Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2021/1610 E. 2021/2071 K. 23.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2021/1610
KARAR NO: 2021/2071
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 11/02/2021
NUMARASI: 2020/154 ESAS – 2021/126 KARAR
DAVANIN KONUSU: Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 23/12/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan ön inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili … un eşi, diğer müvekkilleri …, …, … ve …’un ise babası olan … un 30.05.2012 tarihinde meydana gelen kaza neticesinde hayatını kaybettiğini, kaza tarihinde davalı … Sigorta A.Ş. nezdinde … numaralı zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi ve yine … Sigorta A.Ş. nezdinde … numaralı kasko poliçesi ile kayıtlı bulunan ve davalılardan … Kargo şirketinin yetkilisi …’ın maliki olduğu … plaka numaralı aracın, diğer davalı …un sevk ve idaresinde iken, yaya olarak gelen ve kamyonetin arkasından geçmekte olan müvekkillerinin murisi …’a çarparak ölümüne neden olduğunu, müteveffanın mirasçılarının murisin ölümü sonucunda, desteğinden yoksun kaldıklarını, müteveffa …un eşi …’la birlikte yaşamakta ve ailesinin geçimini sağlamakta olup, müvekkil1erinin, vefat eden eş ve babalarının düzenli ve devamlı bir surette istifade ettikleri ve edecekleri geçim, bakım, gözetim, destek ve hizmetinden, kısacası her türlü yardımdan yoksun kaldıklarını, manevi tazminat taleplerinin meydana gelen netice kazanın oluşumundaki kusur oranları nazara alınarak talep olunduğunu ve aynen kabulüne karar verilmesini talep ettiklerini, bu bağlamda müvekkilinin eşi için 200 bin ( İkiyüz bin) TL, müteveffanın çocukları için de 150’şer bin (Yüz elli bin ) TL manevi tazminata hükmolunmasını, müteveffanın eşi ve çocukları olan müvekkillerin yoksun kaldıkları desteğin sayın mahkemece yapılacak bilirkişi incelemesi neticesinde belirlenecek olup, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydı ihtirazı ile şimdilik 2.000’er (İki bin) TL maddi tazminata hükmolunmasını, kaza tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; kazaya karışan … plaka sayılı aracın müvekkili adına tescilli olduğunu ancak kazanın olduğu tarihte diğer davalı … Kargo şirketi ile müvekkili arasında yapılmış olan bir sözleşme neticesinde aracın bu şirkete kiralandığını, bu nedenlerle müvekkili hakkındaki davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … Sigorta AŞ vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin davalı … ait aracı 14/09/2011 -2012 tarihleri arasında … nolu Maksimum Kasko Poliçesi ve 13/09/2011-2012 tarihleri arasında … nolu ZMM Poliçesi ile sigortaladığını, müvekkili şirkete sigortalı aracın kusurlu bulunması durumunda … nolu ZMM Poliçesinden dolayı sorumluğun sigortalının kusuru oranında bedeni zararlarda azami 200.000 TL ile sınırlı olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … AŞ vekili cevap dilekçesinde özetle; davaya konu trafik kazası nedeniyle araç sürücüsünün asli kusurlu olduğu yönündeki davacı iddialarını kabul etmediklerini, davacıların talep ettiği tazminat tutarlarının fahiş olduğunu, davacıların müteveffa …un desteği ile yaşadığını ispat etmelerinin gerektiğini, tüm riskleri davalı sigorta şirketi tarafından ZMMS ve Kasko Poliçesi ile sigorta himayesi altına aldığını müvekkili şirkete ve araç sahibine yönelecek her türlü talebin öncelikle sigorta şirketince karşılanmasının gerektiğini, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … cevap dilekçesinde özetle; 30/12/2012 tarihinde meydana gelen kaza sonucunda taksirle ölüme neden olma iddiasıyla hakkında Vize Asliye Ceza Mahkemesinin 2012/106 esas sayılı dosyasında dava açıldığını, davanın halen devam ettiğini, soruşturma evresinde müteveffanın çalışır durumdaki aracın arkasında ve kör noktada