Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2021/1172 E. 2023/801 K. 11.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2021/1172
KARAR NO: 2023/801
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 13/04/2021
NUMARASI: 2018/200 Esas – 2021/301Karar
DAVANIN KONUSU: Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Maddi Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 11/05/2023
Yukarıda bilgileri yazılı bulunan ilk derece mahkemesinin kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355.maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf edenin sıfatına, istinaf nedenlerine ve kamu düzenine ilişkin olup resen gözetilmesi gereken hususlara hasren yapılan inceleme ve değerlendirme neticesinde;
K A R A R Davacı vekili dava dilekçesi ile; 27/05/2013 tarihinde plakası ve sürücüsü tespit edilemeyen bir aracın yaya olan müvekkili …’e çarparak yaralanmasına sebebiyet verdiğini, müvekkilinin kalıcı maluliyeti oluştuğunu, maddi zararlarının karşılanması için kazaya karışan araç sürücüsünün kaza mahallini terk etmesi nedeniyle davanın davalıya yöneltildiğini ileri sürerek fazlaya ilişkin haklarını saklı tutmak kaydıyla 100,00-TL kalıcı iş göremezlik tazminatı ile 100,00-TL geçici iş göremezlik tazminatı olmak üzere toplam 200,00-TL tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, yargılama sırasında sunduğu 12/02/2021 tarihli bedel artırım dilekçesi ile kalıcı iş göremezlik tazminat talebini 48.656,92-TL’ye yükselttiklerini belirterek davalı kurumun temerrüde düştüğü 05/01/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile; davacı tarafça dava açılmadan önce müvekkili kuruma başvuru şartının yerine getirilmediğini, müvekkilini kuruma maluliyet raporu ile birlikte başvurulması gerektiğini, plakası tespit edilemeyen bir aracın varlığının ve trafik kazasına sebep olduğunun ispatlanması gerektiğini, davacının kaza tarihinde 3 yaşında olması olması nedeniyle geçici iş göremezlik zararının müvekkili kurumun sorumluluğunda olmadığını, kazadaki kusur durumunun tespiti gerektiğini, davacı …’ün yaşı itibariyle anne ve babasının bakım ve gözetimi altında olması nedeniyle müvekkili kuruma atfedilecek kusurun bulunmadığını, kaza tespit tutanağı bulunmamakla birlikte müvekkili kurum tarafından temin edilen kusur raporuna göre davacının kazanın meydana gelmesinde %75 oranında kusurlu olduğunu, müvekkili kurumun temerrüde düşürülmemiş olması nedeniyle kaza tarihinden itibaren faiz istenemeyeceğini, tazminat hesabında 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren yeni genel şartların dikkate alınması gerektiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.İlk derece mahkemesince; davacı …’ün olay tarihinde 3 yaşında olması ve gelir getiren bir işte çalışmaması nedeniyle geçici iş göremezlik tazminatı talep edemeyeceği, ATK Trafik İhtisas Dairesi tarafından düzenlenen rapora göre kazaya karışan araç sürücünün kazanın meydana gelmesinde % 80 oranında kusurlu olduğu, davacının ATK 2. İhtisas Kurulu tarafından düzenlenen rapora göre % 3.3 oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı gerekçesi ile; “1-Davacının geçici iş göremezlik tazminatı davasının REDDİNE, 2-48.656,92 TL sürekli iş göremezlik tazminatının 05/01/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine” karar verilmiş, karara karşı davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.Davalı vekilinin istinaf nedenleri; davacı tarafça başvuru şartının usulüne uygun olarak yerine getirilmediği, başvuru sırasında maluliyet raporu sunulmadığı için davanın usulden reddi gerektiği, plakası tespit edilemeyen aracın varlığının ve kazaya karıştığının ispatı gerektiği, davacı tarafın beyanı dışında trafik kazası meydana geldiğini ispata yarar delil bulunmadığı, davacının kaza tarihinde 3 yaşında olması nedeniyle anne ve babasının gözetim ve bakım yükümlülüğü bulunduğu, müvekkili kuruma kusur izafe edilemeyeceği, kusur raporları arasındaki çelişkinin giderilmesi gerektiği, kusur raporlarına itirazlarının dikkate alınmadığı, maluliyete ilişkin raporun usulüne uygun düzenlenmediği ve hükme esas alınamayacağı, kaza sonrasında araç sürücüsünden şikayetçi olunmaması nedeniyle davacı tarafın araç sürücüsü ile uzlaşıp uzlaşmadığının tespiti ve uzlaşmış ise davanın reddi gerektiği, müvekkili kurumun usulüne uygun başvuru bulunmaması nedeniyle temerrüde düşürülmediği için ancak dava tarihinden itibaren faize hükmedilebileceği hususlarına ilişkindir. Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatı talebine ilişkindir.