Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2021/1541 E. 2022/279 K. 03.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2021/1541
KARAR NO: 2022/279
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 26/04/2021
NUMARASI: 2017/977 ESAS – 2021/505 KARAR
DAVA TÜRÜ : Trafik Kazasından Kaynaklanan Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 03/03/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı sigorta şirkete nezdinde ZMM sigortalı bulunan ve davalı …’ın da sürücüsü olduğu … plaka sayılı aracın, dava dışı …’un kullanımındaki … plakalı araca çarpması neticesinde meydana gelen 26/05/2010 günlü trafik kazasında, … plaka sayılı karşı araçta yolcu olarak bulunan vekil edeninin kalçası ve sol dizinde kırıklar oluşacak içimde yaralandığını, kazanın oluşumunda davalı araç sürücüsünün tam kusurlu bulunduğunu ileri sürerek fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla 2.000-TL’si geçici iş göremezlik tazminatı, 2.500-TL’si sürekli iş göremezlik tazminatı ve 500-TL’side bakıcı gideri olmak üzere toplam 5.000-TL maddi tazminatın tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen, 20.000-TL manevi tazminatın da davalı …’dan kaza tarihinden işletilecek ticari faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini istemiş; 26/12/2016 günlü ıslah dilekçesi ile de bakıcı giderine ilişkin istek miktarını 5.683,50-TL’ye, geçici iş göremezlik tazminatı ile ilgili istek miktarını da 5.234,14-TL ya çıkarttıklarını bildirmiştir. Davalı … A.Ş. vekili cevap dilekçesinde; görülmekte olan davada görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu, … plakalı aracın 21/04/2010 – 21/04/2011 vadeli Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi ile müvekkili şirket nezdinde sigortalı bulunduğunu, sorumlulukları varsa bile poliçedeki teminat limitiyle sınırlı olduğunu, davacının davadan önce vekil edeni şirkete herhangi bir başvurusu olmadığı ve dava haksız fiilden kaynaklanan bir dava olması nedeniyle ticari faiz talep edilemeyeceğini,temerrüt durumunun oluşmadığını belirterek; öncelikle görev itirazlarının kabulü ile davanın reddine, aksi halde esasa ilişkin cevaplarının dikkate alınarak müvekkilinin dava açılmasına sebep olmadığından yargılama giderlerinden sorumlu tutulmamasına karar verilmesini istemiştir. Davalı … ise, cevabında; 74 yaşında fakir bir vatandaş olduğunu, kazada arabasının pert olduğunu, hiçbir hak talep edemediğini, maddi durumu olmadığı için avukat tutamadığını, aslında kendisinin mağdur olduğunu, kazada herhangi bir kusurunun olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile; 5.234,14-TL geçici iş göremezlik tazminatı, 5.683,50-TL bakıcı gideri olmak üzere toplam 10.917,64-TL maddi tazminatın davalılar … ve Tasfiye Halinde … Sigorta A.Ş.’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine, hükmolunan maddi tazminata davalı … yönünden olay tarihi olan 26/05/2010 tarihinden itibaren, Tasfiye Halinde … Sigorta A.Ş.yönünden ise dava tarihi olan 06/06/2014 tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmesine, davacının fazlaya ilişkin 2.500-TL’lik sürekli iş göremezlik tazminatı talebinin reddine, davacının manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile takdir olunan 10.000-TL manevi tazminatın olay tarihi olan 26/05/2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı …’dan alınarak davacıya ödenmesine, davacının fazlaya ilişkin manevi tazminat talebinin reddine, karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı tasfiye halindeki … Sigorta A.