durduğunun tespit edildiğini, kazanın ardından psikolojisinin bozulduğunu, işten ayrıldığını ve halen işsiz olduğunu, davacıların talep ettiği tazminat tutarlarının çok yüksek olduğunu, bu taleplerin davacıların sebepsiz zenginleşmesine neden olacağını, meydana gelen kazada kendisinin kusurlu olmadığını, bu nedenlerle haksız ve yersiz davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece; davacıların davasının reddine karar verilmiştir. Davacılar vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur. Davacılar vekili istinaf dilekçesinde; davacıların murisin ölümü ile destekten yoksun kaldıklarını bu nedenle maddi ve manevi tazminata hükmedilmesi gerektiği gerekçesiyle istinaf yoluna başvurmuştur. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. HD 13/02/2020 tarih 2018/1147 Esas 2020/221 Karar sayılı kararı ile ” Dava trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat davasıdır. Destekten yoksunluk mirasçılık sıfatından ayrı bağımsız bir haktır. Mirasın reddedilmesi, mirastan feragat edilmesi, terekenin borca batık olması gibi durumlar destekten yoksun kalma tazminatı istenmesine engel olmayacağı gibi davacıların gelirlerinin pek fazla ve varlıklı kişiler olmaları da destek tazminatı istenmesine engel değildir. Çünkü ölenin mirası ile yakınlarının onun bedensel varlığından yoksun bırakan haksız eylem arasında nedensellik bağı kurulamaz. Bu nedenle destek tazminatının hesabında gözetilecek olan miras gelirleri değil ölenin beden gücünden yoksunluğunun bedelidir.Buna göre davacıların destekten yoksun kalma durumu belirlenerek TBK 53 ve devamı maddeleri uyarınca destekten yoksun kalma tazminatına hükmedilmemesi doğru değildir. Yine 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 56/1. maddesine göre, uygun bir manevi tazminata hükmedilmesi gerektiği” gerekçesi ile; 1-Davacılar vekilinin istinaf talebinin KABULÜNE, istinaf talebine konu İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 25/01/2018 tarih ve 2014/929 E., 2018/65 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA, 2- Dosyanın, yukarıda gösterilen biçimde işlem yapılmak üzere Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, karar verilmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; Davacının davasının davalılar …, … Sigota A.Ş., ve … Kargo AŞ. Yönünden kısmen kabulü ile kısmen reddine, 1- 57.921,47 TL maddi tazminatın davalılar …, … Sigota A.Ş., ve … Kargo AŞ’ den (sigorta şirketi poliçe limiti ile sınırlı sorumlu olmak üzere) müştereken ve müteselsilen olmak üzere; davalı sigorta şirketinden dava tarihinden, diğer davalılardan olay tarihi olan 30.05.2012 tarihinden itibaren işleyen avans faizi ile birlikte alınarak davacı …’a verilmesine, diğer davacılar yönünden maddi tazminat taleplerinin tümden reddine, davacı … yönünden ise fazlaya ilişkin istemin reddine, 2- Davacı …’a 20.000,00 TL, davacı … 15.000,00 TL, davacı … 15.000,00 TL, davacı … 15.000,00 TL, davacı … 15.000,00 TL manevi tazminatın davalılar … ve … Kargo AŞ’ den müştereken ve müteselsilen olmak olay tarihi olan 30.05.2012 tarihinden itibaren işleyen avans faizi ile birlikte alınarak davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin istemlerin ve sigorta şirketine yönelik talebin reddine, 3- Davalı … yönünden davanın reddine, karar verilmiştir. Davacılar vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur. Davacılar vekili istinaf dilekçesinde; desteğin murisinin 68 yaşında olmasına rağmen fiilen ve aktif olarak çalıştığını, bu nedenle asgari ücret üzerinden gelirinin hesaplanmasının hatalı olduğunu, fiilen çalışmasına rağmen 60 yaşında itibaren pasif döneme geçtiğinin kabulünün usul ve yasaya aykırı olduğunu, bu durumun eşitsizliğe yol açtığını, gerçek durumun gözönünde alınmadığını, desteğin gelirinin bu durum gözetilerek belirlenmediği, manevi tazminatın az olduğunu, kazaya karışan aracın kiralandığını bilmediklerini, İMMS sigortası yönünden sigortası poliçesi kapsamında taleplerinin bulunduğunu, bu iki durum gözetilmeksizin davalılar lehine fazla vekalet ücretine hükmedildiğini, yargılama giderlerinin davacılar üzerine yükletilmesinin hatalı olduğunu belirterek istinaf yoluna başvurmuştur. İstinaf edenlerin sıfatı ve istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemede; 30/05/2012 kaza tarihinde davalı … Sigorta A.