(1) Haksız fiile dayalı tazminat davalarında kusurun belirlenmesi tazminatın doğru tespitinde önemli bir yer tutmaktadır. Dosya içerisindeki bilgi ve belgelerin incelenmesinde; mahallinde yapılan keşfe katılan üçlü bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen 31/05/2019 tarihli raporda; davacı …’ün yaşı itibariyle yola ve trafik akışına gerekli dikkat ve özeni göstermeyerek taşıt yoluna girmesi şeklinde gerçekleşen eylemi nedeniyle kazanın meydana gelmesinde %60 oranında, plakası tespit edilemeyen araç sürücüsünün ise hızını yol trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurma kuralını ihlal etmesi nedeniyle % 40 oranında kusurlu olduğu kanaatine varıldığının bildirildiği, ATK Trafik İhtisas Dairesi tarafından düzenlenen 30/10/2020 tarihli raporda ise; 2010 doğumlu yayanın geçiş yapmadığı ve yol kenarına yeterince yanaşmadan yürüdüğü, yol ve mahal şartları, olayın oluş şekli, çarpma noktasının yeri, yol kenarlarına uzaklığı dikkate alındığında dosyada mevcut keşifli bilirkişi raporu ve uzman mütalaasının kusur oranı yönünden isabetsiz olduğu, mevcut bulgulara göre; meçhul sürücünün sevk ve idaresindeki plakası belirsiz araçla ile seyri esnasında yola gereken dikkatini vermemesi, görüş alanını etkin bir şekilde kontrol altında bulundurmaması, yolunda sağında kendisine ters istikamette yürüyen yayayı fark etmeyip bu yayaya dikkatsiz ve tedbir şekilde çarparak kazanın oluşumuna sebebiyet vermesi nedeniyle asli ve % 80 oranında, 2010 doğumlu yaya …’ün yaya kaldırımı ve banketin mevcut olmadığı mahalde kendi can güvenliğini tehlikeye düşürecek şekilde yolun kenarına yeterince yanaşmadan kaplama içerisinde yürüdüğü sırada plakası belirsiz aracın sadmesine maruz kalmış olduğu kazada yaşı nedeniyle davranış faktörlerinin sonuç üzerinde tali derecede ve %20 oranında etken olduğu görüş ve kanaatine varıldığının bildirildiği, mahkemece gerekçesi açıklanmaksızın ATK Trafik İhtisas Dairesi tarafından belirlenen kusur oranları dikkate alınarak hüküm kurulduğu anlaşılmış ise de; kusura ilişkin raporlar arasındaki çelişkinin giderilmemiş olması nedeniyle kusura ilişkin yeterli inceleme yapıldığını söyleme imkanı bulunmamaktadır. O halde mahkemece; keşif neticesinde alınan bilirkişi heyet raporu ile ATK Trafik İhtisas Dairesi’nin raporu arasındaki çelişkilerin giderilmesi için; İTÜ veya Karayolları Genel Müdürlüğü Fen Heyeti’nden oluşturulacak 3 kişilik uzman bilirkişi kurulundan, kazanın meydana geldiği yer ve şekli itibariyle davacı Musa’nın kaza tarihinde 3 yaşında olması nedeniyle üzerinde bakım ve gözetim görevi olan anne ve babasının kazanın meydana gelmesinde kusuru olup olmadığı hususunun irdelendiği, dosya kapsamında mevcut olan raporlar karşılaştırılarak çelişkileri giderecek mahiyette, uzlaştırıcı, denetime açık, ayrıntılı kusur durum ve oranlarının belirlendiği rapor aldırılarak sonucuna göre karar vermek gerekirken, eksik inceleme ve araştırma sonucu hüküm kurulmuş olması isabetli değildir. (2) Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması halinde, zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının belirlenmesi gerekmektedir. Somut olayda; davacı …’ün maluliyetinin belirlenmesine ilişkin ATK 2. İhtisas Kurulu tarafından düzenlenen 24/06/2020 tarihli raporda; 25/12/2018 tarihli 12186 sayılı ön rapor ile olay tarihli grafilerin temin edilmesi istenilmekle beraber dosya içerisinde mevcut olmadığı, istenilen grafilerin temin edilip gönderilmesi halinde yeniden değerlendirme yapılabileceğinin belirtildiği, davacı …’ün kaza tarihinde ilk olarak Malatya Devlet Hastanesi’ne sevk edildiği, 27/05/2013 tarihli epikriz formunun Malatya Egitim ve Araştırma Hastanesi tarafından düzenlendiği, ancak mahkemece ATK 2. İhtisas Kurulu’nun 25/12/2018 tarihli 12186 sayılı ön raporu doğrultusunda davacının kaza tarihinde çekilmiş grafileri temin edilmeksizin maluliyet raporu alındığı anlaşılmıştır. Bu durumda mahkemece, ATK 2. İhtisas Kurulu’nun 25/12/2018 tarihli 12186 sayılı ön raporu doğrultusunda davacı …’ün kazanın akabinde ilk muayene ve tetkikleri yapan Malatya Devlet Hastanesi ve Malatya Egitim ve Araştırma Hastanesi’den kaza tarihine ait tüm tıbbi bilgi ve belgeler ile birlikte tedaviler sırasında çekilen tüm grafiler temin edilmek suretiyle maluliyet oranının tespitine ilişkin rapor aldırılması gerekirken bu yönde herhangi bir araştırma ve inceleme yapılmaksızın eksik belgeler ile düzenlenen maluliyet raporunu dikkate alarak tazminat hesaplaması yapan bilirkişi raporunun hükme alınması da isabetsizdir. Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin yerinde görülen istinaf talebinin kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının HMK m. 353/1-a/6 gereğince kaldırılmasına karar vermek gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
K A R AR/ Gerekçe uyarınca, 1/Davalı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun yukarıda açıklanan nedenlerle KABULÜ ile, istinaf istemine konu olan ve başlıkta yazılı bulunan ilk derece mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/6 madde hükmü uyarınca KALDIRILMASINA,2/Dosyanın, yukarıda gösterilen biçimde inceleme ve değerlendirme yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,3/İstinaf yasa yoluna başvuran davalı tarafından peşin olarak yatırıldığı anlaşılan istinaf karar ve ilam harcının talep halinde kendisine İADESİNE4/Dosya üzerinde inceleme yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, 5/İstinaf yasa yoluna başvuran davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan giderlerin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve HMK’nın 353/1-a maddesi gereğince, kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 11/05/2023