Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2021/1200 E. 2021/1271 K. 10.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İstanbul
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ(İLK DERECE MAHKEMESİ SIFATIYLA)
DOSYA NO: 2021/1200
KARAR NO: 2021/1271
DAVANIN KONUSU: Hakem Kararının İptali
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 10/09/2021
Hakem kararının iptali davasında, dosya üzerinde yapılan yargılama sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili Sigorta Tahkim Komisyonuna sunduğu talep dilekçesi ile 13/05/2020 tarihinde meydana gelen ölümle sonuçlanan trafik kazası sonucunda vekil edeni …’ın eşi müteveffa …’ın hayatını kaybetmesi ile eşinin desteğinden yoksun kaldığını belirterek, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla 100,00-TL (şimdilik) destekten yoksun kalma tazminatı ile cenaze ve defin giderlerinin kaza tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlarda avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevabında özetle; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyetince; desteğin kazaya kendi kusuruyla neden olduğu ve bu nedenle sigortacıdan destekten yoksun kalma tazminatı talep edemeyeceği belirterek hakem başvurusunun reddine karar vermiştir. Davacı vekili tarafından Yargıtay …. Hukuk Dairesine gönderilmek üzere ilk derece mahkemesine sunulan dilekçenin, temyiz istemi gibi değerlendirilmesi sonucunda dosyanın Yargıtay’a gönderildiği ve Yargıtay 17. Hukuk Dairesince verilen 16/03/2021 günlü kararla; davacı talebinin HMK.439 maddesine dayalı iptal davası niteliğinde olduğu, böyle bir davanın bölge adliyesi mahkemesinde açılabileceğine işaret edilerek, dosyanın bölge adliye mahkemesine gönderilmek üzere mahkemesine geri çevrildiği, bu karardan sonra, ilk derece mahkemesince istinafa ilişkin gönderme formu düzenlenerek dosyanın dairemize sevkinin sağlandığı ve bu nedenle de dairemizin 2021/1200 Esasına kaydedildiği görülmüştür. Davacı vekili tarafından verilen dilekçe değerlendirildiğinde, talebin istinaf isteğine ilişkin olmadığı, Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyetince verilen 28/09/2020 gün ve 2020/E.58310, K.2020/76583 sayılı kararın HMK’nın 439. maddesine dayanılarak iptali istemine ilişkin dava niteliğinde bulunduğu anlaşılmıştır. Taraflar arasındaki sigorta poliçesine dayanan ve fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla 100,00-TL bedel üzerinden açılan uyuşmazlık hakkında Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyeti tarafından 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’ndaki usul ve esaslara göre inceleme yapılarak karar verilmiştir. 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 30. maddesinin 12. fıkrasında; 5.000,00 TL’nin altındaki uyuşmazlıklar hakkında verilen hakem kararlarının kesin olduğu, 5.000,00 TL ve daha üzerindeki uyuşmazlıklar hakkında verilen hakem kararlarına karşı, kararın Komisyonca ilgiliye bildiriminden itibaren on gün içinde bir defaya mahsus olmak üzere Komisyon nezdinde itiraz edilebileceği, 40.000,00 TL’nin üzerindeki uyuşmazlıklar hakkında verilen kararlara karşı temyize gidilebileceği düzenlenmiştir. Sigorta sözleşmesinden doğan uyuşmazlıkların çözümlenmesine yönelik olarak sigorta tahkime ilişkin usulü düzenleyen özel kanun niteliğindeki 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 30. maddesinde yer alan tahkim usulüne ve yargı yollarına yönelik düzenleme, HMK’nın 407 vd. maddelerinde düzenlenen tahkim usulü ve yargı yollarını gösteren düzenlemeye göre özel bir düzenlemedir. 