Ş, şirketi nezdinde … numaralı zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi ve yine … Sigorta A.Ş. nezdinde … numaralı kasko poliçesi ile kayıtlı bulunan ve davalılardan … Kargo şirketinin yetkilisi …’ın maliki olduğu … plaka numaralı aracın, diğer davalı …un sevk ve idaresinde iken, yaya olarak gelen ve kamyonetin arkasından geçmekte olan davacıların murisi …’a çarparak ölümüne neden olduğu ve davacıların destekten yoksun kaldıkları anlaşılmıştır. Dava, trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat talebine ilişkin bulunmaktadır. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 56/1. maddesine göre, hakimin olayın özelliklerini göz önünde tutarak manevi tazminat adı ile hak sahibi yararına takdir edeceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer işlevi olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, malvarlığı hukukuna ilişkin zararın karşılanması da amaç edinilmemiştir. O halde, tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerektiği kadar olmalıdır. 22/06/1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde, takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar açıkça gösterilmiştir. Bunlar, her olaya göre değişebileceğinden; hakim, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Dava konusu olayda, kazanın meydana geldiği tarih, kusur durumu, davacıların desteğinin olayda ölmüş bulunması, desteğin yaşı, davacıların ölenle yakınlık durumu ve, dosyaya yansıyan ekonomik ve sosyal durumları, olay tarihindeki paranın alım gücü, manevi tazminatın bir sebepsiz zenginleşme aracı olmaması ile yukarıda açıklanan ilkeler göz önünde tutulduğunda; Mahkemece takdir edilen manevi tazminat miktarı yerindedir. Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde, desteğin 60 yaşında pasif döneme gireceğinin kabulü ile AGİ’siz asgari ücreti üzerinden gelir elde edeceğinin kabulünün doğru olduğu, davacılar vekilinin davalı … ve İMMS’ye karşı davasını açıkça sürdürdüğü ve davasını ıslah da ettiği gözönünde tutulduğunda bu davalılar yönünden vekalet ücretine hükmedilmesinde hata bulunmadığı, yargılama giderinin red kabul oranına göre belirlenmesinin doğru olduğu, özellikle oluşa uygun olarak düzenlenen uzman bilirkişi raporunda belirtilen maddi tazminata ilişkin hesaplamanın hükme esas alınmasında bir usulsüzlük de bulunmadığı anlaşıldığından davacılar vekilinin istinaf talebinin HMK 353/1-b/1 maddesi uyarınca esastan reddi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca; 1-)Usul ve yasaya uygun olan ve başlıkta yazılı bulunan mahkeme kararına yönelik davacılar vekilinin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,(HMK.m.353/1-b/1) 2-)Alınması gereken 296,50-TL harçtan peşin yatırılan 59,30-TL nispi karar ilam harcınınn düşümü ile 237,20-TL nispi karar ilam harcının istinaf eden davacılardan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 3)İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, 4-)Yasa yoluna başvuran davacılar tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 20/07/2017 tarih ve 7035 sayılı Kanunun 31 inci maddesiyle değişik HMK.m.361/1. hükmü gereğince, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’a temyiz başvurusunda bulunma yolu açık olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi.23/12/2021