Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2021/1154 E. 2023/1931 K. 30.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL BAM
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2021/1154
KARAR NO : 2023/1931
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 02/02/2021
NUMARASI : 2017/1006 Esas – 2021/120 Karar
DAVANIN KONUSU: Trafik Kazasına Bağlı Cismani Zarar Nedeniyle Tazminat, Hasar Tazminatı
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 30/11/2023
Yukarıda bilgileri yazılı bulunan ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf edenin sıfatına, istinaf nedenlerine ve kamu düzenine ilişkin olup resen gözetilmesi gereken hususlara hasren yapılan inceleme ve değerlendirme neticesinde;
K A R A R Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 06.01.2017 tarihinde davalı sigorta şirketi nezdinde ZMMS poliçesi ile sigortalı … plakalı araç, işleten ve sürücü … sevk ve yönetiminde seyir halinde iken yaya olan müvekkiline çarparak ağır bir şekilde yaralanmasına sebebiyet verdiğini, bu dava açılmadan önce davalı sigorta şirketine başvurduklarını, taleplerinin reddedildiğini belirterek, trafik kazasında yaralanarak beden gücü kaybına uğrayan müvekkilinin 6100 sayılı yasanın 107. maddesi uyarınca toplanacak delillere göre, maddi tazminat tutarı belirlenerek şimdilik 10.000-TL, sigortacı yönünden teminat limitini aşmamak üzere, ilk başvuru tarihinden itibaren 8 iş günü sonrasından başlayacak temerrüt tarihinden, sürücü açısından kaza tarihinden tarihinden işletilecek avans faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, 75.000-TL manevi tazminatın sürücü ve işletenden kaza tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı … vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; davada yetkili ve görevli mahkemenin Bakırköy Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu, müvekkilinin asli kusurlu olmadığını, müvekkilinin kaza sonrasında da çok üzüldüğünü, maddi manevi seferber olduğunu, maddi ve manevi her türlü ihtiyacını karşılamaya çalıştığını, kısıtlı imkanlarıyla toplamda 2.750,00-TL para ödediğini, kış için yakıt ihtiyacını sağlamaya yardımcı olduğunu, 2-3 kez odun ve kömür yolladığını, davacının Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığındaki soruşturma dosyasında müvekkilinin kendisine her türlü maddi manevi desteği sağladığını beyan ettiğini ve müvekkilinden şikayetçi olmadığını, bu nedenle dosyanın takipsizlikle sonuçlandığını, manevi tazminat talebinin çok fahiş olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Karşı dava olarakta, kazadan dolayı müvekkilinin aracında hasar oluştuğunu, hata ve kusurun davacıda olduğunu belirterek, fazlaya ilişkin hak ve alacakları mahfuz kalmak kaydıyla, davacı ve karşı davalı aleyhine, şimdilik 1000 TL (araç hasar bedeli, değer kaybı) maddi tazminat ile 80.000 TL manevi tazminatın en yüksek temerrüt faizi ile birlikte davacıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davacı vekili karşı dava dilekçesine karşı cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin kazanın meydana gelmesinde kusuru olmadığını, tüm iddiaların dayanaksız olduğunu belirterek, açmış oldukları davanın kabulüne, karşı davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Davalı … A.