Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2021/1288 E. 2021/1937 K. 09.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2021/1288
KARAR NO: 2021/1937
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 14/01/2021
NUMARASI: 2015/870 Esas 2021/48 Karar
DAVA TÜRÜ: Trafik Kazasından Kaynaklanan Hasar Bedelinin Rücuen Tahsili için Başlatılan İcra Takibine İtirazın İptali
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 09/12/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı …’in sahibi ve sürücüsü bulunduğu … plakalı vasıtanın kusurlu olarak davacının kasko sigortacısı olduğu … plakalı vasıtaya çarpması sonucu araçta oluşan hasar nedeniyle dava dışı sigortalıya 22.338,56-TL hasar tazminatı ödendiğini, bu miktarın rucüen tahsili için yapılan icra takibinin davalının itirazı üzerine durduğunu belirterek, davalının borca vaki itirazının iptaline, icranın devamına, alacağın % 20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine ve yargılama giderleriyle ücreti vekaletin ve sair diğer masrafların davalı yan üzerinde bırakılmasına karar verilmesini, talep ve dava etmiştir. Davalı davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; 1-Davanın KISMEN KABULÜNE; davalının İstanbul Anadolu …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptaline, takibin 11.194,28-TL asıl alacak ve taleple bağlı kalınarak 377,84-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 11.572,12-TL üzerinden ve asıl alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine, 2-İcra inkar tazminatı talebinin reddine, karar verilmiştir. Davacı ve davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur. Davacı vekili istinaf dilekçesinde; mahkemece hükme esas alınan kusur bilirkişisi raporunun hatalı olduğunu, dava dışı sigortalı sürücünün meydana gelen kazada kusurunun bulunmadığını belirterek istinaf yoluna başvurmuştur. Davalı vekili istinaf dilekçesinde; hükme esas alınan kusur bilirkişisi raporunun hatalı olduğunu, davalı sürücünün meydana gelen kazada kusurunun bulunmadığını, aynı olaya ilişkin İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/1179 Esas 2018/1302 karar sayılı kararının kesinleşmesinin beklenmediğini belirterek istinaf yoluna başvurmuştur. İstinaf edenlerin sıfatı ve istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemede; Davalı …’in sahibi ve sürücüsü bulunduğu … plakalı vasıtanın kusurlu olarak davacının kasko sigortacısı olduğu … plakalı vasıtaya çarpması sonucu dava dışı sigortalıya 22.338,56-TL hasar tazminatı ödendiği, bu miktarın rucüen tahsili için yapılan icra takibinin davalının itirazı üzerine durduğu, davacının elde ki davayı açtığı anlaşılmıştır. Dava, kasko sigorta sözleşmesine ve halefiyete dayanılarak başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali isteğine ilişkindir. TTK m. 1472’de düzenlenen halefiyet, yasal, sınırlı ve cüz’î halefiyet niteliğindedir. Bu maddeden doğan halefiyet hakkına istinaden açılan veya açılacak olan dava, esas itibariyle sigortalının, kendisine zarar verene karşı açacağı tazminat davasının, onun halefi sıfatıyla sigortacı tarafından açılmasıdır. TTK’nın 1472. maddesi uyarınca sigortacı, sigorta bedelini ödedikten sonra hukuken sigorta ettiren yerine geçer ve dava, tazmin ettiği bedel nisbetinde sigortacıya intikal eder. Bu şekilde sigortalısının haklarına halef olan sigorta şirketinin, ödediği tazminat miktarınca hukuken sigortalı yerine geçerek açtığı rücû davası, aslında bir tazminat davası olup, bu niteliği itibariyle aynı zamanda şahsî nitelikte bir eda davasıdır. Burada sigortacı, sigorta ettiren yerine geçtiği için sigortalı hangi mahkemede dava açabilecek ise sigortacının da aynı mahkemede dava açması gerekir. Dava şartı niteliğindeki görev sorunu kendiliğinden ve öncelikle irdelenmelidir.(HMK.m.114,m.115) Dosya kapsamından, davaya konu zararlandırıcı eylemin 27/02/2012 tarihinde meydana geldiği ve davanın ise, 13/08/2015 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 01.07.2012 tarihinden itibaren yasanın 5/3 maddesi gereği Asliye Hukuk Mahkemeleri ile Asliye Ticaret Mahkemeleri arasındaki ilişki iş bölümü olmaktan çıkmış görev ilişkisi haline gelmiştir. Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 1. maddesi gereği göreve ilişkin kurallar kamu düzeni ile ilgili olup mahkemece kendiliğinden dikkate alınması gerekmektedir. Somut olayda, rücuen tazminat talepli davada uyuşmazlığın temeli haksız fiilden kaynaklandığına ve davalı gerçek kişi olup, zarara neden olduğu ileri sürülen aracın da hususi araç olduğu göz önünde tutulduğunda, görülmekte olan davanın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekir. Açıklanan nedenlerle ilk derece mahkemesince, görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, davaya bakmaya devam edilerek yazılı biçimde karar verilmesi isabetsiz olduğundan, davacı ve davalı vekilinin istinaf başvurusunun bu nedenle kabulü ile, Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen kararın görev yönünden HMK.353/1-a/3 maddesi uyarınca kaldırılması gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki biçimde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca; 1-)Davacı ve davalı vekilinin istinaf başvurusunun yukarıda açıklanan nedenle KABULÜ ile; istinaf istemine konu olan ve başlıkta yazılı bulunan ilk derece mahkemesi kararının HMK.m.353/1-a/3 hükmü uyarınca KALDIRILMASINA, 2-)Dosyanın, yukarıda gösterilen biçimde işlem ve değerlendirme yapılarak karar verilmek üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 3-)İstinaf yasa yoluna başvuru sırasında davacı ve davalı tarafından peşin olarak yatırıldığı anlaşılan istinaf karar ve ilam harcının istek halinde kendisine İADESİNE, 4-)Dosya üzerinde inceleme yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, 5-)İstinaf yasa yoluna başvuran davacı ve davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan diğer giderlerin ise takdiren üzerlerinde bırakılmasına, HMK.m.353/1-a/3 hükmü uyarınca, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda KESİN olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi,09/12/2021