Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2021/1311 E. 2023/506 K. 16.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2021/1311
KARAR NO: 2023/506
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 04/03/2021
NUMARASI: 2015/608 Esas – 2021/196 Karar
DAVANIN KONUSU: Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Maddi Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 16/03/2023
Yukarıda bilgileri yazılı bulunan ilk derece mahkemesinin kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355.maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf edenin sıfatına, istinaf nedenlerine ve kamu düzenine ilişkin olup resen gözetilmesi gereken hususlara hasren yapılan inceleme ve değerlendirme neticesinde;
KARAR Davacılar vekili dava dilekçesi ile; müvekkili …’nin 12/09/2013 tarihinde … plaka sayılı motosikletiyle seyir halinde iken … plaka sayılı tırın çarpması sonucu omurgası parçalanıp ağır yaralandığını ve felç kaldığını, %92 oranında malul olduğunu, … plakalı aracın Romanya plakalı olması nedeniyle davalı tarafın yeşilkart sigortasından kaynaklı sorumluluğu bulunduğunu, müvekkilinin zararının karşılanması için yaptıkları başvuru neticesinde davalı tarafça bir kısım ödeme yapılmış ise de ödemenin yetersiz olduğunu, müvekkilinin kaza tarihinden önce büyük ticari potansiyele sahip bir iş adamı olduğunu, müvekkilinin gelirinin ayda ortalama 25.000-TL olduğunu, ayrıca açmış olduğu lokantaların cirosunun aylık 200 bin TL civarında bulunduğunu, kaza sonrası müvekkilinin işlerini sürdüremediği için mallarının elinde kaldığını, şirketlerini tasfiye ettiğini ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile müvekkili … açısından efor kaybı/geçici/daimi iş göremezlik zararı olarak 5.000,00-TL, ömür boyu bakıcı gideri zararı olarak 3.000,00-TL, fizik tedavi ve rehabilitasyon gideri olarak 2.000,00-TL, ömür boyu kullanılacak tekerlekli sandalye, elektrikli karyola..vs tıbbi giderlerin bakım ve yenileme bedelleri olarak 2.000,00-TL, zorunlu piskolojik destek gideri açısından şimdilik 1000,00-TL, Türkiye’den İran’a ameliyat için acil gidiş uçak bilet masrafları ayrıca İran’dan ailesinin kendisini ziyareti için yapmak zorunda kaldığı ulaşım -konaklama-yeme-içme vs giderler için şimdilik 500,00-TL, müvekkili … açısından eşinin maruz kaldığı bedeni zarar yüzünden ağır dramatik durum nedeniyle ömür boyu pisikolojik destek gideri için şimdilik 500,00-TL, müvekkilinin çocukları …, … ve … için babalarının maruz kaldığı durumun çocuklarda yarattığı travma sebebiyle pisikolojik destek gideri için şimdilik 500,00-TL maddi tazminatın davalı tarafın temerrüde düştüğü tarihin 8 gün sonrasından itibaren başlamak üzere olay tarihinden itibaren bankalarca mevduata uygulanan en yüksek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, ayrıca verilmiş olan ibranamenin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiş, Yargılama aşamasında sunduğu 14/01/2021 tarihli ıslah dilekçesi ile; müvekkili Mehran için taleplerini iş göremezlik zararı için 295.551,05-TL, bakıcı gideri zararı için 553.642,98-TL, ömür boyu tekerlekli sandalye, elektrikli karyola vs malzeme için 103.600,00-TL, ameliyat ve ameliyat için yapılan ulaşım konaklama vs için 44.105,40 TL’ye çıkarttıklarını belirterek toplam 1.004.399,43-TL tazminatın davalının temerrüde düştüğü tarihten itibaren işleyecek ticari temerrüt faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.Davalı sigorta şirketine izafeten Türkiye Motorlu Taşıt Bürosu vekili cevap dilekçesi ile; müvekkili şirketin Yeşil Kart Büroları ile yaptığı … Anlaşması çerçevesinde yabancı plakalı araçların Türkiye’de karıştıkları kazalarda şayet geçerli bir Yeşil Kart sigortaları mevcut ise Yeşil Kart sigortacıları adına kusur esasına göre sebebiyet verilen üçüncü şahıs hasarlarını tedvir ettiğini, kazaya ilişkin görülmekte olan ceza davasının bekletici mesele yapılması gerektiğini, davacı …’ın maluliyet oranı ile iyileşme süresinin ATK tarafından tespiti gerektiğini, kaza neticesinde yaralanan … dışındaki davacıların yansıma yoluyla psikolojik destek gideri taleplerinin reddedilmesi gerektiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince; kazanın meydana gelmesinde davalının %70, davacının %30 oranında kusurlu olduğu, ATK 3. İhtisas Kurulu raporuna göre davacının %100 malül olduğu, aktüer bilirkişi raporunun hüküm kurmaya elverişli olduğu kanaati ile;”1-)Davanın Kabulüne 1.003.399,43-TL’nin davalı tarafından yapılan ilk ödeme tarihinden itibaren işleyen avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı …’ye verilmesine, 2-)1.000.TL nin ilk ödeme tarihinden itibaren işleyen avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılar …, …, …, …’ye ödenmesine” karar verilmiş, karara karşı davacı … vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvulmuştur.Davacı … vekilinin istinaf nedenleri; sürekli iş göremezlik zararı bakımından verilen hükmün hatalı olduğu, müvekkilinin kaza tarihinden evvel yüksek gelire sahip olduğu, 7 yıl önce okula giden tek