Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2021/1251 E. 2022/278 K. 03.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2021/1251
KARAR NO: 2022/278
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KOCAELİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 02/04/2021
NUMARASI: 2020/492 ESAS – 2021/304 KARAR
DAVA TÜRÜ: Trafik Kazasından Kaynaklanan Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 03/03/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı sigorta şirketi nezdinde ZMM sigortalı olan ve diğer davalıya ait bulunan … plaka sayılı aracın, vekil edenine ait … plaka sayılı araca çarpması neticesinde meydana gelen 02/09/2017 günlü trafik kazasında vekil edenine ait aracın hasarlandığını, kazanın oluşumunda davalı tarafa ait araç sürücüsünün asli ve tam kusurlu olduğunu ileri sürerek fazlaya ilişen haklar saklı kalmak kaydıyla 2.000,00-TL’si araç hasar bedeline, 100,00-TL’si de ikame araç bedeline karşılık olmak üzere toplam 2.100,00-TL tazminatın kaza tarihinden işletilecek avans faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiş, ayrıca dava açılmadan önce davacı tarafından Körfez Sulh Hukuk Mahkemesinin 2017/36 Değişik İş sayılı dosyası kapsamında yapılan tespit masrafı 660,00-TL’nin de yargılama gideri olarak davalı taraftan alınmasını talep etmiş; UYAP’tan gönderilen 20/06/2018 günlü ıslah dilekçesi ile de araç hasar bedeline ilişkin istek miktarını 8.850,00-TL’ye, ikame araç bedeline ilişkin istek miktarını da 1.500,00-TL’ye çıkarttıklarını açıklamıştır. Davalı sigorta şirketi vekili cevabında özetle; 02/09/2017 günlü trafik kazasına karıştığı ileri sürülen … plaka sayılı aracın vekil edeni sigorta şirketi nezdinde ZMM sigortalı olduğunu, dava konusu kaza nedeniyle sigorta şirketine yapılan başvuru üzerine hasar dosyası açılarak davacıya 11/10/2017 tarihinde 2.767,50-TL ödeme yapılarak poliçeden kaynaklanan tüm sorumluluğun yerine getirildiğini, başkaca bir sorumluluğun kalmadığını, yeniden sorumlulukları yoluna gidilecek olur ise de kusur oranlarının ve zarar miktarının usulüne uygun şekilde belirlenmesini istediklerini ileri sürerek davaya karşı koymuştur. Diğer davalı … 02/05/2018 günlü duruşma oturumuna katılarak; sulh olmak istemediğini, ayrıca arabuluculuğa gitmek de istemediğini belirtmiş, başkaca bir savunmada bulunmamıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; meydana gelen trafik kazasında davacının aracının hasar gördüğü,trafik kaza tespit tutanağına göre davalı tarafın kazada kusurlu olduğu, araçta meydana gelen hasar bedelinin 8.850,00TL olduğu ,sigorta şirketinin 2.767,50TL lik ödeme yaptığı, bu bedel mahsup edildiğinde davacının 6.082,50TL hasar bedelini talep edebileceği,davacının ikame araç bedeline ilişkin olarak herhangi bir delil sunmadığından bu talebinin reddine karar verilmesi gerektiği görüşünden hareketle; “Davanın KISMEN KABULÜ ile 6.082,50 TL”nin davalılardan müşterek müteselsilen (davalı sigorta şirketi için poliçe limiti ile sorumlu olmak üzere), davalı … için 02/09/2017 tarihinden itibaren işleyecek, davalı sigorta için ise 11/10/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davacı tarafa tahsiline, fazlaya ilişkin talebinin reddine,” karar verilmiştir. İlk derece mahkemesince verilen 18/07/2018 günlü bu karara karşı davalı sigorta şirketi vekili tarafından; dosyada usulüne uygun olarak düzenlenmiş bir kusur raporu olmadan kazanın oluşumunda tüm kusur vekil edeni şirket nezdinde sigortalı bulunan araç sürücüsüne ait imiş gibi değerlendirme yapılarak karar verilmiş olmasının usul ve yasaya aykırı olduğu ileri sürülerek yapılan istinaf başvurusu üzerine Dairemizce verilen 11/11/2020 gün ve 2018/2301 E., 2021/3640 K.sayılı ilamla; kazaya karışan araç sürücülerinin kusur durumu hakkında bilirkişi raporu