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 30. maddesinde hakem kararlarına karşı açıkça temyiz kanun yolu düzenlenmiş olup ayrıca hakem kararının iptaline ilişkin HMK’nın 439. maddesine atıf yapılmamıştır. Konuya ilişkin Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 09/02/2017 tarih, 2014/14577 Esas ve 2017/1239 Karar sayılı ilamında ” 14.06.2007 tarihinde 26552 Sayılı Resmi Gazetede yayımlanan ve aynı tarihte yürürlüğe giren 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 30. maddesinin 12. fıkrasında, “Uyuşmazlığa düşen taraflar arasında açık ve yazılı şekilde yapılması gereken sözleşme ile daha yüksek bir tutar belirlenmemişse hakemin verdiği kırk bin Türk Lirasına kadar olan kararlar her iki taraf için kesindir. Kırk bin Türk Lirasının üzerindeki kararlar için temyize gidilebilir” hükmü mevcuttur. Her ne kadar 6100 sayılı HMK’nın 439. maddesinin 1. bendinde Hakem kararına karşı yalnızca iptal davası açılabileceğine ilişkin düzenleme mevcutsa da sigorta sözleşmesinden doğan uyuşmazlıkların çözümlenmesine yönelik olarak sigorta tahkim sistemi ile ilgili usul ve esasları düzenleyen özel kanun niteliğindeki 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun uygulama önceliği olduğu gözetildiğinde, davacı vekilinin iptal talebinin usulden reddi gerekirken esasa girilerek hakem kararının iptaline karar verilmesi Sigorta Tahkim Komisyonu Kararına karşı Sigortacılık Kanunu’nun 30/12 maddesine göre itiraz ve temyiz yolu açık olup iptal davası açılamayacağına göre usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.” şeklinde karar verilerek, İtiraz Hakem Heyeti kararının, HMK’nın 439. maddesine dayanılarak iptali istemine ilişkin davada dava şartı gerçekleşmeyeceğinden, usulden red kararı verilmesi gerektiği belirtilmiştir. Netice olarak HMK’nın 439. maddesinin 1. bendinde hakem kararına karşı yalnızca iptal davası açılabileceğine ilişkin düzenleme mevcutsa da ihtilafın çözümünde sigorta poliçesinden doğan uyuşmazlıkların çözümlenmesine yönelik olarak sigorta tahkim sistemi ile ilgili usul ve esasları düzenleyen özel kanun niteliğindeki 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun uygulama önceliği bulunduğu, 5684 sayılı Kanun’un 30/12.maddesi gereğince Sigorta Tahkim Komisyonunca verilen kararlar için 40.000,00 TL’nin üzerinde bulunması halinde temyiz kanun yolunun düzenlendiği, hakem kararının iptaline ilişkin HMK’nın 439. maddesine atıf yapılmadığından Uyuşmazlık Hakem Heyeti Kararına karşı HMK’nın 439. maddesine dayanılarak iptal davası açılmasının mümkün olmadığı, bu nedenle davacının Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyeti kararının iptali için dava açmasında yasal dayanak bulunmadığı ve dava şartının gerçekleşmediği anlaşıldığından, HMK’nın 115/2. fıkrası gereğince davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki biçimde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca; 1-Açılan davanın HMK’nın 114/2., 115/2. maddesi ile 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 30/12. maddesi gereğince USULDEN REDDİNE, 2-Karar tarihi itibarıyla alınması gereken 59,30-TL karar ve ilam harcı ile 59,30-TL başvurma harcı toplamı olan 118,60-TL’nin temyiz yasa yoluna başvuru harcı ve karar harcı adı altında davacıdan peşin olarak alındığı anlaşılan toplam 322,20-TL’den düşümü ile kalan 203,60-TL’nin talep halinde davacıya İADESİNE, 3-Davacı tarafından yapılan diğer yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 4-İncelemenin duruşmasız yapılması nedeniyle, avukatlık ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, 5-Davacı tarafından yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine, 6-Dairemiz esasının bu şekilde kapatılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK. m. 361/1. hükmü gereğince, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’a temyiz başvurusunda bulunma yolu açık olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 10/09/2021