfatı ve istinaf sebepleri ile kamu düzenine ilişkin olup resen gözetilmesi gereken hususlara hasren yapılan incelemede; Dava; kasko sigortacısı tarafından sigortalısının haklarına halef olarak zarar sorumlusunun ZMM sigortacı aleyhine açılan; hasar bedelinin rücuen tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir. Dava tarihi itibarı ile yürürlükte bulunan 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4/1-a maddesi gereği her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olup olmadığına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunu’nda düzenlenen hususlar ticari davalardır. TTK 5/1 maddesi gereği ticari davalara bakmakla görevli mahkeme Asliye Ticaret Mahkemeleridir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 01.07.2012 tarihinden itibaren yasanın 5/3 maddesi gereği Asliye Hukuk Mahkemeleri ile Asliye Ticaret Mahkemeleri arasındaki ilişki işbölümü olmaktan çıkmış görev ilişkisi haline gelmiştir. Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 1. maddesi gereği göreve ilişkin kurallar kamu düzeni ile ilgili olup mahkemece kendiliğinden dikkate alınması gerekmektedir. TTK’nın 1472’de düzenlenen halefiyet, yasal, sınırlı ve cüz’î halefiyet niteliğindedir. Bu maddeden doğan halefiyet hakkına istinaden açılan veya açılacak olan dava, esas itibariyle sigortalının, kendisine zarar verene karşı açacağı tazminat davasının, onun halefi sıfatıyla sigortacı tarafından açılmasıdır. TTK’nın 1472. maddesi uyarınca sigortacı, sigorta bedelini ödedikten sonra hukuken sigorta ettiren yerine geçer ve dava, tazmin ettiği bedel nisbetinde sigortacıya intikal eder. Bu şekilde sigortalısının haklarına halef olan sigorta şirketinin, ödediği tazminat miktarınca hukuken sigortalı yerine geçerek açtığı rücû davası, aslında bir tazminat davası olup, bu niteliği itibariyle aynı zamanda şahsî nitelikte bir eda davasıdır. Burada sigortacı, sigorta ettiren yerine geçtiği için sigortalı hangi mahkemede dava açabilecek ise sigortacının da aynı mahkemede dava açması gerekir. Açıklamalar doğrultusunda somut olaya gelince: Davacı ve haklarına halef olduğu dava dışı … üçüncü kişi olarak sigorta sözleşmesinin tarafı değildir. Dolayısıyla da davacının haklarına halef olduğu dava dışı kişi ile davalı arasında sigorta ilişkisi olmadığına göre tüketici işlemi de söz konusu değildir. Başka bir ifadeyle; dava dışı … aracında meydana gelen hasarın bedelini zarar sorumlusunun ZMM sigortacısından Asliye Ticaret Mahkemelerinde açacağı davayla isteyebileceğine göre, onun haklarına halef olan davacının da davasını Asliye Ticaret Mahkemesinde açması gerektiği hususunda duraksamamak gerekir. Netice de; davacı ve dava dışı sigortalı ile davalı arasında sigorta ilişkisinin bulunmadığı, hal böyle olunca da tüketici işleminden söz edilemeyeceği, davalının ZMM sigortacısı olduğu, Sigorta Hukukunun 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 6. kitabında 1401 ve devamı maddelerinde, Zorunlu Sorumluluk Sigortasının ise 1483 ve devamı maddelerinde düzenlendiği, bu durumda Türk Ticaret Kanunu’nda düzenlenen hususlardan olması nedeniyle davanın ticari dava olduğu ve görevli mahkemenin de Asliye Ticaret Mahkemesi olduğu sonucuna varılmıştır. Bu suretle ilk derece mahkemesinin görevsizlik kararı hatalı bulunmuştur. Yukarıdaki açıklamalar ışığında davanın Asliye Ticaret Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekirken görevsizlik kararı verilmesinin doğru olmadığından kararın HMK’nın 353/1-a/3 maddesi uyarınca kaldırılması yönünde aşağıda ki karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca; 1-)Davacı … Sigorta Anonim Şirketi vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun yukarıda açıklanan nedenlerle KABULÜ ile, istinaf istemine konu olan ve başlıkta yazılı bulunan ilk derece mahkemesi kararının HMK.m.353/1-a/3 hükmü uyarınca KALDIRILMASINA, 2-)Dosyanın, yukarıda gösterilen biçimde inceleme ve değerlendirme yapılmak üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 3-)İstinaf yasa yoluna başvuran davacı tarafından peşin olarak yatırılan 59,30-TL maktu istinaf karar ve ilam harcının talebi halinde kendisine İADESİNE, 4-)Dosya üzerinde inceleme yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, 5-)İstinaf yasa yoluna başvuran davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan giderlerin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına, HMK. m.353/1-a/3 hükümleri uyarınca, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve KESİN olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi.03/11/2021