çocuğunun okul faturasının 1.200,00-TL, ödediği konut kredisi aylık taksidinin 4.984,00-TL olduğu, … İşadamları Derneği’nin cevabi yazısına göre müvekkili ile emsal nitelikte iş yapan sanayicinin aylık gelirin ortalama 10-15 bin civarında olduğunun bildirildiği, gelirin tanık dahi her türlü delil ile ispatlanabileceği, tanık beyanları dikkate alınmaksızın asgari ücret üzerinden hesaplama yapılmasının hatalı olduğu, müvekkilinin eşinin çalışmadığı, müvekkilinin kimseden yardım almadan tek başına evinin geçimini sağladığı, vergi bakımından gelirin düşük gösterilmesinin vergi mevzuatını ilgilendirdiği, kazanç kaybında dikkate alınamayacağı, müvekkilinin ticari defterleri ve vergi beyannameleri incelenerek kazancının belirlenmesinin hatalı olduğu, müvekkilinin gelirinin sunulan deliller ve tanık beyanları dikkate alınarak belirlenmesi ve buna göre kazanç kaybının hesaplanması gerektiği hususlarına ilişkindir.Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.Davacı …’nin, kaza sonucu çalışma gücünde oluşan azalma nedeniyle uğradığı zarar, geleceğe ilişkin olduğundan, davacının gelirinin usul ve bu husustaki yargısal içtihatlara uygun olarak belirlenmesi önem kazanmaktadır.Somut olayda; mahkemece hükme esas alınan aktüer bilirkişi raporunda; gelirin tespitinde vergilendirilmiş geliri ispatlayan belgelerin dikkate alınması gerektiği, mali müşavir bilirkişi tarafından düzenlenen rapora göre davacının sabit veya devamlı gelirinin bulunduğuna dair bir belge ibraz edilmediği gerekçesi ile asgari ücret üzerinden hesaplama yapıldığı, mali müşavir bilirkişi tarafından düzenlenen raporda; davacının … San ve Tic. LTD ŞTİ’nin %50 hissedarı olduğu,adı geçen şirketin vergi beyannamelerine göre 2011 yılında zarar … Ticaret Ltd. ŞTİ’de ise %100 hissedar olduğu, söz konusu şirketin de vergi beyannamelerine göre 2012 yılında zarar ettiğinin belirtildiği görülmüş, davacı tarafın istinaf dilekçesinde bildirdiği Merter Sanayi ve İşadamları Derneği’nin cevabi yazısının dosya içeriğinde bulunmadığı anlaşılmıştır. Mahkemece davacı …’nin elde ettiği gelirin belirlenmesi için yapılan araştırmanın yeterli olduğunu söyleyebilme imkanı yoktur.Davacı gibi aylık net sabit geliri olmayan serbest olarak mesleki çalışma yapan, ticari işletmesi bulunan veya tarımsal faaliyet icra eden kişiler yönünden işletmesine ilişkin bilgileri, işletme defteri ve vergi kayıtları toplanarak, yapılan işten sağlanan bir gelirin bulunması halinde bu gelirin elde edilmesinde yaralı ya da malul olan kişinin bedensel ve yönetsel katkısı belirlenip, kişinin yerine başkasının çalıştırılması olanağı gözönüne alınarak ona yapılacak ya da yapılması gereken ücret temel esas alınarak bu miktar üzerinden çalışma gücü zararının hesaplanması gereklidir.O halde, Mahkemece davacı …’nin kazadan önce ne kadar gelir elde ettiğinin tespiti için mali müşavir bilirkişinin raporunda bahsi geçen davacının %100 ve %50 hissedarı olduğu belirtilen şirketlerin olay tarihi itibariyle ticaret sicilindeki kayıtları getirtilmeli, davacının şirket ortağı olup olmadığı belirlenmeli, gerekirse şirket kayıtları üzerinde inceleme yaptırılmalı, limited şirket ortağı olduğunun belirlenmesi halinde davacının, kişisel yetenek ve emeği ile şirket gelirine bedensel veya yönetsel katkısı olup olmadığı, şirkette fiilen çalışıp çalışmadığı, bedensel katkısı var ise ne oranda olduğu tespit edilmeli, geliri tespit edilemediği halde aynı nitelikteki bir şirkette aynı nitelikte çalışan kişinin elde edeceği gelir araştırılmalı, ilgili Ticaret Odasına yazı yazılarak davacının hissedar olduğu şirketler ile aynı özellikteki bir şirketin ortağı olan birisinin elde edebileceği gelirin sorulması suretiyle yapılacak değerlendirme ile davacının gerçek geliri belirlenerek, gerçek gelirin asgari ücretin üzerinde olması halinde; yeniden aktüer raporu alınması ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. Bu nedenle davacı … vekilinin istinaf nedeni yerinde görüldüğündün kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının HMK m. 353/1-a/6 gereğince kaldırılmasına karar vermek gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ/ Gerekçe uyarınca, 1/Davacı … vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun yukarıda açıklanan nedenlerle KABULÜ ile, istinaf istemine konu olan ve başlıkta yazılı bulunan ilk derece mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/6 madde hükmü uyarınca KALDIRILMASINA,2/Dosyanın, yukarıda gösterilen biçimde inceleme ve değerlendirme yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,3/İstinaf yasa yoluna başvuran davacı … tarafından peşin olarak yatırıldığı anlaşılan istinaf karar ve ilam harcının talep halinde kendilerine İADESİNE,4/Dosya üzerinde inceleme yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,5/İstinaf yasa yoluna başvuran davacı … tarafından istinaf aşamasında yapılan giderlerin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve HMK’nın 353/1-a maddesi gereğince, kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 16/03/2023