Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2021/1111 E. 2021/1135 K. 08.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2021/1111
KARAR NO : 2021/1135
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİH: 05/02/2019
NUMARASI: 2018/881 E. – 2019/92 K.
DAVA TÜRÜ: İtirazın İptali
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 08/07/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; davalı … şirketi nezdinde Karayolu Taşımacılığı Zorunlu Koltuk Ferdi Kaza Sigorta poliçesi ile sigortalı bulunan … plaka sayılı otobüste yolcu olarak bulunan….’ın 13/03/2018 tarihinde meydana gelen kazada yanarak hayatını kaybettiğini, vekil edenlerinin miras bırakanı …’ın ölümü ile poliçe kapsamında hak ettikleri 175.000,00-TL tazminatı alabilmek için 29/03/2018 tarihinde davalı … şirketine başvuruda bulunduklarını, ancak herhangi bir ödeme yapılmaması üzerine İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası kapsamında 14/04/2018 tarihinde icra takibine geçildiğini, davalının bu takibe itirazı üzerine takibin durduğunu ve söz konusu takipten sonra sigorta şirketince vekil edenlerine 20/04/2018 tarihinde 148.750,00-TL ve 01/05/2018 tarihinde de 26.250,00-TL olmak üzere toplam 175.000,00-TL ödeme bulunulduğunu ancak icra masrafları ve icra vekalet ücretleri bakımından herhangi bir ödemede bulunulmadığını ileri sürerek; davalı şirketin, tahsil harcı, icra masrafları ve icra vekalet ücreti yönünden yapmış olduğu itirazın iptali ile bu alacak kalemleri bakımından takibin devamı karar verilmesini ve takip konusu alacak likit olduğundan, takip tutarının %20 sin den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı taraf yargılama oturumlarına katılmamış ve davaya karşı herhangi bir cevap sunmamıştır.Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; “… davacı/takip alacaklısının davalı/takip borçlusu hakkında icra harç ve masrafları ile vekalet ücretine dayalı olarak takip başlattığı, davalı/takip borçlusunun tebliğ edilen ödeme emri üzerine takibe borca ve fer’ileri yönünden süresinde itiraz ettiği ve takibin durduğu, eldeki itirazın iptali davasının süresinde açıldığı, takibe konu 175.000,00 TL alacak aslının davadan önce davalı takip borçlusu tarafından ödendiği hususu dava dilekçesinde davacı vekili tarafından beyan edildiği, icra takibinden sonra ve itirazın iptali davası açılmadan önce borçlu tarafından ödeme yapılması halinde, yapılan bu ödeme düşüldükten sonra kalan miktar üzerinden dava açılması gerektiği, dolayısıyla, takipten sonra, ancak dava açılmadan önce yapılmış olan ödeme yönünden dava açılmasında davacı tarafın hukuki yararının bulunmadığı(Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 18.04.2007 gün ve 2007/19-159 E., 2007/220 K.; 04.07.2007 gün ve 2007/13-453 E., 2007/453 K; 19.10.2011 gün ve 2011/19-532 E., 2011/640 K.; 09.02.2011 gün ve 2011/13-29 E., 56 K.; 03.05.2017 gün ve 2017/11-80 E., 2017/889 K. sayılı kararları), davalı tarafın davadan önce kısmi ödemede bulunması halinde dahi ödenen miktar yönünden davacı alacaklının dava açmakta hukuki yararı bulunmadığı(Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 16/01/2017 Tarih, 2016/796 Esas ve 2017/135 Karar sayılı ilamı), icra takibinin itirazın iptali davasının reddine rağmen halen devam ettiği ve bu nedenle Borçlar Kanunu’nun 84. maddesine göre icra giderleri ve faiz hesaplamasının, icra prosedürü içinde ilgili icra müdürlüğünce yapılabileceği, icra müdürlüğünce yapılan işlemlere karşı da şikayet yoluyla İcra Tetkik Merciine başvurulabileceği, alacağını almış olan alacaklının, itirazın iptali davası