Ş vekili ile diğer davalı … tarafından ayrı ayrı süresi içerinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, dairemizce yapılan istinaf incelemesi neticesinde verilen 12/10/2017 gün ve 2017/435 E, 2017/670 K. sayılı ilamla; davacının geçici iş göremez olduğu dönemde bakıcı gideri ihtiyacı olup olmadığı, varsa süresi konusunda doktor raporu alınmadan geçici iş göremezlik dönemine ilişkin olarak bakıcı gideri zararına hükmedilmiş olmasının isabetsiz olduğuna işaret edilerek HMK.m.353/1-a/6 hükmü kapsamında mahkemece verilen 2014/521 E., 2017/177 sayılı kararının kaldırılmasına, kaldırma kararının gerekçesine göre davalıların diğer istinaf itirazlarının incelenmesine yer olmadığına karar verildiği görülmüştür.Dairemizce verilen kaldırma kararından sonra mahkemece bu karar doğrultusunda davacının bakıcı ihtiyacı olup olmadığına ilişkin ATK’dan rapor alındıktan sonra, iddia, savunma toplanan deliller, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamı gözetilerek, davacının yaralanması ile sonuçlanan trafik kazasının oluşumunda davalı araç sürücüsünün tam kusurlu olduğu, trafik kazasına bağlı olarak her hangi bir maluliyet oluşmadığı, iyileşme süresinin 9 aya kadar uzayabileceği ve davacının geçici iş göremez olduğu döneme ilişkin olarak 2 ay süre ile başkasının yardımına ihtiyaç duyacağı bu durumda davacının talep edebileceği bakıcı gideri zararının bu süre ile sınırlı olarak belirlenmesi gerektiği benimsenmek suretiyle, 12/12/2016 ve 26/02/2021 günlü aktuer bilirkişi raporları doğrultusunda, “1-Davanın Kısmen Kabulüne; A)5.234,14-TL geçici iş göremezlik tazminatı, 1.485,41-TL bakıcı gideri olmak üzere toplam 6.719,55-TL maddi tazminatın davalılar … ve Tasfiye Halinde … Sigorta A.Ş.’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine, B)Hükmolunan maddi tazminata davalı … yönünden olay tarihi olan 26/05/2010 tarihinden itibaren, Tasfiye Halinde … Sigorta A.Ş.yönünden ise dava tarihi olan 06/06/2014 tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmesine, C)Davacının fazlaya ilişkin 2.500,-TL’lik sürekli iş göremezlik tazminatı talebinin reddine, D)Davacının manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile takdir olunan 10.000,-TL manevi tazminatın olay tarihi olan 26/05/2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı …’dan alınarak davacıya ödenmesine, E) Davacının fazlaya ilişkin manevi tazminat talebinin reddine,” karar verilmiştir.Karara karşı davalı sigorta şirketi vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. İstinaf nedenleri; İstanbul Bölge Adliye Mahkemesince verilen kaldırma kararından sonra yapılan yargılamada ATK Adli Tıp İkinci Üst Kurulundan temin edilen 04/06/2020 günlü raporda davacının geçici iş göremezlik süresinin 6 ay olduğu belirlendiği halde, iş göremezlik süresinin 7,5 ay olduğu varsayımıyla düzenlenen 12/12/2016 günlü aktuer raporun hükme esas alınmasının hatalı olduğu gibi, kaza nedeniyle SGK tarafından davacıya 3.435,63-TL geçici iş göremezlik ödemesi yapıldığı anlaşıldığına göre, bu ödemenin tamamının belirlenen geçici iş göremezlik tazminatından düşülmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme neticesinde sadece 1/2 oranında düşülerek, davacı yararına fazla geçici iş göremezlik tazminatına hükmedilmiş olmasının usul ve yasaya aykırı olduğu, ayrıca hüküm altına alınan manevi tazminatlar bakımından vekil edeni sigorta şirketi aleyhine karar verilmediği halde, herhangi bir ayırım yapılmaksızın maddi ve