Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2020/982 E. 2020/3347 K. 24.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/982
KARAR NO: 2020/3347
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 09/12/2019
NUMARASI: 2019/138 E. – 2019/1161 K.
DAVANIN KONUSU: Trafik Kazasından Kaynaklanan Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 24/09/2020
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; 25/07/2014 tarihinde davacıların murisi …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı motosiklete, davalı …’in maliki olduğu, davalı … A. Ş. tarafından ZMMS poliçesi ile sigortalı bulunan ve davalı …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı aracın çarpması neticesinde meydana gelen kaza sonucu …’ın vefat ettiğini, kazanın meydana gelmesinde davalı sürücünün kusurlu olduğunu, davacıların, murislerinin ölümü nedeniyle onun desteğinden yoksun kaldıklarını, murisin tedavisi sürecinde tedavi gideri yaptıklarını, yine cenaze ve defin gideri yapıldığını, manevi anlamda acı ve üzüntü duyduklarını belirterek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, davacı eş … için destekten yoksun kalma tazminatı, hastane masrafları, taksi ve yol masrafları, cenaze ve defin masrafları karşılığı olarak 15.000,00-TL maddi, 40,000,00-TL manevi, diğer davacıların her biri için 40.000,00-TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, yargılama aşamasında tedavi giderleri yönünden açtıkları davayı atiye bıraktıklarını belirtmiş, 28/03/2017 havale tarihli ıslah dilekçesi ile davacı … yönünden maddi tazminat talebini 63.461,11-TL’ye yükseltmiştir. Davalı … A. Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin sorumluluğunun poliçe limiti ve sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında olduğunu, hastane masrafları, taksi ve yol masrafları, cenaze ve defin masraflarından sorumlu olmadıklarını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; kazaya karışan ticari taksinin vekil edeni tarafından 3. şahıslara kiralanmakta olduğunu, aracın kaza tarihi itibariyle … isimli işyerine kiralanmış bulunduğunu, bu firma tarafından da aracın sürücü …’a kiralanmış olduğunu, davalı …’in aracın uzun süreli olarak kiraya verilmesi nedeniyle işleten sıfatının kalmadığını, ayrıca kazanın meydana gelmesinde davacılar murisinin kusurlu olduğunu ve talep edilen tazminat miktarlarının da fahiş bulunduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Davalı … duruşmadaki beyanında; kusurun davacıların murisine ait olduğunu ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece; ATK Trafik İhtisas Dairesi tarafından düzenlenen 21/03/2015 tarihli rapor ve İTÜ öğretim üyelerinden oluşan bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen 11/03/2016 havale tarihli rapor ile kazanın meydana gelmesinde davacılar murisi …’ın %25, davalı …’ın %75 oranında kusurlu olduğu, … plakalı araç maliki … tarafından dosyaya sunulan araç kiralama sözleşmelerinin kaza tarihini kapsamaması nedeniyle davalı …’in araç maliki sıfatıyla meydana gelen zarardan sorumlu olduğu görüşünden hareketle, 27/01/2017 tarihli hesap bilirkişisi raporu doğrultusunda; maddi tazminat talebinin kabulüne, manevi tazminat talebinin ise kısmen kabulüne ve kısmen reddine karar verilmesi üzerine; mahkemece verilen bu karara karşı davacılar vekili ile davalı … vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuş, dairemizce yapılan istinaf incelemesi sonucunda verilen 14/02/2019 gün ve 2017/1520E-2019/277 sayılı kararla; istinaf yasa yoluna başvuran araç maliki davalı …’in işletenlik sıfatının devam edip etmediği hususunda yeterli inceleme ve araştırma yapılmadığı, eksik inceleme ile hüküm kurulmasının isabetli bulunmadığı belirtilerek ilk derece mahkemesince verilen 24/04/2017 günlü kararın HMK.m.353/1-a/6 hükmü kapsamında kaldırılmasına, kaldırma gönderme kararının gerekçesi gözetildiğinde davalı …’in diğer, davacılar vekilinin ise tüm istinaf itirazlarının değerlendirilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Dairemizce verilen kaldırma gönderme kararından sonra mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; davalı …’in işletenlik sıfatının devam etmekte olduğu sonucuna varılarak, 24/04/2017 günlü ilk karardaki değerlendirme ve belirlemelerle bağlı kalınarak; “1-MADDİ TAZMİNAT TALEBİNİN KABULÜ ile 61.161,11 TL destek tazminatı ve 2.300 TL cenaze gideri olmak üzere toplam 63.461,00 TL’nin davalılar … ve … açısından olay tarihi olan 25.07.2014 tarihinden itibaren … Sigorta A.