açmakta hukuki yararının olmadığı(Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 21/09/2011 Tarih, 2011/15-494 Esas ve 2011/555 Karar sayılı İlamı), borçlu tarafından takipten sonra ve davadan önce asıl borç ödenmiş ise de takip tarihinden sonra işleyecek faiz, takip masraf ve vekalet ücreti gibi fer’ilerin ödenmediği ileri sürülerek bunlarla ilgili olarak dava açıldığı, takip masraf ve vekalet ücreti, takip giderleri cümlesinden olup takipden sonra işleyecek faizin hesabında takip masraf ve vekalet ücreti ile birlikte infaz sırasında icra müdürlüğünce yapılacak kapak hesabı ile belirleneceği, davaya konu edilen takip giderlerine ilişkin taleplerin, İİK’nın 67. maddesi uyarınca genel mahkemelerde açılacak itirazın iptali davası ile talep edilebilecek olan, takip hukukuna ilişkin alacaklardan olması nedeniyle, bu istemler hakkında ayrıca alacak davası açılamayacağı(Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 05/05/2016 Tarih, 2015/17452 Esas ve 2016/8310 Karar sayılı ilamı), bunun gibi takipden sonra davadan önceki tarihte davalı ödemeleri nedeniyle aleyhine kötüniyet tazminatına hükmedilemeyeceği(Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 18/03/2015 Tarih, 2014/16757 Esas ve 2015/3798 KARAR sayılı İlamı) sonuç ve vicdani kanaatine(Ay. m.138) varılarak davanın alacak aslının takipten sonra ve fakat davadan önce ödenmiş olması ve takibin fer’ilerinin genel mahkemelerde dava konusu yapılamayacak olması nedeniyle hukuki yarar yokluğundan reddine karar vermek gerekmiş” denilmek suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.Karara karşı davacılar vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.İstinaf nedenleri; davalı tarafça icra takibinden sonra, ödeme emrinin tebliğinden önce yapılan 175.000,00-TL’lik ödeme gözetilerek, görülmekte olan davada sadece icra takibine konu olan ve ödenmeyen icra masrafları ile vekalet ücreti bakımından yapılan itirazların iptali ile birlikte, bu miktar bakımından takibin devamına karar verilmesinin istenildiği ve icra masrafları ile vekalet ücretine ilişkin takibin devamında vekil edeninin hukuki yararı olduğu halde, yazılı biçim ve şekilde davanın reddine karar verilmiş olmasının usul ve yasaya aykırı olduğuna yöneliktir.Dava, Karayolu Yolcu Taşımacılığı Zorunlu Ferdi Kaza Sigorta Poliçesi ile sigortalı olan aracın neden olduğu trafik kazasında hayatını kaybeden yolcunun mirasçıları tarafından poliçe kapsamındaki tazminatın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali isteğine ilişkindir.Dosya kapsamından Zorunlu Ferdi Kaza Sigorta Poliçe’sine dayanılarak, … plaka sayılı otobüsün sigortacısı olan davalı aleyhine 175.0000,00-TL asıl alacak ve ferileri üzerinden 14/04/2018 tarihinde icra takibine geçildiği, ödeme emrinin davalı borçluya 24/08/2008 tarihinde tebliğ ediliği ve davalı tarafça icra müdürlüğüne sunulan 31/05/2018 günlü dilekçe ile borca, faiz oranına, faiz miktarına ve borcun tüm ferilerine karşı itirazda bulunulduğu, ancak davalı … şirketi tarafından ödeme emrinin kendilerine tebliğinden önce poliçe limiti olan 175.000,00-TL’nin davacı tarafa ödendiği, bu nedenle görülmekte olan davanın sadece icra masrafları ile vekalet ücretine ilişkin olarak yapılan itirazın iptali istemli olarak açıldığı, alacak miktarı olarak da 17.396,00-TL gösterilerek takibin bu alacak miktarı üzerinden devamına karar verilmesinin istenildiği anlaşılmakta olup, açıklanan bu hususlarda esasen taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmamaktadır.İstinaf edenin sıfatına ve istinafın kapsam ve nedenlerine göre; taraflar arasındaki uyuşmazlık, icra takibinden sonra ve fakat davadan önce takip konusu asıl borcun ödenmiş olması halinde, davacıların, alacağın ferilerine ilişkin olarak davalı tarafından yapılan itirazın iptali ile birlikte alacağın ferilerine yöneik takibin devamına karar verilmesini talep edip edemeyecekleri ve böyle bir davayı açmada hukuki yararları olup olmadığına yöneliktir.Yasal dayanağını İİK’nun 67.maddesinden alan itirazın iptali davasında, alacaklı icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İİK’nun 66.maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçlamaktadır. Takip Hukukundan doğan bu davada, tespit edilecek husus, borçlunun icra takibine yapmış olduğu itirazda haklı olup olmadığının belirlenmesidir. Borçlunun takip sonrasında ve henüz alacaklı tarafından itirazın iptali davası açılmadan önce yaptığı bir ödemeyle borcun tamamının karşılanmış olması halinde, takibin devamı yolu ile elde edilecek sonuç gerçekleşmiş olacağından, davacı tarafın itirazın iptali davası açmasında hukuki yararı olmadığı açık ise de, 6098 sayılı TBK’nun 100/1.maddesinde ” Borçlu, faiz veya giderleri ödemede gecikmemiş ise, kısmen yaptığı ödemeyi ana borçtan düşürme hakkına sahiptir. Aksine anlaşma yapılamaz ” denilmektedir. Bu madde hükmünden de anlaşılacağı üzere borçlu, faiz ve giderleri ödemekte gecikmişse aynı sonuca ulaşılması mümkün değildir. Bu açıklamalar ışığında somut olaya dönüldüğünde; davacılar tarafından asıl alacağın 175.000,00-TL olduğu belirtilerek, alacağın tahsili tarihine kadar avans faizi, masraf ve vekalet ücreti de talep edilerek icra takibi başlatıldığına, başlatılan bu takip kapsamında eldeki davaya konu edilen icra masrafları ve vekalet ücretine ilişkin olarak yapılmış herhangi bir ödemenin varlığı da ileri sürülmediğine ve davalı tarafça asıl borcun yanında ferilere de itiraz edilmiş bulunduğuna göre; davacı tarafın, davalı … şirketinin icra masrafları ve icra vekalet ücretine ilişkin hukuki sorumluluğunun kapsamının mahkemece karara bağlanmasını istemesinde hukuku yararı olduğu konusunda duraksamamak gerekir. Hal böyle olunca, mahkemece işin esasına girilerek sonucuna göre; davacı tarafın icra masrafları ve icra vekalet ücretine ilişkin olarak yapılan itirazın iptali isteği konusunda bir karar verilmesi gerekirken, yargısal içtihatlara yanlış anlam verilmesi sonucunda, bunun yapılmamış olması HMK.m.353/1-a/6 hükmü kapsamındaki hali oluşturacağından, davacılar vekilinin istinaf başvurusunun bu nedenle kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki biçimde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca;1-Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun yukarıda açıklanan nedenlerle KABULÜ ile, İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 05/02/2019 tarih ve 2018/881 E. – 2019/92 K. sayılı kararının HMK.m.353/1-a/6 hükmü uyarınca KALDIRILMASINA,2-Dosyanın belirtilen şekilde işlem ve yargılama yapılarak yeniden bir hüküm kurulmak üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,3-İstinaf yasa yoluna başvuran davacılar tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar ve ilam harcının istek halinde kendilerine İADESİNE,4-Dosya üzerinde inceleme yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,5-İstinaf yasa yoluna başvuran davacılar tarafından yapılan diğer istinaf yargılama giderlerinin ise ilk derece mahkemesince yapılacak yargılama sonucunda verilecek hükümde dikate alınmasına,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda ve HMK.m. 353/1-a/6 hükmü uyarınca kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 08/07/2021