Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2021/1237 E. 2023/162 K. 09.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2021/1237
KARAR NO: 2023/162
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 22/12/2020
NUMARASI: 2019/411 Esas – 2020/931 Karar
DAVANIN KONUSU: Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 09/02/2023
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
K A R A R Davacılar vekili 14/12/2016 tarihli dava dilekçesinde özetle;11/02/2014 tarihinde davalı sürücü … idaresindeki davalı … Sigorta A.Ş.’nin sigortacısı olduğu … plakalı aracın E-5 D-100 Güney yol istikametinde Maltepe’den Pendik tarafına doğru giderken aracın camına taş geldiği gerekçesi ile aniden sol şeritte durduğunu, müteveffa …’in aynı yolda motorsikletle seyir halinde iken arkasında kızı …’de var iken sol şeritte aniden durmuş olan davalı sürücüye ait aracı fark etmeyerek aracın sağ arka kısmına çarpması neticesinde ölümlü ve yaralamalı trafik kazası meydana geldiğini, kaza neticesinde …’in hastanede vefat ettiğini, kızı …’in ise yaralandığını, kazada asli ve tek kusurlu tarafın davalı sürücü olduğunu, kaza sebebiyle davalılar aleyhine İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/129 esas sayılı dosyası ile açılan maddi-manevi tazminat davasında sadece kız ve anne için maddi tazminat talep edildiğini, davacılar anne baba için maddi tazminat talep edilmediğini, bu dosyada yapılan bilirkişi incelemesi neticesinde anne ve babanın da maddi tazminat haklarının mevcut olduğunun tespit edilmesi üzerine bu davanın ikame edildiğini, … plakalı motorun kaza tarihinde … Sigorta A.Ş tarafından Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi ile sigortalandığını, davalı sigorta şirketinin sadece maddi tazminatla sınırlı olmak üzere teminat limiti dahilinde sorumlu olduğunu belirterek, davacı … için 12.000,00 TL ve … için 12.000,00 TL olmak üzere 24.000,00 TL maddi destekten yoksun kalma tazminatının davalılar yönünden olay tarihinden itibaren, davalı sigorta şirketi yönünden ise dava tarihinden itibaren başlayacak yasal faizi ile tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı vekili 01/03/2018 tarihli talep arttırım dilekçesinde; müvekkili … için %60 kusura göre 20.928,78 TL maddi tazminatın … Sigorta A.Ş’den, %40 kusura göre 13.952,65 TL maddi tazminatın diğer davalılardan, müvekkili … için %60 kusura göre 20.928,78 TL maddi tazminatın … Sigorta A.Ş’den, %40 kusura göre 13.952,65 TL maddi tazminatın diğer davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. 2016/1378 esasına kaydedilen dava dosyasının İstanbul Anadolu 6.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/129 esas numaralı dosyası ile birleştirilmesine karar verildiği, birleşen davada, başvuru dava şartının yerine getirilmediğinin belirlenmesi üzerine mahkemece 04/07/2019 tarihli ara karar ile birleşen dosyanın tefrikine karar verildiği ve 2019/411 esasını aldığı anlaşılmıştır. Davalı … Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; … plakalı aracın trafik sigortası teminatları altında ve sakatlanma hali için kişi başına teminat limitinin 250.000 TL olduğunu, kusur oranlarının ve davacıların gerçek zararının tespit edilmesi gerektiğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … Sigorta A.Ş.vekili cevap dilekçesinde özetle; … plakalı aracın trafik sigortasının teminatları altında olduğunu ve sakatlanma hali için kişi başına teminat limitinin 268.000 TL olduğunu, sigortalının kendi kusurundan yararlanamayacağını belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalılar … ve … San. ve Tic. Ltd. Şti.vekili cevap dilekçesinde özetle; kazanın meydana gelmesinde kusurlarının olmadığını, talebin fahiş olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda; “Somut olayda; davacı taraf, zararını davalılardan müştereken ve müteselsilen sorumluluk esasına göre talep etmemiştir. Bu durumda davalıların ayrı ayrı kusuru ile orantılı biçimde sorumlu sayılması gerekir (Benzer yönde; Yargıtay 17. HD. 2006/5304 Esas, 2006/9029). Buna göre, davacı …’e yapılan ödeme ile davalı … Sigorta Aş’nin tazminat sorumluluğu kalmadığı gibi anılan davalının fazladan tazminat ödemesi yaptığı görülmektedir. Davalılar … ve …’ün ise kusurlarına isabet eden 13.952,65 TL yönünden sorumlulukları devam etmektedir. Davacı … yönünden … Sigorta A.