manevi tazminat miktarları toplamı üzerinden belirlenen karar ve ilam harcından diğer davalı ile birlikte sorumluluğu yoluna gidilmiş olmasının isabetsiz bulunduğu bu nedenlerle ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılması gerektiğine yöneliktir.Dava; trafik kazası sonucunda meydana gelen cismani zarara dayanılarak açılmış maddi ve manevi tazminat isteğine ilişkindir.1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde ve takdirinde bir isabetsizlik bulunmadığına, kaldırma gönderme kararı uyarınca işlem yapılarak karar verilmiş olmasına, dosyada mevcut SGK sigortalı hizmet dükümünden, davacının güvenlik görevlisi olarak çalışmakta olduğu, aldığı ücretin, asgari ücretin 1.709 katı bulunduğu, her ne kadar dosyada mevcut ATK Adli Tıp 3. İhtisas Dairesince düzenlenen 30/09/2015 günlü raporda, iyileşme süresinin 9 aya kadar uzayabileceği bildirilmiş ise de davacının kazadan sonra fiilen yeniden işe başladığı anlaşılan tarih gözetildiğinde geçici iş göremezlik süresinin 7,5 ay olarak kabul edilmesi gerektiği, bu durumda davacının uğradığı geçici iş göremezlik zararının 6.951,96-TL olacağı, ancak SGK tarafından davacıya 3.435,63-TL ödeme yapıldığının anlaşıldığı, bu ödemenin 5510 sayılı yasanın 21/4 madde hükmü uyarınca rücu edilebilir tutarının (1/2) 1.717,82 TL olması nedeniyle, belirlenen tazminat miktarından bu miktarın düşülmesi ile davacının uğradığı gerçek ve nihai geçici iş göremezlik zararının 5.234,14- TL olduğu ve davacının 7,5 ay süre ile iş göremez olduğu dönemde 5.683,50-TL bakıcı gideri zararı bulunduğu şeklinde görüş bildiren 12/12/2016 günlü aktuer bilirkişi raporunun hükme esas alınması sonucunda ilk derece mahkemesince verilen önceki karara karşı davalı sigorta şirketi tarafından yapılan istinaf başvurusunda geçici iş göremezlik süresinin 7,5 ay olduğuna ilişkin kabul bakımından herhangi bir itirazı olmadığı da gözetildiğinde, davacı taraf yararına oluşan usuli kazanılmış hak nedeniyle davacının geçici iş göremezlik süresinin fiilen 7,5 ay olduğu ve geçici iş göremezlik zararına ilişkin hesaplamanın bu süre baz alınarak yapılmasıda gerektiği yolundaki belirleme ve değerlendirmede bir yanılgı bulunmadığına göre, aşağıda belirtilen hususlar dışında kalan davalı istinaf itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-Kaza tarihinde SGK’lı olarak çalıştığı anlaşılan davacıya 26/05/2010 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazası nedeniyle 28/05/2010-01/10/2010 tarihleri arasında 127 güne karşılık 3.435,63-TL geçici iş göremezlik ödemesi yapıldığının SGK İstanbul Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü Fatih Sosyal Güvenlik Merkezinin 21/05/2015 tarihli yazısı ile bildirilmiştir. 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 21.maddesinin (4) nolu bendinde ” İş kazası, meslek hastalığı ve hastalık üçüncü bir kişinin kusuru nedeniyle meydana gelmişse, sigortalıya ve hak sahiplerine yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değerinin yarısı, zarara sebep olan üçüncü kişilere ve şayet kusuru varsa bunları çalıştıranlara rücu edilir.” denilmektedir.Madde metninden de anlaşılacağı üzere iş kazası, meslek hastalığı veya hastalığa sebep olan üçüncü kişinin rücu davasındaki sorumluluğu, kusur sorumluluğudur. Diğer bir anlatımla Kurumun yaptığı ödemeler ve bağladığı gelirler açısından üçüncü kişiye rücu, kusuru oranında mümkündür. Ancak sorumluluğun kapsamı bakımından Kurumun yaptığı ödemeler ile bağladığı gelir açısından önemli bir farklılık