Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2021/1360 E. 2023/508 K. 16.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2021/1360
KARAR NO: 2023/508
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 24/11/2020
NUMARASI: 2015/285 Esas – 2020/637 Karar
DAVANIN KONUSU: Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 16/03/2023
Yukarıda bilgileri yazılı bulunan ilk derece mahkemesinin kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355.maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf edenin sıfatına, istinaf nedenlerine ve kamu düzenine ilişkin olup resen gözetilmesi gereken hususlara hasren yapılan inceleme ve değerlendirme neticesinde;
KARAR Davacı vekili dava dilekçesi ile; davalıya ZMM sigortalı … plakalı aracın 15/11/2014 tarihinde frenlerinin boşalması sebebiyle … sevk ve idaresinde iken meydana gelen tek taraflı trafik kazası neticesinde araçta yolcu olarak bulunan müvekkilinin yaralandığını ve sürekli olarak sakat kaldığını, kaza sonrasında tedavi gördüğü süre içerisinde sakatlığının %100 olarak kabul edilmesi gerektiğini ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 1.000,00-TL sürekli sakatlık tazminatının olay tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile; davanın zamanaşımına uğradığını, kaza tespit tutanağı bulunmaması nedeniyle kusur oranının tespitinin mümkün olmadığını, hatır taşıması bulunduğunu, maluliyetin ATK raporu ile belirlenmesi gerektiğini, ancak dava tarihinden itibaren yasal faiz işletilebileceğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.İlk derece mahkemesince; davacı tarafça sürekli iş göremezlik zararı talep edildiği, davalı tarafın zamanaşımı itirazının yerinde olmadığı, ATK 2. İhtisas Kurulu raporuna göre davacının maluliyetinin bulunmadığı gerekçesi ile; “Davanın reddine” karar verilmiş, davacı vekilince karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş, ilk derece mahkemesince 07/04/2021 tarihli ek karar ile, dava değerinin karar tarihi itibariyle kesinlik sınırı olarak belirlenen 5.880,00-TL’nin altında kaldığı gerekçesi ile istinaf talebinin reddine karar verilmiş, davacı vekilince iş bu ek karara karşı da davanın belirsiz alacak davası olarak açıldığı gerekçesi ile istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.Öncelikle, ilk derece mahkemesi’nin 07/04/2021 tarihli istinaf isteminin reddine ilişkin ek karar yönünden yapılan incelemede; davanın, belirsiz alacak davası olarak ve fazlaşa ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile açıldığı, bu nedenle dava değerinin kesinlik sınırında bulunmadığı anlaşılmakla, ilk derece mahkemesinin yerinde bulunmayan 07/04/2021 tarihli ek kararının kaldırılmasına karar verilerek gerekçeli karara yönelik istinaf incelemesine geçilmiştir.Dava, trafik kazası neticesinde meydana gelen cismani zarar nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.Davacı vekilince, dava dilekçesi ile; müvekkilinin kaza neticesinde sürekli olarak sakat kaldığı ve sürekli maluliyeti nedeniyle tazminat isteminde bulunulduğu belirtilmiş, ayrıca davacının kazanın hemen akabinde hastanede kaldığı süre bakımından maluliyet oranının %100 olarak kabul edilmesi gerektiği ileri sürülmüştür. Bu hali ile her ne kadar dava dilekçesinin sonuç kısmında, istenilen tazminat sürekli iş göremezlik zararı olarak belirtilmiş ise de, dava dilekçesinin içeriğinde yer alan tedavi süresi boyunca maluliyetin %100 olarak dikkate alınmasına ilişkin talep dikkate alındığında, geçici iş göremezlik zararı da istenildiği göz önünde bulundurularak davacının geçici iş göremezliği hakkında inceleme ve araştırma yapılarak hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, sadece sürekli iş göremezlik talep edildiğine yönelik yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi isabetli bulunmadığından, davacı vekilinin bu hususa isabet eden istinaf nedeninin kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının HMK m. 353/1-a/6 gereğince kaldırılmasına karar vermek gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ/ Gerekçe uyarınca, 1/Davacı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun yukarıda açıklanan nedenlerle KABULÜ ile, istinaf istemine konu olan ve başlıkta yazılı bulunan ilk derece mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/6 madde hükmü uyarınca KALDIRILMASINA, 2/Dosyanın, yukarıda gösterilen biçimde inceleme ve değerlendirme yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,3/İstinaf yasa yoluna başvuran davacı tarafından peşin olarak yatırıldığı anlaşılan istinaf karar ve ilam harcının talep halinde kendisine İADESİNE, 4/Dosya üzerinde inceleme yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,5/İstinaf yasa yoluna başvuran davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan giderlerin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve HMK’nın 353/1-a maddesi gereğince, kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 16/03/2023