Ş.’nin kusuruna isabet eden ve karşılanmamış maddi tazminat tutarı 7.870,68 TL olarak belirlenmiştir. Davalılar … ve …’ün ise kusurlarına isabet eden 13.952,65 TL yönünden davacı …’e karşı sorumlulukları devam etmektedir. Mahkememizin 04/07/2019 tarihli ara kararı ile davalı sigorta şirketlerine başvuru yapılması hususunda kesin süre verilmiş ise de davalı … Sigorta Aş.’ye KTK’nın 97. maddesi gereği başvuru yapılmadığı görülmektedir. Bu itibarla, anılan davalı yönünden ise dava şartı noksanlığının giderilmediği anlaşılmıştır. Karayolları Trafik Kanunun 97. maddesinde zarar görenin dava açmadan önce sigorta kuruluşuna başvurusunun gerekli olduğu düzenlenmiştir. Dava açılmadan davalı … Sigorta Aş.’ye başvuru yapılmadığı sabittir. Buna göre davanın açılmasına davalının sebebiyet vermediği kabul edilerek davalı aleyhine konusuz kalan kısım yönünden vekalet ücreti takdir edilmemesi gerekmiştir.” gerekçesi ile; 1-Davacı … tarafından, davalı … Sigorta Aş. aleyhine açılan dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına, 2-Davacı … tarafından, davalılar …, … aleyhine açılan davanın kabulüne; 13.952,65 TL [destek …’in vefatı nedeniyle talep gibi kusura oranla] destekten yoksun kalma tazminatının 11/02/2014 kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine,3-Davacı … tarafından, davalı … Sigorta A.Ş. aleyhine açılan davanın KTK. 97. maddesi gereği özel dava şartı yokluğundan usulden reddine,4-Davacı … tarafından, davalı … Sigorta Aş. aleyhine açılan davanın kısmen kabulüne; 7.870,68 TL [destek …’in vefatı nedeniyle talep gibi kusura oranla karşılanmamış zarar] destekten yoksun kalma tazminatının 14/12/2016 dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, konusuz kalan aşan istem yönünden karar verilmesine yer olmadığına,5-Davacı … tarafından, …,… aleyhine açılan davanın kabulüne; 13.952,65 TL [destek …’in vefatı nedeniyle talep gibi kusura oranla] destekten yoksun kalma tazminatının 11/02/2014 kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine,6-Davacı … tarafından, davalı … Sigorta Aş. aleyhine açılan davanın KTK. 97. Maddesi gereği özel dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiş, verilen karar … Sigorta A.Ş vekili ile davalılar … ve … San. ve Tic. Ltd. Şti. vekili tarafından istinaf edilmiştir. Davalı … Sigorta A.Ş vekilinin istinaf başvuru sebepleri; yargılama sırasında mahkemenin kararı sonucu davacı tarafından müvekkili şirkete hasar başvurusunda bulunulduğu ve başvuru sonucunda davacılar … ve … vekilleri Av. …’e 09.08.2019 tarihinde 88.458,28-TL tazminat tutarı ödendiği, bu ödeme ile yasal sorumluluklarının yerine getirildiği, bakiye tazminat alacağının varlığı söz konusu olmamasına rağmen, ek bilirkişi raporu almadan ve tazminat alacağı denetimi yapılmadan verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğu hususlarına ilişkindir. Davalılar … ve … San. ve Tic. Ltd. Şti. Vekilinin istinaf başvuru sebepleri; müvekkilinin asli ve tek kusurlu olarak addedilmesinin gerek olay yeri kaza tutanakları, gerek kaza görüntüleri ve gerekse de olayın gerçekleşme şeklinden ötürü hukuken mümkün olmadığı, davacıların destekten yoksun kaldıklarını ispat etmeleri gerektiği, dosyanın geldiği aşamada davacıların gördüğü desteğin ne olduğuna ilişkin herhangi bir beyanları bulunmadığı için ispat edilmesi de mümkün olmadığından verilen kararın hukuka aykırı olduğu, zaman aşımı itirazlarının dikkate alınmadığı, davanın haksız fiilin öğrenilmesinden itibaren 2 yıl içerisinde açılmadığı, bu nedenle dosyanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğu hususlarına ilişkindir. İstinaf edenin sıfatı ve istinaf sebepleri ile kamu düzenine ilişkin olup resen gözetilmesi gereken hususlara hasren yapılan incelemede;Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir. Yargılama süresince tarafların, taraf ve dava ehliyetine sahip bulunmaları usul hukukunun temel ilkelerindendir ve dava şartıdır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 50. maddesi ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 8 ve 28. maddelerine göre, her gerçek kişi, yaşadığı sürece taraf ehliyetine sahiptir ve taraf ehliyeti, çocuğun sağ olarak bütünüyle doğduğu anda başlar, ölümle sona erer. Bu nedenle, ölmüş kişinin taraf ehliyeti yoktur. Dava tarihinden önce ölmüş kişi adına dava açılamayacağı gibi