alınmadan karar verilmiş olmasının isabetsiz bulunduğuna işaret edilmek suretiyle mahkemece verilen kararın HMK.m.353/1-a/6 hükmü kapsamında kaldırılmasına karar verildiği görülmüştür. Mahkemece, Dairemizce verilen kaldırma kararından sonra yapılan yargılama neticesinde; kazanın oluşumunda davalı tarafa ait … plaka sayılı araç sürücüsünün %75 oranında, davacıya ait … plaka sayılı araç sürücüsünün de %25 oranında kusurlu olduğu benimsenmek suretiyle hükme esas alınan 18/02/2021 günlü bilirkişi raporu doğrultusunda; “Davanın KISMEN KABULÜ ile ;3.870,00-TL’nin, davalı … için 02/09/2017 tarihinden itibaren işleyecek, davalı sigorta için ise 11/10/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müşterek müteselsilen (davalı sigorta şirketi için poliçe limiti ile sorumlu olmak üzere) davacı tarafa tahsiline, Fazlaya ilişkin talebinin reddine,İkame araç bedeline ilişkin hüküm kesinleşmiş olduğundan yeniden karar verilmesine yer olmadığına,” karar verilmiştir. Karara karşı davacı mirascıları vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Dava, trafik kazası sonucunda meydana gelen araç hasarına bağlı olarak açılmış maddi tazminat isteğine ilişkindir. 29906 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak 02/12/2016 tarihinde yürürlüğe giren 6773 sayılı kanunun 41.maddesi ile değişik HMK’nın 341/2 madde hükmü uyarınca miktar ve değeri 3.000,00-TL’yi geçmeyen mal varlığı davalarına ilişkin kararlar kesin olup, hüküm tarihi itibariyle kesinlik sınırı 5.880,00-TL’ye çıkartılmıştır. Dosya kapsamından, davacının fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla 2.100,00-TL bedel üzerinden maddi tazminat isteğinde bulunduğu,yargılama sırasında yapılan ıslahla istek miktarının toplam 10.350,00-TL’ye çıkartıldığı, ilk derece mahkemesince verilen 18/02/2018 günlü kararla davanın kısmen kabulü ile 6.082,50-TL’nin davalılardan tahsiline, fazlaya ilişen talebin ise reddine karar verildiği, bu karara karşı davacı tarafça istinaf yasa yoluna başvurulmadığı, dolayısıyla davacı taraf yönünden dava değerinin artık 6.082,00-TL bulunduğu, davalı sigorta şirketi tarafından yapılan istinaf başvurusunun kabulü ile davalı taraf yararına verilen kaldırma kararından sonra yapılan yargılama neticesinde de davanın kısmen kabulü ile 3.870,00-TL maddi tazminatın davalılardan tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine hükmedildiği anlaşılmıştır. Bu durumda, davacı mirascılarının istinaf isteğine konu olan ve redde ilişkin bulunan 2.212,00-TL miktar itibariyle kesin olup yasa yolu kapalı bulunmaktadır. HMK.m.346/1 hükmü uyarınca, miktar itibariyle ret kararının mahkemesince verilmesi gerekli ise de; temyiz merciine de aynı yetkinin tanındığı 01/06/1990 gün ve…-… sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı da gözetilmek suretiyle, davacı mirascıları vekilinin istinaf dilekçesi ve isteminin kararın kesin olması nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki biçimde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca;1-Davacı vekilinin yukarıdaki başlıkta yazılı bulunan mahkeme kararına yönelik, istinaf dilekçesi ve isteminin HMK’nın 341/2, 346/1 ve 352. madde hükümleri gereğince USULDEN REDDİNE, 2-İstinaf talebinin esası incelenmediğinden davacı mirasçıları tarafından başvuru sırasında peşin olarak yatırıldığı anlaşılan 59,30-TL maktu istinaf karar ve ilam harcının talep halinde kendilerine İADESİNE, 3-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, 4-İstinaf yasa yoluna başvuran davacılar tarafından istinaf aşamasında yapılan diğer giderlerin üzerlerinde bırakılmasına, HMK. m.352 hükmü uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve HMK. m. 362/1-a gereğince, miktar itibariyle KESİN olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 03/03/2022