Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2020/991 E. 2023/1803 K. 02.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/991
KARAR NO: 2023/1803
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 17/12/2019
NUMARASI: 2016/999 Esas – 2019/1586 Karar
DAVANIN KONUSU: Trafik Kazasından Kaynaklanan Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 02/11/2023
Yukarıda bilgileri yazılı bulunan ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355.maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf edenin sıfatına, istinaf nedenlerine ve kamu düzenine ilişkin olup resen gözetilmesi gereken hususlara hasren yapılan inceleme ve değerlendirme neticesinde;
K A R A R Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; davalı sigorta şirketi nezdinde ZMM sigortalı bulunan … plaka sayılı tır ile vekil edenlerinin babası …’nün sevk ve idarisindeki … plaka sayılı aracın çarpışması neticesinde meydana gelen 12/07/2014 günlü trafik kazasında …’nün hayatını kaybettiğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla (- belirsiz alacak) her bir davacı için ayrı 500,00-TL olmak üzere toplam 1.000,00-TL destekten yoksun kalma tazminatının kaza tarihinden işletilecek ticari faiziyle birlikte davalı sigorta şirketinden tahsiline karar verilmesini istemiş; 20/09/2019 günlü bedel arttırım dilekçesi ile de davacı … için olan istek miktarının 16.864,59-TL’yi, davacı … için olan istek miktarının 6.334,41-TL’ye çıkarttıklarını açıklamıştır. Davalı sigorta şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; 12/07/2014 günlü trafik kazasına karıştığı ileri sürülen … plaka sayılı aracın vekil edeni şirket nezdinde 11/04/2014-11/04/2015 tarihler arasını kapsar biçimde ZMM sigortalı bulunduğunu, kazada hayatını kaybeden …’nün eş ve çocukları tarafından müvekkili sigorta şirketine yapılan başvuru neticesinde hasar dosyası açılarak eş … ile çocuk …’in destek zararına karşılık olarak 09/09/2014 tarihinde 244.801,00-TL tazminat ödemesi yapılarak poliçe kapsamındaki tüm sorumluluğun yerine getirildiğini ve başvuruda bulunan diğer çocuklar … , … ve … in kaza tarihinde 18 yaşını bitirmiş olmaları nedeniyle kendilerine herhangi bir tazminat ödemesi yapılmadığını, ayrıca müteveffanın eşi ve tüm çocukları tarafından kazaya sebebiyet verdiği ileri sürülen aracın işleteni olan sigortalı aleyhine açılan Gaziantep 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/1122 Esasına kayıtlanan başka bir dava bulunduğunu, bu davanın sonuçlarının eldeki davada dikkate alınması gerektiğini keza kazanın oluşumunda tüm kusurun sigortalı araç sürücüsünde olmadığını, müteveffanın da kusurlu bulunduğunu, bu durumda müteveffanın kusuruna isabet eden tazminat miktarından davalı sigortalı şirketinin sorumluluğu yoluna gidilemeyeceğini, beyanla müteveffanın sürücüsü olduğu … plaka sayılı aracın ZMM sigortacısı bulunan … Sigorta A.Ş’ye davanın ihbarı gerektiğini ileri sürerek, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur. Davanın ihbar olunduğu … Sigorta A.Ş vekili beyan dilekçesinde özetle; 12.07.2014 tarihli trafik kazasına karışan … plaka sayılı aracın müvekkili şirkette, … nolu poliçe ile zorunlu mali mesuliyet sigortası ile sigortalı olduğunu, söz konusu poliçeye göre ölüm teminat limitinin 268.000,00-TL ile sınırlı olduğunu, ancak sigortalı araç sürücüsüne kusur isnat edilmediğinden, herhangi bir sorumluğu bulunmayan müvekkili şirket aleyhine karar verilemeyeceğini bildirmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; iddia, savunma, toplanan deliller, bilirkişi raporları, olayla ilgili olarak Gaziantep 9. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen 2014/219 Esas ve Gaziantep 5. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görülen 2014/1122 Esas sayılı dava dosyaları ile tüm dosya kapsamı değerlendirilerek; talep konusu kazanın oluşumunda davalı sigorta şirketi nezdinde ZMM sigortası bulunan araç sürücüsünün tam kusurlu olduğu, müteveffa araç sürücüsünün ise herhangi bir kusurunun bulunmadığı, kaza neticesinde hayatını kaybeden …’nün davacıların babası olması nedeniyle davacıların destekten yoksun kalma tazminatı talep hakları bulunduğu benimsenerek, 16/09/2019 günlü kök ve 11/11/2019 günlü ek bilirkişi heyet raporları doğrultusunda; -Davacıların davalarının kabulü ile, davacı … için 16.864,59-TL, davacı … için 6.334,41-TL. destekten yoksun kalma tazminatının, kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacılara verilmesine, karar verilmiştir. Karara karşı davalı … Sigorta A.Ş vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. İstinaf nedenleri; vekil edeni sigorta şirketinin sorumluluğu poliçe limiti ile sınırlı olduğundan, müteveffanın hak sahiplerine 09/09/2014 tarihinde yapılan 244.801,00-TL’lik ve 22/11/2018 tarihinde yapılan 100.500,00-TL’lik ödemeler gözetildiğinde poliçenin teminat limitinin tamamının tüketilmiş olmasına rağmen yazılı biçim ve şekilde davanın kabulüne karar verilmiş olmasının usul ve yasaya aykırı olduğu, kabule göre de sigortalı araç sürücüsüne yüklenen kusurun ve tazminat tutarının da hatalı belirlendiğine yöneliktir. Dava, trafik kazası neticesinde meydana gelen ölüm olayına dayanılarak açılmış, maddi tazminat isteğine ilişkindir. Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesiyle çıkarılan sonuç ve oluşturulan hükümde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına ve özellikle her ne kadar davalı sigorta şirketi vekili tarafından yargılama sırasında hak sahiplerine yapılan ödemelerle poliçe limitinin tüketildiği ileri sürülmüş ise de yapıldığı belirlenen 244.801,00-TL’lik ödemenin dava dışı eşe ve diğer hak sahibi dava dışı çocuğa hasar dosyası kapsamında yapılan ödemeler olduğu, davacı çoçukların taleplerinin ise reddedildiği, oysa eldeki davanın davacılarına da ödeme yapılması gerektiğinin yargılama sırasında temin edilen ve hükme esas alındığı anlaşılan 16/09/2019 günlü bilirkişi kök raporuyla belirlendiği, söz konusu bu raporda ayrıca, destekten yoksun kalma tazminatı bakımından hak sahibi oldukları anlaşılan eş ve tüm çocukların talep edebilecekleri tazminat miktarları belirlendikten sonra poliçe limiti dikkate alınarak yapılan garameten paylaşım sonucunda eldeki davanın davacılarına ödenmesi gereken miktarların tespit edildiği, 16/09/2019 günlü aktüer rapora yönelik beyanda bulunan davacı vekilinin söz konusu bu rapordaki diğer hesaplama yöntem ve şekline yönelik olarak herhangi bir itiraz nedeni ileri sürülmediği sadece …’nün vefatı sebebiyle geride kalan destek olunanlara 244.801,00-TL dışında, 22/11/2018 tarihinde de 100.500,00-TL ödeme yapıldığı, dolayısıyla limitin tüketildiği ileri sürülerek, 22/12/2018 günlü ödemeye ilişkin dekont ibraz edildiği, mahkemece ibraz edilen bu dekont gözetilerek ek rapor yoluna gidildiği, 11/11/2019 günlü ek bilirkişi raporunda da davalı taraf beyanı ve ibraz edilen dekont değerlendirilerek “… adına yapılan bu ödemenin içeriği, ne için yapıldığına dair rapor tarihine kadar dosyaya bir bilgi sunulmadığı, …’ın dava ile ilgisinin açıklanmadığına” işaret edilmek suretiyle, 10.500,00-TL’lik ödemenin dikkate alınamayacağı sonucuna varıldığı, 11/11/2019 günlü bu ek rapora karşı davalı vekili tarafından dosyaya sunulan itiraz dilekçesinde de 100.500,00-TL’lik ödemenin muhatabı olan …’ın kim olduğu, bu ödemenin ne sebeple ve neye dayanılarak yapıldığı konusunda herhangi bir açıklayıcı beyanda bulunulmadığı, başkaca bir itiraz nedeni de ileri sürülmediği gözetildiğinde HMK’nın 357.madde hükmü uyarınca ilk derece mahkemesi yargılama sırasında ileri sürülmeyen delillerin istinaf aşamasında değerlendirilmesinin mümkün olmadığı ve ayrıca davacı vekili tarafından istinaf dilekçesine eklenen belgelere göre; müteveffanın anne ve babası olduğu anlaşılan kişilere , eldeki davanın açılış tarihinden sonra Sigorta Tahkim Komisyonu nezdinde davalı sigorta şirketi aleyhine yapılan maddi tazminat talepli başvuru nedeniyle görülmekte olan tahkim yargılaması sırasında varılan sulhe dayalı olduğu anlaşılan ve dolayısı ile esasen Sigorta Tahkim Komisyonu nezdinde görülen böyle bir davada ileri sürülmesi gereken poliçe limitinin aşıldığına ilişkin iddianın ileri sürülmediği ve ödemenin sigortacının kendi insiyatifi ile gerçekleştirildiği değerlendirildiğinde böyle bir ödemenin artık görülmekte olan davanın davacılarına karşı ileri sürülemeyeceğinin (TMK’nın 2.maddesi hükmü uyarınca herkes haklarını kullanırken ve borçlarını yerine getirirken dürüstlük kurallarına uymak zorundadır.) belirgin olmasına ve ödeme meselesi hariç kusur ve tazminat hesaplaması yöntem ve şekli bakımından herhangi bir itiraza uğramayan 16/09/2019 günlü kök ve 11/11/2019 günlü ek rapordaki tüm belirleme ve değerlendirmelerin davacı taraf yararına usulü kazanılmış hak oluşturacağı konusunda da duraksama bulunmadığına göre, mahkemece yazılı biçim ve şekilde davanın kabulüne karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik tespit edilemediğinden davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ/ Gerekçe uyarınca,1-Usul ve yasaya uygun olan ve yukarıdaki başlıkta yazılı bulunan ilk derece mahkemesi kararına yönelik olarak davalı … Sigorta A.Ş vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1 madde hükmü gereğince ESASTAN REDDİNE,2-İstinaf eden davalıdan alınması gereken 1.584,72-TL harçtan peşin yatırılan 396,18-TL harcın düşümü ile bakiye 1.188,54-TL istinaf karar ve ilam harcının istinaf eden davalıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına, 3-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,4-İstinaf yasa yoluna başvuran davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerin üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve HMK’nın 362/1-a madde hükmü gereğince miktar itibariyle kesin olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 02/11/2023