Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2021/1732 E. 2023/430 K. 14.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2021/1732
KARAR NO: 2023/430
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 07/04/2021
NUMARASI: 2015/383 Esas – 2021/212 Karar
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 14/03/2023
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
K A R A R Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; 01/03/2013 tarihinde, dava dışı …’ın sürücüsü olduğu, davalı Türkiye ( eski adı …) Sigorta AŞ’ye ZMM poliçesi ile sigortalı … plakalı aracın yolun sağında duraklama yaptığını, araçta yolcu olarak bulunan müvekkilinin yol tarifi aldıktan sonra araca doğru yürüdüğü sırada sürücü … sevk ve idaresindeki, sigortası bulunmayan … plakalı iş makinesinin durmayarak yaya halde bulunan müvekkiline çarptığını, meydana gelen kaza neticesinde müvekkilinin ağır şekilde yaralandığını, davalılarca müvekkiline dava öncesinde kısmi ödeme yapılmış ise de bunun yetersiz olduğunu ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000,00-TL belirsiz alacağın davalılara başvuru tarihinin 8. İş gününden itibaren işleyecek temerrüt faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş; 09.02.2021 tarihli dilekçesi ile talebini davalı … yönünden toplam 14.339,94-TL, davalı sigorta şirketi yönünden toplam 39.383,39- TL olarak artırmıştır. Davalı sigorta şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin maddi tazminat talepleri açısından poliçe limitleri dahilinde ve sigortalı aracın sürücüsünün kusuru oranında davacının zararlarını gidermekle yükümlü olduğunu, müvekkili şirket sigortalısının kazada herhangi bir kusurunun olmadığını, ancak müvekkili şirketin bu duruma rağmen aktüerya incelemesi yaptırarak davacının zararlarını giderdiğini belirterek davanın reddini savunmuştur. Davalı Güvence Hesabı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın dava konusu kaza ile ilgili olarak daha önce müvekkili kuruma yaptığı başvuruda müvekkili kurum tarafından davacıya 23/06/2014 tarihinde 6.382,00-TL maluliyet tazminatının ödendiğini, makbuz ve ibranamenin düzenlendiğini, müvekkili kurumun herhangi bir sorumluluğunun kalmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda;”..Meydana gelen trafik kazasında davalıların sorumluluğunda bulunan araç sürücülerinin kusurunun bulunduğu, davacının kaza nedeniyle malul kaldığı, … plakalı aracın sigortasının bulunmadığı bu araç yönünden güvence hesabının sorumlu olduğu, diğer sigortalı araç yönünden, davalı sigortanın, sigortalısının kusuru ile sorumluluğun bulunduğu, davacının tespit edilen ve karşılanmayan gerçek zarar miktarı yönünden davanın kabulüne karar vermek gerektiği”, gerekçesiyle, Davanın KABULÜ ile 53.723,33-TL tazminatın; 14.339,94-TL’sinden davalı …, 39.383,39-TL’sinden davalı … Sigorta sorumlu olmak üzere … yönünden 23/06/2014 tarihinden itibaren, … Sigorta Şirketi yönünden 02/05/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine, karar verilmiştir. Karara karşı davalı … vekili ve davalı … (…) Sigorta AŞ vekili, tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. İstinaf nedenleri: Davalı … vekili; %20 kusur, %5 maluliyete göre ödeme tarihindeki veriler nazara alınarak ve ödeme tenzil edildiğinde açık nispetsizlik bulunmayacağından müvekkili yönünden davanın reddi gerektiğini, müvekkili kurumun geçici iş göremezlik tazminatından sorumlu olmadığını, kusur oranlarını kabul etmediklerini, dosya kapsamında kusur hususunda çelişki bulunduğunu, müvekkili şirketin sorumluluğu kalmadığından temerrüde düşmediğini, faiz başlangıç tarihinin ancak dava tarihi olabileceğini, maluliyet oranları konusunda çelişki bulunduğunu, hükme esas alınan maluliyet raporunun geçerli yönetmelik hükümlerine göre düznelenmediğini belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir. Davalı … ( …) Sigorta AŞ vekili, maluliyet oranının yüksek belirlendiğini, daha önce davacıya yapılan ödem ile zararı karşılandığından davanın kabulünün hatalı olduğunu, müvekkili şirkete sigortalı araç sürücüsünün kusursuz olduğunu, kusur hususunda çelişki olduğunu, müvekkilinin %40 kusura göre sorumlu tutulmasının doğru olmadığını belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir. 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, İstinaf edenin sıfatına, istinafın kapsam ve nedenleriyle sınırlı olmak kaydıyla yapılan inceleme ve değerlendirme sonucunda; Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir. Dosyadaki belgelere, kararın dayandığı delillerle, usul ve yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle, dosya kapsamında alınan 04.04.2018 tarihli İTÜ heyet raporundaki kusur belirlemesinin kaza tespit tutanağındaki kazanın meydana geliş biçimine, somut olayın özelliklerine uygun, ceza dosyasında benimsenen kusur durumu ile uyumlu, taraf ve yargı denetimine açık ve hükme esas alınmaya elverişli olmasına; ATK 2. İhtisas Dairesi’nin 30.10.2020 tarihli maluliyet raporunun kaza tarihinde geçerli yönetmelik hükümlerine ve davacının yaralanmasının niteliği ve gördüğü tedavilere göre hazırlanmış olmasına; hükme esas alınan 30.01.2021 tarihli aktüer ek raporunda davacıya davadan önce yapılan ödemelerin ödeme tarihindeki verilere göre yetersiz olduğu, davacının zararını karşılamadığı belirlenmiş olup, tarafların tespit edilen kusur durumu, davacının tespit edilen maluliyet oranı nazara alınarak rapor tarihindeki verilere göre ve dahi dava tarihinden önce yapılan davalı taraf ödemelerinin güncellenmesi sonucunda davacının bakiye zararının belirlenmiş olmasına; davacı tarafça bedel artırım dilekçesinde davalıların kusur oranına göre sorumlu tutulmaları istenilmiş olup, yerel mahkemece davalıların kusur oranlarına göre belirlenen rakamlar doğrultusunda sorumluluklarına karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına; davalı … yönünden temerrüt tarihinden itibaren faize hükmedilmiş olmasında da herhangi bir yanılgı tespit edilememesine göre; davalı vekillerinin istinaf başvurularının HMK 353/1.b.1 maddesi gereğince ayrı ayrı esastan reddi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ/ Gerekçe uyarınca;1-Usûl ve yasaya uygun olan ve başlıkta yazılı bulunan yerel mahkeme kararına karşı davalı sigorta şirketi vekili ve davalı Güvence Hesabı vekilinin tarafından yapılan istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b/1.maddesi gereğince ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE,2-Alınması gereken 3.669,84-TL harçtan istinaf başvurusu sırasında yatırılan toplam 1.834,92-TL harcın mahsubu ile bakiye 1.834,92-TL harcın davalı sigorta şirketi vekili ve davalı Güvence Hesabı’ndan müteselsilen tahsili ile hazineye irad kaydına,3-İstinaf başvurusunda bulunan davalı sigorta şirketi ve davalı Güvence Hesabı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve HMK.m.362/1-a hükmü gereğince miktar itibariyle kesin olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi.14/03/2023