Ş vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin sorumluluğunun bedeni zararlarda 330.000,00-TL azami poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, manevi tazminat taleplerinin Trafik Kanunu Zorunlu Mali Sorumluluk Poliçesi teminatı dışında olduğunu, maluliyet oranının Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulu marifetiyle özürlülük ölçütü, sınıflandırılması ve özürlülere verilecek sağlık kurulu raporlarına ilişkin mevzuat doğrultusunda tespit ettirilmesi gerektiğini, aleyhe faize hükmedilecek olması halinde bu faizin türünün ancak ve ancak araç hususi otomobil olduğundan yasal faiz olabileceğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda; “meydana gelen trafik kazası neticesinde kazanın meydana gelmesinde, kazanın oluş şekli ve tarafların kaza anındaki durumlar göz önüne alındığında davacı karşı davalının % 75 oranında ve birinci derecede, davalı karşı davacı sürücünün ise %25 oranında kusurlu olduğu, asıl davada maddi tazminat talepleri yönünden davacının feragat beyanı ile maddi tazminat talebi yönünden feragat nedeni ile davanın reddi gerektiği, manevi tazminat talebi yönünden yapılan değerlendirmede ise davalı … kaza anında … plaka sayılı aracın sürücüsü ve aynı zamanda maliki olduğu anlaşılmakla meydana gelen zarardan kusuru oranında sorumlu olduğu, tarafların sosyo ekonomik durumları, kusur durumu, kazaya karışan aracın niteliği, yaralanan davacının kaza sebebiyle maluliyet durumu bu kaza ve yaralanma nedeniyle davacının acı ve üzüntüye muhatap kaldığı birlikte değerlendirildiğinde manevi tazminat isteminin kısmen kabulü ile taktiren 8.000 TL manevi tazminatın 06/01/2017 kaza tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … alınarak davacı … verilmesi gerektiği kanaatine ulaşılmıştır. Karşı davada ise bilirkişi raporunda yapılan hesaplamalar mahkememiz denetimine uygun olmakla davacı … kaza sebebi ile aracında 2.388,91 TL hasar ve 90-TL taşıma ücreti olmak üzere toplam 2.478,91-TL zarar talep edebileceği, kusur durumları nazara alındığında davacı … 2.478,91*75/100=1859,18-TL maddi tazminatı hak kazandığı, manevi tazminat talebi yönünden yapılan değerlendirmede ise manevi tazminatın talep edilebilmesi için hukuka aykırı olarak kişilik hakkının zedelenmesi, zarar gören ile kişilik hakkı ihlal edilen aynı kişi olması, kusur durumu, manevi zararın varlığı, hukuka aykırılık ile manevi zarar arasında uygun illiyet bağının bulunması karşısında davacı … aracında hasar ve değer kaybı meydana gelmesi sebebi ile ve kaza sebebi ile kendisinin ve ailesinin çok yıprandığını manevi zarara uğradığı iddiası karşısında malvarlığının kişilik hakları kapsamında korunan değer olmadığı, malvarlığının zarar görmesi halinde kural olarak manevi tazminat talep edilebileceğine ilişkin yasal bir düzenlemenin bulunmayışı yine her üzüntünün manevi tazminat borcu da doğurmayacağı göz önüne alınarak manevi tazminat istemi yerinde görülmemiştir” görüşünden hareketle; ASIL DAVADA 1-Davacının açmış olduğu maddi tazminat talebine ilişkin davasının feragat nedeniyle Reddine,2-Davacının davalı …hakkında açmış olduğu manevi tazminat talebine ilişkin davasının kısmen kabulü ile Taktiren 8.000 TL manevi tazminatın 06/01/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …dan alınarak davacıya verilmesine,Fazlaya ilişkin istemin reddine, KARŞI DAVADA 1-Davacının açmış olduğu maddi tazminat talebine ilişkin davasının kısmen kabulü ile, 1.859,18 TL maddi tazminatın karşı dava tarihi olan 16/10/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,2-Davacının açmış olduğu manevi tazminat talebine ilişkin davasının reddine karar verilmiş, verilen karara karşı davalı karşı davacı asil tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Davalı karşı davacı vekilinin istinaf sebepleri,Aracındaki değer kaybının, km sınırı kaldırıldığı için yeniden incelenmesi gerektiği, bilirkişi raporlarındaki kusur oranlarını kabul etmemesine rağmen itirazları değerlendirilmeden verilen kararın hatalı olduğu, kusur kimde olursa olsun, bir insana çarpmanın verdiği ruhsal baskı nedeni ile yirmi gün araç kullanamadığı, evinden iş yerine günde yaklaşık 4 saatini yolda geçirerek toplu taşımayı kullandığı dikkate alındığında manevi tazminat talebinin reddine karar verilmesinin hatalı olduğu, aleyhine hükmedilen manevi tazminat miktarının yüksek olduğu hususlarına ilişkindir.Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat, karşı dava ise araç hasarı, değer kaybı ve manevi tazminat istemine ilişkindir.6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 56/1. maddesine göre, hakimin olayın özelliklerini göz önünde tutarak manevi tazminat adı ile hak sahibi yararına takdir edeceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer işlevi olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, malvarlığı hukukuna ilişkin zararın karşılanması da amaç edinilmemiştir. O halde, tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerektiği kadar olmalıdır. 22/06/1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde, takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar açıkça gösterilmiştir. Bunlar, her olaya göre değişebileceğinden; hakim, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Kazanın meydana geldiği tarih (-16/01/2017),oluş şekli, kusur durumu (-davalı araç sürücüsünün %25 tkusurlu oluşu) davacının yaralanmasının özellikleri (-davacının tüm vücut engellilik oranının %10 olması, 3 aylık süre içerisinde iyileşebilecek ve 1 ay başkasının yardımına muhtaç olacak şekilde yaralanması-), davacının yaşı, böyle bir yaralanmanın sonuçları ile kendisinde yaratacağı etki, tarafların dosyaya yansıyan ekonomik ve sosyal durumları, olay tarihindeki paranın alım gücü, manevi tazminatın bir sebepsiz zenginleşme aracı olmaması ancak tatmin duygusuna ulaşılacak kadar olması gereği ile yukarıda açıklanan ilkeler göz önünde tutulduğunda; mahkemece davacı yararına takdir edilen manevi tazminat miktarının somut olayın özelliklerine göre az veya fazla olmadığı, yerinde bulunduğu sonucuna varıldığından davalı karşı davacının manevi tazminatın miktarına ilişkin istinaf başvurusunun reddi gerekmiştir. Karşı dava yönünden istinaf itirazlarının incelenmesinde; Toplanan delillerin ilk derece mahkemesinin kararı ve gerekçesiyle birlikte istinaf başvuru nedenleri de gözetilmek suretiyle incelenmesi ve değerlendirilmesi neticesinde, dosyadaki bilgi ve belgelere göre ilk derece mahkemesince delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile çıkarılan sonuç ve oluşturulan hükümde usul ve yasaya aykırılık olmamasına, dosya kapsamında alınan hasar ve kusurla ilgili 19/10/2020 tarihli heyet raporunun; taraf ve yargı denetimine açık, yeterli ve maddi vakıaya uygun olmasına, raporun somut olayın özellikleri dikkate alınarak hazırlanmış olmasına, kazaya uğrayan aracın yaşı, markası, modeli (-20o4 model Skoda Superp 1.9 TDI), özellikleri, kilometresi (-311.156 km), hasar durumu, yapılan onarım işlemleri gözetilerek yapıldığı anlaşılan değer kaybı zararı hesaplanmasının yerleşmiş yargısal içtihatlara uygun olduğundan, raporun hükme esas alınarak yazılı biçim ve şekilde karar verilmiş olmasında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, şartları oluşmayan manevi tazminat talebinin reddinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, karşı davacının istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b/1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ / Gerekçe uyarınca,1-Usul ve yasaya uygun olan ve yukarıdaki başlıkta yazılı bulunan ilk derece mahkemesi kararına yönelik olarak davalı karşı davacı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1 madde hükmü gereğince ESASTAN REDDİNE,2-İstinaf eden davalı karşı davacıdan alınması gereken 816,33-TL(546,48-TL+269,85-TL) harçtan peşin yatırılan 59,30-TL harcın düşümü ile bakiye 757,03-TL istinaf ilam harcının istinaf eden davalı karşı davacıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına, 3-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,4-İstinaf yasa yoluna başvuran tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve HMK’nın 362/1-a madde hükmü gereğince miktar itibariyle kesin olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi.30/11/2023