Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2021/1246 E. 2021/1498 K. 07.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2021/1246
KARAR NO: 2021/1498
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 16/02/2021
NUMARASI: 2018/520 E. – 2021/181 K.
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 07/10/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirkete sigortalı, S.S İstanbul Motorlu Taşıyıcıları Koop. Birliği’nin malik ve işleteni olduğu … plakalı aracın 16/11/2017 tarihinde …’e ait … plakalı araca %100 kusurlu olarak çarparak hasarlanmasına sebebiyet verdiğini, … plakalı aracın 23/09/2017-2018 vade tarihli … nolu Zorunlu Mali Mesuliyet Poliçesi ile davalıya sigortalı olduğunu, davalının hasarın tamamından poliçe limitleri dahilinde sorumlu olduğunu, kaza akabinde davalı tarafça hasarın tespiti amaçlı ekspertiz atandığını, aracın tamir bedeli olarak; yedek parça 4.794,66-TL, işçilik 2.350,00-TL olmak üzere KDV hariç 7.144,66-TL olarak tespit edildiğini, davalı tarafça yedek parça fiyatları üzerinden iskonto uygulanarak yedek parça için 1.150,69-TL eksik ödeme yapıldığı ve KDV tutarının da ödenmediğini, … plakalı aracın özel serviste yapılmış olduğunu, bu servislerde iskonto uygulaması olmadığını, davalı tarafın bakiye hasar bedeli olan 1.150,69-TL ve kdv tutarından sorumlu olduğunu, 2918 Sayılı KTK’nin 99/1 maddesi ile Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın B.2 maddesi gereğince trafik sigortacısının zarar giderim yükümlülüğünün süresi, rizikonun ihbarı ve gerekli belgelerin sigortacıya iletildiği tarihten itibaren 8 işgünü olarak belirlendiğini, davalı sigorta şirketine hasar bedeli alacağının temlik alan davacı tarafa ödenmesi için 15/03/2018 tarihinde başvuru yapılmışsa da iş bu davanın açıldığı güne kadar davacı tarafa herhangi bir ödeme yapılmadığını, davalının 25/03/2018 tarihinde temerrüde düştüğünü, …, davalı sigorta şirketinden alacağını Bk. M.183 vd. maddeleri gereği, hukuka uygun olarak ve şekil şartlarını da sağlamak suretiyle alacağın temliki yoluyla davacı … Ltd Şti’ye devrettiğini, taraflar arasındaki hasar bedeline ilişkin uyuşmazlık sebebi ile talep edebileceği miktarı bilirkişi marifeti ile tespit edilmesinden sonra alacak miktarını belirlenecek miktar kadar arttıracaklarını ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, şimdilik 250,00-TL bakiye hasar bedelinin poliçe limitleri dahilinde muhatap şirketin temerrüt tarihi olan 25/03/2018 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının taleplerinin haksız ve mesnetsiz olduğunu ve reddi gerektiğini, davacı tarafa söz konusu kaza nedeniyle aracında meydana gelen hasar için 25/04/2017 tarihinde 9.190,59 tl parça ve işçilik bedeli ödemesi yapıldığını, fazlaya ilişkin taleplerin parça tedariki iskontosu ve işçilik bedellerinin yüksek olmasından kaynaklandığını, dava konusu kaza sonrasında şirkete yapılan ihbar üzerine hasar dosyasının açıldığını ve açılan dosyanın ekspertizinin davalı şirket tarafından yaptırılmasının akabinde mutabık kalınan yedek parça ve işçiliklerin Trafik Sigorta Genel Şartları ve şirket tedarik yedek parça iskontosu ve işçilik ücretleri hakkında servis yetkilisine eksper tarafından bilgi verildiğini, dosyadaki inceleme neticesinde, eksper raporuna istinaden 27/12/2017 tarihinde davaya konu aracın maliki …’e 5.993,94-TL hasar dosya tazminat ödemesi yapılmış olduğunu, davacının yedek parça tedarik iskontosunun uygulanmaması ve işçilik bedellerinin yüksek oluşundan kaynaklanan