Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2021/1564 E. 2021/2097 K. 23.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2021/1564
KARAR NO: 2021/2097
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 22/03/2021
NUMARASI: 2014/599 E. – 2021/235 K.
DAVANIN KONUSU: Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 23/12/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan ön inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 10/12/2012 tarihinde Bayrampaşa … Caddesi üzerinde ışıklarda sürücü … sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile müvekkiline çarptığını, kaza sonrasında müvekkilinin yürüyemez hale geldiğini, geçirdiği beyin ameliyatları sebebiyle beyninde kalıcı hasarlar meydana geldiğini, bu kaza sebebiyle İstanbul 4. Sulh Ceza Mahkemesi’nin 2013/303 E. Sayılı dosyasında ceza davası açılmış olduğunu, davalı … Sigorta A.Ş’nin kazada kusurlu … plakalı aracı … nolu poliçe ile trafik sigortası ile sigortalamış olduğunu, belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere, 6100 sayılı yasanın 107. maddesine göre belirlenecek sürekli ve geçici iş göremezlik maddi tazminatı ile 100.000 TL manevi tazminatın davalı sigorta şirketi için sigorta limitleri ile sınırlı olmak üzere dava tarihinden, diğer davalı için kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı Sigorta Şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı delilleri arasında kaza tespit tutanağının bulunmadığını, bu nedenle kazadaki kusur durumunun belli olmadığını, öncelikle tarafların kusur durumlarının tespit edilmesini, KTK’nın 92/f maddesine göre manevi tazminat taleplerinin zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamı dışında kaldığını, bu nedenle manevi tazminat yönünden davanın reddini talep ettiklerini belirterek, iş bölümü itirazlarının kabul edilmesine ve dosyanın Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; davada Asliye Ticaret Mahkemesinin görevli olmadığını, Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğunu, bu sebeple iş bölümü itirazında bulunduklarını, dava konusu olayın oluşumunda müvekkilinin herhangi bir kusuru olmadığını, davacının olaydan kısa bir süre önce arabayı çarptığını ve önceki kazanın hasarının iyileşmeden bu kazanın meydana geldiğini, davacıda mevcut hasarın tümünün davalının karıştığı kazadan dolayı olmadığını, davacının önceden yaptığı kazadan kaldığını ve hasarın bir miktar daha artmış olma ihtimalinin kuvvetle muhtemel olduğunu, davacının kayda değer bir gelir ve kazancının olmadığını, talep edilen manevi tazminatın aşırı derece yüksek olduğunu belirterek, iş bölümü itirazının kabulüne, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda; 1-)Davacının davasının maddi tazminat yönünden 1.000,00-TL’sinin dava tarihinden itibaren işleyecek 75.633,51-TL’sinin ıslah tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen TAHSİLİNE, Manevi tazminat yönünden 20.000,00-TL’nin davalı …’den kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte TAHSİLİNE, FAZLAYA DAİR TALEPLERİN REDDİNE karar verilmiş, verilen karar davalı … vekili tarafından süresinde istinaf edildiği anlaşılmıştır.Davalı … vekilinin istinaf sebepleri; davacının, aynı olaya ilişkin olarak sürmekte olan İstanbul 45.Asliye Ceza Mahkemesinin 2018/20 Esas sayılı dosyasından yürütülen yargılama sırasında, davalı müvekkili ile uzlaştığını, müvekkilinin de uzlaşma hükümleri arasında yer alan taksitle ödemelerin tamamını yaparak, uzlaşmadaki taahhüdünü yerine getirdiğini, davacının uzlaşma hükümlerine göre zararı giderildiğine göre bu davanın tümden reddine karar verilmesi gerekirken, bu husustaki beyan ve savunmalarının dikkate alınmamasının ve mahkemenin ceza davasındaki uzlaşmayı dikkate almasa dahi uzlaşma kapsamında davacıya ödenmiş olan bedelleri dikkate alması ve uzlaşma nedeniyle davayı düşürmese dahi, en azından bu kapsamda ödenen bedelleri hesaplanan tazminattan mahsup etmesi gerekirken bunun yapılmamasının hatalı olduğu, davacının davaya konu kazadan yaklaşık 1,5 yıl önce bir kaza daha geçirdiği, davacıdaki hasarın çoğunluğunun söz konusu ilk kazadan kaynaklanmasına