mevcut olup, Kurumun yaptığı geçici iş göremezlik ödeneği gibi ödemeler tümüyle üçüncü kişiye rücu edilebilecek iken, bağlanan gelirin ilk peşin sermaye değerinin sadece yarısı üçüncü kişiye rücu edilebilecektir. Bu durumda sigortalının zararlandırıcı olay nedeniyle tedavisinin devam ettiği ve çalışamadığı sürelerde %100 iş gücü kaybına uğradığı ve somut olayda zararın oluşumunda davalı tarafın tam kusurlu bulunduğu gözetilerek bilirkişi aracılığı ile tespit edilen 6.951,96-TL geçici iş göremezlik zarar miktarından SGK’ca ödenen 3.435,63-TL geçici iş göremezlik ödeneğinin tamamının düşülmesi ve buna hüküm tesis edilmesi gerekirken, hatalı değerlendirme neticesinde SGK tarafından yapılan ödemenin yarısının düşülmesiyle yapılan hesaplama doğrultusunda karar verilmiş olması doğru değildir. (Bkn:Yargıtay 4.Hukuk Dairesinin 06/11/2008 tarih 2008/3164 E,-2008/13489K. sayılı ve Yargıtay 4.Hukuk Dairesinin 31/05/2021 tarih 2021/3158 E,-2021/2009K sayılı içtihatları) 3-Bundan ayrı; görülmekte olan davada davacı maddi tazminata ilişkin taleplerini tüm davalılara, manevi tazminata ilişkin taleplerini ise davalı araç sürücüsüne yöneltmiş olup, mahkemece de davacı yararına hüküm altına alınan manevi tazminattan sadece davalı …’ın sorumluluğu yoluna gidilmiş bulunduğu halde hükmün 2.bendinde; “-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gerekli 1.142,11-TL karar ve ilam harcından peşin alınan 115,40-TL harcın mahsubu ile bakiye 1.026,71-TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye İRAD KAYDINA, “karar verilmiştir. Oysa, davalı sigortacının karar ve ilam harcı nedeniyle sorumluluğu aleyhine hüküm kurulan maddi tazminata ilişkin miktarla sınırlı olup, yargılama harcı içindeki manevi tazminata ilişkin paydan sorumlu tutulması mümkün bulunmadığından, mahkemece söz konusu bu ayrım yapılmaksızın, yazılı biçimde karar verilmiş olması isabetsizdir. Hal böyle olunca, davalı sigorta şirketi vekilinin açıklanan hususlara yönelik istinaf itirazlarının kabulü gerekmiştir. Ancak bu yanılgıların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, ilk derece mahkemesince verilen kararın HMK.m.353/1-b/2 hükmü uyarınca kaldırılmasına, istinaf yasa yoluna başvuru konusu yapılmayan ve reddedilen istinaf itirazları ile diğer davalı …’ın ilk derece mahkemesince verilen karara yönelik olarak istinaf yasa yoluna başvurmaması nedeniyle taraflar yararına oluşan usuli kazanılmış haklar gözetilerek sadece yanılgılı olduğu sonucuna varılan hususların istinaf yasa yoluna başvuran davalı sigorta şirketi lehine düzeltilmesi suretiyle yeniden esas hakkında hüküm tesis edilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki biçimde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca;1-Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 26/04/2021 gün ve 2017/977 E., 2021/505 K. sayılı kararına karşı davalı sigorta şirketi vekili tarafından yapılan istinaf itirazlarının yukarıda (2) ve (3) nolu bentlerde gösterilen nedenlerle KABULÜNE, öteki istinaf itirazlarının ise (1) sayılı bentte açıklanan nedenlerle REDDİNE, 2-İstinaf yasa yoluna başvuru sırasında davalı tarafından peşin olarak yatırıldığı anlaşılan 286,00-TL nispi istinaf karar ve ilam harcının talep halinde istinaf eden davalıya İADESİNE, 3-İstinaf eden davalı tarafından yapılan diğer giderlerin ise takdiren üzerlerinde bırakılmasına,4-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,5-Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 26/04/2021 gün ve 2017/977 