Ş. Yönünden dava tarihi itibari ile işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa verilmesine, 2-MANEVİ TAZMİNAT TALEBİNİN KISMEN KABULÜ İLE
Davacı … için 20.000 TL Davacı … için 10.000 TL Davacı … için 10.000 TL Davacı … için 10.000 TL Olmak üzere toplamda 50.000 TL manevi tazminatın davalılar … ve …’dan olay tarihi olan 25.07.2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili ile adı geçen davacılara verilmesine,” karar verilmiştir. Karara karşı bu defa sadece davacılar vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. İstinaf nedenleri; 24/04/2017 günlü karara yönelik istinaf nedenleri aynı olup, mahkemece belirlenen manevi tazminat miktarlarının yetersiz olduğuna yöneliktir. Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi istinaf isteğine ilişkindir. İstinaf edenlerin sıfatına, istinafın kapsam ve nedenleriyle sınırlı olmak kaydıyla yapılan inceleme ve değerlendirme sonucunda; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 56/1. maddesine göre, hakimin olayın özelliklerini göz önünde tutarak manevi tazminat adı ile hak sahibi yararına takdir edeceği para tutarı, adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer işlevi olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, malvarlığı hukukuna ilişkin zararın karşılanması da amaç edinilmemiştir. O halde, tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerektiği kadar olmalıdır. 22/06/1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde, takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar açıkça gösterilmiştir. Bunlar, her olaya göre değişebileceğinden; hakim, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Dava konusu olayda zararlandırıcı eylemin tarihi, olayın meydana geliş şekli, kusur oranları, müteveffanın yaşı, talep edilen miktar, paranın alım gücü, tarafların dosyaya yansıyan sosyal ve ekonomik durumları dikkate alındığında, …’ın ölümü nedeniyle uğranılan manevi zarara karşılık olmak üzere davacılar yaranına hüküm altına alınan tazminat miktarlarının yukarıda açıklanan ilkelere ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 4. maddesinde düzenlenen takdir hakkının kullanmasına ilişkin kurala uygun bulunmasına göre; davacılar vekilinin yerinde görülmeyen tüm istinaf itirazlarının reddiyle, aşağıdaki biçimde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca; 1-Usul ve yasaya uygun olan ve yukarıdaki başlıkta yazılı bulunan ilk derece mahkemesi kararına yönelik olarak davacılar vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun HMK.m.353/1-b/1 hükmü gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Görülmekte olan davada ihtiyari dava arkadaşı konumunda bulunan davacılardan, karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu hükümleri uyarınca ayrı ayrı alınması gereken 54,40’ar TL maktu istinaf karar ve ilam harç toplamı olan 217,60-TL’den, istinaf yasa yoluna başvuran davacılar tarafından peşin olarak yatırıldığı anlaşılan 54,40-TL’nin düşümü ile kalan 163,20-TL’nin davacılardan alınarak Hazine’ye gelir kaydedilmesine, 3-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, 4- İstinaf yasa yoluna başvuran davacılar tarafından yapılan giderlerin üzerlerinde bırakılmasına, HMK. m.353/1-b/1 hükmü uyarınca, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve HMK.m.362/1-a gereğince miktar itibariyle kesin olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi.24/09/2020