Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2021/11 E. 2022/206 K. 17.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2021/11
KARAR NO: 2022/206
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 28/10/2020
NUMARASI: 2018/129 E. – 2020/645 K.
DAVANIN KONUSU: Trafik Kazasından Kaynaklanan Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 17/02/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; zorunlu trafik sigortası bulunmayan … plaka sayılı araç (traktör) sürücüsü …’ın direksiyon hakimiyetini yitirmesi sonucunda meydana gelen 06/09/2010 günlü trafik kazasında hayatını kaybettiğini, …’ın ölümü ile anne ve babası bulunan vekil edenlerinin oğullarının desteğinden yoksun kaldıklarını, dava açmadan önce …na yapılan başvurudan ise sonuç alınamadığını belirterek, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla( belirsiz alacak) 1.000,00-TL destekten yoksun kalma tazminatının yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiş; 14/02/2020 günlü bedel artırım dilekçesi ile davacı anne … için olan destek tazminatı talebini 100.841,91-TL’ye, davacı baba … için olan destek tazminatı talebinin de 74.158,09-TL olmak üzere toplam 175.000,00-TL’ye çıkarttıklarını açıklamıştır. Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın araç malikine ihbar edilmesi talebinde bulunarak, kazanın desteğin tam kusuru neticesinde meydana gelmesi nedeniyle, davacı taraf taleplerinin teminat dışı olduğunu ve TBK’nın 135.madde hükmü uyarınca, somut olayda, alacaklı-borçluluk sıfatının birleştiğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiş; …nın sorumluluğuna gidilecek olur ise de, kaza tarihi itibariyle teminat limitinin 175.000,00-TL olması karşısında, sorumluluğun bu miktarla sınırlı tutulmasını ve destek tazminatı hesaplamasının da 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren Trafik Sigortası Genel Şartlarına göre hesaplanmasını istediklerini belirterek davaya karşı koymuştur. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; davacıların desteği olan oğulları …’ın ölümü ile sonuçlanan 06/09/2010 günlü tek taraflı trafik kazasının oluşumunda, ehliyetsiz araç sürücüsü müteveffa …’ın tam kusurlu olduğu, görülmekte olan davada davacıların 3.kişi konumunda bulundukları, bu nedenle müteveffanın kusurunun kendilerine yansıtılamayacağı gibi, müterafik kusur indiriminin de yapılamayacağı ve kaza tarihi itibariyle yürürlükte bulunmayan genel şartlardaki değişikliklerin eldeki davada uygulanamayacağı benimsenmek suretiyle hükme esas alınan 11/02/2020 günlü aktüer bilirkişi raporu doğrultusunda; “-Davanın kabulü ile; davacı … yönünden 74.158,09TL, davacı … yönünden 100.841,91 TL olmak üzere toplam 175.000TL nin davalı …ndan dava tarihi olan 09/02/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte alınarak davacılara verilmesine,” karar verilmiştir. Karara karşı davalı … vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. İstinaf nedenleri; talep konusu tazminatın dayanağının sözleşmeden değil, kanundan kaynaklı olması nedeniyle, somut olayda davacıların 3.kişi olarak kabul edilemeyecekleri dolayısı ile tazminat talep hakları bulunmadığı, kaldı ki alacaklı-borçluluk sıfatı birleştiği halde yazılı biçimde davanın kabulüne karar verilmesinin usulsüz olduğu, kabule göre de 13 yaşında ehliyetsiz bir çocuğun araç kullanmasına izin veren davacıların bakım ve gözetim sorumluluklarını yerine getirmediğinden kusurlu olduklarının gözetilmesi gerektiği, ayrıca kaza anında emniyet kemeri takmayan müteveffanın müterafik kusurlu olduğunun dikkate alınmadığı, zarar miktarının belirlenmisinde yetiştirme gideri hesaplanmadığı, müteveffanın desteklik yaşının 18 yaşından başlatılmasının hatalı olduğu gibi bu yaşta kabul edilen şekilde bir gelire sahip olmasının da mümkün bulunmadığı, açıklanan tüm bu nedenlerle ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılması gerektiği hususlarına yöneliktir. İstinaf edenin sıfatı, istinafın kapsam ve nedenleriyle sınırlı olmak kaydıyla yapılan inceleme ve değerlendirme sonucunda; Dava, trafik kazası sonucunda gerçekleşen ölüm nedeniyle açılmış, destekten yoksun kalma tazminatı isteğine ilişkindir. Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesine dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde, herhangi bir usulsüzlük bulunmadığına, 06/09/2010 tarihinde gerçekleşen tek taraflı trafik kazasında hayatını kaybeden destek sürücü …’ın kusurunun davacılara yansıtılamayacağı konusunda kaza tarihinde yürürlükte bulunan yasal düzenlemeler ve Yargıtay uygulamaları dikkate alındığında herhangi bir duraksama olmadığına, tek taraflı trafik kazasının meydana gelmesinde tam kusurlu olan bir kişinin kendi kusuruna katılması düşünülemeyeceğinden (ehliyetsiz-emniyet kemeri takmaksızın) mahkemece belirlenen tazminattan müterafik kusur indirimi yapılmaksızın karar verilmesinde bir yanılgı mevcut bulunmadığına, ayrıca hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davacı anne …’nin çalışıp gelir elde ettiğine ilişkin bilgi ve belge olmadığı bu nedenle anne bakımından yetiştirme gideri tenzili gerekmediği yolundaki değerlendirme yerleşmiş yargısal içtihatlara uygun olduğu gibi, aksinin de davalı tarafça ileri sürülüp kanıtlanmamış olması ile davacı baba için de zaten hesaplanan tazminattan yetiştirme gideri tenzil edilmiş bulunması ve davacı anne ve babanın yaşı küçük müteveffanın araç kullanmasına izin verdikleri, bu nedenle de kazanın gerçekleşmesinde kusurları olduğuna ilişkin davalı yan iddiası bakımından da, davacı babanın savcılık soruşturması sırasında verdiği 13/09/2010 günlü ifadesinde; …’ın traktörü izni olmaksızın aldığı, arkasından koşmasına rağmen yetişemediği şeklindeki beyan aksinin de davalı … vekili tarafından somut olarak kanıtlanamamış olması karşısında herhangi bir kusur indirimi yapılmaksızın karar verilmiş bulunmasında ve müteveffanın anne ve babasına 18 yaşından sonra desteklik sağlayacağından varsayımıyla asgari ücretin baz alınması ile yapılan hesaplama da istinaf edenin sıfatına ve istinaf nedenlerine göre herhangi bir yanılgı tespit edilemediğinden davalı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun esastan reddi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki biçimde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca; 1-Yukarıdaki başlıkta yazılı bulunan ilk derece mahkemesi kararına yönelik olarak davalı Güvence Hesabı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun HMK.m.353/1-b/1 hükmü gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-İstinaf yasa yoluna başvuran davalıdan karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu hükümleri uyarınca alınması gereken 11.954,25-TL nispi istinaf karar ve ilam harcından, başvuru sırasında peşin olarak yatırıldığı anlaşılan 2.989,40-TL’nin düşümü ile bakiye 8.964,85-TL’nin davalı …ndan alınarak Hazine’ye gelir kaydedilmesine, 3-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, 4-İstinaf yasa yoluna başvuran davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan giderlerin üzerinde BIRAKILMASINA, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve HMK.m.362/1-a hükmü gereğince miktar itibariyle KESİN olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi.17/02/2022