rağmen adli tıp incelemesinde bu hususu dikkate alınmadığı, son karar verilirken bu husus dikkate alınmadığı için de kararın fiili ve hukuki duruma aykırı olduğu, davacının kabuledilebilir bir kazancı olmadığı, kaza yapmamış olma ihtimalinde dahi, mevcut sağlık durumu ve yaşı itibariyle herhangi kazanç elde etme imkanı bulunmadığı, dava konusu olayın oluşumunda müvekkilinin herhangi bir kusuru olmadığı, hüküm altına alınan manevi tazminatın aşırı yüksek olduğu hususlarına ilişkindir. İstinaf edenin sıfatı ve istinaf sebepleri ile kamu düzenine ilişkin olup resen gözetilmesi gereken hususlara hasren yapılan incelemede; Dava, trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. 10/12/2012 tarihinde davalı sürücü …’in sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile davacıya çarparak ATK 3.İhtisas Kurulunun raporunda tespit edildiği üzere %100 oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacak ve sürekli bakıma muhtaş olacak şekilde yaralandığı, olayda davalı sürücünün %20 oranında kusurlu olduğu, davacının maddi ve manevi tazminat istemiyle bu davayı açtığı anlaşlmıştır. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 56/1. maddesine göre, hakimin olayın özelliklerini göz önünde tutarak manevi tazminat adı ile hak sahibi yararına takdir edeceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer işlevi olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, malvarlığı hukukuna ilişkin zararın karşılanması da amaç edinilmemiştir. O halde, tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerektiği kadar olmalıdır. 22/06/1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde, takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar açıkça gösterilmiştir. Bunlar, her olaya göre değişebileceğinden; hakim, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Dava konusu olayda, kazanın meydana geldiği tarih, kusur durumu, davacının yaralanmasının niteliği, davacının yaşı, tarafların dosyaya yansıyan ekonomik ve sosyal durumları, olay tarihindeki paranın alım gücü, manevi tazminatın bir sebepsiz zenginleşme aracı olmaması ile yukarıda açıklanan ilkeler göz önünde tutulduğunda mahkemece takdir edilen manevi tazminat miktarı yeterlidir. Dosya içindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usule ve yasaya aykırılık bulunmamasına, özellikle oluşa uygun olarak düzenlenen uzman bilirkişi raporu ile ATK Trafik İhtisas Dairesinin birbirini teyit eden raporlarında belirtilen kusur oranın ve geçerli yönetmelik hükümleri gereğince belirlenen maluliyete ilişkin tespitin (davacının önceki kazadaki durumunun raporda değerlendirilmiş olmasına), tazminatların tespit ve tayininde hükme esas alınmasında bir usulsüzlük bulunmamasına, manevi tazminatın takdirinde az yukarıda açıklanan ilkelere uygun olarak hak ve nesafet kuralları çerçevesinde hüküm kurulmuş olmasına, ileri tarihli edimli olarak uzlaştırmanın 21/11/2018 tarihinde dava açıldıktan sonra yapılmış olmasına, davalının cevap dilekçesinde bu konuda itirazı olmamasına, ayrıca ödeme yapılan miktarın ispatlanamamış olmasına göre, davalı … vekilinin istinaf istemlerinin HMK’nın 353/1-b/1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca; 1-)Usul ve yasaya uygun olan İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 22/03/2021 tarih 2014/599 E. – 2021/235 K. sayılı kararına yönelik davalı … vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353/1-b/1 madde hükmü uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-)İstinaf eden davalıdan alınması gereken 6.601,04-TL harçtan peşin yatırılan 1.650,26-TL nispi karar ilam harcının düşümü ile 4.950,78-TL nispi karar ilam harcının istinaf eden davalıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına, 3-)İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, 4-)Yasa yoluna başvuran davalı tarafından yapılan giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına, HMK’nun 353/1-b/1 madde hükmü uyarınca, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve HMK’nun 362/1-a madde gereğince, miktar itibariyle kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.23/12/2021