dava tarihinden önce ölmüş kişiye karşı açılmış olan bir dava, o kişinin mirasçılarına tebligat yapılmak suretiyle, mirasçılara karşı da sürdürülemez. Dava devam ederken taraflardan birinin ölmesi halinde,ölen kişinin taraf ehliyeti son bulur. (4721 sayılı TMK m. 28/1) Bu nedenle, davaya ölen tarafa karşı veya onun tarafından devam edilmesine imkan yoktur. Ölen tarafın mirasçılarına karşı veya onun mirasçıları tarafından davaya devam edilip edilmeyeceğinin tespiti için, bir ayrım yapmak gerekir. Yalnız öleni ilgilendiren, yani mirasçılarına geçmeyen haklara ilişkin davalar, tarafın ölümü ile konusuz kalır; bu davalara ölen tarafın mirasçılarına karşı (veya mirasçıları tarafından) devam edilmesine imkan yoktur. Yalnız ölen tarafı ilgilendirmeyen, yani mirasçıları da ilgilendiren, mirasçıların mal varlığı haklarını etkileyen davalar, tarafın ölümü ile konusuz kalmaz. Bu davalara, ölen tarafın mirasçılarına karşı (veya mirasçıları tarafından) devam edilir. Bunlar malvarlığı haklarına ilişkin davalardır. Bu halde, ölen tarafın mirasçıları, davayı mecburi dava arkadaşı olarak hep birlikte takip ederler. Taraflardan birinin ölümü halinde, mirasçılar mirası kabul veya reddetmemişse, bu hususta kanunla belirlenen süreler geçinceye kadar dava ertelenir. Bununla beraber hâkim, gecikmesinde sakınca bulunan hallerde, talep üzerine davayı takip için kayyım atanmasına karar verebilir (6100 sayılı HMK m. 55). Öte yandan; yargılama sırasında taraflardan birinin ölmesi halinde, ölen tarafın ehliyeti sona ereceğinden, ölen tarafın vekili varsa ölüm ile vekalet ilişkisi de kural olarak sona erer (TBK m.43/1, 513/1). Vekilin davaya devam etmesi mümkün olmayıp, sadece bu kişinin mirasçıları tarafından davaya devam edilebilir. ( bkz. Yargıtay 3. HD’nin 2022/5891 Esas, 2022/7383 Karar sayılı ilamı) Somut olayda; davacı …’e ait nüfus kaydından 10/12/2018 tarihinde yargılama sürerken öldüğü, vekilinin bulunduğu, ölüm ile vekalet ilişkisi son bulmasına rağmen yargılamaya devam olunarak hüküm kurulduğu anlaşılmıştır. Taraf teşkili kamu düzenine ilişkin olup, mahkemece yargılamanın her aşamasında re’sen göz önünde bulundurulmalıdır. Mahkemece; yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular çerçevesinde, öncelikle yargılama sırasında vefat eden davacı …’in mirasçılık belgesi getirtilerek, mirasçılarına usulüne uygun tebligat yapılıp, mirası reddetmeyen mirasçılarının mecburi dava arkadaşı olarak yöntemince davaya katılımı sağlanmak, mirasçılar davayı birlikte takip etmekten kaçınırlarsa terekeye temsilci tayin ettirmek suretiyle taraf teşkili sağlandıktan sonra, mirasçıların davaya devam etmeleri halinde, davacının muhtemel yaşayacağı ömür dikkate alınarak destek tazminatı hesaplanmış olup davacı vefat ettiğine göre bu yeni duruma göre davacının ölüm tarihi dikkate alınarak bilirkişiden ek rapor alınması ve bu suretle toplanan ve toplanacak delillere göre karar verilmesi gerekirken; taraf teşkili sağlanmaksızın, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmediğinden, ilk derece mahkemesinin kararının HMK.nun 353/1- a/4-6 maddesi gereğince kaldırılmasına; kaldırma sebep ve şekline göre, istinaf eden davalılar … ve … San. ve Tic. Ltd. Şti. vekili ile davalı … Sigorta A.Ş vekilinin istinaf itirazlarının ise şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ/ Gerekçe uyarınca,1/istinaf istemine konu olan İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 22/12/2020 tarih ve 2019/411 Esas 2020/931 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-a/4-6 madde hükümleri uyarınca KALDIRILMASINA,2/Dosyanın, yukarıda gösterilen biçimde inceleme ve değerlendirme yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,3/İstinaf yasa yoluna başvura davalılar … Sigorta A.Ş, … ve … Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi tarafından peşin olarak yatırıldığı anlaşılan istinaf karar ve ilam harcının talep halinde kendilerine İADESİNE,4/Dosya üzerinde inceleme yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,5/İstinaf yasa yoluna başvuran davalılar tarafından istinaf aşamasında yapılan giderlerin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına,HMK’nın 353/1-b/1.maddesi hükmü uyarınca, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince, kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 09/02/2023