fazlaya ilişkin taleplerinin reddinin gerektiğini, davayı kabul manasına gelmemek üzere, söz konusu davanın haksız fiile dayanması sebebiyle uygulanacak faizin yasal faiz olması gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda; “ …Davacının dava açarken talep ettiği miktarın belirlenebilir olması, hukuki yarar yokluğunun tamamlanabilir bir dava şartı olmaması yukarıda yer alan gerekçeler ve ilgili Yargıtay daireleri ile Hukuk Genel Kurulunun kararları doğrultusunda davanın HMK 114/1-h HMK 107 maddeleri gereğince reddine karar verildiği”gerekçesiyle, Davanın Hukuki yarar yokluğu nedeniyle HMK 107, HMK 114/1-h maddeleri gereğince USULDEN REDDİNE karar verilmiş; karara karşı davacı vekili istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf nedenleri; Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, trafik kazası sonucunda araçta oluşan hasarın ve hasar tazminatının ancak hukuk mahkemesinde yapılacak bir bir yargılama ile belirlenebileceğini, bu nedenle davayı açmakta hukuki yararın bulunduğunu, ekspertiz raporunun mahkemeyi bağlamadığını ve alacağı belirli hale getirmeyeceğini belirterek kararın kaldırılması istemiyle istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, İstinaf edenin sıfatına, istinafın kapsam ve nedenleriyle sınırlı olmak kaydıyla yapılan inceleme ve değerlendirme sonucunda; Dava, trafik kazası nedeniyle bakiye araç hasar tazminatı istemine ilişkindir. 29906 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak 02/12/2016 tarihinde yürürlüğe giren 6773 sayılı kanunun 41.maddesi ile değişik HMK’nın 341/2 madde hükmü uyarınca miktar ve değeri 3.000,00-TL’yi geçmeyen mal varlığına ilişkin davalar kesin olup, hüküm tarihi olan 2021 yılı itibariyle kesinlik sınırı 5.880,00-TL’ye çıkartılmıştır. Kesinlik sınırı, alacağın belli bir kısmı dava edildiğinde (kısmi dava), alacağın tamamına göre belirlenir. Somut olayda dava; 250,00-TL üzerinden kısmi dava olarak açılmış olup, dava dilekçesi içeriğinde, davacıya temlik edilen alacağın tamamının 1.150,69-TL + KDV olarak sınırlandırıldığı anlaşılmaktadır. Bu durumda, alacağın tamamı için sınırlandırılan rakam miktar itibariyle kesin olup, istinaf eden davacı bakımından yasa yolu kapalı bulunmaktadır.HMK.nun 346/1 madde hükmü uyarınca, miktar itibariyle ret kararının yerel mahkemesince verilmesi gerekli ise de; temyiz merciine de aynı yetkinin tanındığı 01/06/1990 gün ve 1989/03-1990/04 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı da gözetilmek suretiyle, davacı vekilinin istinaf dilekçesinin ve isteminin HMK.nun 346/1 ve 352. maddeleri gereğince kararın kesin olması nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca;1-Yukarıda başlıkta yazılı ilk derece mahkemesince verilen karara yönelik olarak davacı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun HMK’nun 346/1 ve 352.madde hükümleri uyarınca USULDEN REDDİNE, 2-Davacının istinaf talebinin esası incelenmediğinden, davacı tarafından başvuru sırasında peşin olarak yatırıldığı anlaşılan 59,30-TL maktu istinaf karar ve ilam harcının talep halinde kendisine İADESİNE, 3-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, 4-İstinaf yasa yoluna başvuran davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan diğer giderlerin üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde HMK. nun 352 madde hükmü uyarınca yapılan ön inceleme sonucunda ve HMK.nun 362/1-a maddesi gereğince miktar itibariyle KESİN olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 07/10/2021