E. – 2021/505 K. sayılı kararının HMK.m.353/1-b/2 hükmü uyarınca KALDIRILMASINA, 5/1-Davanın Kısmen Kabulüne; A-)5.234,14-TL geçici iş göremezlik tazminatı (davalı sigorta şirketinin sorumluluğu 3.516,33-TL ile sınırlı olmak kaydıyla), 1.485,41-TL bakıcı gideri olmak üzere toplam 6.719,55-TL maddi tazminatın (davalı sigorta şirketinin sorumluluğu geçici iş göremezlik tazminatı bakımından 3.516,33-TL ile sınırlı olduğundan, toplam 6.719,55-TL maddi tazminat bakımından da sigorta şirketinin sorumluluğu toplam 5.001,74-TL ile sınırlı olmak kaydıyla) davalılar … ve Tasfiye Halinde … Sigorta A.Ş.’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine, B)Hükmolunan maddi tazminata davalı … yönünden olay tarihi olan 26/05/2010 tarihinden itibaren, Tasfiye Halinde … Sigorta A.Ş.yönünden ise dava tarihi olan 06/06/2014 tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmesine, C)Davacının fazlaya ilişkin 2.500,-TL’lik sürekli iş göremezlik tazminatı talebinin reddine, D)Davacının manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile takdir olunan 10.000,-TL manevi tazminatın olay tarihi olan 26/05/2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı …’dan alınarak davacıya ödenmesine, E) Davacının fazlaya ilişkin manevi tazminat talebinin reddine, 5/2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gerekli 1.142,11-TL karar ve ilam harcından peşin alınan 115,40-TL harcın mahsubu ile bakiye 1.026,71-TL harcın (davalı sigorta şirketinin sorumluluğu 308.00-TLile sınırlı olmak kaydıyla) davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye İRAD KAYDINA, 5/3-(Maddi Tazminat yönünden)Davacının kendisini bir vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca tayin ve takdir olunan 4.080,00-TL ücreti vekaletin davalılardan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE, 5/4-(Maddi Tazminat yönünden) Davalıların kendisini bir vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davanın red miktarına göre tayin ve takdir olunan 4.080,00-TL ücreti vekaletin davacıdan tahsili ile davalılara VERİLMESİNE, 5/5-(Manevi Tazminat yönünden)Davacının kendisini bir vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca tayin ve takdir olunan 4.080,00-TL ücreti vekaletin davalı …’dan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,5/6-(Manevi Tazminat yönünden) Davalı … kendisini bir vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davanın red miktarına göre tayin ve takdir olunan 4.080,00-TL ücreti vekaletin davacıdan tahsili ile davalı …’a VERİLMESİNE,5/7-Davacı tarafından ödenen 25,20-TL başvurma harcı, 115,40-TL peşin harç, 5.957,25-TL tebligat, Adli Tıp masrafı ve bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 6.097,85-TL yargılama giderinin davanın kabul ve red oranına göre hesaplanan 2.176,93-TL’sinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya VERİLMESİNE, geri kalan miktarın davacı üzerinde BIRAKILMASINA, 5/8-Davalı … Sigorta A.ş tarafından yapılan 100-TL gider avansından davanın red oranı dikkate alınarak hesaplanan 64,30-TL’sinin davacıdan tahsili ile BU DAVALIYA VERİLMESİNE, 5/9-Davalı … tarafından yapılan 160-TL gider avansından davanın red oranı dikkate alınarak hesaplanan 102,88-TL’sinin davacıdan tahsili ile BU DAVALIYA VERİLMESİNE, 5/10-Yatırılan gider avanslarından arta kalanın ilgilisine iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve HMK.m.362/1- a gereğince miktar itibariyle kesin olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 03/03/2022