Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2021/1779 E. 2021/1638 K. 03.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2021/1779
KARAR NO: 2021/1638
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 25/02/2021
NUMARASI: 2017/912 Esas – 2021/225 Karar
DAVANIN KONUSU: Sigorta (Trafik Sigortası Kaynaklı)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 03/11/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan ön inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 22/04/2009 tarihinde davalı … nezdinde Zorunlu Mali Mesuliyet (Trafik) Sigorta Poliçesi ile sigortalı olan … plakalı minibüsün, sürücüsü …’in tam kusuru ile trafik kazası yaptığını ve araçta yolcu olarak bulunan davacının yaralandığını beyanla, fazlaya dair haklar saklı kalmak kaydı iles100,00 TL. sürekli ve 100,00 TL geçici iş görmezlik tazminatı olmak üzere toplam 200,00 TL’nin sigorta şirketine başvuru tarihi olan 13/03/2017 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı … şirketinden poliçe limitleri ile sınırlı olmak kaydı ile tahsiline, yargılama giderlerinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini, talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevaplarında özetle; 22.04.2009 tarihinde meydana gelen ve sigortalı aracın da karıştığı trafik kazası sonucunda oluşan maluliyet zararının tazmini talebiyle iş bu davanın ikame edildiğini, davaya konu taleplerin 8 yıllık ceza zamanaşımı süresinin dolmuş olması nedeniyle zamanaşımına uğradığını, zamanaşımı süresinin dolması sebebiyle müvekkili şirketin herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını beyanla, davanın reddine karar verilmesini, talep ve beyan etmiştir. Açılmış olan dava üzerine ilk derece mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonucunda; kaza tarihinden dava tarihine kadar geçen sürede uzamış ceza zamanaşımı süresinin dolduğu, zamanaşımını kesen her hangi bir işlemin olmadığı, dava açılmadan önce sigorta şirketine başvuruda bulunulmasının zamanaşımını kesen sebeplerden olmadığı görüşünden hareketle, zamanaşımı nedeniyle davanın reddine karar verilmiş, verilen karara karşı davacı vekili tarafından yasal süresi içerisinde istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Davacı vekili; davadan önce sigorta şirketine başvurunun zorunlu hale geldiğini, bu nedenle bu başvurunun zamanaşımı süresini kestiğini, davacının maluliyetinin ilk defa 15/06/2017 tarihli ATK maluliyet raporu ile öğrenildiğini, bu tarihten itibaren dava tarihine kadar 2 yıllık ve 10 yıllık zamanaşımı sürelerinin dolmadığını, belirterek istinaf yoluna başvurmuştur. İstinaf edenlerin sıfatı ve istinaf sebepleri ile kamu düzenine ilişkin olup resen gözetilmesi gereken hususlara hasren yapılan incelemede; Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarara bağlı maddi tazminat istemine ilişkindir. Bilindiği üzere, dava konusu olayda olduğu gibi zamanaşımı yönünden değerlendirme yapılabilmesi ve doğru sonuca ulaşılabilmesi için zarar görenin zararını tam olarak ne zaman öğrendiğinin, zararın ne zaman tam olarak öğrenilmiş sayılacağının belirlenmesi önemli unsurlardandır. Kaldı ki bu husus zamanaşımını düzenleyen yasal hükümlerin de zorunlu bir gereğidir. Somut olayda; her ne kadar KTÜ Adli Bilimler Enstitüsünün 15/06/2017 tarihli raporu ile davacının maluliyet oranı belirlenmiş ise de; bu rapor ile daha sonra alınan 09/09/2019 tarihli maluliyet raporunda davacının kaza tarihi olan 22/04/2009 tarihinden sonra trafik kazasına bağlı olan maluliyet durumunda “zaman içerisinde gelişen bir durum olup olmadığı” yönünden ayrıca ve açıkça bir tespit veya değerlendirme yapılmamıştır. Hal böyle olunca da zararın tam olarak öğrenilmesi yönünden eksik inceleme ve soruşturmaya dayalı olarak verilen zamanaşımı yönünden davanın reddi kararı isabetli olmamıştır. O halde Mahkemece, Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulundan rapor alınarak davacının yaralanması nedeniyle tedavisi tamamlanarak hangi tarihte sağlığına kavuşmuş sayılacağı, maluliyeti ile ilgili olarak gelişen bir durum bulunup bulunmadığı, tedavisinin ne zaman sona erdiği, vücut çalışma gücü kaybının hangi tarihte kesin olarak belirlenebilir duruma geldiği konularında olay tarihinde yürürlükte olan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğine uygun, ayrıntılı ve açık şekilde yeniden rapor alınmak suretiyle, zaman aşımının belirlenecek duruma göre değerlendirilmesi gerekirken, bu hususlarda bir değerlendirme yapılmaksızın eksik incelemeyle yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir. Yukarıdaki açıklamalar uyarınca davacı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile kararın HMK’nın 353/1-a/6 maddesi uyarınca kaldırılması gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca; 1-)Davacı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun yukarıda açıklanan nedenlerle KABULÜ ile, istinaf istemine konu olan ve başlıkta yazılı bulunan ilk derece mahkemesi kararının HMK.m.353/1-a/6 hükmü uyarınca KALDIRILMASINA, 2-)Dosyanın, yukarıda gösterilen biçimde inceleme ve değerlendirme yapılmak üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 3-)İstinaf yasa yoluna başvuran davacı tarafından peşin olarak yatırılan 59,30-TL maktu istinaf karar ve ilam harcının talebi halinde kendisine İADESİNE, 4-)Dosya üzerinde inceleme yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, 5-)İstinaf yasa yoluna başvuran davacı/davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan giderlerin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına, HMK. m.353/1-a/3 hükümleri uyarınca, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve KESİN olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi.03/11/2021